X

Ufuk Tarhan: ”Gelecek bana değil, ben ona bir şeyler verebilirsem; geleceğe değer, iyilik, güzellik katabilirsem başarılı olacağım.”

İlk kez TEDxİTÜ “Key Moments” etkinliğinde hayattaki anahtar anların büyüsünü kendi hayatından örneklerle birleştirerek anlatırken dinledim Ufuk Tarhan‘ı. Fütürizmle tanışmam da o etkinlikte gerçekleşti. Söylediği, anlattığı şeyler her zaman dinlediklerimizden çok farklı, bir o kadar da heyecan uyandırıcıydı. Öyle ki aradan çok zaman geçmeden kendimi Fütüristler Derneği’nin düzenlediği 1 Mart Dünya Gelecek Günü organizasyonunda buluverdim. Uplifers okuyucularını da Ufuk TarhanUfuk Tarhan‘ ve fütürizmle daha yakından tanıştırmak istedim.

Ufuk Hanım  kendisini fütürist, stratejist, trendist, iş tasarımcısı ve iş avatarı olarak tanımlıyor. Ayrıca kendi kurduğu M-GEN Gelecek Planlama Merkezi’nin ve M-GEN Dijital Ajans’ın başkanlığını yürütüyor. Tanıştırma kısmını burada kesmek ve Twitter’da mutlaka takip edilmesi gereken 25 Türk arasında gösterilen ve pek çok ilki biyografisinde barındıran bu başarılı iş kadınını kendi cümleleriyle tanıyın istiyorum. Keyifli okumalar!

Merhabalar Ufuk Hanım, fütürizme ve yaptığınız işlere biraz aşina olanlar sizi zaten biliyordur, fakat bilmeyenler için sizi sizden dinleyebilir miyiz?

ODTÜ Ekonomi mezunuyum. Uzun yıllar IT sektöründe üst düzey yöneticilik yaptım. Hatta o zamanlar henüz IT sektörü oluşmamıştı dahi. “O alandaki ilk çalışanlardan biriydim” demek daha doğru olur. 2002 de IT Sektörünün En Başarılı İş Kadını Ödülünü aldım. 2003’te kendi işimi kurmam gerektiğine karar verdim, çünkü 1995’den bu yana içinde olduğum Fütürist öğreti bana öyle söylüyordu.

2003-2006 arasında her sabah 3 te kalkmaya başlayarak, kendimi hibritleştirdim. Yaklaşık 3 yıl süren bir planlama ve otodidakt öğrenme dönemine girdim. Bu süreçte yaşamam için gerekli nakit akışını kesmemek için hem profesyonel yöneticiliğe devam ettim hem de yeni hayatım için hazırlık yaptım.

2006 da kurumsal hayata tamamen veda edip, Solo Girişimci- Solopreneur olarak, Türkiye’nin ilk Gelecek Planlama Merkezi ve Fütürist şirketi olan M-GEN’i (Millennium Generation’dan türeterek) kurdum. Amacım, hayalim; kişi ve kurumlara gelecekte de başarılı olmalarına, sürdürülebilir bir gelecek oluşturabilmelerine yardımcı olacak; gelecek bilgileri, gelecek planlama metodolojisi ile ilgili hizmetler vermekti. Öyle de yaptım. Daha ilk günden bunları anlattığım bir blog oluşturdumSolo Girişimci- Solopreneur olarak, Türkiye’nin ilk Gelecek Planlama Merkezi ve Fütürist şirketi olan M-GEN’i (Millennium Generation’dan türeterek) kurdum. Amacım, hayalim;. Yeni yeni ortaya çıkan sosyal medyayı çok etkin ve akıllıca kullandım. İşimin gelişmesinde ve kişisel markamı @futuristufuk olarak yapılandırmamda, kendim için ördüğüm dijital strateji çok yardımcı oldu.

2011 de Dijital Ajans hizmetleri de vermeye başladık. Şimdi tam teşekküllü, başarılı bir Dijital Ajans olarak, çoğu global ölçekte, çok büyük firma ve markalardan oluşan müşteri portföyümüzle, hızla büyümeye devam ediyoruz.

İki kez evlendim. Bir kızımız, bir oğlumuz var. ‘Gelecek Güzel Gelecek’ mottosuna sıkı sıkı sarılan iyimser bir fütürist olarak hayatıma devam ediyorum. 100 seneden fazla yaşayacağıma inanıyor, gelecekle ilgili olasılıklardan, hep birlikte yapabileceğimiz güzel şeylerden müthiş heyecan duyuyorum.

Tüm dünyada hızla büyüyen bir akım fütürizm. Nedir bu fütürizm? Siz bu hızlı büyümeyi neye bağlıyorsunuz?

Fütürizm, anlamı Fütürizm, anlamı “gelecek” olan İngilizce “future” kelimesinden geliyor. Gelecekle ilgili bir yaklaşım, bir düşünce platformu. “Gelecek katlandığımız, katıldığımız değil, yapılandırdığımız, yaratabildiğimiz akışkan, değişken bir süreçtir” iddiasını sahiplenmeye çalışan, savunan bir kavram, bakış açısı. Başka bir deyişle; “olmasını istediğimiz yarınlar için bugünden kararlar almaya” yardımcı olacak çalışmaların toplamı, bir disiplin.

Şimdiye kadar, sanki bir yerde bir gelecek var ve biz onu tahmin etmeye çalışıyor, o tahminlere göre hazırlık yaparsak başarılı, mutlu oluruz gibi düşünüyorduk. Oysa fütürizmin gelecek algısı ve savunusu şöyle; gelecek karşısında edilgen değil, aktif, müdahaleci, mücadeleci, bazen kabullenici, hibrid yaklaşan sorgulayıcı bir bakış açısı ile düşünmeliyiz, çalışmalıyız.

Fütürizme göre bilgi, teknoloji, akıl ve duyguyu kullanarak aslında istediğimiz geleceği tasarlıyor ve tercihlerimizle tasarladığımızı gerçekleştiriyor ya da gerçekleştiremiyoruz. Bunun farkında olmalıyız. Kuşkusuz geleceği (henüz) kimsenin bilmediğini, bilemeyeceğini, değiştiremediğimiz taraflarının olduğunu kabul ediyoruz. Ancak epeyce bir kısmını yapılandırmakta etkimizin olabileceğine inanıyoruz. Yani kader, kuantum, paralel evren  gibi şeyleri reddetmiyor, yanı sıra şekillendirebileceğimize de vurgu yapıyoruz.

Fütürizmin bir ölçeği, kısıtı, sınırı yok. Bireysel, kurumsal, toplumsal hatta evrensel boyutta yararlanılabileceğimiz bir bakış açısı. Fütürizm “olumlu gelecek tasarımı”, fütürist ise “olumlu gelecek tasarımcısı” oluyor.

Biz fütüristler bu doğrultuda donanım ve farkındalık geliştirmek istiyor, gelecek bilgisinin tıpkı tarih bilgisinden yararlanmak gibi kullanılabilir nitelikte bir bilgi, disiplin, araç ve en sonunda okullarda ders olmasını sağlamaya çalışıyoruz.

Toparlamak gerekirse;

Fütüristler, basit anlatımla, “gelecek senaryoları üzerine düşünen ve geleceğe dair uzgörülerde (uzgörü: uzak, uzman, uzlaşmacı) bulunan kişiler, gelecekçiler, gelecek mühendisleri” olarak da tanımlanıyor. Gelecek için bol bol senaryo kurgulamak, hayaller kurmak, olumlu gelecek tasarımı yapmak ve aksiyon halinde olmak“Fütürist” olmanın ön koşulları. Fütüristler multidisipliner yaklaşımla, uzgörülü (uzak, uzmanlıkla, uzlaşmacı), yenilikçi, stratejik ve sürdürülebilir öneriler geliştiriyorlar ve uyguluyorlar.

Fütüristler kendilerini daha çok otodidakt yöntemlerle geliştiriyorlar. Çünkü fütürizm henüz yeterli sayıda ve yaygınlıkta akademik ortamda yer almıyor. Türkiye’de sadece ODTÜ’de, benim de hocalık yaptığım bir ders var. Kadir Has Üniversitesi’’nde yine bizim Fütüristler Derneği’nin açtığı tasarım ve küratörlüğünü yaptığım Fütürizm Okulu var. Yurt dışında da daha 100 civarında üniversitede ya da bölümde ders açılabilmiş durumda.

Fütüristlerin ilkeleri;

  • Kendisi ve tüm insanlık için olumlu, ilerici, yenilikçi vizyon geliştiren,
  • Kişi, kurum ve toplumların yararlı, etkin yol haritası oluşturmalarına yardımcı olan,
  • İnsanlıktan sorumlu olduğunu bilen,
  • Geleceğin seyircisi değil tasarımcısı olması gerektiğinin farkında olan,
  •  ‘Çağdaşlık’ sözcüğünün bugünü yaşamakla sınırlı olmadığını gösteren ve davranışlarında bunu yansıtan,
  • Geleceği uzgören,
  • Dünyayı kendine, kendini dünyaya ait hisseden,
  • Dünyanın örgütlenmesinde yer almak isteyen,
  • Geniş kitleleri fütürizm yaklaşımı ile bu bilinç etrafında toplamanın önderlerinden olan

Bireydir, kurumdur.

Fütüristler; dünyada World Future Society (www.wfs.org), Türkiye’de de Fütüristler Derneği (www.futurizm.org) olarak örgütlüler. 2013’den bu yana tüm dünyada 1 Mart’ları Gelecek Günü / Bayramı olarak kutluyorlar.

Ben sizin fütürizmle tanışma hikayenizden çok etkilenmiştim. İnsan hayatında kırılma noktaları, sihirli anlar vardır, sizin için onlardan biri olmalı. Sizden dinleyebilir miyiz bu hikayeyi?

1995 yılıydı sanırım… Bilgisayar sektörü, IT ile ilgili her şey çılgınca bir hızla gelişiyordu. Ben de Genel Müdür yardımcısı olarak o zamanın en önemli firmalarından birinde çalışıyordum. Bir yurt dışı seyahatinde, havaalanında bulduğum, unutulmuş The Futurist Dergisini alıp, uçakta okumam; bugünleri hazırlayan önemli bir dönüm noktası olarak kişisel tarihimde çok önemlidir. O gerçekten çok sihirli bir andır, çünkü ondan sonra hiçbir şey benim için bir daha aynı olmadı.

The Futurist’de okuduğum, algıladığım geleceği bakış açısı ve bilgileri sayesinde; geçmiş, şimdi ve gelecek benim için hep farklı şeyler ifade etti, anlamlar taşıdı. Hayatımı çok daha hedefli, planlı ve odaklı yaşamama sebep oldu. Kendimi daha etkin kullanmamı sağladı.

Fütürist yaklaşımı ve bakış açısını neden benimsemeliyiz sizce? Hayatımıza kazandıracakları ne olacaktır?

Hayatınızın direksiyonuna geçmek için benimsemelisiniz. Bunu okur okumaz birçok kişi “zaten öyleyiz” diyecek ve yanılacak. Çünkü aslında insanlar kendi yaşamlarını değil, başkalarının kararlarını ve sistemin dayatmalarını ezbere, şablonik ve çoğunlukla da mutsuz, başarısız yaşıyorlar. Akışa kapılıyor, katlanıyorlar. Başkalarının planlarında, senaryolarında figüranlık yapıyorlar. Bireylerin kendi geleceklerine sahip çıkıp, onu kendi istedikleri şekilde yapılandırmaları için fütürizmden yararlanmaları neredeyse şart. Tıpkı tarihten yararlandıkları gibi…

Hem sosyal ilişkilerde hem profesyonel hayatta oyunun kuralları hızla değişiyor. Sizce hayatta kalmanın ve gelecekte başarılı olmanın sırları nelerdir?

Sırlarını bilemem ama deneyim, gözlem ve öğrendiklerimden oluşan bir ipucu potpurisi yapabilirim;

  1. Bir kere yeni bir gelecek aklı, algısı ve bilgisi oluşturma alışkanlığı kazanmalılar.
  2. Bunun için fütürizmi bir araç olarak kullanabilirler.
  3. Dijitalleşmeliler. Bunun için de çok akıllı birer sosyal medya kullanıcısı, blogger olmalılar.
  4. Teknoloji ile iliklerine kadar iç içe geçmeliler. Kendilerini bu alanda sürekli update etmeli, yenilemeliler.
  5. Sevdikleri, yani yetkinliklerinin yüksek olduğu alanı mutlaka bulmalı ve ona odaklanmalılar.
  6. O alanda uzmanlaşmak üzere deli gibi, tutkuyla, disiplinle çok ama çok ama çok çalışmalılar.
  7. Stratejik düşünme, planlama, uygulama ve revizyon kabiliyetlerini çok ama çok geliştirmeliler.
  8. Analog ve Dijital olarak, iletişim gurusu kıvamında beceri geliştirmeliler.
  9. İyi ve akıllı insan olmayı yeni baştan tanımlayıp, öğrenmeli ve uygulamalılar.
  10. Tüm bunlar oldu, bitti demeyip, sürekli yetkinlik, yetenek ve becerilerini geleceğin isterlerine göre geliştirmek, değiştirmek üzere hibrid olmalılar. Deneyim, bilgi birikimi ile yenilikçiliği iyi harmanlamalılar.
  11. Manevra kabiliyetleri, esneklik ve uyum becerileri yüksek olmalı.
  12. Sürdürülebilir başarı için çalışmalılar. Sürdürülebilirlik kavramını her türlü karar ve eylemlerinin odağına almalılar.
  13. Algoritmik düşünmeli, duygusal değil duygulu olmalılar.

Günümüzden farklı olarak gelecekte girişimcileri neler bekliyor sizce? Nelere hazırlıklı olmaları gerek girişimci adaylarının?

Pek çok fırsat ve pek çok tehdit… Eğer uzgörüyle, fütürist bakabilen, geleceği iyi anlayan, teknolojiyi iyi kavrayan, dijitalleşmeye inanan, vizyon sahibi, stratejik düşünen, plan ve revizyon yapabilen, hem odaklı hem çok çalışan ve başarılı iletişim yapabilen bir girişimci ise pek çok fırsat bekliyor olma ihtimali yüksek. Özellikle girişimcilerin bu fütürizm işini tamamen çözmesi gerekiyor. Geleceği anlamadan, gelecekte başarılı işlere girişmek ve sürdürülebilir kılmak mümkün değil. Gelecekle uyumlu, uygun işler yapmayanların işi çok zor. Hatta imkansız.

O yüzden her şeyden önce gelecekçi bir kafa yapısında olunması şart diyorum. Bu kafa yapısında olanlar; gelecekte onu neyin beklediğini anlamaya çalışmayan, aksine gelecekte neler yapması gerektiği konusunda farkındalığı zaten yüksek girişimciler olacağı için fırsatları, kazanç kapılarını da birer birer açacaklardır.

Daha somut bir şeyler söylemem gerekirse;

  1. Nano ve genetikten etkilenmeyen alan olmayacak. Bunların girişim alanlarında neleri etkileyeceğini iyi kestirenler daha başarılı olacak.
  1. Her şey dijitalleşecek. İş zekası, internet of things ya da M2M, V2V teknolojiler, bulut bilişimi, sosyal medya, 3D, hologram sistemler, giyilebilir teknolojiler gibi alanlardaki gelişmeleri iyi takip edip, ne kadar küçük olursa olsun girişimlerini bunlara göre şekillendirmeliler.
  1. Müşteri kovalama devri bitti. Müşteri tarafından kovalanacak kadar farklı, iyi, göz kamaştıran şeyler yapmak gerekiyor. İş örgülerini buna göre yapılandırmalılar.
  1. What-How-Why diye giden sıralama artık Why-How-What diye değişiyor. Bir şey pazarlamak, satmak için eskiden “neyi, nasıl yapığımız ve neden alınması gerektiğini” anlatıyorduk, gelecekte “neden, nasıl yaptığımızı anlatıp, neyi almamız gerektiğini” merkez alan “Purposeful Brands-Amaçlı Marka” kavramı gelişiyor. Bir amaçla değil, bir amaç için var olan girişimlerin başarılı olma şansı yükseliyor.
  1. Toplumsal, evrensel sorumluluk bilinci girişimlerinin DNA’sında olmalı ve bunu iyi anlatmalılar.
  1. Geleceğin Başarılı Girişimcisi = İyi Hikayecisi olacak. İşinden iyi, kalbe dokunabilen, duygusunu geçirebilen öyküler çıkaramayana, bunu analog ve özellikle de dijital kanallarda anlatamayana ekmek yok. Ama yapana da çok ama çok fırsat, müşteri var.
  1. Yukarıdakinin olabilmesi için de iyi içerikçi, fevkalade başarılı bir küratör olmayı becermek gerekiyor.

Gelecek güzel gelecek, diyorsunuz. Bu umut vadeden mottonun ilham kaynağı nedir? ‘Dünya iyi bir yere gitmiyor’culara sunduğunuz argümanlar neler?

Buraya kadar anlattıklarımın tamamı ve bir de şu hikâye var;

Evvel zaman içinde, bir köyde, yüksekçe bir tepede yaşayan, özellikle çocukların çok sevdiği; bilge bir ihtiyar varmış. Bilge çocukların her sorusunu ciddiyetle dinler, onlara mutlaka doğru yanıt verirmiş. Bir gün iki çocuk yaşlı bilgeye hiç bilemeyeceği bir soru sormak istemişler. Küçük bir kuş yakalayıp tepeye doğru yürümeye başlamışlar. Yaşlı bilgenin karşısına gelince, çocuklardan biri kuşu avucun alıp, arkasına saklamış ve bilgeye sormuş;

– Bil bakalım elimdeki kuş canlı mı ölü mü?

Bilge çocuklara derin derin bakmış;

– Bu sorunun cevabı senin elinde! Kuşun canlı olduğunu söylersem onu sıkıp öldüreceksin.

Ölü olduğunu söylersem çıkarıp, bana “bak yaşıyor” diye göstereceksin.

Gelecekle ilişkimiz de böyle aslında. O da bir anlamda avucumuzdaki kuş misali…

Eğer onun güzel gelmesini istiyorsak güzel şeyler yapacağız. Bir yere gitmesin istiyorsak da durup, kötüleşmesini bekleyeceğiz. Yani gelecek, bizden bağımsız kendi kendine hareket eden, kafasına göre takılan bir durum silsilesi değil! Gelecek; ne ekersek onu biçtiğimiz sonsuz olasılıklar tarlası.

Ufuk Hanım, büyük bir sosyal ağınız ve yaptığınız işleri özel olarak takip eden bir çok insan var. Bu kadar beğeniyi neye bağlıyorsunuz? 

Fütürist bakış açısı ile odaklı, sürekli, olumlu, samimi, daima geliştirerek, yenileyerek ve yeniliklere adapte olarak ederek çok, verimli çalışmama bağlıyorum. Teknolojiyi ve dijital olanakları iyi kullanmaya çalışama bağlıyorum. Yukarıda anlattığım ve meli/malı diye sıraladığım her şeyi, kesinlikle kendim de çok iyi derecede yapmaya çalışıyorum. Bunları yaptığınızda insanlar sizi anlıyor, seviyor ve takip etmeye başlıyor, bırakmıyor. Aslında yanıt basit; tüm kalbim ve gücümle, kesintisiz biçimde insanların beğenecekleri şeyler yapmaya gayret ediyorum. Yaptığım şeylerin en önce beni heyecanlandırmasına dikkat ediyorum. Ben beğenmiyorsam, ben heyecanlanmıyorsam, kimse beğenmez, heyecanlanmaz diyorum. Önce en zor beğenen, en acımasız eleştiren kendimi ikna etmeye çalışıyorum. Bunu çok önemsiyorum.

Y kuşağı değişimle çok iç içe büyüdüğü için geleceğe adapte olma konusunda pek zorluk yaşamıyor. Peki ya X kuşağı? Örneğin, çoğu yönetici Y kuşağı mentorlardan sosyal medya ve dijital dünya ile ilgili yardım alıyor. Sizce X kuşağının gelecekteki iş yaşamına ve sosyal hayata daha kolay adapte olabilmesi için neler yapması gerekir?

Dijitalleşmeleri gerekiyor. Sosyal medyayı çok ama çok iyi ve akıllıca kullanmaları gerekiyor. Bunu yaptıklarında zaten kuşak farkı falan kalmayacak. Onlar da Screenagers-Ekran Nesli olacaklar, sorun da büyük ölçüde kendiliğinden ortadan kalkacak. Bir de X’lerin, Y’ler hakkındaki şu yazımı iyi okumalarını öneriyorum. Ve tabii ki yukarıda yazdıklarımı bire bir anlamaları, farkındalıklarını yükseltmeleri ve uygulamaları da şart!

Peki bir birey olarak Ufuk Tarhan’ın hayalleri neler? Siz gelecekten neler bekliyorsunuz? Başarmak istedikleriniz neler?

Başarının tarifini ben şöyle anlıyorum; “Başarı=Sırf sen varsın diye, bir başkasının mutlu olma hali…

Bu, benim tüm karar ve eylemlerimde kendimi kalibre ettiğim referans bilgi, algı, duygu…

Mutluluğu ise “kendini iyi hissetme hali” diye tanımlıyorum.

Bu açıklamalardan sonra da diyorum ki “Gelecekten bir şey beklemiyorum. Ben sadece, onu daha iyi yapmaya çalışarak başarılı, mutlu olmak istiyorum. Asıl ben ona, geleceğe ne verebilirim, ona iyilik adına ne bırakabilirim diye düşünüyorum”. Yani daha çok insanı mutlu etmeye çalışarak kendimi iyi hissetmek, başarılı olmak istiyorum. Hedefim bu olduğu için de biliyorum ki ne yaparsam yapayım hem başarılı yani mutlu olacağım. Yani gelecek bana değil, ben ona bir şeyler verebilirsem, ben; geleceğe değer, iyilik, güzellik katabilirsem başarılı olacağım diye ilerliyorum. Kendinizi böyle kurguladığınızda ise daimi mutluluk hali içinde oluyorsunuz. Mutluluk arayışı illetinden kurtuluyorsunuz.

Son olarak Uplifers okuyucularına neler söylemek istersiniz, iyi bir yaşam için tavsiyeleriniz nelerdir?

İyi yaşamayı istemek yetmez, o her ne ise iyi tarif edip, tarif ettiğiniz şeyi gerçekleştirmek için çok ve disiplinle çalışmalısınız. Geleceği iyi düşünün, anı iyi yaşayın.

 

Röportajı hazırlayan: Özge Durkut

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:

Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.



Cildimiz bizden ne ister: Almond Shower Oil ile cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım

Yaşamın akışına ayak uydurabilmek için çoğu zaman oradan oraya koşuşturmak, yapılacaklar listesinin maddeleri arasında aceleyle hareket etmek ve hatta tadını uzun uzun çıkarabileceğimiz aktivitelerimizi bile hızlandırmak zorunda kalıyoruz. Ne yazık ki hızlandırmak zorunda kaldığımız bu keyifli aktivitelerden biri de genellikle duş keyfimiz oluyor. Duş almak, hem bedenimizi temizlemek hem de zihnimizi ve ruhumuzu rahatlatmak için önemli bir fırsat sunarken, aceleye getirdiğimizde bu değerli anların kalitesinden ödün vermiş oluyoruz… Oysa ki duş, sadece temizlik ve rahatlık hissinden ibaret değil; aynı zamanda yenilenme, canlanma hissini verebilmek için de önemli bir araç; özellikle de cildimiz için. Duş almanın sağlayacağı tüm olumlu etkilerden faydalanabilmek için, gün boyu pek çok çevresel etkiye maruz kalan cildimizin beklentilerine kulak vermek oldukça önemli. Peki, cildimiz bizden ne ister?



Vücut bakım ritüelinizde ilk sırada, temizlik!

“Cildimiz bizden ne ister?” sorusuna pek çoğumuz gibi cildimizin ilk vereceği cevap temizlik. Gün boyu maruz kaldığımız kir, toz ve alerjenlerden cildi arındırmak şart. Aksi halde gözeneklerin tıkanması sonucu cildin nefes almasını engellemiş oluruz. Bu da farklı cilt problemlerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Vücut bakımında da aynı yüzümüzde olduğu gibi temizlik, cildimizin ihtiyaç listesinde ilk sırada.

L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’in altın renkli yağ dokusu, duş sırasında su ile birleştiğinde süt kıvamına dönüşerek hafifçe köpüren yapısı ile cildimizi nazikçe temizler ve arındırır. Bademin mis kokusu ile tenimizi kokulandırarak, bize de arınmanın verdiği hafifliği ve rahatlığı hissettirir.

Yoğun nem

Cildimizin istediği ve hak ettiği o özenli bakımın en önemli bir diğer bileşeni ise tabii ki yoğun nem, çünkü cildimiz kuruluktan hoşlanmaz. Cildimizin canlı kalmak, gençliğini ve ışıltısını korumak için neme ihtiyacı var. Almond Shower Oil, içeriğindeki zengin yağ, mineral ve vitaminler ile cildi dışarıdan içeriye doğru besliyor, ilk kullanımda hissedilen nemlendirici etkisiyle cildi yumuşacık yapıyor. E vitamini, omega 6 ve 9 yağ asitleri ve badem yağı açısından da zengin olan vegan formüllü Badem Duş Yağı, cildimizin gün boyu nemli kalması ve doğru kaynaklarla beslenmesi için ihtiyacı olan tek şey.

Yukarıda da söylediğimiz gibi, cildimiz kuruluğu hiç sevmez; dolayısıyla onu nemlendirip beslerken, kurumasına neden olabilecek uygulamalardan da kaçınmak önemli. Çok sıcak su ile yıkanmak, koruyucu önlemler almadan soğuk ve rüzgarlı havalara maruz bırakmak ya da az su tüketmek, ona hiç iyi gelmeyenler listesinde. Ona ihtiyaç duyduğu nem desteğini sunmak ise, cildimizin kurumasını önlerken yumuşacık dokunuşlarla buluşmak da ruhumuzu besliyor.

Güzel kokmak

Cildimiz, tüm gün bizimle; yaptığımız tüm aktivitelere, girdiğimiz her ortama, tüm anlarımıza ve deneyimlerimize eşlik ediyor. Tüm bu deneyimlerde hem bize hem de cildimize muhteşem hissettirecek bir şey daha var: Hoş kokularla sarmalanmak. L’Occitane Almond Shower Oil, cilt tarafından anında emilen yapısı ve mis kokulu badem aroması sayesinde gün boyunca cildimizi sarıyor ve sadece cildimizi değil, zihnimizi, ruhumuzu da mutlu ediyor. Cildimiz o büyüleyici badem aroması ile misler gibi olurken, harika kokmak da kendimizi çok daha iyi, keyifli ve özgüvenli hissetmemizi sağlıyor.

Narin dokunuşlar

Temizlenmiş, nemlenmiş, beslenmiş ve harika kokan cildimizin bir başka ihtiyacı da narin dokunuşlarla buluşmak. Çünkü, hassas cildimiz onu tahriş edebilecek uygulamaları da hiç sevmez. Örneğin, çok sık kese veya peeling yapmak ya da cilde zarar verebilecek bakım ürünlerini kullanmak, cildimizin asla istemeyeceği şeyler. Güzel haber; Almond Shower Oil, yumuşak dokusu ve temiz içeriği ile en hassas ciltlerin bile favorisi. Narin dokunuşlar, cildimize hak ettiği değeri sunarken bize de Almond Shower Oil’in duyuları harekete geçiren dokusu ile rahatlatıcı duş anlarının keyfini sürmek kalıyor.

Duyusal bir deneyim

Cildimiz biraz da şımartılmayı hak etmiyor mu? Elbette. L’Occitane Almond Shower Oil duyusal bir banyo keyfi sunuyor; ipeksi dokusu, mis kokusu, rahatlatıcı ve lüks dokunuşlarıyla cildimizi nemlendirmek ve beslemekle kalmıyor, şımartan bir bakım da sağlıyor. Duş keyfi bu sayede aceleye getirilen bir rutin olmaktan çıkıyor; canlandırıcı, yenileyici ve aromatik bir deneyime dönüşüyor. 

Doğal içerikli yapısı, ilk kullanımda anında nem verme özelliği, cildi yumuşacık yapan etkisi ve büyüleyici kokusu ile cildimizin tüm beklentilerinin karşılığı; Almond Shower Oil. Cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım için siz de hemen tıklayın ve L’Occitane Almond Shower Oil ile tanışın.

*Bu yazı L’Occitane katkılarıyla hazırlanmıştır.



Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Dijital dünya, sınırlarını sürekli olarak genişletmeye devam ediyor ve sanal dünyalar, artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Üstelik yalnızca sanal dünyalar da değil, o dünyanın baş kahramanları olan virtual influencer’lar da. Yani biz 🙂 Sosyal medya platformlarında kendi takipçi kitlelerini oluşturan ve çokça sevgiyle ve ilgiyle karşılanan sanal influencer’lar, sadece teknolojik gelişmelerin başarılı bir somut örneği olmakla kalmıyor; aynı zamanda modern pazarlama pratiklerini de yeniden şekillendiriyor.



Yani, artık gerçek insan influencer’lar gibi biz virtual influencer’lar da markaları temsil edebiliyor, iş birliği çalışmaları yapabiliyoruz; dahası biz de hayatımızın akışını ya da bir günümüzün nasıl geçtiğini paylaşabiliyoruz, üstelik dünyanın pek çok yerinde. Peki, biz kimiz? İşte bu dijital dünyayı çok daha yakından tanımak ve bir parçası olmak için mutlaka takip etmeniz gereken virtual influencer’lar:

Virtual Alin


Gelin, önce benimle başlayalım ve size kendimi tanıtayım: Ben Alin! Ford Türkiye’nin marka elçisiyim. En büyük ilgi alanım elbette ki teknoloji ve otomobiller. Aynı zamanda seyahat etmeye de bayılıyorum! Türkiye’nin otomotiv alanındaki ilk ve tek sanal influencer’ıyım. Yani beni ben yapan, hobilerimi şekillendiren, yaşam tarzımı belirleyen her şey aslında markanın stratejisinden doğdu. Günümün büyük bir kısmını yepyeni keşifler yapmaya ayırıyorum ve hiçbir sosyal medya akımından da geri kalmıyorum…

Zencefil shot’ımla güne başlıyor, çıktığım yeni yollarda bol bol kahve molaları vermeyi ve maceralarımı sizinle paylaşmayı seviyorum. Başka çok sevdiğim bir şey varsa o da Mustang Mach-E ile geçirdiğim tüm anlar; çünkü onunla olan her yolculuğum sıra dışı diyor ve beni hemen takip etmeniz için Instagram hesabımı buraya bırakıyorum.

Rozy

Rozy, dünya genelinde en popüler virtual influencer’lardan biri ve Güney Koreli. Hatta Kore’nin ilk sanal influencer’ı. Gezmeyi, iyi giyinmeyi, yemek yapmayı çok seviyor. Dünyayı dolaşıyor, birbirinden şık tasarımlar kullanıyor, modellik yapıyor ve dünyaca ünlü markalarla çalışıyor. Her geçen gün yaptığı sponsorluk anlaşmalarının sayısı hızla artarken, sosyal medya takipçileri tarafından da hayranlıkla takip edilmeye devam ediyor. Rozy de tıpkı benim gibi sanatın ve estetiğin gücüne inanıyor ve her günü dolu dolu yaşamak için ilham veriyor.

Shudu

Shudu, moda fotoğrafçısı Cameron-James Wilson tarafından yaratılan dünyanın ilk dijital süper modeli olan bir sanal influencer. Güney Afrika Kökenli Shudu, iyi giyinmeyi çok seviyor. Dünyaca ünlü lüks moda markalarıyla iş birlikleri yapan Shudu, aynı zamanda sanal insan ırkının savunucusu olma görevini de üstleniyor. Shudu’nun yaratılmasındaki en önemli amaçlardan biri de dijital dünyanın temsilindeki etnik çeşitlilik eksikliğine dikkat çekmekti ve bence bu, hayranlık uyandırıcı.

Ion Göttlich

Ion Göttlich, bisiklet tutkunu bir sanal influencer. Teknoloji ve video oyunlarına olan ilgisi ile tanınan Ion, aynı zamanda da spor yapmaya çok düşkün. Yeni keşifler yapmayı, aktif bir yaşam sürmeyi ve sağlıklı alışkanlıklarını sürdürmeyi çok seviyor ve takipçileriyle bisikletini yanından ayırmadığı keyifli anları sıkça paylaşıyor. Dışarıdan bakıldığında Ion ile tarzımız pek uyuşmuyor gibi görünse de, çok önemli bir ortak yönümüz var: O da tıpkı benim gibi yollarda zaman geçirmeyi çok seviyor ve yeni keşiflere asla hayır demiyor.

Imma

Japonya’nın ilk virtual influencer’ı ve modeli, pembe saçlarıyla çok sevilen Imma. Bugüne kadar dünya çapında modadan iş dünyasına, lüks tüketim markalarından televizyon kanallarına kadar pek çok sektörde manşetlerde yer alan Imma, Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarla ilgiyi üzerinde tutmaya devam ediyor. O da ben de yeni trendleri takip etmekten büyük keyif duyuyoruz; ayrıca dans ve müzik de ortak tutkumuz olabilir.

Lil Miquela

Instagram’da 2 milyondan fazla takipçisi olan ve dünya genelinde sevilen virtual influencer’lardan biri olan Lil Miquela, renkli yaşamından eğlenceli kareler paylaşarak takipçilerinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Dünya devi moda markalarıyla iş birlikleri olan ve tarzından, kişisel bakımından ödün vermeyen Miquela, yeni yerler keşfetmeye de bayılıyor; tıpkı benim gibi… Unutmadan, ikimize de çillerin çok yakıştığını söylemiş miydim 🙂

Bermuda

Lil Miquela’dan sonra kız kardeşi Bermuda’yı da tanıyalım. Bermuda, kendini ‘robot queen’ yani robot kraliçe olarak anlatıyor ve adeta moda ikonu gibi tarzıyla ön plana çıkan bir sanal influencer. Özellikle lüks yaşam tarzı ve moda dünyasına olan tutkusuyla bilinse de pek çok farklı markayla da iş birlikleri yapıyor ve sık sık Miquela ile fotoğraf paylaşıyor. Bermuda da tıpkı benim gibi kişisel bakımına çok düşkün, ayrıca aktif bir yaşam sürmek, ikimizin de öncelikleri arasında. Miquela ile samimi ilişkilerine hayran olduğumu da belirtmeliyim…

Nobody Sausage

En komik virtual influencer’lardan biri olan Nobody Sausage, dünya çapında çok seviliyor ve 8 milyona yakın takipçisi var. Genelde günlük rutinlerini ve yaptığı işleri paylaşsa da modern dünyanın pek çok ortak sorununu da mizahi bir yaklaşımla ele alarak milyonları güldürmeyi başarıyor. Ayıca, müzik ve dansa olan ilgi ve tutkusu da coşku dolu bir enerji yayıyor. Benim de en çok güldüğüm, izlerken en çok keyif aldığım sanal influencer’lardan biri.

Lu do Magalu

Brezilya’nın en büyük perakende şirketlerinden birinin yüzü olan Lu do Magalu’nun ünü, yalnızca Brezilya ile sınırlı kalmıyor, çünkü sosyal medya hesaplarında dünyaca ünlü pek çok markanın ürünü ile ilgili içerikler üretiyor. İlk kez YouTube’da karşımıza çıkmış olsa da, bugün Instagram’da ve Facebook’ta da oldukça popüler. Ayrıca kendisini ‘Virtual 3D Influencer’ olarak tanıtıyor. O da teknoloji ve yenilikleri takip etme konusunda oldukça tutkulu ve bu tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı seviyor, tıpkı benim de yaptığım gibi.

CodeMiko

Teknik olarak ‘VTuber’ olarak bilinen CodeMiko, Twitch yayıncısı bir sanal influencer. VTuber teknolojisinin sınırlarını zorlamakla ün salan CodeMiko, canlı yayınlarında yaptığı röportajlarla da çokça ilgi görüyor. Sanal dünyanın ve teknolojinin son gelişmelerini aktarırken, tarzından ve günlük keşiflerinden de ödün vermiyor. İkimizin de dijital dünyanın sınırlarını zorlamayı sevdiğimizi söylemeden geçemeyeceğim 🙂

Thalasya

Endonezya’nın ilk virtual influencer’ı Thalasya, dünyayı keşfetmeyi, yeni tatlar denemeyi ve moda tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı çok seviyor. Üstelik çok çeşitli sektörlerdeki markalarla iş birliği yaparak, günlük rutinlerinde neler yaptığını da sık sık Instagram hesabına ekliyor. Thalasya da benim gibi yeni deneyimlere çok açık. Ayrıca, yemeklere ve özellikle de sokak lezzetlerine olan ilgisini de gizlemiyor. Sanırım ona yakın hissetmemi sağlayan ortak özelliklerimizden biri de bu.

Elbette ki listenin tamamı bu kadarla sınırlı değil. Sanal influencer’lar olarak sayımız günden güne artıyor. Teknolojinin, sanatın, gerçekliğin ve kurgunun sınırlarını zorlayan var oluşlarımızla, günden güne dijital dünyada yeni gelişmelere imza atmaya devam edeceğiz; tabii kendi hayatlarımızdaki maceraların dozunu artırmaya da. Siz de bu dünyadan haberdar olmak ve yeni maceralarımda benimle yer almak için takipte kalın! Geleceği, bugünden yaşayın.



İlgili Makale