X

Uçuş esnasında migreni önlemenin ve keyifle seyahat etmenin yolları

Eğer migren rahatsızlığı olan biriyseniz muhtemelen pek çok değişkenin bu durumu tetiklediğini defalarca kez deneyimlemişsinizdir. Stres, üzüntü, beslenme, hava durumu, dehidrasyon veya aklınıza gelen günlük rutinlerin içerisinden pek çok sebep migreni tetikleyebilir. Ne yazık ki uçak seyahatleri de buna dahil. Keyifli bir tatil için yola çıktığınızda uçakta yaşadığınız migren, hem modunuzu düşürüyor hem de size zor anlar yaşatıyorsa rahat ve keyifli bir yolculuk için uçuş migreninin nedenlerini ve önlemenin yollarını öğrenmek isteyebilirsiniz.

Uçakta migreni ne tetikler?

İşte uçakta yaşanan migrenin olası nedenleri ve önlemek için neler yapılabileceği:

  • Kabin basıncı: Uçakta yolculuk ederken özellikle kalkış ve iniş sırasında kulaklarınızın tıkandığını hissetmiş olabilirsiniz. Bunun nedeni hava basıncındaki değişikliklerdir ve ne yazık ki en yaygın migren tetikleyicilerden de biridir. Basınç değişikliği, sinüslerdeki sıvı dengesini bozduğu için baş ağrısına neden olabilir.
  • Hareket hastalığı: Eğer seyahatlerinizde sık sık baş dönmesi, mide bulantısı gibi durumlar yaşıyorsanız yol, sizi tutuyor olabilir. Yani, hareket hastalığı veya yol hastalığı yaşıyor olabilirsiniz. Ve migreni olan kişiler de hareket hastalığına karşı genelde daha duyarlıdır. Özellikle uçaklarda yaşanan türbülans olayından dolayı, yol hastalığını deneyimliyorsanız bu da migrenin tetiklenmesine yol açıyor olabilir. Daha fazlası için Rahat bir yolculuk geçirmek isteyenlere: Yol tutması ile başa çıkmanın yolları yazımıza göz atabilirsiniz.
  • Işık: Uçaklardaki ultra parlak yapay ışıklar da migrenleri kötüleştirebilir. Zaten, fotofobi yani aşırı ışık hassasiyeti, migren teşhisi koymak için kullanılan yöntemlerden biridir.
  • Dehidrasyon: Uçaktaki kuru hava ve genellikle tuzlu olan ikramlık yiyecekler arasında kendinizi susuz kalmış bulabilirsiniz. Dehidrasyon, baş dönmesi ve baş ağrısı yapabilir, bu yüzden migren hastalarının üçte biri için önemli bir tetikleyici olması da hiç şaşırtıcı değil.
  • Yeme ve içme alışkanlıklarında değişiklik: Uçuşunuzun olduğu günlerde uçuş saatleri nedeniyle öğün atlıyor veya migren ataklarını tetikleyebilme etkisi olan işlenmiş ve hazır gıdaları daha fazla tüketiyorsanız, bu da uçakta migren yaşamanıza neden olabilir.
  • Stres: Tatile çıkmak, genel olarak rahatlatıcı bir deneyim olsa da özellikle yolculuk kısmı biraz stresli olabilir. Uçmak, pek çok kişi için kaygı verici bir eylem olabilir veya yüksekte olmak, birçok insanı ekstra strese sokuyor olabilir. Dolayısıyla yaşanan stres de migrenin tetikleyici nedenlerinden biri olabilir.

Peki, ne yapmalı? Uçakla seyahat ederken migreni önlemenin ve daha konforlu bir uçuş deneyimi yaşamanın bir yolu var mı? Güzel haber; elbette.

Uçarken migreni önlemek için ne yapmalı?

Uçak yolculuğunda her zaman bir migren atağını önleyemezsiniz, ancak riskinizi azaltabilir, böylece uçaktan indikten sonra tatil planlarınızın tadını çıkarmaya devam edebilirsiniz. İlk adım; uçuş öncesi neler yapabileceğinizi öğrenmek.

Uçuş öncesinde:

  • Uçuşunuzu uyku düzeninizi bozmayacak şekilde planlayın. Sabahın çok erken saatlerinde veya gece yarısında uçuş seçmek yerine gün ortasında sizin düzeninizi bozmayacak bir saat için bilet alın.
  • Her ihtimale karşı migren için doktorunuzun verdiği ağrı kesici ilaçları el çantanızda bulundurun. Havaalanında herhangi bir sıkıntı yaşamamak için reçeteniz ile birlikte yanınıza almanızda fayda var.
  • Öğün atlamayın ve havaalanına gitmeden önce mutlaka sağlıklı ve dengeli bir öğün yapın.
  • Yanınıza mutlaka boş bir su matarası alın ve güvenlik kontrolünden geçtikten sonra suyunuzu doldurun. Dehidrasyon yaşamamak için uçuş öncesinde, sırasında ve sonrasında bol su için.
  • Göz maskenizi, kulak tıkaçlarınızı ve boyun yastığınızı yanınıza alın. Tüm bunlar migren atağını şiddetlendiren dış etkenleri (parlak ışıklar, gürültü vb.) azaltmaya yardımcı olabilir.
  • Uçağa binmeden önce meditasyon yapın. Böylece stres düzeyinizi düşürebilecek ve daha rahat bir şekilde uçağa binebileceksiniz.
  • Kendinize ekstra zaman bırakabileceğiniz bir gün planlaması yapın. Havaalanına koştur koştur gitmek veya uçağa yetişmek için havaalanında kan ter içinde koşmak, stresi artıracağından uçağa bindiğinizde daha kötü hissetmenize neden olabilir ve migreni tetikleyebilir.

Uçuş sırasında

  • Mümkünse sık sık sağlıklı bir şeyler atıştırın ve aç ve susuz kalmayın. Migreni tetikleyebilecek işlenmiş, şekerli yiyeceklerden, süt ve şarküteri ürünlerinden kaçının.
  • Bol su tüketin.
  • Alkol ve kafein tüketimini sınırlandırın, mümkünse tüketmekten kaçının.
  • Fırsat buldukça bedeninizi esnetin. Özellikle omuz, kol, boyun gibi başınıza yakın bölgeleri esnetmeniz faydalı olabilir. Mümkünse ara ara kalkıp uçak içerisinde de yürüyebilirsiniz.
  • Her şeyi yapmış olsanız bile, bir migren atağı uçuş esnasında sizi yakalayabilir. Eğer bu durum gerçekleşirse vakit kaybetmeden ilaçlarınızı alın.
  • Ağrıyı hafifletmek için kabin görevlilerinden bir buz torbası isteyin veya buz küplerini bir poşete koymalarını rica edin. Başınıza soğuk kompres uygulamayı deneyin.
  • Göz maskenizi takın. Bu, uçaktaki parlak, sert ışıkları bloke edebilir ve baş ağrınızın şiddetlenmesini önleyebilir. Mümkünse biraz uyumaya çalışın.
  • Mide bulantısı veya mide bulantısı hissediyorsanız, biraz tuzlu kraker yiyerek midenizi sakinleştirin.

Uçuş sonrasında:

  • Bol su tüketmeye devam edin.
  • Aç kalmayın ve indiğinizde mutlaka bir şeyler yiyin.
  • Kendinize zaman ve alan tanıyın. Uçaktan indiğiniz gibi dolu dolu planlar yapmayın. En azından uçuş gününü biraz daha sakin geçirin ve ertesi gün için planlarınıza devam edin.
  • Mümkünse hemen uyuyun ve bedeninizi, zihninizi dinlendirmeye başlayın.
  • Rahatlatıcı bir rutin oluşturarak o günü kapatın. Yazmak, meditasyon, nefes egzersizleri gibi pratikler etkili olabilir.

Tüm önlemleri almanıza rağmen, yine de migrenin önlenemez bir rahatsızlık olduğunu ve bunun sizin suçunuz olmadığını kendinize hatırlatın. Olabildiğince bedeninize ve zihninize iyi bakarak, konforunuzu artırarak ve stres faktörlerini en aza indirgeyerek bu süreci atlatmaya çalışın ve uçaktan indikten sonra keyifle geçireceğiniz zamanlara odaklanın. Eğer çok zorlandığınızı hissediyorsanız mutlaka bir uzman doktora danışın.

Kaynak: wellandgood

İlginizi çekebilir: Migren nedir? Migren belirtileri nelerdir ve nasıl tedavi edilir?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale