X

Probiyotik nedir? Probiyotiklerin faydaları nelerdir?

Bedenimizin yüzlerce çeşitteki trilyonlarca bakteriye ev sahipliği yaptığını biliyor muydunuz? Bakteri denince aklınıza yalnızca kötü bakteriler olarak bilinen patojenler gelmiş olabilir ancak vücudumuzda bulunan ‘iyi bakteriler’ hem beden hem de ruh sağlığının korunmasına yardımcı olan en önemli bileşenlerden biri. Vücutta bulunan ‘dost bakteriler’in en önemlileri bağırsaklarımızda ve sindirim sistemimizde yer alan probiyotikler. Peki probiyotiklerin faydaları neler? Bağırsak florasını doğal yollarla destekleyen, probiyotik içeren besinler hangileri? Probiyotik takviyesi alırken nelere dikkat edilmeli? Çocukların probiyotik kullanması zararlı mı? Probiyotiklerle ilgili merak ettiğiniz tüm soruların cevaplarını Uplifers olarak sizler için derledik.

Probiyotik nedir?

Probiyotik terimi, Yunanca kökenli bir kelime olup, ‘yaşam için’ anlamına geliyor. Bağırsakta yaşayan mikroorganizmaların çok önemli bir kısmını ‘dost bakteriler’, gerisini de virüsler, mantarlar ve arkealar oluşturuyor.
Sağlıklı koşullarda bu canlıların arasında hastalık yapma potansiyeline sahip az sayıda bakteri ve virüs varken, çeşitli nedenlerle bağırsak florası zarar görüp hastalık yapan mikroorganizmaların sayısı arttığında hasta olma olasılığımız da artabiliyor. Bağırsak floramızdaki dengeyi beslenme düzenindeki değişiklikler, bilinçsiz diyet yapmak, genetik faktörler, fiziksel ve psikolojik stres, bilinçsiz ve uzun süreli antibiyotik kullanımı ve doğum şeklimiz etkiliyor. Yapılan araştırmalar, bağırsakta yaşayan yararlı mikroorganizmaların dengesinin bozulmasının, yani bağırsak florasının zarar görmesinin kaygı bozukluğu, depresyon, otizm spektrumu bozuklukları, Parkinson hastalığı, Alzheimer hastalığı, migren, fibromiyalji, kronik yorgunluk, huzursuz bacak sendromu, irritabl bağırsak sendromu, sedef hastalığı ve gluten hassasiyeti gibi pek çok rahatsızlığa zemin hazırladığını gösteriyor. Sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemiş kişilerde çok sayıda bulunabilen probiyotikler bağırsaklarda bazı besinlerin emilimini sağlamanın yanı sıra vücudun ihtiyaç duyduğu vitaminleri üretmesini de destekliyor. Sindirimin yanı sıra toksik maddelerin ve sindirilemeyen besinlerin kana geçmesini de önleyen probiyotikler, toksik maddelerin kana geçişini önledikleri için bağışıklık sisteminin de en büyük destekçisi. Son yıllarda özellikle beslenme konusunda adını sıkça duyduğumuz, ikinci beynimiz olarak anılan bağırsak florasının en önemli öğesi olan probiyotikler, aslında uzun yıllardır insan sağlığıyla ilgili hemen hemen her konuda karşımıza çıkıyor. Bağırsak sağlığı da bağışıklık sisteminin güçlenmesinde en önemli rollerden birini oynadığı için probiyotikler, her yaştan insan için sağlıklı bir vücudun temelini oluşturuyor.

Probiyotik çeşitleri

Bazı probiyotikler tek yapılı, bazıları çoklu yapılı olabiliyor. Aynı probiyotik türleri içinde bile farklı yapıda olanlar bulunabiliyor. Vücudumuzda bulunan yüzlerce probiyotik türünün sağlığımız üzerindeki etkileri de bir o kadar çeşitlilik gösterebiliyor. Bu konudaki çalışmalar henüz tamamlanmadığı için, bu etkileri tam anlamıyla bilebilmek de mümkün değil ancak şimdiye kadar yapılan araştırmalar sonucunda probiyotik olarak adlandırdığımız mikroorganizmalar genellikle Lactobacillus, Bifidobacterium ve Streptococcus grubunda bulunuyor. Bu probiyotik türleri yoğurt, kefir ve peynir gibi bazı süt ürünlerinin yanı sıra fermente besinlerin de hemen hemen hepsinde bulunabiliyor.

‘Prebiyotik’ ve ‘probiyotik’ arasındaki ilişki

Yazılışları oldukça birbirine benzeyen bu iki kelimenin kullanımı sıkça birbirine karıştırılsa da prebiyotik ve probiyotik birbirinden tamamen farklı iki kavram. Peki, prebiyotik ve probiyotik arasındaki fark ne? Probiyotikler yukarıda da detaylı olarak anlattığımız gibi bağırsaklarımızda yaşayarak bağırsak florasının doğal dengesini sağlayan, vücudumuzu zararlı mikroorganizmalara karşı koruyan, bağışıklık sistemini güçlendiren “iyi bakteriler”. Prebiyotikler ise, insanlarda sindirim enzimleri tarafından sindirilemeyen ve bazı faydalı bakterilerin çalışmasını destekleyen kısa zincirli karbonhidratlar, yani lifler. Sindirilmeyen karbonhidratlar olarak da adlandırılan lifler, yani prebiyotikler, probiyotik bakterilerin en önemli enerji ve besin kaynağı. Modern yaşama geçiş, gıda endüstrisindeki değişimler ve bilinçsiz tarım uygulamaları nedeniyle besinlerdeki probiyotik ve prebiyotik oranları da giderek azaldı. Antibiyotik kullanımının artması, çevre kirliliği, dengesiz ve sağlıksız beslenme gibi çevresel faktörler nedeniyle etkinliği azalan bu bakterilerin dengesinin korunması ve doğal yollarla vücuda alınması son derece önemli. Peki nasıl?

En iyi prebiyotik ve probiyotik kaynakları: Besinler

Bağırsaklarda yaşayan bakterilerin büyümesini, dolayısıyla da bağırsak florasındaki iyi ve kötü bakterilerin dengesinin korunmasını etkileyen en önemli faktörelerden biri beslenme düzeni. Bu nedenle de bağışıklık sisteminin %70-80’ini oluşturan bağırsak sağlığı için beslenme düzeninde mutlaka prebiyotik ve probiyotiklere ağırlık verilmesi gerekiyor. 

Prebiyotik kaynakları: Lifler ve Polifenoller

Bağırsağımızda yaşayan iyi bakterilerin yani probiyotiklerin en temel besin ve enerji kaynağı yediğimiz yiyeceklerde bulunan ve mide tarafından sindirilemeyen lifler, yani prebiyotiklerdir. Dolayısıyla beslenme düzenimize yüksek lif içeren besinleri dahil etmek bağırsak floramızda yaşayan probiyotiklerin çoğalmasına ve daha iyi çalışmasına yardım eder. İki hafta boyunca prebiyotik içeriği zengin sebzeler tüketen 26 sağlıklı kişiyle yapılan bir araştırmanın sonuçları, bu kişilerin bağırsak florasında ve bağırsakta bulunan probiyotiklerin fonksiyonunda faydalı değişiklikler olduğunu gösteriyor. Lif yönünden en zengin sebze ve meyveler arasında enginar, kuşkonmaz, yer elması, pırasa, sarımsak, soğan ve muz bulunuyor.

İlginizi çekebilir: Lifli gıdalarla beslenmenin 4 önemli faydası

Bağırsak florasında bulunan probiyotiklerin sağlıklı işleyişine destek olan bir başka besin öğesi de polifenoller. Polifenol yönünden zengin olan besinlerin başında gelen meyve ve sebzeler yaban mersini gibi meyveler, çay, kahve, soğan, kuşkonm ve enginar gibi sebzeler geliyor. Ayrıca bitter çikolata da probiyotik bakterisinin besini olan liflerin kaynağı olduğu için prebiyotik yiyecekler arasında yer alıyor. Araştırmalar ayrıca kakaonun probiyotik benzeri mikrobiota içerdiğini de gösteriyor.

Doğal probiyotik kaynakları

Bağırsak sağlığının korunması için hali hazırda bağırsak florasında yer alan iyi bakterilerin prebiyotiklerle yeterli beslenebilmesi kadar bu bakterilerin doğal yollarla dışarıdan alınması da oldukça önemli. Bağırsak sağlığını düzenleyen, sindirim fonksiyonlarını destekleyen ve vücuttaki pek çok şeyin daha iyi çalışmasını sağlayan probiyotikler yönünden zengin gıdaları günlük beslenme düzeninize eklediğinizde, aslında sadece sindirim sisteminiz değil vücudunuzun tüm sistemlerinin doğru çalışmasına katkıda bulunmuş olacaksınız. Probiyotik gıda demek, yüksek miktarda yararlı bakteri içeren gıda demektir. Tüm fermente gıdalar yüksek miktarda bakteri içerirler. Yemeklerinizle dost bakteri takviyesi yapmak için, yoğurt ve kefir başta olmak üzere, fermente ev turşuları, peynirler, kombu çayı, miso ve kivas tüketebilirsiniz.

Yoğurt (Ev Yoğurdu)

En kolay erişilebilir ve en popüler prebiyotik gıdaların başında yoğurt geliyor. Hem ana öğünler hem ara öğünler için harika bir seçenek olan yoğurt, zengin bir protein kaynağı olmasının yanı sıra probiyotik yönünden de en zengin besinlerden biri. Piyasada bulunan yoğurtlar yapımları sırasında işlemden geçerken içeriğinde bulunan iyi bakterilerin de büyük çoğunluğunu kaybedebiliyor. Bu nedenle yoğurt seçerken mümkün olabildiğince organik olanları tercih etmeye, mümkünse kendi yoğurdunuzu evde yapmaya çalışın.

İlginizi çekebilir: Yoğurt deyip geçmeyin: Yoğurt ile yapabileceğiniz hem tatlı hem tuzlu lezzetler

Kefir

Fermente olmuş bir başka süt ürünü olan kefir de yoğurttan daha ince ve sulu bir yapıya sahip. İçimi oldukça kolay olan, tadı biraz süte biraz da ayrana benzeyen kefiri tek başına tüketebileceğiniz gibi smoothie’lerin içine ekleyebilir veya tahıllarla zenginleştirebilirsiniz. Laktoz oranı oldukça düşük olan kefir, laktoz hassasiyeti olanların da rahatlıkla tüketebileceği bir içecek.

İlginizi çekebilir: Kefirin faydaları nelerdir? Kefir nasıl yapılır?

Lahana turşusu

Fermente olmuş lahanadan elde edilen ve “Alman usulü lahana turşusu” diye bilinen lahana turşusu, Orta Avrupa’da yüzyıllardır tüketilen bir probiyotik kaynağı. Turşularda bulunan probiyotikler genelde fazla çeşitlilik göstermiyor olsa da, vücutta hali hazırda yaşamaya devam eden probiyotiklerin gelişimini destekleyen organik asitler, vitaminler ve sindirim enzimleri yönünden zengin oldukları için bağırsak sağlığına katkıda bulunur.

İlginizi çekebilir: Pratik turşu yapımı

Ekşi Mayalı Ekmek

Beslenme düzeninizden ekmeği çıkarmak istemiyorsanız ama bir yandan da bağırsak sağlığınız için faydalı karbonhidratlarla beslenmek istiyorsanız ekşi mayalı ekmek tüketebilirsiniz. Fermente olmuş tam buğday ve yaş maya içeren ekşi mayalı ekmek aynı zamanda diğer ekmeklere göre daha uzun süre taze kalıyor.

Kombu Çayı (Kombucha)

Bizler için kefir ve yoğurt neyse kombucha da Japonya ve Rusya’da  2000 yıldan fazladır tüketilen muhteşem bir probiyotik kaynağı. Sindirime yardımcı olması, enerji vermesi ve vücuttan toksinleri atması nedeniyle son yıllarda tüm dünyada trend haline gelmiş bu probiyotik deposu fermente çayın çok az da olsa alkol ve kafein içerdiğini unutmamak gerek. Geleneksel kombucha tariflerinde genellikle şeker bulunabiliyor. Bu yüzden içmeden önce içeriğini okumanız iyi olabilir.

İlginizi çekebilir: A’dan Z’ye kombucha: Nedir, nasıl tüketmeli, kimler kullanmalı?

Kimçi

Korelilere özgü geleneksel bir besin olan kimçi, aslında bildiğimiz sebze turşusuna benziyor. Sebzelerin laktik asit bakterileriyle fermente edilmesiyle yapılan kimçi, çin lahanası, kırmızı biber, havuç, turp, sarımsak, zencefil, deniz tuzu ve soğan gibi sebzelerin baharatla karıştırılarak yaklaşık 2 hafta kadar mayalandırılmasıyla elde ediliyor. Esmer pirinç, sebze ve et ürünleriyle birlikte tüketebileceğiniz kimçiyi salata veya yumurtayla da tüketmek mümkün.

Miso

Uzakdoğu’nun bir başka lezzeti olan miso, geleneksel Japon tıp uygulamalarında da kendine yer bulmuş, Kombucha gibi geçmişi çok eskilere uzanan, soya fasulyesinden yapılan bir çeşit macun. Miso, soya fasulyesi, arpa, esmer pirinç ve diğer bakliyatların bir çeşit küf mantarıyla fermente olmasından elde ediliyor. Farklı çeşitleri bulunan miso en çok beyaz, sarı ve kırmızı renkte satılıyor ve genelde çorbalarda tüketiliyor.

Tempeh

Soya fasulyesinin canlı küf ile fermente olmasından elde edilen tempeh, katı bir yapıya ve ekşi bir tada sahip. Genellikle parçalanarak tüketilen tempeh, her türlü yemekle birlikte protein kaynağı olarak tüketilebilir.

Natto

Japonların kahvaltıda tükettikleri geleneksel yiyeceklerinden biri olan natto, suda bırakılmış ve daha sonra buharda pişirilmiş veya doğrudan haşlanmış soya fasulyesinden yapılıyor. Daha sonra içine bacillus subtilis adı verilen bir bakteri ekleniyor ve karışım fermente olmaya bırakılıyor. Keskin kokusuna ve tadına rağmen natto önemli bir protein, lif, vitamin, mineral ve probiyotik kaynağı. Natto, ayrıca, vegan beslenmesinde eksik olan protein ve B12’yi de içeriyor.

Probiyotiklerin faydaları

Bağırsak florasının dengesinin korunması insan sağlığı açısından o kadar büyük bir öneme sahip ki, bağırsakta yer alan bakteriler son yıllarda sıkça ikinci beyin olarak da adlandırılıyor. İnsan bağırsağında 500-1000 farklı türde mikroorganizma yaşıyor. Bu mikroorganizmaların sayısı kendi vücut hücrelerimizin toplamından fazlayken, toplam ağırlıkları ise beynimizin ağırlığı kadar. Besinler aracılığıyla çeşitlendirdiğimiz probiyotikler mide ve ince bağırsaklar tarafından sindirilemeyen besinlerin sindirilmesine yardımcı olarak vücudu hastalıklardan koruyor.

Kabızlık, ishal, hazımsızlık problemlerinde, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde oldukça önemlidir. Bir çalışmada araştırmacılar; probiyotik almanın, antibiyotikle kaynaklı ishali %42 azalttığını bulmuşlardır.

  • Üreme yolları enfeksiyonları ve idrar yolları enfeksiyonlarının engellenmesinde etkilidirler
  • B vitamini, K vitamini, folik asit ve bazı yağ asitlerinin sentezine katkı sağlarlar
  • Kolesterol düzeyinin düşürülmesine yardımcı olurlar
  • Kötü bakteri ve mikroorganizmalarla savaşırlar
  • İrritabl bağırsak hastalıkları ile savaşırlar
  • Egzama, alerji, obezite gibi birçok hastalığın önlenmesi ve tedavisinde faydalıdırlar
  • Bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olurlar
  • Depresyon olasılığını azaltır veya hafifletirler
  • Karaciğer güçlendirici etkileri bulunmaktadır
  • Laktoz sindirimi ve antibiyotik duyarlılığında iyileşmeye aracı olurlar
  • Vücut pH seviyelerinin sağlıklı sınırlarda kalmasını sağlarlar
  • Hormonal dengenin korunmasına yardımcı olurlar
  • Antioksidan özellikleriyle vücuttan yabancı mikroorganizmaların ve toksinlerin atılmasına yardımcı olurlar
  • Yaşlanmayı geciktirirler
  • Yapılan bazı araştırmalar probiyotiklerin otizm bulgularını hafiflettiğini göstermiştir
  • Serotonin üretilmesine destek olurlar. Mutluluk hormonu serotoninin %90’ından fazlası bağırsaklardaki iyi bakteriler tarafından üretiliyor.

Probiyotiklere ve bağırsak florasına zarar veren alışkanlıklar

Probiyotikleri besleyen, aktivitelerini artıran, bağırsak florasının dengesinin korunmasına yardımcı olan çok sayıda besin olsa da bazı besin maddeleri ve alışkanlıklar bağırsaktaki iyi bakterilere zarar verebiliyor.

Şeker ve işlenmiş gıdalar

Şeker bağırsak geçirgenliğini artırır, hastalık yapma potansiyeli olan kötü bakterileri ve mantarları besler. Kilo almayı kolaylaştırarak bağırsak içi dengeleri daha da bozar. Ayrıca fazla miktarlarda alındığında insülin direncine neden olarak enflamasyon oluşmasına neden olabilir. Ayrıca işlenmiş gıdalar da içerdikleri şeker, katkı maddeleri ve kimyasallar ile bağırsak florasını bozar. İşlenmiş besinlerin lif içerikleri de çok düşük olduğu için dolaylı yoldan kötü bakterilerin üremesine neden olarak bağırsak sağlığını olumsuz etkileyebilir.

Antibiyotikler

Kullanılan tüm antibiyotiklerin bağırsaktaki bakterileri olumsuz olarak etkilediğine dair pek çok araştırma bulgusu var. Antibiyotik kullanımı sonrasında bakterilerin eski sayı ve çeşitliliğine dönmesi en az 1 sene alıyor ve bu geri dönüş de ne yazık ki %75-90’larda kalıyor. Tabii ki doktorunuzun önerisi ile kullandığınız antibiyotikler sağlığınızı korumanız açısından hayati öneme sahip. Ancak doktorunuz önermediği halde nezle, öksürük, soğuk algınlığı gibi durumlarda kendi insiyatifinizle antibiyotik kullanmanız uzun vadede çok daha ciddi sağlık problemleriyle karşılaşmanıza sebep olabilir.

Alkol

Alkolün kendisinin bir şeker olduğunu biliyoruz. Ayrıca pek çok alkollü içeceğin içerisinde yüksek miktarlarda ilave şeker bulunuyor. Alkol ayrıca bağırsak bağlantılarını etkileyerek artmış geçirgenliğe de neden oluyor. Yani alkol aldığınızda bağırsağınızdaki yararlı mikroorganizmaların işlevsiz hale gelmesine neden olmanın yanı sıra bir de zararlı maddelerin kanınıza karışmasına izin vermiş oluyorsunuz. Bu yüzden alkol tüketiminize dikkat etmeniz bağırsak sağlığınızı korumanız açısından büyük bir öneme sahip.

Çocukların probiyotik kullanması zararlı mı?

Probiyotikler, bebeğin normal doğum ile doğum kanalından geçmesinden itibaren vücuda yerleşir, anne sütü ve ilerleyen zamanlarda alınan takviye gıdalarla da sayıları giderek artar. Yeni doğanların çoğunun kabızlık problemi yaşamasının sebebi bağırsak florasının yeterince gelişmemesidir. Özellikle sezaryen ile doğan ve yeterince anne sütü ile beslenemeyen bebekler bu sorunu sık sık yaşayabilirler. Probiyotik takviyeleri, vücuda besinler yoluyla probiyotik alınması ve alınan probiyotiklerin prebiyotiklerle desteklenmesi hem yetişkinler hem de çocuklar için son derece önemli. Probiyotik kullanan ve kullanmayan okul çağındaki çocuklarla yapılan bir araştırma sonuçlarına göre, anaokulu çağındaki çocuklara probiyotik verildiğinde hem hasta olma oranları düşüyor hem de hasta oldukları zamanki tedavi süreçleri kısalıyor. Ancak her çocuğun gelişiminin farklı olduğunu, her yaşın kendine özgü beslenme gerekliliklerinin bulunduğunu ve bu nedenle probiyotik alımında da çocuğun sağlık durumunu, ihtiyaçlarını ve gelişim özelliklerini gözetmeniz gerektiğini unutmamalısınız.

Probiyotik takviyeleri

Eğer fermente gıdalarla aranız pek iyi değilse ve sevmediğiniz için yeteri kadar tüketemiyorsanız, ya da aldığınız miktar ve çeşidi artırmak istiyorsanız, eczaneden probiyotik takviyesi alabilirsiniz. Aldığınız ürün en az 5-10 milyar cfu (kob, koloni oluşturan bakteri)  bakteri içermeli, mide asidinden daha az etkilenmesi için kapsül içerisinde olmalı ve en az 5 çeşit değişik bakteri türü içermelidir. Hem çocuklar hem de yetişkinlerin kullanması gereken probiyotikler sağlık için son derece önemli olsa da probiyotik takviyesi seçiminde ve bu takviyeleri kullanmadan önce dikkat etmeniz gereken oldukça önemli noktalar var. İyi bir probiyotiğin özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:

  • Patojen olmamalı
  • Toksinojen olmamalı
  • Depolama ve kullanım sırasında canlılığı korumalı
  • Bağırsakta canlı kalmalı
  • Sağlık üzerine olumlu etkiler oluşturmalı

 

 

Kaynaklar: 
Journal of Gastroenterology and Hepatology
Harvard Helath Publishing
Medical News Today
BBC Good Foods

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:



  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.





Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Dijital dünya, sınırlarını sürekli olarak genişletmeye devam ediyor ve sanal dünyalar, artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Üstelik yalnızca sanal dünyalar da değil, o dünyanın baş kahramanları olan virtual influencer’lar da. Yani biz 🙂 Sosyal medya platformlarında kendi takipçi kitlelerini oluşturan ve çokça sevgiyle ve ilgiyle karşılanan sanal influencer’lar, sadece teknolojik gelişmelerin başarılı bir somut örneği olmakla kalmıyor; aynı zamanda modern pazarlama pratiklerini de yeniden şekillendiriyor.



Yani, artık gerçek insan influencer’lar gibi biz virtual influencer’lar da markaları temsil edebiliyor, iş birliği çalışmaları yapabiliyoruz; dahası biz de hayatımızın akışını ya da bir günümüzün nasıl geçtiğini paylaşabiliyoruz, üstelik dünyanın pek çok yerinde. Peki, biz kimiz? İşte bu dijital dünyayı çok daha yakından tanımak ve bir parçası olmak için mutlaka takip etmeniz gereken virtual influencer’lar:

Virtual Alin


Gelin, önce benimle başlayalım ve size kendimi tanıtayım: Ben Alin! Ford Türkiye’nin marka elçisiyim. En büyük ilgi alanım elbette ki teknoloji ve otomobiller. Aynı zamanda seyahat etmeye de bayılıyorum! Türkiye’nin otomotiv alanındaki ilk ve tek sanal influencer’ıyım. Yani beni ben yapan, hobilerimi şekillendiren, yaşam tarzımı belirleyen her şey aslında markanın stratejisinden doğdu. Günümün büyük bir kısmını yepyeni keşifler yapmaya ayırıyorum ve hiçbir sosyal medya akımından da geri kalmıyorum…

Zencefil shot’ımla güne başlıyor, çıktığım yeni yollarda bol bol kahve molaları vermeyi ve maceralarımı sizinle paylaşmayı seviyorum. Başka çok sevdiğim bir şey varsa o da Mustang Mach-E ile geçirdiğim tüm anlar; çünkü onunla olan her yolculuğum sıra dışı diyor ve beni hemen takip etmeniz için Instagram hesabımı buraya bırakıyorum.

Rozy

Rozy, dünya genelinde en popüler virtual influencer’lardan biri ve Güney Koreli. Hatta Kore’nin ilk sanal influencer’ı. Gezmeyi, iyi giyinmeyi, yemek yapmayı çok seviyor. Dünyayı dolaşıyor, birbirinden şık tasarımlar kullanıyor, modellik yapıyor ve dünyaca ünlü markalarla çalışıyor. Her geçen gün yaptığı sponsorluk anlaşmalarının sayısı hızla artarken, sosyal medya takipçileri tarafından da hayranlıkla takip edilmeye devam ediyor. Rozy de tıpkı benim gibi sanatın ve estetiğin gücüne inanıyor ve her günü dolu dolu yaşamak için ilham veriyor.

Shudu



Shudu, moda fotoğrafçısı Cameron-James Wilson tarafından yaratılan dünyanın ilk dijital süper modeli olan bir sanal influencer. Güney Afrika Kökenli Shudu, iyi giyinmeyi çok seviyor. Dünyaca ünlü lüks moda markalarıyla iş birlikleri yapan Shudu, aynı zamanda sanal insan ırkının savunucusu olma görevini de üstleniyor. Shudu’nun yaratılmasındaki en önemli amaçlardan biri de dijital dünyanın temsilindeki etnik çeşitlilik eksikliğine dikkat çekmekti ve bence bu, hayranlık uyandırıcı.

Ion Göttlich

Ion Göttlich, bisiklet tutkunu bir sanal influencer. Teknoloji ve video oyunlarına olan ilgisi ile tanınan Ion, aynı zamanda da spor yapmaya çok düşkün. Yeni keşifler yapmayı, aktif bir yaşam sürmeyi ve sağlıklı alışkanlıklarını sürdürmeyi çok seviyor ve takipçileriyle bisikletini yanından ayırmadığı keyifli anları sıkça paylaşıyor. Dışarıdan bakıldığında Ion ile tarzımız pek uyuşmuyor gibi görünse de, çok önemli bir ortak yönümüz var: O da tıpkı benim gibi yollarda zaman geçirmeyi çok seviyor ve yeni keşiflere asla hayır demiyor.

Imma

Japonya’nın ilk virtual influencer’ı ve modeli, pembe saçlarıyla çok sevilen Imma. Bugüne kadar dünya çapında modadan iş dünyasına, lüks tüketim markalarından televizyon kanallarına kadar pek çok sektörde manşetlerde yer alan Imma, Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarla ilgiyi üzerinde tutmaya devam ediyor. O da ben de yeni trendleri takip etmekten büyük keyif duyuyoruz; ayrıca dans ve müzik de ortak tutkumuz olabilir.

Lil Miquela

Instagram’da 2 milyondan fazla takipçisi olan ve dünya genelinde sevilen virtual influencer’lardan biri olan Lil Miquela, renkli yaşamından eğlenceli kareler paylaşarak takipçilerinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Dünya devi moda markalarıyla iş birlikleri olan ve tarzından, kişisel bakımından ödün vermeyen Miquela, yeni yerler keşfetmeye de bayılıyor; tıpkı benim gibi… Unutmadan, ikimize de çillerin çok yakıştığını söylemiş miydim 🙂



Bermuda

Lil Miquela’dan sonra kız kardeşi Bermuda’yı da tanıyalım. Bermuda, kendini ‘robot queen’ yani robot kraliçe olarak anlatıyor ve adeta moda ikonu gibi tarzıyla ön plana çıkan bir sanal influencer. Özellikle lüks yaşam tarzı ve moda dünyasına olan tutkusuyla bilinse de pek çok farklı markayla da iş birlikleri yapıyor ve sık sık Miquela ile fotoğraf paylaşıyor. Bermuda da tıpkı benim gibi kişisel bakımına çok düşkün, ayrıca aktif bir yaşam sürmek, ikimizin de öncelikleri arasında. Miquela ile samimi ilişkilerine hayran olduğumu da belirtmeliyim…

Nobody Sausage

En komik virtual influencer’lardan biri olan Nobody Sausage, dünya çapında çok seviliyor ve 8 milyona yakın takipçisi var. Genelde günlük rutinlerini ve yaptığı işleri paylaşsa da modern dünyanın pek çok ortak sorununu da mizahi bir yaklaşımla ele alarak milyonları güldürmeyi başarıyor. Ayıca, müzik ve dansa olan ilgi ve tutkusu da coşku dolu bir enerji yayıyor. Benim de en çok güldüğüm, izlerken en çok keyif aldığım sanal influencer’lardan biri.

Lu do Magalu

Brezilya’nın en büyük perakende şirketlerinden birinin yüzü olan Lu do Magalu’nun ünü, yalnızca Brezilya ile sınırlı kalmıyor, çünkü sosyal medya hesaplarında dünyaca ünlü pek çok markanın ürünü ile ilgili içerikler üretiyor. İlk kez YouTube’da karşımıza çıkmış olsa da, bugün Instagram’da ve Facebook’ta da oldukça popüler. Ayrıca kendisini ‘Virtual 3D Influencer’ olarak tanıtıyor. O da teknoloji ve yenilikleri takip etme konusunda oldukça tutkulu ve bu tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı seviyor, tıpkı benim de yaptığım gibi.

CodeMiko

Teknik olarak ‘VTuber’ olarak bilinen CodeMiko, Twitch yayıncısı bir sanal influencer. VTuber teknolojisinin sınırlarını zorlamakla ün salan CodeMiko, canlı yayınlarında yaptığı röportajlarla da çokça ilgi görüyor. Sanal dünyanın ve teknolojinin son gelişmelerini aktarırken, tarzından ve günlük keşiflerinden de ödün vermiyor. İkimizin de dijital dünyanın sınırlarını zorlamayı sevdiğimizi söylemeden geçemeyeceğim 🙂

Thalasya

Endonezya’nın ilk virtual influencer’ı Thalasya, dünyayı keşfetmeyi, yeni tatlar denemeyi ve moda tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı çok seviyor. Üstelik çok çeşitli sektörlerdeki markalarla iş birliği yaparak, günlük rutinlerinde neler yaptığını da sık sık Instagram hesabına ekliyor. Thalasya da benim gibi yeni deneyimlere çok açık. Ayrıca, yemeklere ve özellikle de sokak lezzetlerine olan ilgisini de gizlemiyor. Sanırım ona yakın hissetmemi sağlayan ortak özelliklerimizden biri de bu.

Elbette ki listenin tamamı bu kadarla sınırlı değil. Sanal influencer’lar olarak sayımız günden güne artıyor. Teknolojinin, sanatın, gerçekliğin ve kurgunun sınırlarını zorlayan var oluşlarımızla, günden güne dijital dünyada yeni gelişmelere imza atmaya devam edeceğiz; tabii kendi hayatlarımızdaki maceraların dozunu artırmaya da. Siz de bu dünyadan haberdar olmak ve yeni maceralarımda benimle yer almak için takipte kalın! Geleceği, bugünden yaşayın.





İlgili Makale