X

Wellness dünyasının öncüleri ile günlük rutinleri üzerine: Pınar Özdemir Hotiç ile keyifli bir sohbet

Son yıllarda, sağlıklı yaşam ve wellness, dünya genelinde giderek daha fazla ilgi çekiyor. Bu büyüyen eğilimle birlikte, çoğumuz bütüncül sağlığımızı iyileştirmek ve yaşam kalitemizi artırmak adına günlük rutinlerimizi gözden geçiriyoruz. Çünkü, rutinlerimiz sağlığımız ve hayat kalitemiz üzerinde çok büyük etki sahibi. Ve bu konuda ilham alabileceğimiz pek çok isim var!

Uplifers olarak wellness dünyasının öncüleri ile günlük rutinleri üzerine konuştuk ve sizlerle paylaşmak için ilham dolu ipuçları topladık. Wellness dünyasının liderleri, günlük hayatlarında izledikleri özel ritüellerle nasıl dengede kaldıklarını ve en iyi versiyonlarını nasıl bulduklarını Uplifers okuyucuları için özel olarak anlatıyor… İşte bu özel serimizin ilk konuğu Pınar Özdemir Hotiç ile gerçekleştirdiğimiz keyifli sohbet…

Uplifers okuyucuları için kendinizden kısaca bahsedebilir misiniz?

27 yıl boyunca istikrarlı bir reklamcılık/iletişim/yöneticilik kariyerim oldu. Hem önemli uluslararası büyük ajanslarda (Grey ve TBWA) marka direktörlüğü/yöneticilik ve genel müdürlük yaptıktan sonra girişimciliği deneyip 9 yıl boyunca kendi kreatif ajansımı yönettim. Onlarca başarılı iletişim kampanyasına ekiplerimle imza attım. 45 yaşından sonra da yepyeni bir alana kayarak içimde yıllardır duyduğum sesi dinledim ve yepyeni tecrübelere girmeye cesaret ettim. Yıllar içinde başarı tanımım da değişti tabii ki. İş tatmini, verimlilik ve bütünün hayrına iş yapabilmek şimdi daha ön planda. Disiplin, azim, dayanıklılık, pes etmeme, esneklik ve değişime ayak uydurabilme sayabileceğim başarı kriterleri arasında… Aynı zamanda öğrenmeye ve kendini her yaşta geliştirmeye açık olmak çok mühim, örneğin ben 27 yıllık ajans hayatımdan sonra sağlıklı yaşamla ilgili kendimi yetiştirmeye başlamak için IIN (Institute for Integrative Nutrition)’den 1 yıl boyunca eğitim alarak bütüncül sağlık koçu sertifikasını aldım ve ondan sonra mindfulness, nefes vb. gibi farklı konularda öğrenmeye devam ettim. 

Positive aging/Pozitif Yaş Alma felsefem ile her yaşta; daha güçlü, daha canlı, daha zinde ve daha güzel hissetmek, kendimizin en iyi versiyonu olma yolunda verilen kararlar ve seçimlerden oluşan bir felsefeyi hayatıma taşıdım. Bunu bir varoluş biçimi, bir yaşam tarzı olarak görüyorum. 

2022 yılında bütüncül bir bakışla tasarladığım ve sağlıklı yaşamın değerli uzman isim ve markalarını bir araya getirdiğim ve dönüşüm yaratacak özel bir deneyim olan RESTART–İçten Dışa En İyi Sen-toplam 4 adet Retreat kamp deneyimi ve 1 Wellbeing Day ile- insanların hayatına dokunduk ve büyüyerek dönüştürücü deneyimler sunmaya devam ediyorum. Pozitif yaş alma alanında yaptığım konuşmalarım, marka işbirliği projelerim ve sosyal medya içerikleriyle iyi yaşam ve iyi yaş alma zihniyetini yaymak istiyorum. 

‘Yaş 50, yeni yolun başı’ mottom ile beni takip edenler ile işin inceliklerini paylaşırken, üretmeye ve çalışmaya devam ediyorum.

Güne nasıl başlıyorsunuz, sabah rutininizin ilk adımı nedir?

Her sabah güne enerji dolu bir başlangıç yapmaya özen gösteririm. Genellikle erken kalkarım, çünkü günün ilk saatleri benim için huzur ve yaratıcılık zamanıdır. İlk olarak, bir bardak limonlu ve tuzlu su içerek vücudumu canlandırırım. Ardından, rutüelimin bir parçası olan bazen kısa meditasyon bazen de nefes egzersizleriyle zihinsel sağlığımı desteklerim. Kahvaltıda genellikle sağlıklı ve dengeli bir öğün tercih ediyorum; protein, sebzeler ve kompleks karbonhidratlar içeren bir şeyler. Esneme egzersizlerim ve belli günler birebir hocamla çalıştığım ağırlık ve güç egzersizleri de sabah rutinimin vazgeçilmez bir parçasıdır, çoğunlukla yürüyüş veya hafif bir antrenmanla günü açarım. Sabahları birkaç sayfa yazı yazmak da düşüncelerimi düzenlememe ve güne odaklanmama yardımcı olur. Bu rutin benim için gün boyunca enerji dolu ve dengeli bir yaşam sürmemi sağlıyor.

Sabahları telefon veya bilgisayar kullanma alışkanlığınız var mı?

Her sabah güne odaklanmak ve enerji dolu bir başlangıç yapmak için telefon veya bilgisayar kullanmamaya özen gösteriyorum. Sabaha uyanır uyanmaz telefonu elime almak yerine acil durumlar dışında ilk saatlerimi teknolojiye ara vererek geçiriyorum; böylece zihinsel olarak daha dinç güne başlıyorum. Günü sakin bir başlangıçla açmam, genel yaşam kalitemi arttırmama yardımcı oluyor. Yaşamımın bu olgunluk döneminde daha yavaş güne başlamayı tercih ediyorum. 

Zihinsel olarak güne nasıl hazırlanıyorsunuz? Meditasyon, nefes egzersizleri gibi pratikleri uyguluyor musunuz?

Evet, meditasyon ve nefes egzersizleri benim için güçlü bir motivasyon kaynağıdır. Deneyimlediğim uygulamalar, günü pozitif bir enerjiyle başlamama yardımcı oluyor. Meditasyon, zihinsel netlik ve içsel dinginlik sağlayarak güne odaklanmamı kolaylaştırıyor. Nefes egzersizleri ise stresle başa çıkmamı destekleyip enerji seviyelerimi yükseltiyor. Bu pratikler, her gün karşılaştığım zorluklara karşı daha dirençli olmamı sağlayarak genel hayat memnuniyetimi, refahımı artırıyor. Sabahları 10 sayfa kitap okumayı da önemsiyorum. 

Sabah kahvesi/çayı/içeceği tercih ediyor musunuz?

Her sabah, günün enerjisine ve içsel ihtiyacıma bağlı olarak seçimimi yapıyorum. Bazen bir fincan sıcak latte, veya matcha latte güne enerji dolu bir başlangıç yapmama yardımcı olurken, bazen hafif bir bitki çayı veya sadece limonlu su ile günü sakin bir tempoda karşılamayı tercih ediyorum. Siyah çay kullanmıyorum.

Kahvaltı yapıyor musunuz, yapıyorsanız genellikle kahvaltıda neleri tüketmeye/tüketmemeye dikkat ediyorsunuz?

Tabii ki! Evet, her gün kahvaltı yapmayı bir ritüel haline getirdim çünkü bu, günü enerji dolu ve pozitif bir şekilde başlamanın anahtarı gibi geliyor. Genellikle kahvaltıda renkli sebzelerle hazırlanmış omletler, tam tahıl ekmekleri ve taze meyveler tercih ederim. Aynı zamanda, içeceğim genellikle yeşil çay veya taze sıkılmış meyve suyu olur. Avokado ve zeytin en sevdiklerimden. Bazen yoğurt, kırmızı meyveler, keten tohumu vb. de olabiliyor. Sağlıklı beslenme sadece karnımı doyurmak değil, aynı zamanda günümü bütünsel olarak iyi hissetmekle de ilgili. Bu nedenle, kahvaltımda besleyici ve enerji verici seçimlere öncelik veriyorum.

Evde egzersiz veya açık havada spor yapmayı tercih ediyor musunuz? Yoksa günün geri kalanında mı hareket etmeye zaman ayırıyorsunuz?

Evet, antrenmanlarımı genellikle spor salonunda özel bir antrenörle yapıyorum, bu bana belirli hedeflere odaklanmamda yardımcı oluyor. Ancak, aynı zamanda açık havada yürüyüşlere de değer veriyorum ve çok seviyorum çünkü bu benim için sadece fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal bir tazelik kaynağı. Spor salonundaki disiplinli antrenmanlarım, hedeflerime ulaşmamda kilit bir rol oynarken, açık hava egzersizleri ise kendimi özgür ve canlı hissetmemi sağlıyor. İkisi arasındaki denge, bütüncül sağlığımı desteklememe yardımcı oluyor.

Sabah rutininizde sizin için en önemli olan kısım nedir, ‘asla atlamam’ dediğiniz?

Sabah rutinimde en önemli ve asla atlamadığım kısım, içten dışa vücudumu beslemeye odaklanmak. Bu, sadece bedenimi sağlıklı besinlerle beslemek değil, aynı zamanda zihinsel ve duygusal sağlığımı da güçlendirmeyi içeriyor. Besleyici bir kahvaltı tercih etmek, taze sebzelerle dolu bir öğünle güne başlamak ve su içmeye özen göstermek, benim için günün en önemli adımları. Bu uygulamalar, içsel enerjiyi artırarak hem bedenime hem de ruhuma iyi bakmama yardımcı oluyor.

Gün içindeki işlerinizi planlamak için özel bir yönteminiz var mı, iş ve öncelik sıralamanızı nasıl yapıyorsunuz?

Öncelikle, günün ilk saatlerinde enerjim yüksek olduğu için önemli ve yoğun işlere odaklanmayı tercih ediyorum. Şu anki planlarımı sonraki aylarla birlikte düşünerek, önceden belirlenmiş hedeflere ulaşmaya odaklanıyorum. Geçmişteki deneyimlerim, iş yükünü dengeleme, öncelikleri belirleme ve zaman yönetimi konularında gelişim sağlamama yardımcı oldu. Yoğunluğa rağmen, iş hayatındaki bütün süreçlerimde olduğu gibi, şu zaman da keyifle çalıştığım zengin bir dönem. Ayrıca çok oturduğum zamanlarda Pomodoro tekniğini de kullanıyorum. 

Yoğun bir günün içerisinde koştururken kendinize zaman ayırmak ve bedeninizi, zihninizi dinlendirmek için ne yapıyorsunuz?

Yoğun bir günün içinde kendime zaman ayırmak ve dengeyi sağlamak zor olsa da benim için kritik. Genellikle kısa molalarda derin nefes alıp biraz yürüyüş yaparak zihinsel tazelenme sağlamaya çalışıyorum. Ayrıca, gün içindeki stresi azaltmak için kısa nefes egzersizleri uygulamaya özen gösteriyorum. Bedenimi hareket ettirmek ve su içmek de enerji seviyelerimi yükseltmeme yardımcı oluyor. Bazen biraz müzik dinliyorum. Bazen de podcast. İyi bir podcast dinleyicisiyim. Bu küçük aralar, yoğunluğun ortasında bile bedenimi, zihinsel sağlığımı ve enerjimi korumamı sağlıyor.

Başarı ve motivasyon için ilham aldığınız kaynaklar neler?

İnsanlara destek olmak ve onlara bakış açısı kazandırmak, aynı zamanda birlikte gelişmek benim için son derece önemli bir misyon. İnanıyorum ki, herkes içsel gücünü keşfettiğinde, kendi potansiyelini en üst düzeyde yaşayabilir. Bu nedenle, güçlü, sağlıklı ve kendi benliklerine güvenen bireyler olarak gelişmelerine destek olmak adına çeşitli platformlarda bilgi paylaşımında bulunmak motivasyon kaynağım ve aynı zamanda birlikte yarattığımız bu muhteşem etkileşim benim ilham kaynağım. İnsanların hayatları boyunca karşılaştığı zorlukları anlamak ve onlara ruh, beden, zihin üçgeninde rehberlik etmek, kendi deneyimlerimden öğrendiklerimi paylaşmak benim için bir öncelik. Kendimi şarj etmem gerektiğinde dünyadan kişisel gelişim liderlerinden, zoru başaran etkili liderler ve ünlülere kadar büyük bir yelpazeyi araştırıyorum. Ayrıca duvarımda yıllardır yaptığım bir ilham panom var bu ilham panoma bakmak beni de motive ediyor. Ailem ve dostlarım da ilham kaynaklarım. 

Akşam saatleri için ayrı bir rutininiz var mıdır? Varsa detaylandırabilir misiniz?

Aile ile geçirilen değerli zamanın benim için ne kadar kıymetli olduğunu vurgulamak istiyorum. Özellikle akşam saatlerinde, işin ve diğer sorumlulukların dışında, ailemle bir araya gelmek benim için bir dinlenme ve anlam bulma fırsatı. Beraber geçirilen bu zaman, bağları güçlendirmenin yanı sıra ruhsal ve duygusal olarak da besleyici bir etkiye sahip.

Aynı zamanda, bu akşam saatlerinde kitap okumak, zihinsel olarak dinlenmemi sağlayan bir ritüel hali. Her gün gerçekleştirdiğim okumalarım, sadece kendi dünyama bir mola vermekle kalmıyor, aynı zamanda farklı düşünce dünyalarına da yolculuk yapmama yardımcı oluyor. Bazen de bir film seyrediyoruz. Ama mutlaka akşamları evde mum yakar ve aromaterapi yağlarımı kullanırım. Uyku hijyeni de benim için önemli.

Güne harika bir başlangıç yapmak ve gün boyunca motive kalabilmek için Uplifers okuyucularına ne söylemek istersiniz?

Her birimiz eşsiz yeteneklere, tutkulara ve deneyimlere sahibiz. Güne harika bir başlangıç yapmak ve gün boyunca motive kalmak için, kendi benzersizliğinizi kutlamayı unutmayın. Kendinizi tanımak, güçlü yönlerinizi keşfetmek ve tutkularınıza odaklanmak, size ilham verecek bir hayat sürmenin anahtarıdır.

Unutmayın ki her gün, yeni bir fırsat ve başlangıçtır. Küçük adımlarla büyük değişiklikler yapabilir ve kendi potansiyelinizi maksimumda kullanabilirsiniz. Hep birlikte, içsel gücümüzü keşfetmek, birbirimize destek olmak ve benzersizliklerimizi kutlamak, daha pozitif, anlamlı ve motive edici bir yaşamın kapılarını aralar. Güneşin her doğuşu, yeni bir başlangıcın habercisi olduğunu daima aklımızda tutalım.

Ve unutmayalım yaşamaktan kaçış yok ama nasıl yaşayacağımız günlük seçimlerimizde gizli.

İlginizi çekebilir: En iyi halinize ulaşmanıza yardımcı olacak iyi yaşam rutinleri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.



Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale