X

Psikolojik dayanıklılığınızı artırmak için 5 ipucu

Hayatta her zaman her şey istediğimiz gibi gitmeyebiliyor. Bir anda gerçekleşen bir değişiklik ya da ortaya çıkan belirsizlik tüm planlarımızı alt üst edebiliyor. 2020 yılı başında hayatımıza giren ve etkisini bir türlü azaltmayan pandemi örneğinde olduğu gibi… Yazıyı okumadan önce, daha kişisel ve atlatmakta zorlandığınız bir durumu şöyle bir hatırlamanızda fayda olabilir. Birçok insan bu beklenmedik, belirsizlik içeren ve stres yüklü anlar ile baş etmekte zorlansa da, bazıları bu tarz durumları şaşırtıcı derecede sakinlikle yönetme becerisine sahiptir. Peki, bu sakinliğin temelinde yatan beceri nedir?

Psikolojik dayanıklılık nedir?

Psikolojik dayanıklılık, değişken ortamlarda, stres ya da baskı altında olduğumuz durumlarda bile istikrarlı performans gösterme becerisidir. Kimi zaman bu, farklı kavramlarla karıştırılabiliyor. Psikolojik dayanıklılık kesinlikle hırslı olmak, daha fazla sorumluluk üstlenebilmek, ya da duygularını bastırabilmek değildir. Psikolojik dayanıklılık sizin hem sosyal hem de iş hayatınızda zorlu durumları yönetmenizi kolaylaştırırken, sonrasında bu durumların yaratabileceği tahribatı da azaltacak ya da iyileştirecek gücü size verir. Bu nedenle, bu beceriyi kazanmanızın yanı sıra bilinçli bir şekilde üzerinde çalışmanız hayatınızı kolaylaştıracaktır.

Psikolojik dayanıklılığınızı artırmak veya koruyabilmek için öncelikle durumun sizin için neden önemli olduğunu fark etmek, devamında ise düşünce, davranış ve duygularınızı karşılaştığınız zorluklarla baş edebilecek şekilde, durumla uyumlu hale getirmek gerekmektedir.

Peki, siz ne kadar dayanıklısınız?

Bunu anlayabilmek için öncelikle hayatınızdaki stres seviyesine ve stresle başa çıkma becerinize bakabilirsiniz. Psikolojik olarak yeterince dayanıklı değilseniz, stresin ya da bilinmezliğin arttığı durumlarda kaygınız yükselir, özgüveniniz azalır; çaresiz hissedebilir, eleştirileri kabul etmeyebilirsiniz. Eğer stres yaratan ya da belirsizlik içeren durumlarda kontrolünüz altında olan konuları belirleyip, bunları zaman içerisinde gelişerek aşabileceğinizi düşünüyor ve kontrolünüz dışındakiler için kaygılanmayı bırakıp zorluklarla baş edebiliyorsanız da dayanıklılığınız iyi durumda diyebiliriz.

Psikolojik dayanıklılığı yüksek olan insanlar karşılaştıkları zorlukların geçici olduğunu görebilir, olaylara olumlu tarafından yaklaşabilir. Öfke, kaygı, güçsüzlük gibi duyguların sonsuza kadar sürmeyeceğini algılar, güçlü yönlerinden de beslenerek olay veya durumla baş etmek için ne yapılması gerektiğini belirler ve çözüme odaklanır. Hata yapmaktan ya da reddedilmekten korkmadıkları için yardım istemekten, bilmedikleri konularda ise soru sormaktan çekinmezler. Öğrenmeye ve gelişmeye hep açıktırlar. Kendilerinin ya da başkalarının kötü tecrübelerinden dersler çıkarır ve bunu bir sonraki durumda uygularlar.

Dayanıklılığınızı geliştirebilmek için öncelikle kendinize karşı şefkatli olmalısınız. Kendiniz yerine, çok sevdiğiniz bir arkadaşınıza ya da ailenizden birine, karşılaştığı zorlu süreçte destek olduğunuzu düşünmek işinizi kolaylaştıracaktır.

Psikolojik dayanıklılığınızı nasıl artırırsınız?

1. İyimser olun.

Zorlu durumlarda olumsuza odaklanmaya meyilli olsak da, olumlu yönleri görmeye çabalayın; bu psikolojik dayanıklılığınızı artıracaktır. İyimserliğinizi besleyebilmek için kısa vadedeki kazançları düşünebilir, geçmişte üstesinden geldiğiniz durumları hatırlayabilirsiniz. Geçmişteki iyi tecrübelerinizi düşünüp bir yere not almanız, bu durumun da üstesinden gelebileceğinizi hatırlamanıza yardımcı olacaktır.

2. Reddedilme korkunuzun üzerine gidin.

Hata yapmaktan ya da reddedilmekten korkmak hem öğrenme hem de zorlukları birlikte aşma şansını kaçırmamıza neden olur. “Hayır” cevabını almaktan öylesine korkarız ki ne soru sorarız ne de yardım isteyebiliriz. Dayanıklılığınızı artırma yolunda bu korkuları geride bırakıp, iç sesinize rağmen aklınıza gelen soruları sorun, yardım isteyin. Aldığınız cevap hayır dahi olsa zihninizdeki kadar korkutucu bir deneyim olmadığını zamanla öğrenirsiniz. Bulduğunuz sosyal destek ile zorlukların üstesinden gelmek kolaylaşacağından kendinizi daha güçlü hissedersiniz.

3. Konfor alanınızdan çıkın.

Hepimiz hayatımızda konforu arar, bilinmezlikten ya da rahat hissetmediğimiz durumlardan uzak durmak isteriz. Hâlbuki aşina olmadığınız durumları deneyimlemek, güvenli alanınızdan çıkacağınız aktiviteler yapmak ileride karşılaşabileceğiniz belirsizlik içeren ya da zorlu süreçleri çok daha rahat yönetmenizi sağlar. Şimdi düşünün, konfor alanınızın dışında “yapsam iyi olurdu” dediğiniz o şey ne olabilir? İş yerinde yeni bir görev, bir proje ya da sosyal hayatınızda yapmayı çok istediğiniz ama muhtelif nedenlerle durduğunuz bir aktivite…

Konfor alanından çıkmanın en keyifli yollarından biri yeni bir şey öğrenmektir. Örneğin ukulele çalmak gibi yeni bir beceriyi kazanmaya çalışırken, kendinizi başarısız ve yetersiz hissedebilirsiniz. Bu duygulara rağmen devam eder ya da başarısızlıklara rağmen tekrar ederseniz, bir süre sonra beyniniz yeni sinir yolları oluşturur. Bu yollar oluştukça ukuleleyi daha iyi çalmaya, kendinizi daha yetkin hissetmeye başlarsınız. Süreç boyunca sadece ukulele çalmayı öğrenmekle kalmaz, zorlu sürecin üstesinden gelmeniz sayesinde psikolojik dayanıklılığınızı da artırırsınız.

4. Enerjinizi yönetin.

Sıkıntılı durumları en iyi şekilde yönetebilmek için hem fiziksel hem de akıl sağlığınıza dikkat etmelisiniz. Düzenli uyku, spor, iyi beslenme, meditasyon, kişisel bakım vb. gibi rutinlerin yanı sıra gün içerisinde enerjinizi neye ve ne zaman harcayacağınızı belirlemek de çok önemli. Örneğin, çetrefilli işleri düşünmeyi günlük planınızda kendinizi en iyi hissettiğiniz zaman aralığına yerleştirin. Beklenmedik bir zorluk karşısında ise yönetmeniz gereken tüm işleri gözden geçirip, önceliklendirme yapın ve öncelikli olmayan konuları bilinçli bir şekilde beklemeye alın ya da bırakın. Bu öncelik listesini belirlerken fiziksel ve akıl sağlığınıza iyi gelecek meditasyon, spor gibi aktiviteleri bırakmaktan kaçının. Unutmayın onlar sizin enerji depolarınızı yenileyen ve psikolojik dayanıklılığınızı artıran kaynaklar.

5. Anlamlı bir amaç belirleyin.

Kendilerine göre anlamlı bir yaşam amacı olan insanlar, bunu gerçekleştirme yolunda karşılaştıkları stres ya da acı veren durumları çok daha iyi yönetir. Bu amacın verdiği tatmin, büyük resme odaklanma ve kararlılıkları sayesinde, yolda karşılaştıkları sorun ya da aksiliklerle daha etkin mücadele eder ve psikolojik dayanımlarını yüksek tutarlar. Küçük hedeflerinizin yanı sıra sizin için de tutkuya dönüşebilecek ve değerlerinizle örtüşen bir amaç belirlemeniz psikolojik dayanıklılığınızı artırır. Bunun tam tersi de mümkün; psikolojik dayanıklılığınız artıkça hayatınızda sizin için anlamlı olan şeyler daha görünür hale gelir, dolayısıyla hayat amacınızı belirlemeniz kolaylaşır.

Anın keyfini çıkardığınız, beklenmedik zorlukların üstesinden rahatlıkla gelebildiğiniz ve gelişim fırsatlarını değerlendirdiğiniz bir yaşam için psikolojik dayanıklılığınızı artırmaya odaklanmanız dileğiyle…

İlginizi çekebilir: Kendine hizmet eden önyargı: Başarı sizden, başarısızlık dış mihraklardan mı?

Ayşe Nazar Çoban: ODTÜ Kimya Mühendisliği bölümünden 2008 yılında mezun olduğumdan beri petrol sektöründe çalışıyorum. 3 yaşında başladığım spor ise hayatımın merkezinde. Bugün hala aktif olarak antrenman yapıyor ve rüzgarı yakaladığım her an büyük bir tutkuyla uçurtma sörfü (kitesurf) yapıyorum. Öğrenmek, kendimi geliştirmek ve öğrendiklerimi çevremdekilerle paylaşmaktan oldukça keyif alıyorum. Peki, Upwind hikayem nasıl başladı? Çalışmakta olduğum şirketin yetenekli kadınlar programına seçildim ve bu programda bir koç ile çalışma fırsatı bulduğum zaman, bu işi profesyonel olarak yapmaya karar verdim. ICF onaylı koçluk, NLP eğitimlerinin yanı sıra Toronto Üniversitesi ve Yale Üniversitesi Psikoloji bölümünden eğitimler aldım. Şu an kurucusu da olduğum Upwind çatısı altında yaşam, kariyer ve nefes koçluğu desteği veriyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale