X

Son dönemlerde romantik ilişkilerdeki sorunları özetleyen modern terimler

Nerede o eski aşklar… Bir mektup için günlerce, aylarca hasret çekmek, bir bakıştan derin anlamlar çıkarabilmek, görüşmeden anlaşabilmek, bir numarayı aramak için sonsuz dairesel hareketlerle çevirmeli telefonun başında beklemek… Teknolojinin gelişmesiyle hepsi geride kaldı. Haliyle o eski aşklar da yerini ‘çevrimiçi dünyalara’ bıraktı. Dijital çağın başlamasıyla ilişki dinamikleri de değişime uğradı ve iletişim biçimleri kelimenin tam anlamıyla biçim değiştirdi. Bu değişim, yeni ilişki terimleri ve bu terimlerin beraberinde getirdiği sorunlarla birlikte günümüze kadar taşındı.

Artık sık sık duymaya, görmeye ve hatta belki de deneyimlemeye başladığımız ghosting, benching, haunting, gaslighting, love bombing gibi terimler, modern ilişkilerin ayrılmaz bir parçası haline geldi. Üstelik bu kadarla da sınırlı değil. Modern ilişkilerde yaygın olan sorunlara değinen daha pek çok terim var. Partneriniz bir görünüp bir kayboluyor, ilişkinizde kendinizi sürekli değerinizi, doğrularınızı sorgularken buluyor, ‘hep ben çaba gösteriyorum’ diyor ya da devamlı ‘biz şimdi neyiz’ diye kendinize veya ‘potansiyel sevgilinize’ soruyorsanız bu terimlerden en az bir veya birkaçını çoktan gerçek hayatta deneyimlemiş olabilirsiniz.

Eski aşkları özleyen, arayan veya bir gün bulmayı umut eden herkese sıcacık bir buket sevgi gönderiyor ve sizi günümüz ilişkilerindeki sorunları açıklayan terimlere daha yakından bakmaya davet ediyoruz. Belki sizin de romantik ilişkinizi daha farklı bir bakış açısıyla değerlendirmenizin ve yaşadıklarınızın farkına varmanızın zamanı çoktan gelmiştir. İşte son dönemde ortaya çıkan, ilişki sorunlarını özetleyen terimler:

Akıl oyunları: Gaslighting

Ortada olan gerçekler hakkında sık sık şüpheye düşüyor, ‘acaba bende mi bir hata var’ ya da ‘yanlış mı anladım’ gibi sorularla zihninizi sürekli meşgul ediyorsanız, ‘gaslighting’e uğrayıp uğramadığınızı değerlendirmenizde fayda var. Partneriniz gerçekleri çarpıtıyor, sizi yanıltmaya çalışarak kendi görüşlerine doğru yönlendiriyor olabilir. Herhangi bir durumu olduğu ve hatırladığınız gibi dile getirdiğinizde partneriniz size sürekli olarak yanıldığınızı, yanlış hatırladığınızı ve dahası hep ‘böyle yanlış düşündüğünüzü’ söylüyorsa, gaslighting kurbanı olabilirsiniz. Bu manipülasyon, size kendinizden şüphe ettirebilir… Uzmanlar, gaslighting’i aynı zamanda duygusal manipülasyon veya psikolojik istismarın bir türü olarak da tanımlıyor. Dolayısıyla hem duygusal hem de zihinsel sağlığınız böylesi bir manipülasyon çabası karşısında ciddi bir şekilde etkilenebilir ve bu durumda bir uzmandan destek almanız gerekebilir.

Sevgi bombardımanı: Love bombing

Peki ya ayaklarınızı yerden kesecek kadar mutlu olduğunuz, adeta sürprizlere boğulduğunuz, kendinizi tam anlamıyla bulutların üzerinde hissettiğiniz oldu mu? Kısacası tam bir ‘aşk bombardımanına’ tutulduğunuz? Her aşk böyle başlamaz mı zaten diye düşünebilirsiniz ancak ne yazık ki o bulutlara çıkışın bir de yere çakılışı olabiliyor… Love bombing; ilişkinin başlangıcında aşırı ilgi, sevgi, romantizm göstererek karşıdaki kişiyi etkileyen manipülatif davranışları anlatıyor. Sizi etkilemek ve ilişkiyi hızla ilerletmek için love bombing taktiklerine başvuran kişi, aslında sizi kendine bağımlı hale getirerek sonrasında kontrol altında tutmayı planlıyor olabilir. Çünkü, ‘cicim ayları’ gibi görünen bu sevgi gösterileri muhtemelen süreç ilerledikçe bir daha asla göremeyeceğiniz hal ve tavırlardan oluşuyor.

Hayalet sevgilim: Ghosting

Gelelim, bir başka terime: Ghosting! En az gaslighting kadar yaygın olan bu durum, özellikle sosyal medya araçlarının yaygınlaşmasından sonra daha da şiddetli artış gösteriyor. Daha önce hiç ‘olası partnerinize’ ulaşmaya çalışırken tüm yolları denemenize rağmen başarısız oldunuz mu? Mesaj attınız dönmedi, Instagram’dan yazdınız görmedi, aradınız açmadı, en son paylaştığı storye karşılık verdiniz ama ilgilenmedi… Kısacası, ortadan kayboldu, adeta ‘hayalete dönüştü’. İşte bu hiçbir açıklama yapmadan, bilgi vermeden, iletişim kurmadan kaçma hali ‘ghosting’ terimi ile açıklanıyor. Ve ne yazık ki modern ilişkilerde fazlasıyla yaygın… Uzmanlar, ghosting davranışlarının duygusal travmalara ve güven sorunlarına neden olabileceğine dikkat çekiyor, böyle bir durumu daha önce deneyimlediyseniz sağlıklı ilişkiler kurma konusunda profesyonel destek almayı düşünebilirsiniz.

Geçmişi diriltme çabası: Zombieing

Daha önce ghosting tavırlarına maruz kaldığınız biri bu kez de hayatınıza yeniden girmeye çalışıyorsa, bu durumu da anlatan modern bir terim var, bknz: Zombieing. Önceden iletişimi kesmiş veya ilişkiyi sonlandırmış bir kişinin, uzun bir süre sonra aniden tekrar iletişime geçip geri dönmesini anlatan zombieing, ilişkiler dünyasında adeta zombilerin ölümden geri dönmesi, yeniden dirilmesi gibi bir metafora denk geliyor.

Beklenmeyen ortaya çıkış: Submarining

Ghosting ve zombieing’ten sonra sıra bu kez de sumbarining de. Önceden ghosting yapmış birinin zombieing ile geri geldikten sonra sanki karşısındakini hiç ghosting’e maruz bırakmamış gibi davranmasına submarining deniyor. Submarining denmesinin nedeni ise beklenmedik bir şekilde ve beklenmeyen bir yerde denizaltıların yüzeye çıkmasına benzetme yapılıyor olması.

Uzak ama yakın: Orbiting

‘Ghosting’ten bahsetmişken ‘orbiting’e değinmemek olmaz. Ghosting nasıl ki ortadan kaybolmayı anlatıyor, orbiting ise tam tersi bir türlü ortadan kaybol(a)mamayı. Daha önce eski sevgilinizin bir türlü etrafından uzaklaşmadığını fark ettiniz mi? Ya da belki de hala sizi yörüngenizdedir? Orbiting, kelimenin tam anlamıyla bu ‘yörüngede olma’ halini ifade ediyor. Eski partneriniz sürekli sosyal medya hesaplarınızı takip ediyor, paylaşımlarınıza yorum yapıyor, beğeni atıyor, sık sık sizin takıldığınız mekanlarda karşınıza çıkıyor, sudan sebeplerle iletişim kurmaya çalışıyor, ‘seni rüyamda gördüm, iyi misin’ gibi modası geçmiş numaralara sığınıyorsa, siz de bu orbiting’in bir öznesi olabilirsiniz. Bu da dengenizi bozabilir ve hayatınızın kontrolünü elinize almak için psikolojik bir destek almak böylesi bir süreçte çok daha iyi hissetmenize yardımcı olabilir.

Dijital hayalet takipçi: Haunting

Orbiting ile çok benzer yapılara sahip bir başka modern ilişki dinamiği ise ‘haunting’. Tıpkı ‘orbiting’te olduğu gibi haunting de karşınızdaki kişinin size etrafınızda olduğunu hissettirme şekli. Ancak bu kez bunu daha sinsi bir şekilde sosyal medya hesaplarınızdan aklınıza sızarak yapıyor. Hayalete benzetilmesi de bu yüzden. Bir şekilde size hala aklında olduğunu hissettirmek için storylerinize bir bakıp kaçabilir ve siz kendinizi ‘acaba beni geri mi istiyor’ diye düşünürken bulursunuz.

Çıkışsız ilişki labirenti: Situationship

“Biz şimdi neyiz?” sorusunu size defalarca sorduran, arkadaş mıyız, sevgili mi diye durmaksızın düşündüren, bir türlü tanımlayamadığınız o ilişkiyi anlatan en güçlü terim; situationship. Henüz ciddi bir ilişkinin başlamadığı ‘gri alan’ olarak da tanımlanabilir. Partnerler arasında belirsizliğin hakim olduğu bu durum, fazlasıyla kafa karıştırıcı ve dahası can sıkıcı olabilir. Daha önce başınıza geldiyse ne kadar kötü hissettirdiğini tahmin edebiliyorsunuzdur. Bu can sıkıcı durum, sizi sürekli kendinizi, değerinizi sorgulamaya ittiği için benlik algınızı kaybetmenize neden olabilir ve yalnızca ilişkileriniz değil, hayatınızın pek çok alanı bu süreçte olumsuz etkilenebilir. Dolayısıyla sadece yakın bir arkadaşınızla dertleşmeniz sorunları çözmek için yeterli olmayacaktır, bir uzman desteği size rehberlik edebilir.

Flört görünümlü sorgulama: Dateview

‘Flört mü ediyoruz yoksa iş görüşmesinde miyim!’ diye düşündüğünüz bir buluşmanız olduysa, ‘dateview’ terimi size tanıdık gelebilir… Karşı tarafın sizi soru yağmuruna tuttuğu; ilk ilişkinizden aile kavramına nasıl yaklaştığınıza çeşitli konularda sanki bir görüşmenin ortasındaymışsınız gibi sorular sorduğu bir ‘sözde’ flörtleşme şekli dateview ile açıklanıyor.

Yedek oyuncu: Benching

Kendinizi hiç ‘bekleme listesinde’ gibi hissettiğiniz oldu mu? Potansiyel partneriniz size umut veriyor, daha doğrusu yeşil ışık yakıyor ama bir türlü işler ciddiye binmiyor… İşte bu sizi yedekte tutma hali, benching ile açıklanıyor. Situationship ile benziyor gibi görünse de ‘benching’de, bir kişi gerçekten ilişkiye adım atmak yerine karşı tarafla iletişimi düşük seviyede tutar, tam olarak ‘sevgili olma’ sinyali vermez; situationship ise, ilişkinin ne olduğuna dair belirsizlik içeren bir durumu ifade eder. Bir nevi sanki bir maçta ‘yedek kulübesinde’ bekleyen oyuncu gibi hissedebilir, kendi öz değerinizi sorgulamaya başlayabilirsiniz. Yedekte tutulma hissi değerinizi sorgulamanıza, benlik saygınızı yitirmenize neden olabilir. Bu nedenle psikolojik destek almanız bu süreçte kendinizi korumak ve öz değerinizi belirlemek için kritik bir rol üstlenir.

İlgi kırıntıları: Breadcrumbing

Uzun zamandır etkileşimde olmadığınız biri aylar önce paylaştığınız bir postu beğendiğinde aklınızdan ‘acaba ilgimi mi çekmeye çalışıyor’ gibi bir düşünce geçtiyse, ekmek kırıntılarını topluyor olabilirsiniz. Bu ne demek, hemen belirtelim: Breadcrumbing. Yani, modern ilişkiler dünyasında karşı tarafın dikkatini çekmek, aklına düşmek için küçük kırıntılar bırakmak. Bu kırıntılar her zaman gerçek, ciddi bir ilişki için taahhüt anlamına gelmez ve ne kadar süreceği de genellikle belli olmaz.

Tüm bu terimlerin yanı sıra günümüz ilişkilerini tanımlayabilecek daha pek çok kavram olabileceği de aşikar. Hızla gelişen dijital dünya, evrimleşen ilişki dinamikleri, değişen iletişim biçimleri ve çok daha fazlası romantik ilişkilerin çıkmaza girmesine neden olabiliyor. Dahası, modern dünyada ilişkiler, yukarıdaki örneklerde de olduğu gibi manipülasyonlar tarafından yönetilebiliyor. Ve bu tür manipülasyonlar, kişinin öz benlik algısına zarar verdiği gibi duygusal ve zihinsel sağlığını da tehdit edebiliyor, ayrıca ilişkilerdeki güven ortamını da zedeleyebiliyor.

Bu olumsuz durumların üstesinden gelmek, ilişkilerimizdeki sorunları tanımlamak, çözüm yolları geliştirmek ve en önemlisi de benliğimizi korumak için bir uzman desteği almak modern dünyada daha da önemli bir hale geliyor. Online terapi, bir uzman eşliğinde yaşadığımız sorunların üstesinden gelmek ve kendimize daha iyi bakmak için kaçınılmaz bir fırsat olarak karşımıza çıkıyor.

Her yerde erişilebilir, bilimsel, kapsamlı ve kişiye özel online terapi hizmeti sunan Salus, ihtiyaçlarınızı belirleyerek yolculuğunuzu kişiselleştiriyor ve değişen ihtiyaçlarınıza ayak uyduracak şekilde tüm sürecin takipçisi oluyor.

Siz de iyi oluşunuzu desteklemek ve bu yolda bir uzman rehberliğiyle ilerlemek istiyorsanız sağlığınıza gereken önemi Salus’la verebilirsiniz. İlk görüşmenizi ücretsiz bir şekilde planlayabilir, sonrasında Uplifers okuyucularına özel %10 indirimden (%10 indirim kodu: MABGX5) faydalanabilirsiniz. 

Yolculuğunuzu hemen başlatmak için tıklayabilirsiniz.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



İlgili Makale