X

Panik atak kabusunuz olmasın: Stres ve kaygı ile başa çıkma yolları

Kaygı bozukluğu, fobiler, panik atak, obsesyonlar… Hepsinin ortak özelliği stres faktörünün devreye girmesidir. İnsan zihni, düşünce, duygu ve davranış üçlüsünün döngüsünde hayatı anlamlandırır. Peş peşe gelen bu üçlünün kendi içinde bir kısır döngüsü vardır. Stresin devreye girmesi ile bu döngü, vücuda bir virüs girmişcesine sağlıklı yapısını bozar ve kişilerde ruhsal sıkıntılar oluşturur. Böyle bir durumda kişilerin terapi desteği alarak düşünce, duygu, davranış sistemini tekrar sağlıklı yapıya dönüştürmesi gerekir. Kendi başınıza üstesinden gelmek zorunda kaldığınız, hayat işlevselliğinizi zedeleyen durumlarda bazı teknikler ile stresi yenerek başa çıkabilirsiniz.

Stresin vücudunuzdaki karşılığı

Kişiler stres altında olduklarında, vücut kaçma-savaşma moduna geçer. Tehlike algılayan beyin, vücudu savaşmaya veya kaçmaya hazırlar. Buda kalp atışının artmasına, düzensiz nefes alımına, cilt renginin solmasına, ellerde titremeye ve baş dönmesine sebep olur. Bu durumda kişiler fizyolojik belirtilerini doğru yorumlamalıdır. Aksi halde ikinci bir stres faktörü devreye girer. Ne zaman ve hangi durumlarda stres yaşadığınızı fark etmek, olacaklara karşı hazırlıklı olmanızı sağlar.

Ne zaman stres yaşadığınızı fark etmek ve bulmak, olacaklara karşı hazırlıklı olmayı sağlar.
1. Nefes alıp verme tekniği

Yavaş ve ritmik nefes almak akciğer-mide sinirini aktive eder. Herhangi bir büyük sinir sistemi aktif olduğunda, vücudun içinde gezinerek beyin, kalp, akciğer gibi önemli organların bağlantıya geçmesine neden olur. Akciğer-mide siniri de parasempatik sinir sisteminin (kaygı anındaki fizyolojik belirtileri ortadan kaldıran sistem) önemli bir parçasıdır. Bu sistem devreye girdiğinde vücudun verdiği savaşma-kaçma tepkileri yavaşça normale döner. Parasempatik sinir sistemini devreye sokmak için yapılması gereken şey, ritmik nefes alıp vermektir. Nefesinizi içinizden 5’e kadar sayarak alınız, daha sonra 2 saniye içinizde tutup 6’ya kadar sayarak bırakınız. Bunu 10 kere tekrarlamak yeterli olacaktır. Önemli olan kısa nefes almak, sonra da yavaş bir şekilde geri vermek.

2. Anda kalabilme

Kaygı duyduğunuz veya bir atak yaşadığınız da etrafınızda bulunan 3 tane görüntü seçin. Kapalı veya açık ortam fark etmez. Seçtiğiniz cismi veya canlıyı detaylı bir şekilde tarif edin (sesli yapmanız daha işlevsel olur). Tanımlarken şekli, rengi, dokusu, kokusu gibi her türlü detayı söylemeye çalışın. Örneğin iri, koyu kahve rengi gövdeli, yeşil uzun yapraklı bir çınar ağacı. Bu egzersiz kaygı ve stresin odaklandığı beyni şimdiki zamana getirir ve vücudun oluşturduğu tehlike belirtilerini yavaşlatır.

Panik atak sırasında, etrafınızda doğa varsa ona yönelmeli, yoksa da herhangi bir doğa, manzara fotoğrafına bakmalısınız.
3. Manzara görüntüsünün büyüsü

Panik atak sırasında, etrafınızda doğa varsa ona yönelmeli, yoksa da herhangi bir doğa, manzara fotoğrafına bakmalısınız. Böylece kardiyovasküler sistem, stresin üstesinden gelecektir. Ağaçların, hayvanların ve suyun yatıştırıcı özelliği de buradan gelmektedir.

4. Stresi, heyecan veya coşku olarak yeniden yorumlamak

Psikolojide çok fazla kullanılan bir teknik olarak yeniden çerçeveleme, olumsuz görünen durumların farklı perspektiften değerlendirilmesine yardımcı olur. Duygular düşüncelere göre oluştuğundan, kaygı ve stres yaşandığı durumlarda üretilen adrenalin, motivasyon ve yaratıcılık için kullanılabilir. Dopamin salınımı bunun için en önemli faktördür ve stres anında salgılanan adrenalin bu işlevi görür.

 

İlginizi çekebilir: Stresle ve strese bağlı yeme bozukluğuyla mücadele etmenizi sağlayacak 4 nefes egzersizi

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Nihal Tural: Nihal Tural; Bilkent Üniversitesi Psikoloji Bölümünü ve Üsküdar Üniversitesi Klinik Psikoloji Bölümü yüksek lisans mezunudur. Öğretim hayatının yanı sıra alanında uzman kişilerden terapi eğitimlerini de tamamlayarak Bilişsel Davranıçı Terapi, Aile ve Çift Terapisi, şema Terapi ve Cinsel Terapi uygulamaya hak kazanmıştır. Mesleğini seven bir terapist olarak kendini geliştirmeye devam etmekle beraber, engelli bireyler ile çalışmalar yapmıştır. İstanbul'da özel danışmanlık merkezinde yetişkin bireyler ile çalıştıktan sonra Ankara'ya taşınarak Özel Arte Cerrahi Hastanesi bünyesinde çocuk, ergen ve yetişkinler ile psikoterapist olarak çalışmaktadır

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale