X

Tartışma şekillerine göre ilişki türleri: Çiftler çatışmaların üstesinden nasıl gelir?

İlişkilerimiz, üzerine emek verdiğimiz, daha iyi olması için yatırım yaptığımız, zaman zaman kendimizi bulduğumuz, zaman zamansa kaybettiğimiz hayatımızın en önemli parçalarından bir tanesi. “Çatışma”lar da o ilişkilerin olmazsa olmazı. “Olmazsa olmaz” demek belki tam karşılığını bulamıyor olabilir; fakat hepimizin ilişkisinde vuku bulduğu için ister istemez sıkça yaşadığımız durumlardan biri haline dönüşebiliyor. “Neden böyle yaptın, beni neden aramadın, bu kararı bensiz nasıl aldın?” ve daha nicesi… Hepsi, ilişki türleri konusunda yol gösterici olabiliyor.

Bazen kendi içimizde çözmeye çalıştığımız bazense içinden çıkamayıp partnerimizi sorulara boğduğumuz ya da onun sorularına, triplerine maruz kaldığımız, evden küsüp gittiğimiz ilişkilerde siz kendinizi nasıl değerlendiriyorsunuz? “Alttan alan mı, geri adım atmayan mı ?” yoksa duruma göre değişip “Nabza göre şerbet verenlerden mi?”.  Sizin cevabınız nedir, bilemiyorum ama ben bu soruya “alttan alan” demeyi çok isterdim; bir duruma çok kızdığımda, bir şeylerden dolayı kırıldığımda ya da canımın yandığını hissettiğimde bunu yansıtarak çözmek yerine tartışmanın, kavganın kazananı olmaya odaklandığım, sonra da bir üzüleceğim yerde iki, üç, belki daha fazla kez üzüldüğüm için…

1970’li yıllardan günümüze dünya genelinde çiftler ile yapılan en kapsamlı araştırmaları yürüten Gottman, çiftleri çatışmayı nasıl yönettiklerine göre 5 farklı kategoriye ayırıyor ve ilişki türleri olarak karşımıza şu kategoriler çıkıyor: Çatışmadan kaçanlar, patlamaya hazır olanlar, onaylayıcı tavır sergileyenler, saldırgan ve saldırgan-bağımsız olanlar. Bu çiftlerin ilişkileri değerlendirildiğinde; çatışmadan kaçanlar, patlamaya hazır olanlar ve onaylayıcı tavır sergileyenler “işlevsel” çiftler olarak görülürken; saldırgan ve saldırgan-bağımsız olanlar “işlevsiz” çiftler olarak yorumlanıyor. Belirleyici özelliklerine göre birbirlerinden ayrılan çiftlerden sizin hangisine daha yakın olduğunuza yazının devamında karar verebilirsiniz.

Çatışmadan kaçan çiftler (Conflict Avoiders)

İsminden de anlaşılacağı gibi, bu tür çiftler çatışma yaşamamak, anlaşmazlığa düşmemek için mümkün olduğu kadar iletişimden uzak dururlar. Kesin ve net sınırları vardır; birbirlerinin sınırlarını ihlal etmezler. Aralarında soruna dönüşebilecek durumları görmezden gelmeyi ya da bir an önce üstünü kapatmayı tercih ederler. Asıl duygularını birbirlerine açık etmeyerek gerçek bir duygusal bağlanma yaşayabilme şansını kaybederler. Bu durum, kişilerin çocukluk travmalarından kaynaklanabileceği gibi, yaşadıkları olumsuz deneyimler sonucunda da ortaya çıkmış olabilir. Gerçek duygularını ifade ettiklerinde yaşadıkları bir ayrılık ya da büyük bir tartışma onlara tartışmaktansa sessiz kalmayı öğretmiş olabilir.

Çatışmadan kaçan çiftler, iletişimsizliği tartışmaya tercih ederler. Peki bir çatışmayı nasıl çözerler? Cevap, aslında çözmezler. Onlar, durumların nasıl olduğundan çok nasıl olması gerektiğine odaklanırlar ve “Şimdi bunları konuşarak canımızı sıkmayalım” demeyi yeğlerler. Yani “Tadımız kaçmasın Ali Rıza Bey”cilerdendir.

Öneri: “Vaktin olduğunda seninle bir sorun hakkında konuşmak istiyorum, benim için çok önemli.” diyerek partnerinizle kuracağınız sağlıklı bir iletişimin önceden ilk adımını atabilirsiniz. Ayrıca, iyi gitmeyen, ortak bir noktada buluşmayan tartışmaların sebep olacağı olumsuz duygularla başa çıkmak için kendinizi geliştirmelisiniz.

İlginizi çekebilir: Derin ve anlamlı ilişkiler kurmanıza yardımcı olacak ipuçları

Patlamaya hazır çiftler (Volatile Couples)

Çatışmadan kaçan çiftlerin tam tersi olduğunu söyleyebileceğimiz “patlamaya hazır çiftler”i adeta her an tartışmak için bahane aradıklarını söyleyerek tanımlayabiliriz. Göksel’in de şarkısında söylediği gibi “İçimde patlamaya hazır bir bomba var…”. Bu çiftler, kavga etmekten, çatışmaktan, tartışmaktan keyif alırlar ama önemli olan nokta şudur ki, birbirlerini kırmadan, saygısızlık etmeden, aşağılamadan konuşmayı başarırlar.

Duygular konusunda oldukça hassas davranırlar ve iletişime sonuna kadar açık yaklaşırlar. Sınırları, yok denecek kadar ince ve yumuşak hatlıdır. Eğlenceli tartışmalar yürütebilirler; ilişkilerini canlı tutarlar ve birbirlerini anlamak, çözmek için aktif olarak rol alırlar.

Çatışmaları çözmek için iletişimlerine güvenirler. Tartışarak, kavga ederek ama tüm duygularını açıkça ortaya koyarak problem ne ise hallederler. Zaman zaman üzücü sonuçlara sebep olan tartışmalar deneyimleseler de çoğunlukla başarılı bir şekilde sorunların üstesinden gelebilirler.

Öneri: Ateşli bir tartışma süresince partnerinizin değişen duygu ve tavırlarının farkına vararak, iletişimin kavgaya dönüşmemesini sağlayabilirsiniz. Örneğin, konuşmanın kızışmaya başladığını, iki tarafın da incineceğinizi hissettiğinizde durabilir, saygılı bir şekilde devam etmek için birbirinizi teşvik edebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Sağlıklı ilişkiler için bilimsel araştırmalara dayanan öneriler

Onaylayıcı çiftler (Validating Couples)

Bu çiftleri anlatacak iki kelime vardır: Rahatlık ve sakinlik. Aynı zamanda çatışmadan kaçan çiftler ile patlamaya hazır çiftlerin arasında kalmış “ortanca” çiftler olarak da bilinirler. Birbirlerinin bakış açılarına, fikirlerine saygı duyarlar. Baskıcı bir tavır sergilemezler. Bazı konular üzerinde anlaşabilirken bazılarında uzlaşamazlar. Yine de orta noktada buluşmak ve birbirlerini anlamak için gayret ederler. “Ben bilmem eşim bilir.” diyebilirler.

Aslında, “dengeli” diyebileceğimiz çiftlerdir ve etrafımızda en sık rastlayabileceğimiz çiftlere örnek oluşturabilirler. Empati, bu çiftler için olmazsa olmaz bir anahtardır. Çatışma esnasında duygularını ve düşüncelerini ne çok sert ne çok yumuşak, tam olarak “ılımlı” ve “nezaketle” ifade ederler.

Öneri: Çatışma esnasında, kazanmaya ne kadar az odaklanırsak, birbirimizin tepkilerini, anlatmak istediklerini o kadar iyi kavrarız. Eğer tartışmanın  bir yarışa dönüşmeye başladığını hissediyorsanız, durumun farklına varıp düzeltmek için daha farklı bir tavır sergileyebilirsiniz.

Saldırgan çiftler (Hostile Couples)

Aynı zamanda yakınlıktan kaçan çiftler olarak da bilinirler. Yakınlaşmaktan, gardlarını indirmekten korkarlar. O yüzden saldırganlıkla sorunları aşmayı denerler.

Saldırgan çiftleri diğer çiftlerden ayıran en önemli özellikleri “eleştirel” olmalarıdır. Birbirlerini sıklıkla eleştirirler; empati duygusuna çok az sıklıkta yer verirler. Aynı şeylerin üzerine tekrar tekrar kavga edebilirler; çünkü “haklı” çıkmak konusunda ısrarcılardır. Anlaşmazlıkları onları bir arada tutan güçtür. Bu çiftler, mutsuz ama birlikte olarak tanımlanırlar. Yani, “Ne senle, ne sensiz...” diye düşünebiliriz.

Negatif duygularını açıkça ortaya çıkarsalar da işler çığrından çıkmadan kontrol altına alma eğilimindedirler.Tartışmalarında sık sık “her zaman” ya da “asla” vurgularına yer verirler. Çatışmaların üstesinden gelmek için “saldır ve savun” tekniğine başvururlar.

Öneri: “Her zaman böylesin” “Asla bunu yapmıyorsun” gibi kesin yargılar ile konuşmak yerine “Bence…” “Ben böyle düşünüyorum…” “Öyle görünüyor ki…” gibi cümleler kurmak partnerinizin sizi anlaması ve empati kurması için yardımcı olacaktır. Ayrıca, kendinizi çok sinirli ve saldırgan hissettiğinizde tartışma başlatmak yerine, derin nefesler alarak sakinleşmek duygularını kontrol etmenizde etkili olacaktır.

İlginizi çekebilir: İlişkilerinizi sağlıklı bir şekilde sürdürebilmek için aklınızda bulundurmanız gereken 8 ders

Saldırgan-bağımsız çiftler (Hostile-Detached Couples)

Saldırgan-bağımsız çiftleri, saldırgan çiftlerden ayıran en önemli nokta, saldırgan çiftler olumsuz durumları, şiddetli çatışmaları düzenlemeye, yatıştırmaya çalışırken, saldırgan-bağımsız çiftlerin iyileştirici herhangi bir hamlede bulunmamasıdır.

Saldırgan-bağımsız çiftler, belki de ilişkilerinin son demlerini yaşayan, ayrılık çanlarının çalmaya başladığı çiftler olarak değerlendirebildik eğer devamlı tarzları bu olmasaydı. Birbirlerinin açıklarını kollayan, çatışmalarda geri adım atmayan bu çiftler, adeta çıkmaz bir yolda debelenip dururlar. Model’in şarkısında yer verdiği gibi “Biz hiç beceremedik sevmeyi de terk etmeyi de…”.

Duygusal bağlılığın yerini, yıkıcı düşünce ve davranışların aldığı gözlemlenir. Partnerlerden ikisi de nasıl değişeceğini bilmez, hatta değişmek istemez. Toksik bir döngüde ilişkilerini sürdürmeye devam ederler. Duygusal olarak kendilerini güvende hissetmez, her an savaş modunda gibi yaşarlar.

Öneri: Toksik bir ilişkiyi sürdürmek mi, değiştirmek mi istiyorsunuz, önce buna karar. Hala, uğruna savaşmaya değer bir şeyler olduğunu düşünüyorsanız ilişkinizde daha yapıcı olmak için tavrınızı değiştirmeye başlayabilirsiniz.

Kaynak: gottman

İlginizi çekebilir: Sağlıklı bir ilişki için çatışmaları çözebilmede iletişimin rolü

Ecem Şenyurd Efecan: Selam, ben Ecem! Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra çeşitli özel kurumlarda çalışıp akademi özlemiyle soluğu yine üniversitede aldım, daha öğrenilecek çok şey vardı! Mindfulness üzerine tez yazıp 'an'da kalmayı hala başaramayan biri olarak insana iyi gelen ne varsa bulmaya, uygulamaya, hayatımın bir parçası haline getirmeye çalışıyorum. Tam bir kahve severim, günlük sınırsız doz alımıyla hayatımın olmazsa olmazı. Üretmeye bayılıyorum! :)

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale