X

Sağlıklı ve dengeli beslenme rutinleri: Aktif yaşam, aktif zihin

Sevgili Uplifers okuyucuları, bugüne kadar sizlere minimal yaşamdan, hayatımızı sadeleştirirken bize rehberlik edecek deneyimlerden ve uzun yaşamın sırlarından sık sık bahsettim. Özellikle son dönemlerde sağlığımızı korumak için yalnızca hareketli bir yaşam sürmenin değil, beslenme alışkanlıklarımızın da ne denli önemli olduğu uzmanlar tarafından sıkça dile getiriliyor. Sağlıklı ürünlerin kolay ulaşılabilir ve hemen tüketilebilir olması da bizleri cezbeden en büyük etken. Bu ayki yazımda Türkiye’yi sağlıklı ürünlerle buluşturan Fellas ailesiyle ‘beslenme rutinleri’ni konuştuk. Fellas’ın Kurucu Ortağı Sevgili Mustafa Can Gider ile yaptığımız röportajı keyifle okumanızı diliyorum.

1. Öncelikle sizi ve Fellas’ı tanıyalım…

Bursa doğumluyum. İTÜ Endüstri Mühendisliği mezunuyum. Uluslararası bir şirkette Satış ve Ticari Pazarlama Departmanında 4,5 yıl süren deneyimim ardından, iki kardeş birlikte hayalimiz olan kendi şirketimizi kurma yolunda ilk adımımızı attık. Ben Endüstri Mühendisiyim, Gamze, Gıda Mühendisi; güçlerimizi birleştirdik diyebilirim. 2015 yılında bu sektöre girmeden önce dönemin trend kavramlarını, alışkanlıklarını ve yönelimlerini analiz ettiğimiz sürecimiz oldu. Bu kavramlardan en üzerinde durulması gerekeni kesinlikle “zaman”dı. Toplumun öğün hazırlama ve tüketme sürelerinin kısaldığı noktada ihtiyaç pratik ve fonksiyonel gıdaları üretmek ve çeşitlendirmekti. Çok daha kısa zamanda vücudumuzun ihtiyacı olan besinleri elde etmek tüketicinin mesleğinden, yaşından ve anlık konumundan bağımsız bir ihtiyaç; bu ihtiyacı lezzetli hale getirip kaliteli içeriklerle oluşturduğumuzda bir yoldaş, yani Fellas olduk.

2. Özellikle son dönemlerde sağlıklı ve dengeli beslenmek oldukça popüler hale geldi. Ancak insanların bu konuda kafaları çok karışık. Sağlıklı beslenme sürecine başlayanlara neler öneriyorsunuz?

Türkiye’de hızla büyüyen bir sektörden bahsediyoruz. Henüz doyum noktasına ulaşmamış olmasını unutmamak gerekir. Sadece gıda olarak değil dijital içerikleri de hızla tüketiyoruz; yani sağlıklı beslenme gıda sektöründen ibaret değil, çok daha büyük ve kompleks. Sağlıklı ve dengeli beslenme rutinlerini ve önerilerini paylaşan içerik üreticileri de bu büyümeyle artış gösterdi ve kişisel deneyimlerini paylaşanlar çoğaldı. Bu yüzden kafa karışıklığının olması çok normal diyebiliriz. Taleplerin ve ambalaj okur-yazarlığın pozitif yönde etkilendiği gelişmeler bunlar. Ürünler sorgulanıyor; tüketici tarafından hem lezzet hem de kalite testine tabi tutuluyor. Fellas olarak tam da bu noktada öne çıkıyoruz, tüketicinin güvenini kazanmanın ilk şartı olan ürün kalitesini kurulduğumuz ilk günden beri taviz vermeden geliştiriyoruz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmenin ilk aşaması yeme-içme bilinci kazanmak olmalı. Günümüzde insanlar ilave şekersiz, yüksek lifli, katkısız ve koruyucusuz ürünlerle beslenmenin önemini anlamış durumda. Vücudumuzun ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte beslenmek hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı beraberinde getiriyor. Fiziksel ve zihinsel sağlığı sağlamak için vücudumuzun günlük ihtiyacı kadar su ve protein, lifli gıdalara yönelim, şeker ve tuz sınırlaması, porsiyon kontrolü ve çeşitli besin gruplarına öğünlerde yer vermek büyük önem taşıyor diyebilirim.

3. Bağışıklığı destekleyen ürünler revaçta ancak insanlar paketli gıdalara karşı da oldukça ön yargılı. Paketli gıdaları satın almadan önce nelere dikkat etmeliyiz?

Paketli gıdada kaygının sebebi gıdaların raf ömürlerini uzatmak adına katkı ve koruyucu maddeler içermesi, yapay-ilave şeker ve kalitesiz yağ türevleriyle içeriğin besleyici niteliğini ve kalitesini kaybetmesidir. Tam da bu yüzden besin değer tablosu ve içerik listesi, yani ambalaj üzerindeki bilgilerin okunması çok önemlidir. Fonksiyonlarını ve besin değerlerini kaybetmiş bir gıda ürünü vücudumuzun ihtiyacı olan protein ve vitaminleri sağlayamaz, kalorisi yüksek olabileceği için kilo alımına sebep olur ve günlük enerji ihtiyacınızı karşılayamaz. Yetersiz beslenmeden kaynaklı sağlık sorunlarını; özellikle sindirim, kilo kontrolü, fiziksel ve zihinsel performans sorunlarını beraberinde getirir.

Katkısız, koruyucusuz ve sağlıklı ürünlerin de paketleneceğini unutmamak gerekiyor. Yani kaçınmamız gereken ürün grupları besin değerlerini kaybetmiş niteliktekilerdir. Günümüzün zaman algısına hitap edecek- ki zamandan kastımız hız ve zaman kazandırıcılık- hem pratik hem besleyici özellikteki paketli ürünler aktif yaşamımızda çok önemli konumda. Fellas olarak vaadimiz lezzetli, kaliteli, besleyici ve pratik ürün gamımız. Örneğin besin değerleri incelenmiş granola veya müsli ile yapılmış bir kahvaltıda sadece zamandan kazanmıyorsunuz. Aynı zamanda kaliteli ve besleyici bileşenlere erişiyorsunuz; yüksek lif, enerji ve protein kaynağı olmasının yanı sıra sağlıklı yağlar içeriyor ve tokluk hissi yaratıyor.

4. Yeni nesil anneler çocuklarının beslenmesi ve gelişimi konusunda daha hassas. Yaşa göre beslenme hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yeni nesil anneler tüketici gruplarımız arasında kesinlikle en çok büyüme gösteren gruplardan biridir. Kaynaklar, internet ve dijital içerikler başta olmak üzere, büyük bir artış olduğunu gözlemliyoruz. Alanında uzman kişilerin deneyimlerini paylaştığı sosyal medya hesapları, seminer ve kurslar ve anneler arası destek platformlar çocukların beslenmesi konusunda ciddi bir bilinç oluşturdu.

Beslenme ihtiyaçları yaşa göre değişkenlik gösterir. Bir çocuk ile yetişkinin, yetişkin ile yaşlı yetişkinin ihtiyaç duyduğu enerji miktarı ve besin maddeleri farklı olabilir. Beslenme alışkanlığımızın vücudumuzun ihtiyaçlarına göre şekillenmesi gerektiğini söylemiştik; burada unutulmaması gereken bir diğer husus belirleyici faktör sadece yaş değildir; aktivite seviyesi (yaşam tarzı), sağlık durumu, gıda hassasiyeti ve kişisel hedefler gibi birçok etken var.

5. Türkiye’de insanlar sağlıklı beslenmenin yanında spora ve sağlıklı yaşama da yöneldi. Sporculara yönelik gıdalar üretiyor musunuz? Bu konuda önümüzdeki dönemlerde ayrıca bir çalışmanız olacak mı?

Fellas’ta çıkış noktamız olan Yüksek Protein Barlar, aktif yaşayan ve hayatında spora yer veren tüketicileri merkeze alan ürünlerimizdir. Bu kategoriyi oluşturan ve şekillendiren markalardan biriyiz. En güçlü kategorimiz olan Fellas Protein Barlar Türkiye’de her ay 1 milyondan fazla tüketiliyor. Her ay bu denli tüketim hacmi toplumumuzun yeniliklere ve bilinçli tüketici sayısındaki artışın önemli bir kanıtı. Ürün portföyümüz sporcuların, sağlıklı beslenenlerin ve aktif yaşayanların ihtiyaçlarına ve deneyimlerini iyileştirmek adına şekillendi. Tüketicimizin ihtiyaçlarına göre şekillenmeye ve büyümeye de devam ediyor. Protein bar, granola, müsli, fıstık ezmesi ve protein tozu kategorilerimiz spor öncesi ve sonrası tüketim için uygun olmakla birlikte, sporcuların ihtiyacı olan değerleri karşılarken lezzetli ve keyifli bir deneyim sunar.

Tüketicilerimizin büyük bir kısmı da spor yapamayıp hayatına denge getirmek isteyen, sağlıklı beslenmeye yönelen ve kilo kontrolü sağlamayı amaçlayan profildir. Hayatını aktif yaşama dönüştüren, sık sık seyahat eden ve beyaz yaka çalışanlar bu tüketici kategorisi içinde değerlendirilebilir.

6. Fellas nasıl bu denli popüler hale geldi? Sağlıklı ve kolay ulaşılabilir olması dışında insanları cezbeden özelliği ne?

İki kardeş olarak çıktığımız yolda ürünleri ilk önce kendi mutfağımızda denedik. Kendi mutfağımızdaki özeni ve ruhu endüstriyel bir düzene çevirebildiğimize inanıyorum. Titizliği ve kaliteyi sadece ürünlerimize değil; tüm operasyonel süreçlerimize, ambalaj tasarımından tutun tüketiciyle iletişime geçmeye kadar yaydık. 2015 yılında sağlıklı beslenmek isteyen herkes için nitelikli ve lezzetli ürünler üretmeye başladığımız bu yolda ödün vermediğimiz değerler oldu: ürün kalitesi ve lezzeti, müşteri odaklılık, yeni koşullara adaptasyon ve güvenilirlik. Takım ruhuyla inşa ettiğimiz bu değerler ve başarı tüketicimize de yansımış olacak ki Fellas’ı gündelik hayatlarına dahil ederek değerli geri bildirimlerde bulunuyorlar. Bizim için insanların hayatına pozitif dokunuş yapıyor olmak gurur verici.

7. Son olarak Uplifers okuyucularına ve Fellas tüketicilerine neler söylemek istersiniz?

İnsan birçok fiziksel ve zihinsel sistem içerisinde iradesiyle ve tercihleriyle hayatını idame ettirme gayretinde olan türdür. Fiziksel ve zihinsel bütünlüğümüzü koruyarak kaliteli bir yaşam sürmek mümkün; devamlı işleyen bir çark gibi düşünürsek beslenme bu çarkın çok önemli bir dişlisi. Bedenimize düzenli egzersizlerle, kaliteli içerikli besinlerle ve zihnimizi rahatlatan etkinlilerle iyi bakabiliriz. Fellas olarak aktif yaşamı destekliyor, tüketicilerimize ürün portföyümüzle destek olmaya çalışıyoruz. Kendimizi güncel tutarak, standartları yakalamak yerine yükseltiyoruz. Sağlıklı gıdaların kalitesini, çeşitliliğini ve yeniliklerini ön plana çıkaran bir marka olarak, bütün paydaş ve iş birliklerimiz ile sağlıklı gıda sektörünün sürdürülebilir büyümesine destek olmaktan çok memnunuz.

İlginizi çekebilir: BtcTurk CEO’su Özgür Güneri ile kriptopara, yeni nesil birikim ve yatırım araçlarını konuştuk

Yağmur Aşık Mola: Yağmur Aşık Mola, 1993 yılında Aydın’da doğdu. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun olduktan sonra çeşitli ajans ve gazetelerde muhabirlik yaptı. Halen bir kamu kurumunda editörlük görevine devam etmektedir. Türkiye’nin en uzun ömürlü insanlarının yaşadığı Nazilli’de hayatını sürdüren Mola, minimalizm, dijital detoks, sağlıklı yaşam konularında araştırmalar yapmış, çeşitli gazete ve dergilerde yazılar kaleme almıştır. İletişim: yagmurasik1@gmail.com https://www.instagram.com/yagmurmola/

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler

Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale