X

Stresim gelecek zamanda

Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine “750 Words” diye bir siteye kaydoldum. 750 Words’ün amacı çok basit. Her gün bir kere siteyi açıyorsunuz, açar açmaz karşınıza sizden 750 kelime bekleyen boş bir sayfa açılıyor. Durmadan, düşünmeden, klavyenizi hoplata hoplata yazıyorsunuz. 750 kelimeye ulaştığınızda, günlük kelime hedefinizi tamamladığınıza dair bir mesaj çıkıyor. Bir ekrana daha basıyorsunuz ve size kullandığınız kelimelere göre az çok doğru, genel saptamalar yapıyor. Elbette bu sadece İngilizce yazarsanız geçerli.

İngilizce yazmadıysanız da önemli değil. Rapor kısmı ekstra. 750 Words’ün en faydalı getirisi hem içinizdeki birçok gereksiz düşünceyi sayfanın üzerine bırakmış oluyorsunuz hem de yazı yazmayı alışkanlık haline getirmiş oluyorsunuz. Bir başka güzel yanı da sitenin geriye dönüp okumaya endeksli olmayışı. Çok isterseniz bulup okuyabilirsiniz ama sitenin tavsiyesi onu kapatıp unutmanız. Sabah spor yaptıktan sonra attığınız ter gibi düşünebilirsiniz bunu.

Ben bir süre aksatmadan her sabah yazdım 750 kelimemi. Bir süre dediğim 10, belki 15 gün. Tavsiye eden arkadaşımla birbirimize günlük yazımızı yazdığımızı kanıtlamak için bitirince çıkan raporun yazdığımız kelimelere bakarak, nasıl hissettiğimizi söyleyen kısmını yolluyorduk.

Yazarken ki zihniyetin: İçine kapanık, Pozitif, Belirsiz, Düşünceli

Benim genelde hep bu dördü çıkıyordu. Onunkiyse neredeyse tam tersi: Dışa dönük, pozitif, kendinden emin, aktif… Şimdi tam hatırlayamıyorum. Rapor kısmı dediğim gibi oldukça genel ve robotikti, biraz aplikasyon üzerinden alınan kahve falı yorumları gibi diyebiliriz.

Ama raporun tek enteresan bulduğum kısmı zaman eğilimiydi. Bu kısım kelimelerimin en çok gelecek zaman mı, geçmiş zaman mı yoksa şimdiki zamanda mı geçtiğini saptıyordu. Benim neredeyse her raporumda “Gelecek” yazıyordu. Yalnızca iki ya da üç kere “Geçmiş” yazdı. Bir kere ne olacak görmek için yazarken parmaklarımın ve beynimin nasıl hissettiğini yazdım ve sadece o zaman “Şimdi” yazdı.

Yazmaya düşünmeden başladığım için hep kafamın ön planında olan şeyler en başta dökülüveriyordu.

Yazmaya düşünmeden başladığım için hep kafamın ön planında olan şeyler en başta dökülüveriyordu. Bunlar da tabii ki genellikle gelecek kaygısı hakkında oluyordu: ‘Bugün iş görüşmesine gideceğim. Yakında iş bulabilecek miyim acaba?’, ‘New York’ta kalmaya devam edebilecek miyim?’, ‘Çalışma vizesi alabilecek miyim?’, ‘İnsanlar yaz için planlar yapınca üzülüyorum, çünkü nerede olacağımı bilmiyorum.’, ‘Kahvaltı da ne yesem? Kahvem için gidip süt almam lazım’…vb.  düşüncelerin farklı kelimelerle ifade edilmiş halleri. Bunların hepsi tek bir şey anlatıyor aslında: Hayatıma devam edebilecek miyim korkusu ve devamlılık isteği. Bir şekilde yakalayabildiğim hayat parçalarını bırakmama isteği, süreklilik isteği.

Son zamanlarda okuyup da en çok beynime işlenen yazı Aldous Huxley’nin 1946’da Vedanta for the Western World diye bir dergiye yazdığı “Zaman Hakkında Bazı Düşünceler” yazısı oldu. Bu yazı Huxley’nin din ve inançla ilgili makalelerini derlediği The Divine Within, yani “İçimizdeki İlah” kitabında yer alıyor. Yazının en can alıcı yerleri de Huxley’nin geçmiş, gelecek ve şu anı teker teker ele aldığı paragraflar.

Önemli olan yaşadığımız an

Huxley’e göre geçmiş zaman artık bitmiş bir zaman. Geçmiş zamandan düşüncelerimizi meşgul tutacak tek şey pratik düşünceler olmalı. Alınan pratik dersler mutlak görülmemeli ve yeni bilgilerle değişebilmeli. Geçmiş zamanda olan olayları kafamızda durmak bilmeyen bir film gibi oynatmak hem yorucu, hem de manasız. Bitmiş bir şeyi düşünebilmek için şimdiden vazgeçiyorsun.

Gelecek desen, tamamen uydurmaktan ötürü. Bunu küçümsemek için söylemiyorum, düşünürseniz gerçekten de öyle. Her konuda değil tabii ama özellikle kafamıza en çok takılan küçük küçük kişisel konularda bu geçerli. En basite indirgeyerek düşünecek olursak, yazın arkadaşlarımızın organize ettiği bir tatil planına iş yüzünden katılamayacağımızı düşünerek kıştan itibaren üzülmek ve bunu sık sık aklımıza getirmek. Aslında bu tatilin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini bile bilmiyoruz. Belki günü değişecek, belki bir kaç kişi daha gidemeyecek başka planları çıkacak. Gerçekleşse de belki de arkadaşlarınız yokken farklı insanlarla sosyalleştiğiniz için kendinizi yepyeni durumlarda bulacaksınız, ki bu söylediklerim geleceğin getirebileceği sonsuz opsiyonların en kolay akla gelebilecek örnekleri. Kayda değer bir şey olabilir, olmayabilir ama büyük bir ihtimalle düşündüğünüz versiyon bire bir olmayacak. Kaygılar boşa. Daha yaza çok var ve arkadaşlarınızla başka şeyler yapacak fırsatlar bugün sizinle. Onlar neden gelecekte gerçekleşme ihtimali olan bir problemden değerli değil?

İlgili yazı: Anı yaşamak: Geçmişteki hatalardan ve gelecek kurgularından kurtularak anda yaşayabilmenin önemi

750 words ve Huxley’nin bu sözleri kafamda birleşip bana bir ders verdiğinden beri, ne zaman kaygılar beni alıp götürse, kafamda trajik başrollerde yer aldığım senaryolar oynamaya başlasa kendimi durdurmaya çalışıyorum. Geçmişte yaşadığım ve öğrendiğim şeyler geleceğin bire bir göstergesi değil. Şimdi yaşadığım şeyler iki zaman arasında heba edilecek kadar değersiz hiç değil.

Şimdi yaşadığım şeyler iki zaman arası heba edilecek kadar değersiz değil.

Arkadaşım bir süre daha bana her gün raporunu yolladı, neredeyse bir haftadan sonra tek taraflı olduğu için yollamayı kesti. 750 Words’ün eksikliğini hissediyorum, kafamdaki boş kalabalığı rahatlatıyordu kesinlikle. Ama eksikliğini hissetsem de yazmaya gelince üşenip yazmıyorum. Belki yarın tekrar başlarım. Şimdi yarını düşünüyorum. Zamanlar arası yollar karmaşık.

Zeynep Lokmanoğlu: Zeynep 26 sene önce Mersin'de doğdu ve simdi Brooklyn'de yasiyor. Boş zamanlarını düşünerek geçirmeyi çok seviyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale