X

Tenis 101: Tenise başlayacaklar için kapsamlı bir rehber

Dünya çapında birçok insan tarafından hem profesyonel hem de amatör bir şekilde oynanan tenis, aktif bir yaşam tarzı benimsemek isteyenler için oldukça etkili bir alternatif. Sevilen insanlarla keyifli vakit geçirilmesine yardımcı olan ve genel sağlığı destekleyen bu spor dalı, duruş bozukluğunun önüne geçiyor ve dengeyi geliştiriyor. Çeşitli araştırmalar, bir saatlik bir tenis seansıyla erkeklerin yaklaşık 600 kalori ve kadınların da yaklaşık 400 kalori yaktığını kanıtlıyor. Eğer tenisin fiziksel, sosyal ve psikolojik yararlarıyla buluşmak istiyorsanız şu anda doğru yerdesiniz. Bu yazımız, tenise başlamayı düşünen kişilerin aklındaki temel soruları cevaplandırarak bir rehber görevi görüyor.

Tenis nedir, nasıl oynanır?

Her yaşta öğrenilebilecek olan tenis, kort olarak bilinen ve içinde bir file barındıran dikdörtgen bir sahada oynanıyor. Tenis kortu, çim, toprak veya beton zeminli olabiliyor ve bazı sporcular toprak zeminde üstün başarı sergilerken bazıları da çim ya da sert zemini tercih edebiliyor. Klasik bir kortun boyutları ise 23.77 metre x 10.77 metre olarak biliniyor. İki veya dört kişi ile oynanabilen bu sporda top ve raket gibi çeşitli ekipmanlar kullanılıyor.

Bu sporun ana kuralı tenis topunu tenis raketi aracılığıyla sahanın ortasındaki fileyi aşındırarak karşı tarafa yani rakibin bölgesine atmak. İlk defa 1877’de karşılıklı müsabaka olarak oynanmış olan bu spor, üç setten oluşuyor. Her sette biraz önce bahsettiğimiz ana kural baz alınıyor. Bu kural doğrultusunda topa rakibin ulaşamayacağı şekilde vurmak büyük bir önem taşıyor.

Sporculardan birisinin servis atmasıyla tenis başlıyor. Genellikle servisi atan kişi avantajlı olsa da servis atılırken bazı noktalara dikkat edilmesi gerekiyor. Eğer servis atıldıktan sonra top fileye temas ederse ya da rakibin sahasının dışına çıkarsa bu durum hatalı kabul ediliyor. İki kere bu şekilde hata yapılırsa servis hakkı karşı tarafa geçiyor ve rakip bir sayı kazanmış oluyor.

Servisi karşılayacak tarafın servis kullanılmadan servisin beklendiği alandan çıkması veya gelen servise henüz top yerden sekmeden müdahale etmesi yanlış olarak kabul ediliyor. Bu kişinin top kendi sahasında bir kere sektikten sonra topa vurması gerekiyor. Bu şekilde top iki taraf arasında gidip geliyor ve herhangi bir taraf hata yapana kadar oyun devam ediyor.

İlk set başlamadan önce kortta taraf seçimi ve servis başlangıcını yapacak kişinin belirlenmesi için yazı tura atılıyor. Gerekli durumlar belirlendikten sonra da oyun başlıyor.

Tenis oynamak için gerekli olan ekipmanlar

Her spor dalında olduğu gibi teniste de özel ekipmanlar kullanılıyor. Bu ekipmanların başında tenis topu ve raketi geliyor. Doğru ekipmanlar seçilmediği zaman bu sporda ilerlemek ve motivasyonu her daim canlı tutmak pek mümkün olmuyor.

Eğer bu spora yeni başlayacaksanız tenis raketlerinin gruplarına dikkat etmenizi öneriyoruz. Bu raketler, hafif, orta ve ağır olmak üzere üç sınıfta gruplandırılıyor ve yeni başlayacaklara hafif raket kullanımı öneriliyor. Hafif raketler 250-280 gram arası değişiklik gösterirken orta raketler 280-310 gram aralığında bulunuyor. Ağır raketler ise 310 gramın üzerinde olup topa vururken fazla titreşim yapmıyor. Bu noktada, hafif raketlerin manevra yapımını kolaylaştırdığını fakat sert gelen toplar karşısında çok fazla sarsıldığını vurgulamak istiyoruz. Ağır raketler ise sert gelen toplara karşı daha hızlı ve etkili bir şekilde önlem alınmasını sağlıyor.

Raketlerin sap kalınlığına grip deniyor ve gripler 1, 2, 3, 4 ve 5 şeklinde ölçülüyor. İnce saplı yani 1 olarak ölçülen gripli raketler yeni başlayacaklara öneriliyor. Bu sporda gelişme kaydettikçe gripi sararak sapı kalınlaştırmak mümkün. Tenise ilk defa kalın gripli bir raketle başlandığı zaman bilek gereğinden fazla yorulabiliyor.

Raket ve topa ek olarak, tenis ayakkabısı ve uygun kıyafetlerin tercih edilmesi büyük bir önem taşıyor. Bu spor ani duruşların yaşandığı ve hızlı hamlelerin yapıldığı bir aktivite olduğu için giyilen ayakkabının tabanının anlık aksiyonlara uygun olması gerekiyor. Ayrıca, terlendiği zaman vücuda yapışıp hareketi kısıtlayan kıyafetlerden de uzak durulması öneriliyor. Bu kıyafetler yerine vücudun nefes almasını sağlayan, teri dışarı iten ve ferahlık hissi yaratan spor giysilerinden yana tercih yapılması kritik bir rol oynuyor.

Eğer sevdiklerinizle birlikte hem keyifli hem de aktif bir şekilde vakit geçirmek istiyorsanız tenise bir şans tanıyabilirsiniz. Düzenli olarak bu sporla ilgilenip verimli bir şekilde sosyalleşebilirsiniz ve vücudunuzun dinç kalmasını sağlayabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Kuvvet egzersizleri nedir, neden önemlidir?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale