X

Radikal kabul: Kişisel gelişim ve kendini kabul paradoksunu çözmek mümkün mü?

Kendimizi olduğumuz gibi kabul edebilmek hepimizin özellikle son dönemlerde üzerine sıkça düşündüğü bir konu ancak gelişimimizi sürdürebilmek ve idealimizdeki kişiye ulaşabilmek için yaşamımızda değişime yer vermemiz de en az kendimizi olduğumuz kadar kabul etmek kadar önemli. Radikal kabul kavramı, tam olarak bu iki temel ihtiyacın zihnimizde yarattığı tutarsızlık ve kararsızlık hissiyle başa çıkmanın formülü.

Hepimiz yaşamda ilerlemek, olabildiğimiz en iyi versiyonumuz olmak, kendimizi geliştirmek ve kişisel gelişimimize katkı sağlayabilmek için yaşamımız boyunca süregelen bir değişim ve gelişim sürecinin içindeyiz. Öyle ki, yaşam amacınızın ne olduğunu sorduğumuzda pek çoğunuzun vereceği yanıt olabildiğiniz en iyi versiyonunuzla başarı, mutluluk ve huzur dolu bir yaşam sürdürmek olacaktır. Kendimizin en iyi versiyonunu gerçekleştirmeye çalışırken özgüvenimizi, kendimize verdiğimiz değeri ve kendimizi sevmeyi ihmal edebiliyoruz. Diğer yandan da ünlü filozof Herakleitos’un da dediği gibi ‘Yaşamda değişmeyen tek şey değişimin kendisi.’ ve yaşamın değişken doğası içinde ilerleyebilmek için devamlı olarak değişmemiz, gelişmemiz ve kendimize bir şeyler katmamız gerekiyor.

Hafta boyunca kişisel gelişimin ve kendini kabulün yaşamımıza olan pozitif ve negatif yansımalarını detaylı olarak inceledikten sonra, kişisel gelişim ve kendini kabul paradoksunu çözümleyen radikal kabul kavramının bu ikileme nasıl bir çözüm getirdiğini sizlerle paylaşacağız. Ancak öncesinde, kişisel gelişim ve kendini kabul gibi iki temel insan ihtiyacının neden birbiriyle çeliştiğine gelin yakından bakalım.

Temel bir ihtiyaç olarak kişisel gelişim

Gelişim ve ilerleme hedeflerimize ulaşabilmek ve nihai yaşam amacımızı gerçekleştirebilmek için gerekli olan, en temel ihtiyaçlarımızdan biri. Pek çoğumuz değişimi seviyor, yaşamımızı kişisel gelişimine katkıda bulunacak ve değişime aracı olacak alışkanlıklarla doldurmaya çalışıyoruz. Daha iyi olabilmek için çabalıyor, idealimizdeki insana dönüşebilmek için başarılı ya da başarısız sonuçlanan pek çok yeni deneyime alan açmaya çalışıyoruz. Daha iyi, daha becerikli, daha yetkin, daha mutlu olabilmek için eğitimler alıyor; yaşamdaki tüm rollerimizi daha tutkulu, daha üretken, daha iyi bir insan olarak sürdürmeye gayret ediyoruz. Yaşam deneyimlerimizi çeşitlendirmeye ve hiç bilmediğimiz konularda yeni bir şeyler öğrenmeye dair içsel motivasyonumuz, kendimizi geliştirmemize ve ideal benliğimize doğru ilerlememize yardımcı oluyor.

Madalyonun diğer yüzü: Kendimizi olduğumuz gibi kabul etme ihtiyacı

Kişisel gelişim adından da anlaşılabileceği üzere gelişime ve değişime işaret ederken, bir yandan da kendimizi olduğumuz gibi sevme, olduğumuz gibi yeterli ve değerli hissetme ihtiyacımızın da olduğu kaçınılmaz bir gerçek. Değişim ve gelişim çabasına gereğinden fazla odaklandığımız zamanlarda benliğimizin özünden uzaklaşabiliyor, kim olduğumuzdan çok ne olmak istediğimize yöneliyor ve kendimizi acımasızca eleştirme ve sahip olduklarımızdansa olamadıklarımıza odaklanma yanılgısına düşebiliyoruz. Başka bir insana dönüşmeye çalışırken olduğumuz halimizi sevebilmek zihnimizi oldukça büyük bir paradoksa sürüklüyor: Eğer kendimi olduğum halimle seviyorsam, neden başka bir insana dönüşmeye çalışıyorum? Başka bir insana dönüşmek istiyorsam, şu anda olduğum halimi neden sevmeliyim?

Kendimizi geliştirmeye çalışmanın ve yaşamımızın sonuna kadar zihnimizi domine edecek ‘daha iyi bir versiyonum var ve onu bulmalıyım’ düşüncesinin bedeli kendimizi özgüvensiz, yetersiz ve değersiz hissetmekken; kendini kabulün bedeli ise hayata geç kalmışlık ve yerinde sayma hissi.

Peki, bir taraftan değişimin ve gelişmenin peşinde yaşamda ilerlemeye ve mutluluğa erişmeye çalışırken bir yandan da kendimizi eksiklerimizle ve hatalarımızla, olduğumuz gibi kabul etmek, değerli hissetmek ve özgüvenimizi koruyabilmek mümkün mü? İçimizdeki bu tutarsızlığa ve birbiriyle neredeyse tamamen zıt süreçler gerektiren bu iki temel ihtiyaca aynı anda cevap bulabilmenin bir yolu var mı?

Radikal kabul nedir?

Kişisel gelişimin ‘devamlı ilerle, değiş, kendinin en iyi versiyonu ol’ söylemine karşın kendini kabulün ‘olduğun halinle yeterlisin, değerlisin, kendini sev’ söylemi arasında gidip gelen zihninizdeki karışıklığın çözümü, radikal kabul olarak adlandırılan muhteşem bir yaklaşımda gizli.

Radikal kabul, Diyalektik Davranış Terapisi’nin kurucusu, psikoterapist ve araştırmacı Dr. Marsha Linehan tarafıdan geliştirilmiş bir yaklaşım. Radikal kabul, yaşamdaki kontrol edemeyeceğimiz şeylerin farkında olarak kontrol yanılsamasını bırakma; olayları şu anda olduğu gibi, yargılamadan fark etme ve değiştiremeyeceklerimizi kabul etme davranışını merkezine alıyor. Bu yaklaşım, gerçeği görmek, gerçeği kabul etmek ve ilerlemek olmak üzere, daha sonra kapsamlı olarak açıklayacağımız birbiriyle bağlantılı üç farklı adımı içeriyor. Bir yandan değiştiremeyeceklerimizin farkında olarak kendimizle ilgili mükemmeliyetçi beklentilere girmemenin ve kendimizi olduğumuz gibi kabul etmenin, bir yandan da bu farkındalığı kazanarak ilerlemenin, gelişmenin ve değişmenin formülü olan radikal kabul ‘Olduğum gibi değerli miyim yoksa değerli olmak için değişmeli miyim?’ ikileminden kurtulmanın da en etkili yolu gibi görünüyor. 

İlginizi çekebilir: Değişmek ve gelişmek mi, kabullenmek ve beklemek mi: Kişisel gelişimin artıları ve eksileri

Kaynak: Medium

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale