X

Süper Yönetici Nasıl Olunur?

Her yönetici, çalışanlarını mutlu etmek ve iyi bir yönetici olmak istese de günümüzde bu konu her zamankinden daha önemli bir hale gelmiştir. Hatta çoğu yönetici, süper yönetici olmanın neler gerektirdiğini merak etmektedir. Süper yönetici olmak demek, insan ilişkileriyle ilgili olarak gerekli süper güçlere sahip olmak demektir. Bu süper güçler, iş ortamında daha sağlıklı ilişkiler kurmak ve verimliliği arttırmak için gereklidir.

Bir yönetici olarak süper güçlere sahip olmak için hangi şirkette çalıştığınız, ne kadar süredir yöneticilik yaptığınız veya unvanınızın ne olduğu gibi şeyler önemli değildir. Önemli olan, süper yöneticiliğin gerektirdiği tüm güçlere sahip olmak ve bir yönetici olarak gerçek başarıyı elde etmektir.

Bu yazıda süper yöneticilerin sahip olmaları gereken özellikleri ve süper yönetici olmak için atmanız gereken adımları okuyabilirsiniz.

Süper Yönetici Nasıl Olmalı?

Süper yönetici olmak için süper güçler olarak nitelendirilebilen becerilere sahip olmanız önemlidir. Süper yönetici olmanın gerektirdiği süper güçler neler olduğuna aşağıda göz atabilirsiniz.

Kişisel farkındalık sahibi olun

Süper yönetici olmadan önce kim olduğunuzu bilmelisiniz. İyi bir yöneticinin kişisel farkındalığının olması ve bu sayede sınırlarını aşması ve etkili stratejiler belirlemesi önemlidir. Bunun için iletişim tarzınız, duygusal zeka anlayışınız ve liderlik tarzınız gibi şeyleri sorgulayarak kişisel farkındalığınızı arttırın. Ayrıca iletişim becerilerinizi desteklemek adına ekibinizle olumlu bir şekilde iletişim kurmaya, kendinizi sakin bir şekilde ifade etmeye, aktif dinleyici özelliklerine sahip olmaya ve karşınızdakileri söylediklerini onlara karşı çıkmadan dinlemeye özen gösterin.

Sahiplenici olun

Çalışanlar, karşılarında bir lider görmek istedikleri için lider olarak rolünüzü ve sorumluluklarınızı sahiplenin. Çalışanlarınız, duygularınız ve davranışlarınız dahil olmak üzere sizinle ilgili pek çok şeye dikkat ederler. Bu nedenle ekibinizi nasıl etkilemek istediğinize karar vermelisiniz. Yönetici olarak işinizle ilgili tutkulu olmalı, şirketinizin stratejik girişimleri hakkında bilgi edinmeli ve bunları ekibinizle paylaşmalı, ekip performansı için standartlar belirlemeli ve etkili bir iletişimci olmalısınız. Gerekirse bir koç veya mentor ile çalışmalı ve kendi kişisel ve profesyonel gelişiminizle ilgili gerekli adımları atmalısınız.

Değişimleri etkin bir şekilde yönetin

İşyerinde değişiklikler meydana geldiğinde süreci en iyi şekilde yönetmelisiniz. Olumlu değişimler dahi stresli olabileceği için ekibinizi desteklemelisiniz. Bunu yapmak için değişiklikten etkilenen çalışanlarınızla sık sık iletişim kurun, onların endişelerini dinleyin, değişikliklerin onları nasıl etkileyeceğini anlamalarına yardımcı olun ve değişimle ilgili olarak kendi stresinizi yöneterek bunları çalışanlarınıza aktarmamaya çalışın. Değişimin nedeni sizin yönetici olmanız ise diğer yöneticiye ne olduğunu, ekiple olan ilişkisinin nasıl olduğunu öğrenin. Bazı çalışanlar sizin gelmenizden memnun olurken bazılarının ise eski yöneticileri gittiği için mutsuz olmaları mümkündür. Bu nedenle işyerine yaşanan bunun gibi değişimleri en iyi şekilde yönetmeye çalışın.

Anlaşmazlıkları ve çatışmaları yönetin

İşyerinde gerçekleşen anlaşmazlıkları ve çatışmaları yönetmek çoğu zaman zordur. Bunların iyi bir şekilde çözülmesini sağlayan, yöneticinin süper güçleridir. Çatışma yönetiminde kullanılan stratejiler genel olarak şu şekildedir:

  • Uyma stratejisini benimseyip diğer kişinin ihtiyaçlarını, kendi ihtiyaçlarınızın önüne koyarsınız.
  • Kaçınmacı stratejiyi benimseyip çatışmadan kaçınır ve bunun kendi kendine geçmesini beklersiniz.
  • Uzlaşmacı stratejiyi benimseyip ilgili tarafları kısmen memnun edecek bir çözüm bulmaya çalışırsınız.
  • İşbirlikçi stratejiyi benimseyip herkesin ihtiyaçlarını karşılayan bir çözüm bulmaya çalışırsınız.
  • Rekabetçi stratejiyi benimseyip sağlam bir duruş gösterir ve diğerlerinin bakış açılarını dikkate almazsınız.

Bu stratejilerden bazıları sert ve verimsiz gibi görünse de süper yönetici, bunların her birini ne zaman kullanması gerektiğini bilir. İşyerinde yaşanan çatışmalardan rahatsızsanız, bunları çözme becerilerinizi geliştirmeniz gerekiyor olabilir. Bu nedenle en kısa zamanda yardım almalısınız. Çatışma çözme becerileri zayıf olan bir yönetici, ekibinin kendisine duyduğu saygıyı kısa bir sürede yitirebilir. Bu nedenle çatışma çözme becerilerinizi desteklemek için kitap okuyabilir, kurs alabilir veya bir mentora danışabilirsiniz.

İnsanları yönetin

İnsanları etkili bir şekilde yönetmek, süper yönetici olmak için ihtiyacınız olan en önemli süper güçtür. İnsanları etkili bir şekilde yönetemediğiniz sürece diğer süper güçleriniz yeteri kadar etkili olamayacaktır. İnsanları etkili bir şekilde yönetmek için şu noktalara dikkat edebilirsiniz:

  • Çalışanlarınızı, güçlü ve zayıf yönleri, kariyer hedefleri ve yaşadıkları zorluklar dahil olmak üzere pek çok açıdan tanıyın. Bu sayede çalışanlarınızı yapmak istedikleri şey için doğru bir şekilde yönlendirebilirsiniz.
  • Ekibinizi destekleyin ve kariyer gelişimleri için fırsat yaratın. Çalışanlarınıza koçluk yaparak performanslarını arttırmalarını sağlayabilir ve hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olabilirsiniz.
  • Eğitime ve gelişime önem verin. Sürekli öğrenme için eğitim ve gelişim fırsatlarına değer veren bir ekip kültürü oluşturun. Ancak eğitimi ceza olarak görmeyin. Bunu yapmanız, çalışanların aldıkları eğitimin değerinin düşmesine neden olacaktır.
  • Nezakete önem verin. Stresli veya acele gerektiren durumlarda etkileşim kurarken nezaketi geri planda bırakmak sıkça karşılaşılan bir durumdur. Ancak süper yöneticilerin ne olursa olsun, çalışanlarına karşı nazik olmaları gerekir.
  • Kendinize özen gösterin. Bunun için hobilerinize zaman ayırabilir, uzun yürüyüşler yapabilir ve kendi mesleki gelişim planınıza yönelik adımlar atabilirsiniz. Zihinsel, fiziksel ve ruhsal ihtiyaçlarınıza ilgilendiğinizde hayat kalitenizi arttırabilir ve daha etkili bir yönetici olabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Kendinize liderlik edebilirsiniz: Liderlik gelişiminize katkıda bulunacak varsayımlar

Süper yönetici olmak için yukarıda süper güçler olarak nitelendirilen becerilerde ustalaştığınızda saygı duyulan ve etkili bir yönetici olabilirsiniz. Bu becerilerin yanı sıra aşağıdaki noktalara dikkat ederek çalışanlarınızın motivasyonunu arttırabilirsiniz:

Keyifli bir çalışma ortamı oluşturun

Hayatımızın önemli bir kısmı işyerinde geçtiği için keyifli bir iş ortamına sahip olmamız önemlidir. Çalışanlarınızın her sabah kalkıp gittikleri ortamın karanlık ve sıkıcı olması, isteyeceğiniz son şeydir. Keyifli bir çalışma ortamı oluşturmak için işyerindeki teknolojik, fiziksel ve kültürel faktörlere dikkat etmelisiniz. Örneğin, çalışanlarınızın ruh sağlığı için içeriye daha fazla güneş ışığı girmesini sağlayabilir, üretkenliği arttıracak teknolojilerin kullanılmasını destekleyebilir ve ekip içi iletişim ve işbirliğini teşvik edebilirsiniz.

Çalışanlarınızın işini kolaylaştırın

Kolayca halledilebilecek şeyler için fazla çalışmaya ihtiyaç yoktur. Resme geniş bir açıdan bakabilir ve ekibinizin ihtiyaçlarını anlayabilirseniz, herkesin daha üretken olmasını sağlamanın yollarını bulabilirsiniz. Bu sayede işler zamanında tamamlanacak, çalışanlarınız mutlu olacak ve daha yenilikçi şeyler yapmak için daha fazla zamana sahip olacaklardır.

Cezalandırmaya başvurmayın

İşyerinde cezalandırma bazen istenmeyen davranışları durdurmada etkili olmasa da çalışanın motivasyonunu bozan bir şeydir. Örneğin, çalışanınız geç kaldığı için ceza olarak mesai saatleri dışında işyerinde kalmasını isterseniz, geç kalma davranışını engelleyebilirsiniz. Ancak çalışanınızın morali bozulmuş olacağı için verimliliğinde düşüş olacaktır. Bunun çözümü, olumsuz pekiştirme kullanmaktır. İstenilen davranışı ödüllendirirken olumlu pekiştirme kullanılabildiği gibi istenmeyen davranışlarda da olumsuz pekiştirme kullanılabilir. Örneğin, işyerine bir hafta boyunca kek veya lezzetli meyveler getirin. Bunu yaptığınızda normalde geç kalan çalışanınızın işe zamanında gelmeye başladığını fark edebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Başarılı liderlerin ortak özellikleri: Tevazu, saygı ve takım çalışması

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale