X

Ruhumuzun melodisini çalmak: Kendinizi gerçekleştirmek için ne yapmalısınız?

Hepimiz buraya kendi eşsiz müziğimizi çalmaya geldik. Her birimizin içinde paylaşılmayı bekleyen melodimiz, gizli hazinemiz vardır. Yaşamın dansını yakalamak, şarkımızı söylemek isteyen parçamız, bizi dürter her an kulağımıza “hadi artık” der…. Korkularımızın ötesine geçerek, her şeye, bütün zorluklara rağmen kendimiz olmamızı ister. Tinkerbell gibi ancak kim olduğumuzu sahiplendiğimiz gün doğacak olan bu parçamız ile yaşam anlam bulur.

Peki içinde yaşadığımız dünya ve düzen buna ne kadar izin veriyor? Çoğunlukla vermiyor ve ancak kendi çabalarımız ve dönüşüm yolculuğumuz boyunca cesaretle yürüdüğümüz yol ile oraya varabiliyoruz. Ancak dönüşmekte olan dünyada bilincimizi yükselterek yeni nesillere kendileri olma, kendi eşsiz müziklerini çalabilme fırsatını vermeliyiz. Olması gerekenler, toplumsal olarak statü getiren veya hayatını garanti altına alacağına inanılan standartların ötesinde, tutku ile bağlı olduğun, kalbini neşe ve mutluluk ile dolduran her ne ise onu yapmaya teşvik etmeliyiz kendimizi ve onları.

Lise son sınıfta, üniversite sınavlarına hazırlanmak için benden destek almak üzere çalıştığımız bir genç kızın örneğini vermek istiyorum. Bana geldiğinde kafası çok karışıktı, Türkiye’de mi yurt dışında mı veya hangi bölümde okumak istediğini bilmiyordu. Birbirinden farklı bölümler arasında gidip geliyor, yolunu bulmaya çalışıyordu. İlk seansta tutkuları, neleri yapmaktan mutlu olduğu üzerine konuştuk, yapması için bazı egzersizler vererek ayrıldık. Bu yapacağı ön çalışmalarla bir sonraki seansta okumak isteyeceği konuları netleştirecektik.

Bir sonraki seanstan kısa bir süre önce bana ulaştı ve tam olarak hangi bölümü, hangi üniversitede okumak istediği ile ilgili emin olduğunu söyledi, hatta acaba ikinci seans bu durumda değişir mi diye sordu. “Geldiğinde olduğun yerden ilerleriz” dedim ve bu arada bu kadar netleşmesi beni de oldukça şaşırtmıştı.

Geldiğinde çok netti, onu yolunda destekleyen annesi ile de uzun uzun konuşmuşlardı. Hayatının geri kalanını etkileyecek bir karar olacağından o çalışmanın büyük bir kısmında farklı şekillerde emin olup olmadığına baktık. Lisan ve tercümanlık üzerine eğitim almak, ileride beş, altı lisan öğrenmek istiyordu. Lisanlar tutkusuydu. Emindi, kalbi çok mutluydu. Ama esas beni en çok şaşırtan ve bu örneği paylaşmama sebep olan bundan sonra söylediği cümleydi. “Ama okuldaki hocalarıma bu bölümü istediğimi nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum” dedi. “Neden?” dedim, çünkü onlara göre sadece mühendislik, ekonomi gibi belli başlı bölümler tercih edilmeydi ve sonra beni en çok şaşkınlığa uğratan şu bilgiyi verdi: Seçeceğin meslek zor ve mücadele gerektirmeli, başarmak için çaba göstermelisin, sevdiğin şey mesleğin olamaz, sadece seviyorum diye meslek seçilmez dediklerini söyledi.

Hemen hemen bütün hocalarının görüşü buydu. Sevdiğin şeyin mesleğin olabileceği fikrini bile ilk defa duymuştu. Şansı, sevdiği mesleği yapmasını ve hatta kitabım Ruhsal Rönesans’ı okuduktan sonra bana da gelmesini destekleyen annesiydi, o da olmasaydı belki hayatının geri kalanını mutlu olmadığı bir işi yaparak geçirmek zorunda kalacaktı.

Ben de ona Oprah’nın söylediği bir şeyi anlattım. Çocukken Oprah Winfrey’e “Büyüdüğünde ne yapmak istersin?” diye sorduklarında, “Konuşarak para kazanmak istiyorum” demiş. Talihi, yoğun çalışma saatleri ve kalbinin de sesini dinleyerek 25 yıl boyunca dünyanın en başarılı talk show programını yapan kişi olarak tutkusunu mesleğine çevirebilmiş, hatta bu programla insanların hayatlarına pozitif bir şekilde dokunmuş olağanüstü bir kadın. Sevdiğimiz şeyi yaptığımızda, kalbimizi dinlediğimizde bize açacağı kapıları, yaratabileceklerimizin büyüklüğünü öngöremeyiz ama yolu takip ederek bizi oraya götürmesine izin verebiliriz. Zaten sevdiğimiz işi yapıyor olmaktan, kendimizi gerçekleştirmekten daha harika ne olabilir?
İzin verelim, destekleyelim ki gelmekte olan nesiller özgürce kendi melodilerini çalsınlar…

Yoksa ruhumuzun çalınmamış melodileri içimizde sonsuza dek yankılanacak, bir senfoniye dönüşeceği günü bekleyecekler. Oysa herkes kendi notasını söylediğinde, evrenin bestesi tamamlanacak… Tamamlanan beste yeni başlangıçları yaratacak. Spiralin bir sonraki halkası yeniden başlayacak. Varoluş bir sonraki evresine yükselecek…

Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Dönüşümü kalıcı kılmanın sırrı: Bilinçli yaratım sanatı

Zekiye Olgaçay: “Ruhsal Rönesans” kitabının yazarıdır. Babasının büyükelçi olması nedeni ile çocukluğunu Brezilya, Mısır, Kuwait, Çekoslovakya, İngiltere gibi dünyanın birçok farklı ülkesinde, 5 farklı kıtada geçirdi. Lise yıllarından itibaren İstanbul’da yaşamaya başladı ve iletişim fakültesinden mezun olduktan sonra pazarlama ve iletişim sektöründe on beş yıllık profesyonel iş hayatı süresince birçok farklı şirkette yöneticilik pozisyonlarında çalıştı. Kalbini ve iç sesini dinleyerek 2000 yılında başladığı dönüşüm yolculuğunda öncelikle kişisel gelişim alanında dünyanın değişik yerlerinden çeşitli eğitmenlerin Türkiye'deki organizasyonlarını gerçekleştirdi. Bu süreçte, dönüşüm alanında dünyanın önde gelen eğitmenleri ile birebir çalışma fırsatı oldu, birçok eğitim aldı, seminerlerine katıldı. Kendini keşfetme yolculuğunda yaşam amacının; “başka insanların hayatlarına olumlu yönde katkıda bulunmak ve bu dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek” olduğunu keşfederek yeni hayatının her adımını buna göre yaratmaktadır. Dönüşümsel yaşam koçu, regresyon terapisti ve şamanik çalışmalarla, kendi bireysel deneyimlerini katıldığı çalışmaların öğretileri ile birleştirerek seansları ve seminerleri ile kişilerin hayatlarını dönüştürmeleri için rehberlik ederken kendi yolculuğuna ve gelişimine devam etmektedir.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale