X

Okullarda sene sonu gösterileri: Müsamereler gerçekten gerekli mi?

Her sene Mayıs ve Haziran ayları, okulların sene sonu gösterileri, portfolyolar, mezuniyet törenleri gibi etkinliklere odaklanıldığı ve senenin en yoğun olduğu zamanlardır.

Tüm aileler, ellerinde kameralarla, fotoğraf makineleriyle, coşkuyla ve gururla, çocuklarının performansını izlemeye giderler. Sahneye en yakın koltukta oturmak için ve en iyi kareleri çekebilmek için her türlü mücadele verilir.

O gün, okul yönetimi ve öğretmenler için en stresli günlerden biridir. ‘Her şey yolunda gidecek mi?’, ‘Çocuklar rollerini unutmasalar iyi olur.’, ‘Bir sorun çıkmadan bugünü atlatsak.’ gibi düşünceler zihinlerden geçer. Öğretmenler, bir senedir verdikleri emeğin sonuçlarını göstermek ve kendilerini ispat etmek zorunda hissederler. Rekabet adeta kızgın kum gibidir. Kelebekler sınıfı kıpırdamadan şarkı söyleyebilirken, kurbağalar henüz bunu yapamamaktadır.

Peki ya çocuklar? Çocuklar en az 3- 4 aydır bu bir saatlik gösteri için hazırlanmaktadır. Defalarca ‘Yapma, kıpırdama, biraz bağır!’ komutlarını almışlar, performanslarına ve davranışlarına göre pek çok kez gösterideki yerleri ve rolleri de değişmiştir.

Yetişkin terapisinde travmatik anıları çalışırken pek çok kez bireylerin anasınıfı ve ilkokul müsamerelerinde yaşadıkları olumsuz anılara şahit olurum; unutulan sözcükler, ağlayan bir arkadaş, ebeveynini görememe ve nice anılar…

Kendi okul ve müsamere deneyimlerimi düşündüğümde, zihnimde iki net anım beliriyor. Anasınıfındayken sınıfça Pamuk Prenses masalını canlandırıyorduk. Ben, hikayedeki cadı olmuştum. Her ne kadar cadı, tatlı bir şekilde yansıtılmak istense de nihayetinde cadıydım. Cadıları o zamana kadar hep kötü olarak bilmiştim. O gün bana cadı rolünü verdiklerinde uzun süre ağladığımı ve sorguladığımı anımsıyorum: ‘Ben kötü müyüm?’, ‘Değersiz miyim?’, ‘Yetersiz miyim?’, ‘Yeterince iyi değil miyim?’ O kadar basit gibi görünen bir saatlik etkinlik, hayatıma uzunca bir süre sirayet etmişti.

İlgili yazı: Çocuğunuzun korkularını yenmesine yardımcı olmak için 30 yol

Bir başka müsamerede de sahne arkasında çok susadığımı ve öğretmenimden su istediğimi anımsıyorum. Öğretmenim, ‘Gösteri bitsin, içersin.’ demişti. 0- 6 yaş dönemindeki pek çok çocuk, ihtiyaçlarını erteleyebilme ve planlama becerisine sahip olamıyor. O gösteriye, kurak çöllerde susuz kalmış mutsuz bir çocuk olarak katılmıştım.

Meslek hayatıma ilk başladığım yıllardan itibaren hep sorguladığım bir şey var. Okullar bu gösterileri ne amaçla yapıyor? Sonucunda amaçlara ulaşılıyor mu? Nihayetinde nereye varılıyor?

Bu konuyla ilgili yapılmış bilimsel çalışmalar yok denecek kadar az. Dolayısıyla pek çok uzman tecrübeyle ve gözlemle paylaşımlarda bulunuyor.

Başarısız geçen bir müsamere deneyimi çocuklarda travmaya neden olabiliyor.

Yıl sonu gösterisinde yapılan hatalar travmaya yol açabiliyor

Yapılan gösterilerin, pek çok çocuğun; kural, sınır, disiplin, planlama, takım çalışması, iletişim ve sunum becerileri gibi alanlarını desteklediğini görülebiliyor. Lakin bir de madalyonun ters tarafına bakmak gerekiyor. Ezberlediğini unutan, hatalı telaffuz eden, sahnede elbisesi açılan, kaygısını kontrol etmekte güçlük yaşaya pek çok çocuk da yıl sonu gösterisi deneyimini, travmalar ağına ekliyor. Öyle ki, bu travma ilerde topluluk önünde kendisini ifade etmesinin, ilişki kurmasının, öz saygısının bile önüne geçebiliyor.

Pek çok okul sene sonu gösterilerini prestij göstergesi, kazanımların ortaya koyulduğu bir etkinlik olarak değerlendirirken, hatırı sayılır iyi okullar, önleyici tedbirleri alarak süreci iyi yönetiyor. Bu hassas durumu öngören ve süreci çocuk odaklı yürüten okulların yöneticileri ve öğretmenleri neleri farklı yapıyor?

  • Öncelikle sık tekrar neticesinde, çocukların seneye dair en net hatırladıkları günün sene sonu gösterisi olduğunun bilincinde olup, buna göre planlamaya başlanıyor.
  • Mükemmel ve hatasız bir gösteri beklentisi olmuyor. Çocukların yaş ve gelişim düzeylerine göre hazırlık yapılıyor.
Süreci çocuk odaklı yürüten okullarda yıl sonu gösterilerinde çocukların yaş ve gelişim düzeylerine göre hazırlık yapılıyor.
  • Etkinliklerin ve gösterilerin hedef kitlesi veliler ve okul yönetimi yerine öğrencilerin ta kendisi oluyor.
  • Performans ölçmeye dayalı bir etkinlikten ziyade öğretme ve eğlenme odaklı bir içerik tasarlanıyor.
  • İçerikle ilgili öğrencilerin fikri alınıyor. Alternatif şarkılardan ve oyunlardan hangisini hayata geçirmek istediklerini öğrenciler seçenekler arasından seçiyor.
  • Verilen roller, öğrenciler arasında adaletli bir şekilde dağıtılıyor. Kura çekmek, yazı tura atmak, uzun çubuğu çekmek gibi teknikler kullanılıyor.
  • Her çocuğun kendi yeteneğini sergileyebileceği ve hiçbir çocuğun gözden kaçmayacağı imkanlar sağlanıyor.
  • Sene sonu etkinliği karnaval, festival, şölen gibi geçiyor. Çocuklar aylarca hazırlandıkları bir süreç yerine spontane oyunla becerilerini ortaya koyuyor.
  • Bu etkinliklere ve gösterilere yalnızca çocuklar değil, ebeveynler, öğretmenler ve yöneticiler de katılım sağlıyor.
  • Çalışmalar esnasında çocukları rencide edecek, emir kipli sözcükler asla kullanılmıyor. Tam tersi öğrencinin çabasına atıfta bulunuluyor.
  • Çocuklar birbirleriyle kıyaslanmıyor.
  • Etkinlikler mümkünse çocukların bedensel olarak kendilerini rahatça ifade edebilecekleri geniş ve harekete imkan sağlayan park, bahçe gibi doğal ortamlarda oluyor. Çocuklar, aileler ve eğitimciler için tasarlanmış pek çok oyun ve parkur bulunuyor.
  • Aileler de aktif olarak sürecin içinde bulunuyor. Okulda kermes havası oluşturuluyor. Çocuklarla birlikte yapılan yiyecekler satışa çıkartılıyor.
  • Öğrencilerin yaratıcılıklarını kullandıkları, özgün çalışmalarından sergi oluşturuluyor.
  • Sandviç tasarımı, hazine avı, okul pikniği gibi düşünme becerilerini kullanabilecekleri etkinlikler tasarlanıyor.
  • Etkinlik öncesinde yapılacak hazırlıkların ve provaların sıklığı bireysel ihtiyaçlara göre belirleniyor.
  • Sene sonu gösterisine hazırlanırken, öğrenciler ödül ve ceza yerine, pozitif disiplinle eğitiliyor.
  • Her çocuğun yaşına ve gelişimine uygun bir program oluşturuluyor.
  • Sonuca değil, sürece odaklanan bir yaklaşım hakim oluyor.

Sene sonu gösterilerinin, çocukların bireysel yeteneklerini ortaya koyabildiği, öğrendiği, eğlendiği, arkadaşlarıyla, öğretmenleriyle ve aileleriyle paylaşımda bulunabildiği ve gelecekte gülümseyerek anacağı bir anı olarak hazırlanabilmesi dileğiyle…

Uzman Klinik Psikolog İrem Alişanoğlu Polat: Uzman Klinik Psikolog İrem Alişanoğlu Polat, İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji & Uluslararası İlişkiler bölümlerinden çift ana dal dereceleriyle mezun olmuştur. İngiltere’de University of Westminser’da Örgütsel Psikoloji alanında yüksek lisansını tamamlamıştır ve akabinde İstanbul Bilgi Üniversitesi Klinik Psikoloji (çift ve aile terapisi alt dalı) programında ikinci yüksek lisans programından mezun olmuştur. Çocuklarla, gençlerle, yetişkinlerle, ailelerle ve çiftlerle psikoterapi yapmaktadır. Çalışmalarında; sistemik, EMDR, şema, bilişsel davranışçı terapi, oyun terapisi, çözüm odaklı terapi yöntemlerini kullanmaktadır.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale