X

Romantik ilişkilerde eşitsizliği fark etmenize ve eşit bir dinamik yaratmanıza yardımcı olacak ipuçları

Mutlu, huzurlu, sağlıklı ve uzun ömürlü bir ilişki için her iki partnerin de eşitliği hissetmesi çok önemlidir. Bu, bir ilişkideki katkının her zaman %50-50 olmasını gerektirmez; ancak, çoğu zaman bu dengenin bir şekilde sağlanmış olması, çiftlerin mutluluğunun önemli bir belirleyicisi rolündedir. Romantik ilişkilerde eşitlik dendiğinde bu kavramı tanımlamak teoride kolay gibi görünse de pratik olarak gerçek anlamda uygulamak aslında zordur; farkındalık, dinleme, anlama, saygı, sevgi ve tutarlı çabalar eşitliğin yaratılmasına destek olur. İlişkinizde eşitlik varsa:

  • Bekleseniz de beklemeseniz de her şey karşılıklı olarak gerçekleşir; siz güzel bir şey yaptığınızda partneriniz de kendiliğinden buna güzel bir davranışla cevap verir.
  • Partnerinizin yanında kendinizi sansürlemenize gerek yoktur; siz de partneriniz de kendinizi açıkça ve rahat bir şekilde ifade edebilirsiniz.
  • Hesap yapmazsınız; hem siz hem de partneriniz birbirinize karşı cömertsinizdir ve sahip olduğunuz güven duygusuyla yapılan her iyiliğin, işin, görevin takibini yapmaya gerek duymazsınız.
  • Esnek davranırsınız; arada bir adil olarak belirlenenden fazlasını vermeniz veya almanız gerekiyorsa, bu büyük bir sorun oluşturmaz, küçük dengesizlikler ilişkinizde zamanla kendiliğinden düzelir.

Ya eşitlik yoksa? O zaman birtakım işaretler ilişkinizin eşitlikten yoksun olduğunu gösterebilir.

İlişkinizde eşitlik olmadığının sinyalleri

İlişkinizde sıklıkla deneyimlediğiniz birtakım durumlar eşitlik kavramını gözden geçirmenize ve ilişkinizin dinamiğini değerlendirmeniz gerektiğine işaret ediyor olabilir:

  • Partneriniz her zaman sizin adınıza konuşuyorsa: Akşam yemeğine dışarı çıktığınızda partnerinizin siz sipariş verirken sözünüzü bölüp sizin adınıza sipariş verdiğini fark ettiniz mi? Ya da size daha ne yemeyi düşündüğünüzü bile sormadan sizin siparişinizi verdiğini? Bu davranış biçimleri, partnerinizin sizin kendinizi ifade edemeyeceğinizi düşündüğünü ya da bir şekilde sizin konuşmanızı engellemeye çalıştığını gösteriyor olabilir.
  • Partnerinizle daima anlaşmanız gerekiyorsa: Aslında aynı fikirde olmasanız bile partnerinizle sürekli aynı fikirdeymişsiniz gibi mi davranıyorsunuz? Onu üzmek istemediğinizi düşünüyor ya da sürekli uyumlu taraf kalmaya çalışıyorsanız, kendi fikirlerinizin önemli olmadığı yanılgısına düştüyseniz sebebi ilişkinizdeki eşit olmayan özgür ifade ortamı olabilir. Çünkü, sağlıklı bir ilişkide iki tarafta herhangi bir yargılama ya da misilleme korkusu olmadan kendini özgürce ifade edebilmeli.
  • İstenmeyen işler size kalıyorsa: Evde sürekli çöpü çıkaran, bulaşıkları makineye yerleştiren, tuvalet kağıdının boş rulosunu değiştiren siz mi oluyorsunuz? Cevabınız evetse, yani istenmeyen, pek de sevilmeyen işler hep size kalıyorsa sebebi partnerinizin üzerinize aldığınız yükleri düşünmemesi olabilir. Eşitliğin önemli olduğu bir ilişkide bu tür iş ve sorumlulukların da paylaşılması gerekir. Denge, illaki yapılan işlerin sayısıyla ölçülmesi gereken bir şey değildir; işlerin veya sorumlulukların kalitesiyle de ilgilidir. Bu nedenle iş ve sorumlulukların iki taraf için de uygun bir şekilde harmanlanması önemlidir.
  • Çocuklarınız (varsa) yalnızca sizin sorumluluğunuzdaysa: Ne yazık ki ebeveynlik görevlerinde dengesiz bir dağılım birçok çocuklu ailede yaygındır. Genellikle anneler, çocukların tüm yükünü veya çoğu sorumluluğunu üstlenirken babalar paylarına düşeni almazlar. Elbette ki tam tersi durumlar da olabilir. Bu, ilişkideki eşitsizliğin en önemli göstergelerinden biridir. Ebeveyn dengesizlikleri, kültürel beklentiler, toplumsal baskı, geçmiş ilişki dinamikleri veya bir ebeveynin diğerinden daha kritik bir rol üstlenmesiyle ilişkili olabilir ancak sebep ne olursa olsun, eşit olmayan bir dinamikten kaçınmak için her iki ebeveyn de ebeveynlik sorumluluklarını paylaşmalıdır.
  • Tek taraflı maddi sıkıntılar varsa: Partnerlerden birinin diğerinden daha fazla kazanıyor olması veya daha çok harcama yapması, ilişkide ekstra stres yaratarak dengeleri bozabilir. Daha doğrusu dengesizliği pekiştirebilir. Örneğin, siz maddi sıkıntılarla boğuşurken partneriniz üzerinizdeki yükü almak için herhangi bir çaba göstermiyorsa bu ilişkinizde eşit bir dinamik olmadığını gösterebilir.

İlişkinizde eşitliği sağlamanıza yardımcı olacak ipuçları

Peki, tüm bunlar ve benzeri durumlarda ne yapmak gerekir? İlişkinizde eşit bir dinamiğin olmadığını fark ettiğinizde eşitliği yaratmak için vakit kaybetmeden harekete geçmeniz gerekir.

1. ‘Enerji depolarınızı’ kontrol edin

Partnerlerden birinin ilişkideki yüklerden eşit pay almamasının sebeplerinden biri tükenmiş hissetmesi ve yeterli enerjiyi bulamamasından kaynaklanabilir. Bu nedenle çiftlerin birbirlerinin enerji seviyelerinden haberdar olmaları ve ona göre davranmaları önemlidir. Örneğin, partneriniz şu anda hiç enerjim yok diyorsa dengeyi yakalamak ve üzerindeki baskıyı azaltmak için alternatif çözümler sunabilirsiniz. Dışarıdan yemek söylemek veya evin temizliği için profesyonel destek almak onun enerjisini toplamasına yardımcı olurken tüm yükün bir kişi üzerine yıkılmasını da önleyebilir.

2. Hisleriniz hakkında konuşun

Enerji seviyeleriniz hakkında birbirinizle konuştuğunuz gibi partnerinizle hislerinizi de paylaşmalısınız. “Şu anda nasıl hissediyorsun?” ve “Az önce olanlar hakkında ne hissettin?” gibi sorular, yanlış anlaşılmaları ve yıkıcı duyguları önlemeye yardımcı olabilir. Böylelikle hem siz hem de partneriniz neler olduğunun, ne yapılması gerektiğinin ve neye ihtiyacınız olduğunun farkına varabilirsiniz.

3. Bu işte birlikte olduğunuzu unutmayın

Bir ilişkide eşitliği geliştirmenin en hızlı yollarından biri, bu işte birlikte olduğunuz tavrına sahip olmaktır. Yani, ilişkinizin ikinize de ait olduğunu ve bu ilişkinin ortakları olduğunuzu unutmamanız gerekir. ‘Ben böyleyim, sen öylesin…’ gibi düşünce ve söylemler yerine egolarınızı bir kenara bırakarak ikiniz de elinizi taşın altına koyduğunuzda eşitliği yaratabilirsiniz. Ne de olsa ikiniz de aynı takımdasınız!

4. ‘Skor’ tutmayın

Herhangi bir ilişkide kimin neyi yapıp kimin yapmadığına dair skor tutmak eşitliği getirmez, aksine olayların daha da kızışmasına ve anlaşmazlıkların, tartışmaların büyümesine neden olabilir. Skor tutmak, sizi dengeye yaklaştırmaz. Çünkü ‘sen onu yaptın, ben bunu yaptım’ söylemleri dengeleri daha da bozabilir. Önemli olan yapılan işlerin, paylaşılan sorumlulukların sayısı, niceliği değil, niteliğidir. Ve niteliğin skoru tutulmaz; bir spor müsabakasında değil, ilişki içerisinde olduğunuzu unutmayın.

5. Bölün ve yönetin

Bir ilişkide eşitliği sağlamak için her iki tarafın da paylaşması gereken işleri, sorumlulukları belirlemenin en etkili yollarından biri ‘böl ve yönet’ taktiğidir. Örneğin, mutfak sizin uzmanlık alanınızsa burası sizin görev yeriniz olabilir; partneriniz bahçe işlerinde yetenekliyse çimleri biçmek, çöpleri atmak gibi sorumlulukları o halledebilir. Bunaltıcı olmadığında ve her iki taraf da katkı sağladığında işleri bölerek halletmek eşit bir ilişki dinamiği yaramaya yardımcı olabilir. Dilerseniz haftalık bir toplantıyla iş bölümünü konuşabilirsiniz 😊.

6. İçinize atmayın

Herhangi bir konuda kırgınlık ya da kızgınlık hissettiğinizde içinize atarak sorunun daha da büyümesine ve sonrasında ciddi bir kriz yaratmak üzere beklemede kalmasına izin vermeyin. Örneğin, iş yükünüzün çok fazla olduğunu mu düşünüyorsunuz veya o hafta evin tüm işleriyle siz mi ilgilendiniz, “bunun acısını çıkarırım” gibi bir düşünceye kapılmadan önce partnerinizle konuşun. Hem onun hem de sizin kendinizi rahatça ifade edebileceği bir ortam yaratın ve işe yarar çözümler bulmak için içinize atma alışkanlığınızı (varsa) terk edin.

7. Hedeflerinizi belirleyin

Eşit bir ilişki oluşturmak istiyorsanız, ilişkinizde hedefler belirleyerek ilerleyebilirsiniz. Ne tür bir ilişkiye sahip olmak istiyorsunuz? Birlikte neyi başarmak istiyorsunuz? Bu tür soruları yanıtlamak, ilişkinize dair plan geliştirmenize yardımcı olabilir. Ayrıca, doğru yolda olduğunuzdan emin olmak için hedeflerinizi devamlı birlikte gözden geçirmenizde fayda var; hayatlarınız değiştikçe haliyle ilişkinizde yakalamanız gereken denge de değişecek ve yeni hedeflere ihtiyaç duyabileceksiniz.

8. İlişkinizde karşılıklı güven yaratın

Bir ilişkide güven olmadan eşitlik yaratmak zordur. Çünkü güven, herhangi bir ilişkinin temelidir; onsuz, işler hızla parçalanabilir. Geçmişte güven kırılmışsa, güven oluşturmaya daha fazla ihtiyaç vardır; aksi halde güveni zedeleyen durumlar, olaylar, ele alınmadığında zaman içinde daha da kötüleşebilir. Güven inşa etmek için birbirinize karşı dürüst olmakla başlayın. Düşünceleriniz ve duygularınız konusunda açık olun ve partnerinizin fikirlerini dinlediğinizden, yorumlarına önem verdiğinizden emin olun. Ayrıca, sözlerinizi yerine getirin. Partnerinizin sözünüzün eri olduğunuzu bilmesi, onu ilişkide daha fazla inisiyatif almaya teşvik edebilir. Bu sayede ikinizin de ilişkinize katılım sağladığından emin olabilirsiniz.

9. Minnettarlığınızı gösterin

Takdir, her ilişkinin yol katetmesinde önemli bir rol oynar. Minnettarlık göstermek, partnerinizin kendisini daha iyi hissetmesini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda onu iyi işler yapmaya devam etmeye teşvik eder. “Dün yemekleri hazırladığın için gerçekten minnettarım, kendimi işlerin içinde boğulmuş hissediyordum ve bu bana çok yardımcı oldu.” dediğinizde daha fazla ortak katılım için pozitif bir ortam yaratabilirsiniz. Ayrıca, yeterince takdir edilmediğinizi düşünüyorsanız, partnerinize çabalarınızı takdir etmesini istediğinizi de söylemeyi unutmayın. Muhtemelen partneriniz gerçekten yaptıklarınız için minnettardır; sadece bunu bildiğinizi varsaydığı için dile getirmiyordur…

10. Çift terapisine gidin

İlişkinizde eşitlik inşa etmekte zorlanıyorsanız ve denediğiniz yöntemler sonuç vermiyorsa, bir uzmana danışmak ve çift terapisini denemek etkili olabilir. Çift terapisi sayesinde hem siz hem de partneriniz dinlendiğinizden emin olabilir, birbirinizin ihtiyaçlarını ve bakış açılarınızı daha net bir şekilde fark edebilirsiniz.

Bonus: Eğlenmeye ve rahatlamaya zaman ayırın

Her zaman sağlıklı, dengeli, eşitlikçi bir ilişki sürdürmek için çalışmak biraz yorucu olabilir. Bu yüzden eğlence ve rahatlama için de zaman ayırmalısınız! Hem sizi hem partnerinizi mutlu eden şeyler yapın ve birbirinizin arkadaşlığından keyif alın. Keyifli molalar, ilişkinizdeki kıvılcımı canlı tutmanıza yardımcı olacak ve size eşitliği korumak için neden bu kadar çok çalıştığınızı hatırlatacaktır.

Ve unutmayın ilişkinizde eşitlik yaratmak zaman ve çaba gerektirir, ancak buna kesinlikle değer!

İlginizi çekebilir: Romantik ilişkilerde hemen fark edilemeyen kırmızı bayraklar

Kaynak: liveboldandbloom

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale