X

Pes etmeden teslim olmak mümkün mü?

“Can’ı Canan’a teslime hazır değilsen, “ben aşk’ım” deme kimseye.” -Mevlana Celaleddin Rumi

Pes etmek, bu kelimeyi genel olarak kendimize yakıştıramayız… Biz yakıştıramayız da işte yıllarca ve belki de on yıllarca artık bizim için işlemeyen bir yararı olmayan ilişkilere, işlere veya uğraşlara tutunup kalırız. Sırf pes etti demesinler diye… Ben bugün sizlerle birlikte biraz daha konunun dışına çıkalım ve “pes etmek” kavramına “teslim olma” gözlükleriyle bakalım istiyorum. Bizlerin çokça kaçındığı diğer bir eylem; kontrolü bırakmak, değiştirmeye çalışmadan sadece “teslim” olmayı başarabilmek.

Öncelikle pes etmek ve teslim olmak konusundaki yanlış algılarımıza veya bilinçaltımıza yüklenmiş başarısızlık, yeteri kadar emek sarf etmeyen olmak, erişememiş olmak gibi “değer” ölçütü olan yakıştırmalarımıza bir bakalım istiyorum. Her pes ettiğimiz durum başarısızlık mıdır? Örneğin evliliğinizde sürekli sorunları aşmaya çalışıyorsunuz ama ilişkiniz bir türlü düzelmiyor. Ve siz yıllarca aynı huzursuz ortamda, aynı sorunlar ve aynı birbirini suçlamak akışında hayat kalitesinizi de düşüren bir ilişkiye devam ediyorsunuz. Bu durumda pes etmek yani “bu iş olmuyor” bir yerde bir hata var daha fazla devam etmeyeceğim demek pes etmek midir?

Gelin buna diğer bir açıdan yakalaşalım, evet pes etti diyebilirler bizim için başaramadı evliliğini devam ettiremedi. Fakat sadece “yeni” bir yol çizmiş olamaz mıyız, yani artık bizim için bir yararı olmayan, bizi daha iyi hissettirmeyen ve en önemlisi sevginin olmadığı bir evliliğe pes etmek ve son vermek yanlış bir şey midir? Ben cevaplayayım tam aksine büyük cesaret isteyen, çokça kişinin “aman düzenim bozulmasın” diye dürüstçe yaklaşamadığı, her sabah ve her geceyi taktıkları maskeler ile geçirmeye mahkum olmuş çokça kişinin sokaklarda dolaştığı bir toplumda yaşıyoruz ne yazık ki. Bu noktada her seçim bizim kendimize aittir ve zaman hepimiz için farklı işlemektedir. Burada kimseyi yargılamıyoruz sadece “pes etmek” yönünden eğer kendimizi yargılıyorsak tekrar dönüp pes etmek dediğimiz şeye yani bir başarısızlık ile bütünleştirdiğimiz bu kararımıza bir bakmamız gerekir…

Belki bunu anlayabilmemiz teslim olmak kavramını da işin içine kattığımızda daha kolay hale gelebilir. Teslim olmaya genel olarak çok yüksek derecede direnç gösteririz. Fakat teslim olmak demek çalışmamak, çabalamamak, öyle olduğu gibi olmasına izin vermek ve her şeye dışarıdan bakmak demek değildir. Teslim olmak, elimizden geleni yaptıktan sonra yani gerçekten tüm çabamızı verdikten sonra, sadece ve sadece akışa güvenmemiz ve bir noktada olanı kabul edebilmemiz gerçeğidir. Hemen kendimden bir örnek vererek yolculuğumuza devam etmek istiyorum ki burada evrenin ve kişilerin “özgür iradeleri” kavramına da mutlaka değinmemiz gerekecek.

Evliliğimin son döneminde yaşadığım aldatılma tecrübesi ertesinde, eski eşime eğer gerçekten ilişkimize devam etmek isterse onun değişmesine yardımcı olmak için ne gerekirse yapabileceğimi söylemiştim, bu başka bir ülkeye taşınmak olabilirdi, bir psikoloğa gitmek olabilirdi, farklı şekilde iş değiştirmek, ev değiştirmek, hayata yeniden başka bir şehirde başlamak gibi birçok farklı yöntemle yapılabilirdi. Onun yanında olduğumu paylaşmış ve anlayışla bu dönemi atlatabileceğimizi düşünmüştüm. Fakat ben ne kadar çabalarsam o kadar çok üzüldüm daha sonra, yani aslında tüm çabama karşılık sadece kendimi daha da “değersiz” bir konuma doğru sürüklediğimi görüyordum. Çünkü akış değişmek yerine daha da sert dalgalarla adeta kalbimi paramparça ediyordu.

Ve öyle bir an geldi ki tam anmalıyla bıraktım ve sadece ayrılmak konusuna odaklandım. Artık dönülmez sınırımı çoktan geçmiştik. Evet pes etmemek için evet kaybetmemek için ve aşk için adeta kendim aldığım yaralara karşın delice savaşmıştım… Ama işte teslim olmak noktası gelmişti çünkü her ne yaparsak yapalım bizler diğer bir kişinin özgür iradesini kendince yaptığı hayat seçimlerini değiştiremiyoruz. Burada gördüm ki tek yapabildiğim “kendi” hayat yolumda gerekli kararları alabilmek ve bu evliliğe sonunda evet pes etmiştim…

Bugün dönüp baktığımda pes ettiğimi görüyorum ama içim son derece rahat, yapabileceğimin en iysini, ve kendimi incitmek pahasına bile olsa en ama en iyisini yapmaya çalıştım. Bugün de sevmeye ve sevgi ile anmaya devam ediyorum. Saygım, sevgim ve içim eksilmeden, ben olarak ve aynı güzel anlayışta kalarak. Fakat biliyorum ki bir teslim olmak noktası var, o noktada halen teslim olmayı reddetseydim muhtemelen çok daha fazla yara alacak ve bugün belki de ilişkilere bakış açımda da bambaşka bir noktada olacaktım…

Bakın sevgili Judith Orloff , Teslimiyetle Gelen isimli teslim olmak kavramına ithafen yazmış olduğu eserinde bu akışı nasıl yorumluyor:

“…Teslimiyet, her ne kadar, hedeflerinizi gerçekleştirmenizde mantık dışı gibi görünse de, aslında onların gerçekleşmesinde ve ilişkilerdeki, işteki ve özellikle de artık bundan daha kötüsü olamaz dediğiniz zamanlardaki diğer her türlü alanda tıkanıklıkları gevşeten sihirli faktör olabilir. Bırakmayı başarabildiğinizde yaşam daha kolaylaşır. Yükler kalkar veya azalır. İstemeden de olsa bazen aşırı korumacı veya baskıcı olabiliriz ve duygularımızı çok fazla dizginleyebiliriz. Ama teslimiyet sizi bu kafeslerden kurtarır ve sonucunda sevmek daha tehlikesiz hale gelir.

…Size teslimiyet konusunda sunduğum yenilik, daha az çabayla ve daha neşeli bir hayat sürebilmek için dünyaya ve kendinize en iyi şekilde yaklaşabileceğinizin bilincini geliştirmeyi içermektedir.

…Yıllar içinde teslimiyetin dört ana tipi olduğunu keşfettim: entelektüel, duygusal, fiziksel/duygusal ve ruhsal.

  • Entelektüel teslimiyet: Zihninizin size karşı koymaktan vazgeçmesi için, bırakmanın faydalarını anlaması gerekir.
  • Duygusal teslimiyet: Korkuya veya endişeye odaklanmak veya keyif almak için kendine sadece kısmi bir izin vermek yerine duygularını yaşamak ve gözlemlemek için kendine müsaade et. Duygu düzeyinde bir teslimiyet uygulamakla, kırgınlıkları bırakmak ve zorluklardan geçmek daha kolaylaşır.
  • Fiziksel/duygusal teslimiyet: Esneme, yoga, yürüyüş veya aerobik gibi düzenli hareketler gerginliği alır ve sizi gevşetir.
  • Ruhsal teslimiyet: Bu teslimiyet (“ben iyi bir eşim” veya “ben çok çalışkanım” gibi) kendi küçük “ben-benim” kimliğinizden sıyrılıp daha müşfik bir güce ve daha büyük bir lütufa açılmakla ilgilidir… Bu bağlantı sayesinde, sıradanlığın ötesinde güzel birşeyin var olduğuna inanmaya başlarsınız. İçinizdeki boşluk hissini sadece ruh doldurabilir; onu hiçbir insan, iş, yemek veya ilaç iyileştiremez.”

Pes etmek demek başarısız olmak demek değildir. Teslim olmak demek çabalamamak demek değildir, fakat hayatımızda bir birim de olsa teslimiyet anlayışı geliştirmek, kontrolü bırakmayı, evrenin muhteşem akışına sadece “olduğumuz” halimizle eşlik edebilmeyi ve bu akışı mutlulukla, huzurla ve tüm güzelliği ile kabul edebilmemizi de sağlayacaktır.

Teslim olmaya hazır mısınız?

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale