X

İlişkiniz toksik mi: Toksik ilişkinin işaretleri ve başa çıkmanın yolları

Sağlıklı bir ilişkide, aşağı yukarı her şey yolunda gider. Elbette zaman zaman anlaşmazlıklar ve sorunlar ortaya çıkarlar ancak genel olarak kararları birlikte verirsiniz, ortaya çıkan problemleri açıkça konuşursunuz ve birbirinizle olmaktan keyif alırsınız. Toksik ilişkiler ise başka bir hikayedir. Sağlıksız bir ilişkide partnerinizle vakit geçirince mutsuz ve enerjisi çekilmiş hissedersiniz. Bu da bir şeylerin değişmesi gerektiği anlamına gelir. Belki ilişkiniz artık keyif vermiyordur ancak partnerinizi yine de seviyorsunuzdur. Fakat bazı sebeplerden dolayı birbiriniz ile sürtüşürsünüz ve küçük konular üzerine tartışmayı bırakamazsınız. Sadece onu görmek bile sizi rahatsız etmeye başlayabilir.

Toksik ilişkinin işaretleri nelerdir?

Toksik bir ilişkide olduğunuzda, bunun işaretlerini görmeniz her zaman o kadar kolay olmayabilir. Ayrıca bu işaretlerin bazılarını kendinizde, partnerinizde veya ilişkinizin kendisinde görmeniz gerekir.

Desteksizlik

Sağlıklı bir ilişkide hayatınızın tüm aşamalarında başarılı olmak için ortak bir arzu vardır. Ancak işler toksik olduğunda, her başarı bir rekabet haline dönüşür. Yani geçirdiğiniz zaman artık pozitif hissettirmez. Desteklenmiş hissetmesiniz ve size yardımcı olacağına güvenmezsiniz. Bunun yerine sizin ihtiyaç ve ilgilerinizin fark etmediğini, sadece onunkilerin fark ettiğini hissedersiniz.

Toksik iletişim

Nezaket ve ortak saygı yerine sohbetlerinizin büyük kısmı eleştiri ve sarkazmdan oluşur ve küçük görme doludur, bu bir boşanma işaretidir. Hatta gereksiz düşmanlık ve tartışmalardan kaçınmak için telefonlarını bile açmak istemeyebilirsiniz.

Kıskançlık

Arada bir küçük kıskançlıklar yaşamak normaldir ancak partnerinizin başarıları hakkında pozitif düşünemeyecek kadar kıskançlık yaşamanız normal değildir. Kıskançlık çok doğal bir insan duygusu olmasına karşın devamlı olarak güvensizliğe yol açıyorsa ilişkiye zarar vermeye başlar.

Kontrolcü davranışlar

Partneriniz devamlı olarak nerede olduğunuzu mu soruyor? Belki de mesajlara hemen cevap vermeyince sinirlenip devamlı cevap bekliyordur. Bu davranışlar güvensizlik veya kıskançlıktan kaynaklanabilirler fakat aynı zamanda kontrolcüdürler. İkisi de ilişkiye toksiklik katar. Bazı vakalarda kontrolcülük hissi istismara bile yol açabilir.

Gücenme

Gücenme zaman içerisinde yakınlığı bozar. Bir şey sizi rahatsız ettiğinde artış konuşmanın güvenli olduğunu düşünmezsiniz. Partnerinizin sizin endişelerinizi dinleyeceğine güvenemiyorsanız ilişkiniz toksik olabilir.

Dürüst olmamak

Devamlı olarak nerede olduğunuz, kimle buluştuğunuz konusunda yalanlar uydurmak zorunda kalırsınız. Bu partnerinizle zaman geçirmemek için de olabilir, ona gerçeği söylerseniz vereceği tepkiden korkmaktan dolayı da olabilir.

Saygısızlık örüntüleri

Kronik olarak geç kalmak, devamlı etkinlikleri unutmak, saygısızlık gösteren diğer tüm işaretler kırmızı işaretlerdir. Bazı insanlar planlara sadık kalmakta ve dakiklikte çok zorlanabilirler ve bu nedenle bu davranış hakkında konuşmak yardımcı olabilir. Eğer niyetli değilse açıkladıktan sonra bazı iyileşmeler görebilirsiniz.

Olumsuz finansal davranışlar

Partnerinizle ekonominizin ortak olması parayı nasıl harcayacağınız veya saklayacağınız konusunda bir anlaşmaya varmanızı gerektirir. Bununla birlikte bir partnerin diğerinin onaylamadığı konularda para harcaması illa ki sağlıksız da değildir. Ancak aranızda bir anlaşma varsa ve partneriniz bunu devamlı olarak bozuyorsa, büyük paraları harcıyorsa, toksik olabilir.

Devamlı stres

Yaşamın bazı zorlukları, örneğin bir aile bireyinin hastalığı veya işsizlik, ilişkinizde gerilim yaratabilir. Ancak dış bir stres kaynağı olmaksızın devamlı stres altında hissediyorsanız, bir şeyler bozuk demektir. Devamlı olarak stres fiziksel ve zihinsel sağlığınız üzerinde yük oluşturur ve hem fiziksel hem de ruhsal olarak bitkin, yorulmuş hissedersiniz.

İhtiyaçlarınızı göz ardı etmek

Kendi arzularınız ve konfor düzeyinize karşıt olacak şekilde devamlı partnerinizin isteklerini gerçekleştirmek toksiklik işaretidir. Örneğin sizin için önemli olan bir etkinlik varken ve bunu biliyorken aynı gün şehir dışında başka bir şey planladıysa ve siz de buna tamam diyorsanız, bir şeyler ters gidiyor demektir.

Kayıp ilişkiler

Partnerinizle çatışmaktan kaçınmak için aile ve arkadaşlarınızla görüşmeyi bıraktıysanız, veya partnerinizle uğraşmak, ilişkiniz konusunda endişe etmek başka bir şeye zaman bırakmıyorsa, toksik bir ilişki içerisinde olabilirsiniz.

Öz bakım eksikliği

Toksik bir ilişkide kendinize bakmayı bırakabilirsiniz. Sevdiğiniz hobilerden uzaklaşabilir, sağlığınızı göz ardı edebilir, boş zamanınızı feda edebilirsiniz. Bunun sebebi bu etkinliklere enerjiniz kalmaması olabilir veya partneriniz kendi işinize baktığınızda bunu onaylamayabilir.

Değişim umudu

İlk başlarda çok eğlendiğinizi hatırladığınız için ilişkide kalabilirsiniz. Kendinizi ve eylemlerinizi biraz değiştirirseniz onun da değişeceğini düşünüyor olabilirsiniz.

İpte yürümek

Problemlerden söz etmekten kaçınırsınız çünkü bu durum aşırı bir gerilim yaratabilir ve bu nedenle siz de tüm endişelerinizi kendi içinizde tutarsınız.

İlginizi çekebilir: Toksik ilişkilerin 10 göstergesi

Toksik bir ilişkiyi onarmak mümkün müdür?

Pek çok insan toksik ilişkilerin bitmeye mahkum olduğunu düşünse de tam olarak böyle değil. Ancak karar verici faktör, her iki partnerin de değişim istemesidir. Eğer sadece bir tanesi sağlıklı bir ilişki istiyorsa, maalesef olumlu bir sonuç almak zor olacaktır. Bu işi çözebileceğinize dair bir kaç işaret şöyle:

  • Sorumluluğu kabullenmek: Eğer siz ve partneriniz ilişkinizin zorlandığını hissediyorsanız ve bunu iyileştirmek istiyorsanız, doğru yoldasınız demektir. Her iki tarafın da ilişkiye zarar vermiş olan geçmiş davranışları tanıması önemlidir. Ayrıca öz farkındalık ve öz sorumluluğa da ilgi göstermek gerekir. Yani ikiniz de toksikliğe katkıda bulunan eylemlerinizi görmeli, ve bunlar üzerine konuşmalısınız.
  • Uğraşma arzusu: Eğer iyileştirmek için çaba harcamaya hazırsanız bu iyi bir işarettir. Örneğin sohbetlerinizi derinleştirebilirsiniz, birlikte kaliteli zaman geçirebilirsiniz.
  • Suçlamaktan anlayışa geçmek: Eğer ikiniz de suçlamayı bırakır ve anlayışlı olmaya ve öğrenmeye odaklanırsanız, ilerleyebilirsiniz. Örneğin “senin suçun”, “her zaman böyle yapıyorsun” demek yerine “birbirimizi yanlış anladık, tekrar deneyelim” diyebilirsiniz.
  • Dış yardım almaya açık olmak: Bazen işleri yoluna sokmak için danışmanlık almanız gerekebilir. Profesyonel yardım almakta utanılacak bir şey yoktur. Bazen toksikliğe sebep olan şeyleri kendiniz bulamazsınız ve ilişki terapistleri bu konuda tarafsız bir destek sunabilirler. Ayrıca zorlukları çözme konusunda yeni stratejiler önerebilirler.

Nasıl ilerleyebilirsiniz?

Toksik bir ilişkiyi tamir etmek zaman, sabır ve özen ister. Pek çok toksik ilişki hem geçmiş ilişkilerden kalan problemler hem de mevcut ilişkinin problemlerinin birleşiminden kaynaklanır. Aşağıdaki adımlar bu konuda size yardımcı olacaklardır:

Geçmişe takılmayın: İlişkinizi onarmak için elbette bazı geçmiş olaylara bakmanız gerekecek. Ancak ilişkinizin geleceği için sadece bunlara odaklanmayın. Devamlı olarak geçmişin negatif senaryolarından bahsetmeyin çünkü bu durum ikinizin de gerilmesine sebep olabilir.

Partnerinize şefkatli yaklaşın: İlişkideki tüm problemlerin partnerinizden kaynaklandığını düşünüyorsanız, bir adım geriye atın ve davranışlarının sebeplerini biraz düşünün. İşyerinde zorlu zamanlar mı yaşıyor? Kafasında ailesine dair bir dram mı var? Bu zorluklar kötü davranışları haklı çıkarmazlar ancak nereden geldiklerini anlamanıza yardımcı olurlar. Kendi katkılarınızı da düşünün. Kızınca endişelerinizi paylaşmak yerine içinize mi kapanıyorsunuz? Sizin yolunuzda gitmeyen partnerinizi hemen eleştiriyor musunuz? Bunlar da rol oynayabilirler.

Terapiye başlayın: Terapiye açık olmak ilişkiyi düzeltmek için iyi bir işarettir. İlişkinin ilerlemesi için çift terapisi gerekli olabilir ancak bireysel terapilerden de fayda görebilirsiniz.

Destek alın: Terapi dışındaki destekleri de reddetmeyin. Yakın bir arkadaşınız ve güvendiğiniz bir insan size destek olabilir. Ayrıca benzer problemler yaşayan insanların olduğu gruplara da katılabilirsiniz.

Sağlıklı iletişim kurun: Birbirinizle nasıl konuştuğunuza dikkat edin. Nazik olun. Sarkazm ve küçük görmelerden uzak durun.

Sorumluluk alın: Her iki partner de toksikliği beslediğinin farkında olmalıdır. Yani ilişkideki eylemlerinizi tanımlamalı ve sorumluluk almalısınız. Ayrıca anda kalmalısınız ve sohbetten kaçmamalısınız.

Bireysel olarak iyileşin: İlişkiden istediklerinize ve sınırlarınıza karar vermeniz gerekir. Hali hazırda ihtiyaç ve sınırlarınızı biliyorsanız, bunları partnerinizle de paylaşın. Sınırları konuşmak çok iyi bir ilk adımdır. Ancak unutmayın ki sınırlar esneyebilirler ve bu nedenle onları zaman içerisinde konuşmak önemlidir. Hasar görmüş bir ilişkiyi tekrar inşa etme süreci kendinizi değerlendirmenize de olanak tanır.

Toksiklik ve istismar arasındaki farklar

İlişkide toksikliğin pek çok şekli olabilir ve duygusal ve sözlü istismar da bunlar arasındadır. Yine de her zaman toksiklik ve istismar arasında çizgi çizmek mümkün olmaz. Toksik ilişki de sağlıksızdır ancak illaki istismar dolu olmaz. Bazen kötü bir davranış niyetli değildir ama bu onu daha az zararlı hale de getirmez. Pek çok sağlıksız ilişkide her iki partner de toksik davranışlarda bulunur ve kimse istismarcı değildir. İstismar ise bir başkası ve onun davranışları üzerinde güç isteğinden kaynaklanır. Genelde aşama aşama ve belirsizce gelir ve tanımak kolay olmaz. İstismar için bir özür yoktur. Herkes için değişim mümkün olsa da partnerinizin değişimini siz sağlayamazsınız. Bunu kendisi yapmalıdır. Bu nedenle aşağıdaki fiziksel ve ruhsal istismar örneklerini tanımanız iyi olacaktır. Böylece ilişkiyi ne zaman bitirmeniz gerektiğinin farkına varabilirsiniz.

Öz değerinizde azalma

Partneriniz yanlış giden her iş için sizi suçlar, hiç bir işi doğru yapamıyormuşsunuz gibi hissettirir. Sizi devamlı utandırabilir, küçük görebilir. Bunun sonucunda genelde küçülmüş, kafası karışmış, utanmış ve bitkinleşmiş hissedersiniz.

Kronik stres, anksiyete ve şüphe

Partnerinize karşı zaman zaman çileden çıkmak ve geleceğe dair endişelere sahip olmak normaldir. Ancak zamanınızın büyük kısmını ilişkinizin geleceği veya güvenliğinize dair endişelenmekle geçirmemeniz gerekir.

İstismarcı bir partner ilişkinizin geleceği veya kendi değeriniz konusunda sizi şüphelere düşürecek şeyler söyler:

  • “Herkesle olabilirdim, benimle olduğun için şanslısın.”
  • “Benimle ilişkiye girmek istemezsen, isteyen birisini bulabilirim.”

Aile ve arkadaşlardan ayırmak

Bazen toksik bir ilişki ile başa çıkmak, aile ve arkadaşlarınızdan uzaklaşmanıza sebep olabilir. Ancak istismarcı bir partner sizi destek ağınızdan zorla uzaklaştırır. Konuşurken telefonu elinizden alabilir, sizin yerinize cevap verebilir, meşgul olduğunuzu söyleyebilir veya yaptığınız planları iptal ettiğini söyleyebilir. Ayrıca sevdiklerinizin sizinle görüşmek istemediğine de sizi ikna edebilir.

İşe ve okula karışmak

İstismarcı bir partner iş aramanıza engel olur, sizi izole etmeye çalışır. Ayrıca sizi okul veya iş yerinizde küçük düşürmeye çalışır, patronunuzla veya öğretmeninizle konuşur, iş arkadaşlarınıza yalan söyler.

Korkutmak

İstismarcı bir partner korkutma taktikleri uygulayabilir. Örneğin duvarı yumruklayabilir veya kavgada evden çıkmanıza izin vermeyebilir.

Lakap takma ve küçük görme

Sizi küçültecek ve ilgi alanlarınızı küçümseyecek hakaretler, görüntünüze ve başarınıza takılmak gibi şeyler sözlü istismara girerler. Sözlü istismar uygulayan birisi şunları söyleyebilir:

  • “Değersizsin.”
  • “Hiç bir işi doğru yapamıyorsun.”
  • “Kimse seni sevemez.”

Finansal sınırlamalar

Finansal istismar teknikleri şöyle:

  • gelen parayı kontrol etmek
  • kendi banka hesabınızın olmasına engel olmak
  • kredi kartlarına erişiminizi kısıtlamak
  • size günlük harçlık vermek ve bunu hep yetersiz yapmak

Gaslighting

Gaslighting, kendi duygularınızı, içgüdülerinizi ve sağlığınız sorgulamanıza sebep olan bir manipülasyon tekniğidir. Gaslighting uygulayan birisi şunları deneyebilir:

  • olmamış bir şeyi hatırladığınızı iddia etmek
  • açıkça hatırladığınız bir şeyi asla söylemediğini belirtmek
  • sizin sinir ve kontrol problemleriniz olduğunu söylemek

Kendine zarar verme tehditleri

Kendine zarar verme tehdidinde bulunmak birisini manipüle etmek için uygulanır. Eğer intihardan bahsederse hemen güvenlik birimlerine haber verin.

Fiziksel istismar

Tehditler ve sözlü istismar, fiziksel şiddete varabilir. Eğer sizi itiyorsa, vuruyorsa, zorluyorsa, bu toksik ilişkinizin tehlikeli hale geldiği anlamına gelir.

Toksik ilişkiden nasıl ayrılabilirsiniz?

Eğer bu ilişkinin bittiğine karar verdiyseniz, aşağıdaki stratejiler bunu güvenle yapmanızı sağlayabilirler:

  • Bir terapistten veya avukattan destek alarak güvenle çıkışınızı sağlayacak yöntemi araştırın.
  • Sevdiklerinize açılın. Bunu yalnız yapmak zorunda değilsiniz. Aile ve arkadaşlarınız duygusal destek verebilirler ve ayrıca kalacak bir yer de sağlayabilirler.
  • Arkadaşınızı getirin. Eğer partnerinizle ayrılma konuşmasını yalnız yapmaktan çekiniyorsanız, sevdiğiniz birisi yanınızda olsun.
  • Telefon numaranızı değiştirin. Bu mümkün değilse onu her yerden engelleyin.
  • Kendinize iyi bakın. Herhangi bir ilişkiyi bırakmak zor olabilir ancak rahatlayın, uyuyun, kendinize bakın. Böylece iyileşmeye başlayabilirsiniz.

Sonuç olarak toksik iletişim ve davranış örüntüleri ilişkinizi temelden yıkabilirler ancak bu süreci illa ki durup izlemeniz gerekmez. Hem siz hem de o değişim yaratmak istediğinde, ilişki terapisti bu toksikliğe sebep olan faktörleri tanımlamanıza ve doğru şekilde yaklaşmanıza olanak tanıyabilir.

Kaynak: healthline

İlginizi çekebilir: Toksik bir ilişki yaşayan arkadaşınıza destek olmak için neler yapabilirsiniz?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.



Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale