X

Sosyal baskılar doğum sonrası depresyonu daha da kötüleştiriyor

Kültürel olarak annelik rolünü fazla idealleştiriyor olabilir miyiz? Pek tabii birçok toplumda bir annenin çocuğunu reddetmesi veya çocuğuyla yeterince ilgilenmemesi büyük bir tabu. Sadece bu değil, annenin çocuğunu ihmal etmesinin yıkıcı sonuçları bilimsel çalışmalarla da defalarca belgelenmiş durumda. Son yıllarda ise hamilelik kilolarını rekor sayılabilecek sürede vermeyi başaran ünlüler, çocuğunu sanki bir moda aksesuarı gibi kullananlar, sosyal çevre ve bebek bakımıyla ilgili takıntılı bakış açısını yüzünden annelik ve annelikle ilgili konularda dışarıdan nasıl göründüğünü önemseme artık en üst noktaya ulaşmış durumda. Bazılarımız için bu son dönemin moda annelik ritüellerinin dışına çıkmak oldukça zor.

İlgili yazı: Yeni doğum yapan kadınlarda depresyon taramasının faydaları

İstatistikler her dört kadından birinin doğum yaptıktan sonraki ilk bir yıl içinde depresyon deneyimi yaşadığını gösteriyor. Ancak uzmanlar, gerçekte bu oranın çok daha fazla olabileceğini söylüyor çünkü birçok kadın toplumsal baskılar nedeniyle yaşadığı depresyonu dışavurmaktan çekiniyor.

Babanın katkısı ve desteği, anne üzerindeki stresi azaltabiliyor.

Doğum sonrası depresyonun başlıca belirtileri arasında kendini yorgun, halsiz, yetersiz ve ağlamaklı hissetme, iştahsızlık, uykusuzluk, baş ağrısı, karın ağrısı gösteriliyor. Uyku bölünmesi, eşler arasındaki ilişkide değişiklikler ve sağlıksız yaşam koşulları da doğum sonrası depresyonun semptomları olarak kendini gösteriyor. Birçok kadın, çocuk sahibi olmanın mutluluktan başka bir şey veremeyeceği düşüncesiyle yaşadıkları bu semptomlarla ilgili doktora bile başvurmuyor. Depresif olduklarının farkında bile olmuyorlar.

Kutsal ve kendini adamış bir anne görüntüsü çizme ihtiyacı yüzünden birçok kadın hamilelik ve anneliğin karanlık tarafından bahsetmiyor. Aslında günümüzdeki annelerin kendilerini depresif hissetmek için pek çok nedeni var. Hayatlarının her alanında yaşanan radikal değişiklikler gerçekten de mücadele etmesi oldukça güç şeyler. Doğum yapmak hem fiziksel hem de psikolojik olarak travmatik sonuçlara neden olabilir. Modern dünyanın getirdiği kariyer ve ilişki baskısı nedeniyle bu kadınlar kendilerini sıkışmış ve korkularını açıklayamaz halde bulunuyor. Doğum sonrası depresyonunun trajik duyguları işte buradan kaynaklanıyor.

Bir çocuk büyütmenin ne kadar zor olduğu tartışma götürmez bir gerçek. Saatlerce emzirme, uykusuz geçen geceler, ağlama nöbetleri, gürültü, aşırı sorumluluk hissi… Ruh hali karmaşık bir kişinin tüm bu strese teslim olmaması neredeyse imkansız. Daha sonra bu endişeler büyümeye ve hayatın her alanını kaplamaya başlıyor. “Anne olmaya devam edemeyeceğim, yoksa çocuğumu sevmiyor muyum, mutsuz olduğumu aileme söyleyemem, artık yaşamamam lazım” gibi düşünceler de bu aşamada başlıyor.

Geleneksel ve aileyi merkeze koyan toplumlarda kadınların asli görevi çocuk doğurmak ve büyütmek olarak görülüyor. Birçoğunun da her şeyden fedakarlık etmesi, kariyer beklentilerinden vazgeçmesi, sosyal hayatını bir kenara bırakması, evde kalıp çocuğuyla ilgilenmesi bekleniyor. Bunun karşılığında aileler genişliyor ve bu durum bazı kadınları mutlu ediyor. Ancak bazen geri de tepebiliyor ve kadınlar hissettikleri suçlulukla birlikte depresyona girebiliyor.

İstatistikler her dört kadından birinin doğum yaptıktan sonraki ilk bir yıl içinde depresyon deneyimi yaşadığını gösteriyor.

İşte bu noktada babanın katkısı ve desteği, anne üzerindeki stresi azaltabiliyor. Doğum sonrası depresyon, yalnız yaşayan veya eşi/ailesi tarafından destek görmeyen annelerde daha sık görülüyor. Baba, doğumla birlikte babalık rolünün stresini veya kendi tereddütlerini daha çok sergilediğinde, annenin omuzlarına binen yük daha fazla oluyor. Eşler arasında çatışma söz konusuysa, bebeğin doğumuyla birlikte gelen stres çok daha fazla büyüyor. Bazı sorunlu çiftler, çocuk sahibi olmanın onları yakınlaştıracağını düşünüyor. Oysa gerçekte bunun tam tersi de olabilir.

İlgili yazı: Doğum sonrası özgüveninizi geri kazanmanın 6 yolu

Aile-kariyer dengesi de doğum sonrası depresyon konusunda kadınları derinden etkileyebiliyor. Yıllardır süregelen feminist tartışmalar bile annelikle bebek bakımı arasındaki dengenin nasıl olacağı konusunda bir sonuca ulaşabilmiş değil. Annelikle birlikte kadının iş yaşamında zaman çakışması, gelirde azalma, projelerin veya terfilerin ertelenmesi gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor. Bazı kadınlar için bu denli fedakarlık yapmak, annelikten beklentilerini ve hayallerini suya düşürebiliyor. Bunun dışında, kariyeri veya kendi kişisel hedefleri için çocuk sahibi olmamayı tercih eden kadınlar karşı birçok toplumda oldukça katı önyargılar var. Birçok toplum, bir kadının çocuk sahibi olmama kararını saygıyla karşılanacak bir karar olarak görmüyor.

Tüm bunların ötesinde, en önemlisi de insanın kendi üzerinde kurduğu baskılar. Oysa hepimizin kabul etmesi gerekiyor. Annelik, evlilik, iş, kariyerle ilgili her türlü seçeneği ve bireysel tercihi kabul etmeliyiz. Bu kabullenme daha sağlıklı ve gerçekçi bir annelik yaklaşımını beraberinde getiriyor ve annelerin kişisel ihtiyaçları tartışmasını açıyor. Bu ihtiyaçlarının duyulduğunu, anlaşılabilir olduğunu hisseden kadınlar ise daha mutlu ve iyi anne olma yolunda önemli bir adım atmış oluyor.

Kaynaklar:
Psychology Today
Guardian

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale