X

Sessiz yaraları iyileştirmek ve yetişkin zorbalığı

Yetişkin zorbalığı diye bir şey var. Kelime biraz ağır. Sanki içinde fiziksel şiddeti barındırıyor gibi duruyor. Oysa değil. Derinden ve sessizden yaralayıcı olabilecek türden bir davranış şeklinden bahsediyorum.

Yok saymak, görmezden gelmek, küçümsemek, görünüşte iyi şeyler söyleyip, tam tersi şekilde davranmak veya başkalarıyla dedikodusunu yapmak, sahicilikten uzak olabilecek davranış biçimleri olarak kendini gösterir. Ve maruz kalan taraf bilir ki, yıpratıcıdır. Fiziksel şiddet kadar yaralayıcı olabilir. Hele maruz kalan kişinin hayatta önem verdiği şeyler; samimi iletişim, değer görmek, sevgi, saygı ve paylaşmak gibi şeylerse.

Özellikle ikili ilişkilerde yaşanan bu duruma “ghosting” deniliyor. Kısaca bir tarafın nedensizce diğer tarafla iletişimini kesmesi durumu diyebiliriz. Yıllardır işyerindeki mobbing yaklaşımlarını konuşuyoruz. Bir bakıma bu da onlardan bir tanesi. Tabii ki değersizlik hissi uyandıran çok rahatsız edici bir durum. İşyerinde, ailede, arkadaşlar arasında, üniversitede, hatta niyeti çok temiz olan sosyal sorumluluk projelerinde bile böyle hikayelere denk geldim. İki taraf var. Bu durumu yaşatan insanlar, bu durumu yaşayan insanlar.

Aslında iki tarafın da psikolojik destek alması çok sağlıklı bir tutum olmakla birlikte, yaşayan insan; etkilenen ve yaralanan olduğu için genelde terapi seanslarına zaman ayıran taraf oluyor. Uzmanlar diğer taraf için epeyce farklı yaklaşımlar ve tanılar koyabiliyorlar. Bu aslında diğer tarafın sorunlu biri olduğunu gösteriyor. Korkularından, dile gelmemiş, üzerine çalışılmamış gölge taraflarından, yanlış işleyen alışkanlıklarından, belki de kendi öz varlığını korumak için geliştirdiği stratejiden böyle davranıyor. Hiç bilmiyoruz. Sağlıksız bir ego durumu. Ve evet insanlara zarar veriyor. Biz gelelim, bu durumu yaşayan insanlara bakalım. Onlar ne yapmalı, biraz konuşalım.

Bugün BBC’de bir haber okudum. İngiltere’de bir hemşire, kötü yönetim sonucu istifa ediyor. Ve zalim zorbalık davranışlarına atıfta bulunarak bu işletmeye dava açıyor. Çalışma arkadaşlarından birinin “ondan gelen sabah selamlarını görmezden geldiğini, toplantılarda sunum yaparken diğer tarafa baktığını, çay saatinde diğerlerine verirken ona çay vermediğini” de örnekleyerek kötü yönetimi ve zorbalığı kanıtlıyor ve mahkemeyi kazanıyor.  41 bin sterlin tazminat alıyor.

Görmezden gelinmenin bir bedeli olmuş bu hikayede. Bilmem bu gibi durumları yaşayanların yüzde kaçı insanca iletişim hakkını adaletle aramayı tercih ediyor. Bu psikolojik yıpranmışlığın ciddi bedelleri olabiliyor. İşten ayrılma, eşten ayrılma, bozuk sağlıksız aile ve arkadaş ilişkilerine harcanan zaman ile enerji israfı. Depresyon veya anksiyete bozukluklularına kadar giden tablolar. Sağlıksız ilişkilerin maddi manevi birçok bedeli olabiliyor.

Bu konuyu kaleme almamın nedeni; yaşamımın bazı evrelerinde böyle maruziyetler yaşamış olmam. Ve açıkçası yaşandığına da çok şahitlik etmem. Sessizce yaralar oluşturur insanda. O yaraları fark etmek ve iyileştirmek için bir şeyler yapmalı.

Kendinizi üzmeyin, kafanıza takmayın ya da siz de onları görmezden gelin gibi işe yaramaz önerilerde bulunmayacağım.

Tabii ki size bu durumu yaşatanların zihin yapısını, nedenlerini, baktıkları pencereyi bilmeniz mümkün değil. Tahminleriniz içinizi de hafifletmeye yetmez. Odaklanacağınız sadece kendiniz, içinizdeki sesler, duygularınız ve hisleriniz olmalı.

Siz hangi pencereden algılıyorsunuz ve bunun sizdeki iz düşümü nedir? Sizde yarattığı düşünceler neler? Hangi duygular açığa çıkıyor? Bedende oluşan hisler ne tam olarak? Hangi değerlerinizin ihlal edildiğini düşünüyorsunuz? Tam olarak neye ihtiyacınız var? İhtiyaçlarınızı kendi kontrolünüz çerçevesinden nasıl temin edebilirsiniz? Tam olarak nasıl bir iletişim tarzı size iyi gelir? Bu iletişim tarzını kimlerle tesis edebilirsiniz? Bu süreçten daha güçlenerek, kendinizi koruyarak çıkmanız için nelere ihtiyacınız var? Hangi seçimler sizi rahatlatır? Bu seçimlerinizin ne gibi sonuçları olabilir? Lütfen bu soruları derinlemesine düşünün, yazın, çizin, resmedin.

Kendi değerinizi öz saygınızı yeniden güçlendirecek tamamlayıcı sorular da sorabilirsiniz. Öz değer ne demek benim için? Öz saygı ne demek benim için? Öz değerimi kendim kendime nasıl yansıtabilirim? Kendime nasıl saygı duyabilirim? Öz saygım için benden yansıyan neler olmalı?

Öte yandan edebiyat terapi, yazı terapi, resim terapi gibi kendi kendime beslediğim ve bana iyi gelen alanlar var. Benim mesleğim profesyonel koçluk. Bu sorularla kendime koçluk yapabiliyor kendime derin düşünme alanı yaratabiliyorum. Kendim kendime yetemediğim zaman zaten başka bir koç arkadaşımdan destek alıyorum. Gerekirse de terapistle çalışmak tabii ki çok destekleyici olabilir.

Bu durumu yaşayan biri olarak aslında durumu nötr kabul edebilecek bir zihin yapısına gelebilmemiz için kendimize zaman ayırmamız gerekiyor. Bunu hangi yolla yaparsanız yapın. Kendinize zaman ayırın. Kendinize öz şefkat sunarak.

Size birkaç kitap önereceğim. Müthiş Psikoloji – Seni Yoran Her şeyi Bırak kitabını okumanızı öneririm. Hayatımızdaki manipülatif insanların hikayeleri ve nasıl mücadele edildiğine dair örnekler var. Sevgili Evrim Kuran’ın “Başarılı Bir Kadın Olduğum için Özür Dilerim” kitabı da size hem teorik hem de pratik birçok öneri sunacaktır.

Bu arada özsaygınızı besleyecek, nezaketli, sevgi ve saygının hissedildiği, insani ve samimi iletişimin olduğu ortamlar var buna emin olabilirsiniz. O ortamları arayın ve bulun. Zaten iyileşirsiniz.

İlginizi çekebilir: Yorgunluğa bakış açını değiştir: “Öldüm bugün”den “İyi ki yoğun yaşadım”aYorgunluğa bakış açını değiştir: “

Fatma Yıldız: Merhaba, yetişkin eğitimi alanında lisans ve yüksek lisans okudum. ICF onaylı dünyanın en büyük koçluk okullarından Erickson International School’dan tüm koçluk eğitimlerimi ve NLP Practitioner ile NLP Master programlarını tamamladım. ICF (Uluslararası Koçluk Federasyonu) PCC seviyesi usta koçlarından biriyim. Şu an ağırlıkta yönetici ve takım koçluğu yapıyorum. Bununla beraber doğa ve yeni yerler görme tutkunu, çiçek, deniz, ağaç sevdalısı, hayvan dostu, kedi annesi ve yaşama coşkuyla bağlı biriyim. 2007-2008 yıllarında ağır bir kolon kanseri tedavisi gördüm. Sonrası hayatımın yeni bir dönemi başladı. Yaşam sanatını hakkıyla icra etmeye çalışıyor, tüm bilgi, beceri ve deneyimlerimi birçok kanalla insanlara ulaştırmaya çalışıyorum. Stres Yönetimi, Resilience, Yaşamı Güzelleştirmek, Potansiyelini Keşfet konularında programlar yaparken, iş dünyasını iyileştirmek ve insan odaklı hale getirmek için çalışmalar yapıyorum. Benimle ilgili detay bilgilere buradan ulaşabilirsiniz. https://www.fatmayildiz.com/hakkimda/

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale