X

Starliçe Çiçeği Bakımı Nasıl Yapılır?

Starliçe çiçeği, anavatanı Güney Afrika olan tropikal bir bitkidir. Çok yıllık bir bitki olan starliçe, gerekli şartlar sağlandığında tüm yıl çiçek açabilen ve yaprak dökmeyen bir türdür.

Starliçe çiçeği, güzel olduğu kadar bakması da kolay bir bitki olduğu için sıkça tercih edilmektedir. Hem iç hem de dış mekanda bakılabilen starliçe çiçeği genelde kışın çiçek açsa da şartlar uygunsa diğer mevsimlerde de çiçek açabilir. Starliçe çiçeğine ihtiyacı olan bol güneş ışığını sağlayıp gerekli sıklıkta suladığınız sürece bitkinizin sağlıklı olmasını sağlamanız kolaydır.

Starliçe çiçeğine dair merak ettiğiniz her şeyi ve starliçe çiçeği bakımında dikkat etmeniz gereken püf noktalarını bu yazıda okuyabilirsiniz.

Starliçe Çiçeği Nedir?

Starliçe çiçeği, ev bitkisi olarak sıkça tercih edilen tropikal çiçeklerden biridir. Diğer pek çok tropikal bitkiye göre bakımı daha kolay olan starliçe çiçeği, iç mekanda hızlıca büyür ve yaz aylarında dışarıda bakılabilir. Genelde kış sonu veya ilkbahar başı çiçek açan starliçe çiçeği, uygun koşullar sağlandığında yılın diğer zamanlarında da çiçek açabilir. Starliçenin ayrıca bir gövdesi olmayıp yaprakları doğrudan topraktan çıkar. Yaprakları yaklaşık 30-45 cm uzunluğunda olan starliçe rüzgarlı bir ortamda tutulduğunda zarar görebilir. Starliçe çiçeği, kediler ve köpekler için zehirli olduğundan dolayı evinizde bitkiye bakacağınız yeri iyi seçmeniz gerekir.

Starliçe çiçeğinin genel özellikleri ve ihtiyaçları şu şekildedir:

Botanik adı: Strelitzia nicolai

Aile: Strelitziaceae

Türü: Otsu, çok yıllık

Olgunlaştığında ulaştığı ölçüler: 100-180 cm yükseklik, 90-120 cm genişlik

Güneş isteği: Tam, kısmi

Toprak isteği: Tınlı

Toprak pH’ı: Hafif asidik

Çiçeklenme dönemi: Kış sonu, ilkbahar başı

Çiçek rengi: Turuncu, beyaz

Kökeni: Güney Afrika

Toksisite: Evcil hayvanlar için zehirlidir

İlginizi çekebilir: Tillandsia Çiçeği Bakımı Nasıl Yapılır?

Starliçe Çiçeği Nasıl Bakılır?

Starliçe çiçeği, iç mekanda başarılı bir şekilde yetiştirilebilen bir bitkidir. İç mekanda starliçe çiçeği bakmanın tek dezavantajı, bitkinin 180 cm’e kadar ulaşabilmesidir. Starliçenin çiçek açması için üç ila beş yıl olgunlaşması gerekir. İç mekanda starliçe bakmanın püf noktası, bitkinin dolaylı olarak güneş ışığı almasına, düzenli sulanmasına ve sıcaklığın sağlanmasına dikkat etmektir. Starliçe, iklimin sıcak olduğu yerlerde bahçede de kolayca bakılabilir. Hatta starliçenin hayatta kalma ihtimalini arttırmak için bitkinizi yaz aylarında dışarı taşıyabilir ve kış geldiğinde tekrar içeri alabilirsiniz.

İç mekanda ve dış mekanda starliçe çiçeği bakmak için dikkat etmeniz gereken noktalar genel olarak şu şekildedir:

Işık ihtiyacı

Starliçe çiçeği, aydınlık ve doğrudan güneş ışığı almayan ortamları sever. Starliçe çok fazla büyüyebilen bir çiçek olduğu için çok fazla güneş ışığına ihtiyaç duyar. Bu nedenle iç mekanda bakıldığında çiçek açmasına yetecek kadar güneş ışığına maruz kalması zordur. Starliçe çiçeği bakacaksanız, bitkinize günde en az altı ila sekiz saat dolaylı güneş ışığı sağlamalısınız. Starliçe, düşük ışıkta hayatta kalabilse de bitkinize güneş ışığı sağlamanız önemlidir. Aksi halde bitkinin yaprakları küçük olacak ve hızlı büyümeyecektir. Starliçe çiçeğine dış mekanda bakmak isterseniz de güneş ışığı alacağı yere dikmeden önce iki hafta boyunca gölgede bekleterek iklime alışmasını sağlamalısınız.

Su ihtiyacı

Slarliçeyi sulamadan önce toprağın üstteki 2-3 santimetrelik kısmın kurumasını beklemelisiniz. Suladığınızda ise fazla su drenaj deliklerinden akana kadar su vermeye devam etmelisiniz. Starliçe çok fazla güneş ışığı istediğinden dolayı toprağı çabuk kuruyabilir. Bu nedenle bitkinizi sık sık sulamanız gerekebilir. Sonbahar ve kış ayları geldiğinde ise bitkinizi sulama sıklığınızı azaltabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Şeflera Çiçeği Bakımı

Toprak ihtiyacı

Saksıda bakacağınız starliçe çiçeği için saksı karışımı veya kompost karışımı kullanabilirsiniz. Drenajı iyi toprak, starliçenin gelişimi açısından önemlidir. Bunun yanı sıra saksıda yeteri kadar drenaj deliğinin olması, fazla suyun topraktan dışarı akması açısından gereklidir.

Sıcaklık ihtiyacı

18-30°C arası sıcaklıklar starliçe çiçeği için iyidir. Tropikal bir bitki olan starliçe çiçeği soğuğu sevmediği için bitkinizi havanın sıcak olduğu aylarda dışarı çıkarmaya karar verirseniz, gece sıcaklıkları 10°C’nin altına düşmeden önce bitkinizi içeri almalısınız.

Nem ihtiyacı

Starliçe çiçeği, nemin ortalama seviyelerde olduğu yerlerde yaşayabilir. Ancak nemin yüksek olması bitkinin gelişmesine yardımcı olur. Bu nedenle nem seviyelerini arttırmak için hava nemlendirici cihaz kullanabilir veya bitkinizin saksısını içi çakıl taşı ve su dolu bir tepsi üzerine yerleştirebilirsiniz. Ancak saksının suyla temas etmediğinden emin olmalısınız.

Gübre ihtiyacı

Bitkinizi büyüme dönemi boyunca iki haftada bir seyreltilmiş sıvı gübre ile besleyebilirsiniz. Toprağa kompost ekleyecekseniz, toprağın en üst tabakasını kazıyıp kompostu ekledikten sonra iyice sulamayı unutmayın.

Starliçe Çiçeği Nasıl Budanır?

Starliçenin çiçekleri, yapraklar dökülmeden ve ölmeden önce yaklaşık üç hafta hayatta kalır. Yaprakları inceltmenizin en iyi yolu, yaşlanan ve hasar gören yaprakları ortadan kaldırmaktır.

Starliçenin yapraklarını kökünden çekerek çıkartabilir veya keskin bir makas yardımıyla kesebilirsiniz. Yaprağın büyük bir kısmı sağlıklı görünüyorsa budamanıza gerek yoktur. Ancak bitkiniz çok fazla büyüdüyse ve ciddi şekilde budama yapmanız gerekiyorsa budama testeresi kullanabilirsiniz.

Bitkinin yapraklarını ve gövdesini toprak seviyesinden biraz daha yukarıda olacak şekilde kesebilirsiniz. Bitkinin çok kalabalık görünmesi halinde bazı sapları ve yaprakları tamamen kesebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Sümbül Çiçeği Bakımı Nasıl Yapılır?

Starliçe Çiçeği Nasıl Çoğaltılır?

Starliçe çiçeğini çelikle veya tohumla çoğaltmak mümkündür. Çelikle çoğaltmak, tohumla çoğaltmaya göre çok daha kolay ve hızlı bir yöntemdir. Ancak bu yöntem için en az üç yıldır çiçek açan olgun bitkileri kullanmak gerekir.

Starliçe çiçeğini çelikle çoğaltmak için şu adımları izleyebilirsiniz:

  • Bitkinizin büyükse kürek ve testere, küçükse keskin bir makas yeterli olacaktır. Bitkide keseceğiniz yeri yeni bir saksıya geçirmek için drenajı iyi bir saksı karışımı hazırlamalısınız.
  • Keskin bir alet aldıktan ve saksı toprağını hazırladıktan sonra bitkide yeni büyüyen ve bir sürgün seçebilir ve kök kısmını kürek ve keskin bir alet yardımıyla ana bitkiden ayırabilirsiniz.
  • Ardından kestiğiniz yeri drenajı iyi bir saksı karışımı bulunan saksıya dikebilirsiniz.

Starliçe Çiçeği Nasıl Çiçek Açtırılır?

Starliçe çiçeğiniz dört ila beş yaşlarına geldiğinde çiçek açacak kadar olgunlaşır. Bu süreçte çiçeklenmeyi teşvik etmek için bitkinize saksıda bakmaya devam edin, bol güneş ışığı almasını sağlayın ve yeteri kadar gübre verin. Starliçenin çiçek açmamasının en önemli nedenlerinden bir tanesi yetersiz güneş ışığıdır. Bu nedenle bitkinizin yeteri kadar güneş ışığı aldığından emin olmalı ve yaz aylarında toprağının nemli olmasına özen göstermelisiniz.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



İlgili Makale