X

Taylandlıların mutlu yaşam sırrı ‘sanuk’ ile tanışın

Her kültürün kendine has bir mutluluk ve eğlence anlayışı var. Ama akla sürekli yüzünde gülücükler açan insanların yaşadığı Tayland geldiğinde durum biraz değişiyor. Tam olarak anlamını karşılamasa da “eğlence” olarak çevrilen “sanuk”, Taylandlılar için oldukça önemli bir yaşam felsefesi. Özellikle yoğun stres, karmaşa ve depresyonla boğuşan modern dünya insanının örnek alması gereken bir dünya görüşü olduğu söylenebilir. 

Tayland’ın 7/24 hayat dolu, renkli sokaklarını düşününce sanuk çok daha iyi anlaşılıyor. Her zaman iyi niyetli, saygılı ve uyumlu olan sanuk, akılsız bir eğlence veya hafiflik gibi anlamlar içermiyor. Aksine çok daha içsel ve değerli bir aktivite olarak görülüyor, hatta bazen neşe yoluyla zorlukları aşmaya yardımcı oluyor. Tay kültürünün nazik, sevecen ve çok katmanlı yönü de bu şekilde anlaşılıyor.

Sanuk’u anlamak

Tay kültürünün rehber ilkesi kabul edilen sanuk, en genel haliyle “hayata neşe katmak” anlamına gelse de bundan çok daha fazlasını kapsıyor. Kişisel refahı ve sosyal uyumu artıran büyüklü küçüklü her tür aktivite veya düşünce biçimi, bu yaşam biçimine örnek gösterilebiliyor. Sabah kahvesini yudumlamak, arkadaşlarla sohbet etmek, derin nefes almak, hatta iş toplantısına katılmak bile sanuk olarak adlandırılabiliyor. Özetle sanuk’un, hayattaki küçük mutlulukları bulmak ve sıradan anlara eğlence katmak olduğu söylenebilir. Bu nedenle Taylar, eğer keyif almıyorlarsa çok fazla kazandıran işinden istifa edebiliyor veya keyif almadıkları bir ortamdan uzaklaşabiliyor. Tüm özgürlüklere sahip bizim gibi modern bireyler için ne kadar zor ve ulaşılmaz görünen kazanımlar, öyle değil mi?

Sanuk felsefesinin temelinde, her anın değerini sorgulama fikri yatıyor. Dolayısıyla yaşanan her an sadece dışarıdan keyifli ve eğlenceli görünmüyor, aynı zamanda kişiye ruhsal açıdan da iyi hissettiriyor. Farkındalıkla yapılan bu tür seçimler, sosyal ortamlardaki bağları daha da güçlendirerek huzurlu ve mutlu bir toplum yaratıyor. Hayatın neşeli olması fikri günlük etkileşimlerden iş hayatına kadar her ana yansıyor ve aile yemekleri, iş toplantıları veya pazar aktiviteleri hep büyük bir kahkahayla gerçekleştiriliyor.

Sanuk’un kültürel faydaları

Sanuk felsefesini benimsemek, hayatta keyif almaktan bir adım öne geçen bir anlayış. Yaşanan her anda olumlu bakış açısı geliştirme ile ilgili olan bu anlayış birey yaşamına coşku ve mizah katmayı hedefliyor. Budist bir yaklaşımla her şeyin geçici olduğunu kabullenerek neşeyi önceliklendiriyor ve hayatı yaşamak gerektiği fikrini savunuyor. Böylesi bir Tay stili yaşamda, hayattaki gündelik zorluklar yüzdeki gülücükler ve davranıştaki zarafetlerle aşılıyor. Bu da toplumsal harmoniyi ve birlikteliği pekiştiriyor. 

Ancak diğer adıyla “Gülümsemeler Ülkesi” olarak adlandırılan Tayland’da sanuk, bir tür başa çıkma mekanizması olarak da kullanılıyor. Dışarıdan gelen çoğu yabancının fark etmediği bu çok katmanlı gülümsemeler, alt tabakada sevinç ve minnettarlığın yanı sıra çok sayıda duygu saklıyor. Örneğin; Taylar bir doğum gününde de bir cenaze töreninde de aynı şekilde içten gülümseyebiliyor ve bu düşünce biçimi hayata farklı şekillerde nüans ediyor. Sanuk ile yakından ilişkili olan “mai pen rai” kavramı, “önemli değil” veya “takma kafana” gibi anlamlar içeriyor. Fakat bunu umursamaz bir şekilde değil de hayattaki tüm zorlukların da mutlulukların da geçici olduğu fikrinden yola çıkarak yapıyor. Çatışmadan kaçınarak bireye kendi halinde mutluluk aşılayan sanuk, günlük hayatta şu tür kazanımlar sağlıyor:

1. İş yerinde verimlilik artışı

Modern toplumların çoğunun hayat memat meselesi olarak gördüğü bir çok şey, sanuk felsefesinde çok fazla önem taşımıyor. Bu da özellikle iş hayatına olumlu yansıyor. Çünkü en önde gelen ofislerde bile çalışanların eğlenmekle meşgul olması normal kabul ediliyor. Bu durum üretkenliği artırarak işlerin daha hızlı ilerlemesini sağlıyor. Ayrıca ekip uyumunu artırıyor, paylaşılan eğlence yoluyla güçlü iş dinamiklerinin kurulmasına katkı sağlıyor ve karşılıklı yardımlaşmayı teşvik ediyor. Neşeli çalışma ortamı, çalışan moralini artırdığından işten ayrılma oranlarını da düşürüyor.

2. Günlük streste azalma

Eğlence ve rahatlama, sosyal aktivitelerden ziyade bireysel gereksinim olarak görülüyor. Böylece Taylar en sıradan anlarda bile mutluluğu bulabiliyor, yapmak istemedikleri hiçbir şeyi yapmak zorunda kalmıyor. Zorunlulukların getirdiği stres ve yük, en başından ortadan kalkmış oluyor. Yanlış anlaşılmalar, istemeden katılınan etkinlikler veya içinden gelip de açıkça söylenemeyen cümleler Taylar için sorun olmaktan çıkıyor. Anlayış ve empati yetilerini geliştiren bu kültür, herkesin kendi önceliğini belirlemesine izin veriyor.

3. Bireysel gereksinimleri önceliklendirme

Yaşamdaki herhangi bir aktivite keyifli olmadığında, birey onu yapmamayı tercih edebiliyor. Bu sayede insanların toplumsal deneyiminde eğlence, doğrudan bir özgürlük ve gereksinim haline geliyor. Özetle, birey tarafından yapmaya değer görülmeyen hiçbir şey yapılmıyor. Aksine, katılınan her tür aktivite ise farkında ve bilinçli şekilde orada olmak istediğini gösteriyor. Yani herhangi bir bahaneye veya zoraki açıklamaya gerek kalmadan birey kendi isteklerini açıkça ifade edebiliyor.

4. Toplumsal birliktelik

Sanuk felsefesinin özünü yansıtan ve Geleneksel Tayland Yılı olarak bilinen Songkran festivali gibi etkinlikler, toplum için büyük önem taşıyor. Bu tür festivaller kollektivite ruhunu vurguluyor ve toplumsal uyumu artırıyor. Dünyanın en büyük su savaşı olarak da bilinen geleneklerin tümü, eğlenceyle harmanlanarak toplum yapısını zenginleştiriyor.

Sonuç olarak sanuk, hayatta kendini ve mutluluğu bulmak isteyen tüm modern bireyler için oldukça iyi bir rehber. Yanıt ise bizim karmaşıklaştırmak istediğimizden çok daha basit: Sadece neşeli bir tutum beimse ve hayattan keyif almaya bak!

Kaynak: bbc, thaicyclopedia

İlginizi çekebilir: İsveç kahve molası ‘fika’ya dair merak edilenler

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale