X

Ultra maratonla geçen bir hafta sonunun ardından

İnsan üzülür mü “Keşke 30 kilometre değil de 50 kilometre koşsaydım” diye? Üzülürse de normal değil midir? Peki o zaman normal olan nedir? Bence nerede bulunduğuna bağlı olarak üzülebilir elbet…

Peş peşe geçtiği yerlerden ikisinin ismi Memnuniye ve İkramiye ise daha neler neler görecektir kim bilir ileride?

Sapanca’ya gidince Memnuniye ve İkramiye’yi de görmek lazım.

Etrafta okul yoksa ve buna rağmen tabelada “Yavaş, çocuk çıkabilir” yazıyorsa, o çocukları ille de tanımak ister. “İş makinesi çıkabilir” yazısıyla karşılaşmadığına tekrar tekrar şükreder.

Sapanca ve civarı, naifliğiyle büyülüyor.

Bir badem yer ki kekiğe bulanmış, böyle bir tadı daha önce ağzıyla buluşturmamış. Ağaçtan elmayı kopartır, kekremsi tadına bayılır, ısırır da ısırır.

Yeşile, sarıya, maviye doyar ve elbette daha fazlasını arar.

Bu maraton doğanın tüm renklerine doymanızı sağlıyor.

Daha fazlası bizleri doğada bekliyor. Sessiz sakin bekliyor, keşfedilmek istiyor, korunmak istiyor, tüm masumiyetiyle, güzelliğiyle bekliyor.

Sapanca Ultra Maratonu büyüledi

Frig Vadileri Ultra Maratonu’ndanFrig Vadileri Ultra Maratonu’ beri sıkı takipçisi olduğum Unlimited Academy, geçtiğimiz Cumartesi günü de Sapanca Ultra Maratonu ile büyüledi bizleri. Başarılı parkur seçimi, yeme-içme konusundaki cömert davranışları, finish’e farklı bir hava kazandıran tavırlarıyla yepyeni bir ultra maratona kavuşmuş olmanın sevinci birbirine karıştı.

Belki de ilk kez finish‘e geldiğimi anlayamadım. Zannettim ki orada bir topluluk piknik yapıp, eğleniyor. Baktım, baktım, anlamadım ve seslendim: “Doğru mu geliyoruuum?”

Sapanca Ultra Maratonu’un finish çizgisinin olduğu yerde piknik başlıyordu.

Zaten 22 kilometre durmadan tırmanmışım, bundan sonra boş yere minik bir kum tepesine bile tırmanamazdım ve neyse ki doğru gelmiştim.

Tablo gibi bir parkur

Koşunun son 1 kilometresi Van Gogh tablolarından fırlamıştı. Gel de şimdi 50 kilometre koşmak isteme?

Sapanca bölgesi insana Van Gogh tablolarını anımsatıyor.

Tüm bunları yaşadıktan sonra bir kez daha düşündüm: Ben mi normal değilim, kendini dört duvar içerisine kapatan mı?

Eğer delilik böyle bir şeyse de ben varım buna. Haydi gelin, hep birlikte delirelim. Mesela eylül ayında Afyon’daAfyon’…

Bir sonraki ultra maraton Afyon’da

Maillerinizi bekliyorum. Hareketli yaşam, yardımseverlik koşusu, iyilik peşinde koşmak… Hangi konuda isterseniz yazın. Ben buralardayım.

kivergu@gmail.com

Kıvanç Ergun: Kıvanç Ergun bugün bisikletin tepesinde, yarın ormanda çamurun içinde… Harekete, iyilik peşinde koşmaya doyamıyor, başkalarına çılgınca gelen şeyleri yapmaktan inanılmaz keyif alıyor. İflah olmaz bir spor tutkunu olan Kıvanç, ‘yükseklerde’ yaşamanın, hayattan keyif almanın yolunu sporda bulmuş ve her gün yeni alanlara kayıp, kendini bilinmezlerde kaybetmekten hiç ama hiç çekinmiyor. Yaşını başını almış ama adrenalin söz konusu olunca kendini alamıyor, aktiviteye dalıyor. 2013 İstanbul Maratonu’nda ilk maratonunu (42 km), 2014'te Frig Vadileri'nde ilk Ultra Maraton’unu (60 km) koştu. Ulaşım aracı olarak bisikleti kullanıyor ve bisiklet kullananların sayısını kültürel gelişmeyle eşdeğer tutuyor. Yazdığı yazılarda sınırları nasıl zorladığından, deneyimlerinden bahsederken, bir yandan da hareket etmemek için yaratılan bahaneleri çürütmekten büyük keyif alıyor. Yardımseverlik koşusunun Türkiye'de tanınmasını sağlayan Adım Adım Yardımseverlik Platformu'nda Marka ve İletişim Koçluğu görevini yürütürken, aynı zamanda TOG'un AA içindeki STK Sorumlusu ve gönüllü koşucusu olarak da devam ediyor yaşamına... Fotoğraf konusunda fena değildir, takip etmek isterseniz: instagram/kiverg

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale