Psikolojik hastalıkların en ilginci “şehir sendromları”: Bu ne biçim Eyfel!

Fransa’daki Japon Büyükelçiliği’ne göre her yıl ortalama 4 milyon Japon turistin ziyaret ettiği Paris’te, yaklaşık 20 kişinin bir sendroma yakalanıp önce hastanelere sonra da büyükelçiliğe başvurduğunu biliyor muydunuz?

Şehir sendromları, insanların turistik amaçla gittikleri şehirde beklentilerini bulamamalarıyla, kültürel fark yaşamalarıyla ortaya çıkan ve kimi zaman hastanede tedavi gerektirecek kadar büyük etkileri olan rahatsızlıklardır. Bunlardan en çok bilineni ise Paris Sendromu’dur.

Şehir sendromları, insanların turistik amaçla gittikleri şehirde beklentilerini bulamamalarıyla, kültürel fark yaşamalarıyla ortaya çıkan ve kimi zaman hastanede tedavi gerektirecek kadar büyük etkileri olan rahatsızlıklardır.
Şehir sendromu neden ve nasıl olur?

İlk kez 1986 yılında Japon Profesör Hiroaki Ota tarafından tanımlanmış olan ve dünyada en çok Japonlarda görülen bu sendromda baş dönmesi, mide bulantısı, soğuk terleme, nefes darlığı ve halüsinasyon gibi belirtiler ortaya çıkıyor. İleri süreçte seyahat fobisi ve depresyon olarak da görülebiliyor.

Doktor Ota’ya göre bu rahatsızlığın nedenlerinin başında uzun uçuş süresi ve buna bağlı oluşan jetlag, filmler aracılığıyla oluşturulan büyük beklenti, sonrasında oluşan hayal kırıklığı ve turistlerin yaşadıkları dil ve kültür şoku geliyor.

Bu rahatsızlığın nedenlerinin başında uzun uçuş süresi ve buna bağlı oluşan jetlag, filmler aracılığıyla oluşturulan büyük beklenti, sonrasında oluşan hayal kırıklığı ve turistlerin yaşadıkları dil ve kültür şoku geliyor.

Japon Büyükelçiliği’nin 7 gün 24 saat boyunca açık olan yardım hattına en çok 30 yaş üstü Japon kadınların başvurduğu bu sendromun tedavisi ise bir an önce ülkelerine dönmekte ve seyahat ile ilgili yardım almalarından geçiyor.

Şehir sendromlarına yakalanmamak içinse birkaç basit önlem yeterli olacaktır. Gideceğiniz ülkenin ve şehrin kültürünü çok iyi araştırmalı, sizin kültürünüzle olan farklılıkları gözden geçirmeli ve kabul etmelisiniz. Beklentinizi olabildiğince düşük tutmalı, hayal kırıklıklarına yol açabilecek düşüncelerden kaçınmalısınız. Gittiğiniz yerden beklediğiniz tadı alamamış olsanız bile seyahatiniz süresince bunun geçici bir durum olduğunu, evinize geri döneceğinizi kendinize hatırlatmalı ve bulunduğunuz farklı kültürü tanımanın tadını çıkarmalısınız.

İlginizi çekebilir: Muhtemelen hiç duymadığınız en ilginç fobiler

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Uzman Psikolog Merve Saraçoğlu Psikolog
İstanbul Ticaret Üniversitesi Psikoloji Lisans ve Uygulamalı Psikoloji Yüksek Lisans eğitimini tamamladıktan sonra Bristol Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji Programı’nı tamamlamıştır. 2010 yılında başladığı Bilişsel ve ... Devam