X

Spor, adımla mı dakikayla mı ölçülmeli?

Her gün 7000 veya 10.000 adım atmak fiziksel aktivite düzeyinizi arttırmanın iyi bir yoludur ve böylece kalp damar hastalıkları, tip-2 diyabet ve diğer pek çok rahatsızlığın riskinde azalma yaşanır. Ancak pek çok sağlık rehberinde fiziksel aktivitenin adımdan ziyade dakikalar ile ölçülmesi öneriliyor ve bu da çoğunlukla haftada 150 dakika orta zorlukta aerobik egzersiz ve 75 dakika yoğun egzersiz olarak tanımlanıyor. Peki fiziksel aktiviteyi adımlar değil de dakikalar ile ölçmek daha mı avantajlı? Yeni bir çalışmaya göre hayır.

Adım ve zaman temelli hedeflerin her ikisi de yaşlı kadınlarda kalp damar hastalıklarından ve diğer herhangi bir rahatsızlıktan ölme riskini araştırmaya göre azaltıyor. Dolayısıyla sizin için işe yarayacak olan yöntemi bulmak sağlık hedeflerinize ulaşmanıza yardımcı olacaktır.

Özellikle genç bireyler tenis, futbol, yürüme, jogging gibi aktivitelerden daha çok hoşlanıyorlar ve bunları adımlarla ölçmek kolay. Ancak bisiklet, yüzme gibi sporlarda dakikayı ölçmek daha avantajlı hale geliyor. Bu nedenle hedeflerinize ulaşmanın farklı yollarını araştırabilirsiniz. Hareket herkes için farklı oluyor ve neredeyse tüm hareket türleri sağlık için faydalı.

Sporda süre veya adım

Yapılan çalışmada 62 yaş ve üzeri olan 15.000 sağlıklı kadından elde edilen veriler kullanılmış. 2011 ve 2015 yılları arasında yapılan çalışmada katılımcıların 7 gün arka arkaya aktivite ölçüm cihazları takmaları ve bunları sadece uyurken, duş alırken veya yüzerken çıkarmaları istenmiş. Kadınlar aynı zamanda sağlıklarına dair, kalp krizi ve inme gibi rahatsızlıklara dair bilgiler de içeren anketler doldurmuşlar. Katılımcıların ölümleri yakınları tarafından bildirilmiş. Bu katılımcılar 2022 yılının sonuna kadar takip edilmişler. Katılımcıların ortalama fiziksel aktivite zamanı haftada 62 dakika orta-yoğun fiziksel aktivite olmuş ve günde 5183 adım atmışlar. Yani katılımcıların en az yarısı bu düzeyde aktivite yapmış ve adım atmış.

Beklendiği üzere fiziksel aktivite düzeyi adım veya süre olarak daha uzun olanlarda herhangi bir sebepten veya kalp damar hastalıklarından ölüm riski daha düşük olmuş. En üst kesimde yer alan en aktif kadınların ölüm riski en az aktif olan kadınlara göre %30-40 daha aşağıdaymış. Buna ek olarak 9 yıllık takip sürecinde üstteki dörtte üçlük kesim en alt dörtte birlik kesime göre yaklaşık olarak 2.3 ay daha fazla yaşamış. Bu avantaj beden kitle endeksi dikkate alındığında da kaybolmamış.

Her iki analiz de adımlar ve dakikalar için benzer sonuçlar veriyor. Dolayısıyla fiziksel aktivitenin ölçümüne dair anlayışta iyileşme sağlayan bu veriler, şimdilik sadece katılımcıların bir andaki fiziksel aktivitelerini değerlendiriyor.

Buna ek olarak bir gözlem çalışması olduğundan etki ve sonucu kanıtlama konusunda yetersiz. Araştırmacılar daha sonra uygulanacak randomize kontrol deneyleri ile sağlık ve sporun dakika yahut adımlar ile ölçümüne dair daha fazla anlayış elde etmeyi umuyorlar.

Sporunuzu takip etmenin en iyi yolu

Adım ölçme yöntemi her aktiviteye uygun olmasa da yürüme, koşma ve doğa yürüyüşü gibi aktivitelerde kullanılabilir ve ayrıca gün içinde de kullanmak mümkün. Ancak bu illa ki adım ölçmenin en iyisi olduğu anlamına da gelmiyor.

Uzmanlar bunun temel olarak kişinin kendi tercihlerine bağlı olduğunu belirtiyorlar. Zira her ikisi de sağlıkta iyileşmeye yardımcı oluyor. Bazen adım ölçmek insanların spora devam etmesini sağlayabiliyor. Çünkü bazıları metrik hedefleri seviyorlar ve bu hedefe ulaşmak için motive kalıyorlar. Ayrıca fitlik durumu iyileştikçe hedef miktarı da arttırabiliyorlar.

Ancak özellikle yeni başlayanlar için adım hedeflerini yakalamaya çalışmak fazla bir beklenti olabilir. Bunun yerine aktivite zamanını ölçmek, örneğin öğle yemeğinden sonra 30 dakika yürümek gibi hedefler daha gerçekçi olabilirler.

Adım ölçümünde aynı zamanda yürüdüğünüz veya koştuğunuz zemin de dikkate alınmıyor. Örneğin dağlık zeminde 8000 adım atmakla düz yolda aynı adımı atmak bir değil. Bu nedenle farklı zemin türlerinde ilerliyorsanız adım yerine zaman ölçmek daha mantıklı bir seçenek olabilir ve daha iyi ilerlemenize yardımcı olabilir.

Egzersizi kişiselleştirmek

Aynı zamanda fiziksel aktivitenizi ölçmenin başka yolları da bulunuyor, örneğin hem süre hem de yoğunluk ölçülebilir. Bu yaklaşım daha kişiselleştirilmiştir çünkü birisi için yoğun bir egzersiz, bir diğeri için orta güçte olabilir. Dolayısıyla hangi yoğunluğu hedeflediğiniz zaman içerisinde ilerlemenize yardımcı olacaktır.

Örneğin haftalık egzersiz zamanınızın %80’ini zone 2 içerisinde geçirmek, %20’sini ise zone 4-5 içerisinde geçirmek sevdiğiniz her aktivitede yardımcı olacaktır. Zone 2 egzersizleri, egzersiz esnasında devamlı konuşabildiğiniz zorluktur, zone 4-5 ise kalp ritminizi arttıran, yüksekte tutan ve dinlenince de düşüren zorluktur.

Kalp ritmini ölçerek egzersizinizin şiddetini gözlemleyebilirsiniz. Egzersiz esnasında çeşitli kalp ritmi bölgelerini kullanmak performansınızın yükselmesine yardımcı olacaktır. Kalp ritmi ölçümünde arazi de dikkate alınır çünkü yokuş yukarı giderken kalp ritminiz artan efordan dolayı yükselecektir. Adım ve dakika gibi ölçümler motivasyon için iyi olabilirler ancak sadece onlara odaklanmayın.

Egzersize dengeli bir yaklaşımda bulunmak önemlidir. Güç egzersizleri gibi sadece adımlara odaklanmayan diğer şeylere de göz atarsanız en yüksek faydayı elde edebilirsiniz. Ayrıca bir gün zaman, bir gün adım da ölçebilirsiniz. Ancak burada temel nokta tüm gün aktif kalmaktır, yani daha çok hareket etmek ve daha az oturmaktır. Keyif aldığınız şeyi yapmak ve ona zaman ayırmak en iyi spor olacaktır. Böylece düzenlilik sağlayabilirsiniz.

Sonuç olarak fiziksel aktiviteyi adım olarak ölçmek giderek daha popüler hale geliyor ve özellikle akıllı telefonlar ve akıllı saatler bu işi kolaylaştırıyorlar. Ancak pek çok rehberde spor zaman olarak belirtiliyor.

Yeni bir çalışmaya göre hem adım hem de dakika ölçümü yürüme, koşma gibi fiziksel aktivitelerde fayda sağlayabilir. Her iki aktivitenin de daha üst düzeyde uygulanması yaşlı kadınlarda kalp damar hastalıkları ve başka sebeplerden ölüm riskini azaltıyor.

Ancak önemli olan sizin için en uygun olanı bulmak ve takibe çok fazla kafa yormamak. Önemli olan dengedir.

Kaynak: healthline

İlginizi çekebilir: Araştırmalara göre günlük düzenli hareket, uzun yaşam konusunda genetikten daha etkili olabilir

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale