X

Öğrencilerin omurga sağlığını korumak için dikkat edilmesi gerekenler

Yeni bir eğitim öğretim dönemi başladı! Öğrenciler, veliler son derece heyecanlı… Anaokulu ile birlikte okul hayatına ilk kez adım atan miniklerden sınav stresi ile yeni döneme başlayan lise son öğrencilerine kadar milyonlarca çocuk ve genç sınıflarının yollarını tuttu. Haliyle ilk ders zilinin çalması da gündeme öğrencilerin omurga sağlığını getirdi.

Uzun süren ders saatleri, ders kitaplarının ağırlığıyla sarkan sırt çantalarının yükü, ergonomik olmayan okul sıraları, ders boyunca aynı pozisyonda oturmak, saatlerce devam eden sınavlar, yanlış duruş pozisyonu ve benzeri pek çok faktör, öğrencilerin omurga sağlığını tehdit ediyor. Ve bu durum başta anne babaların kaygılanmasına neden olurken, çocukların sağlıklı gelişimine de engel oluyor. Peki, neler yapılabilir, hangi önlemler öğrencilerin omurga sağlığını korumaya yardımcı olabilir? İşte ebeveynlerin ve eğitimcilerin mutlaka göz önünde bulundurması gereken önemli noktalar:

Çanta seçimine ve kullanımına dikkat edin

Ah o koca koca çantalar… Pek çok anne babanın içini sızlatan bir görüntü olabilir, çocuklarının kendilerinden büyük çantaları taşımaları. Kitaplar, defterler, beslenme çantası, suluk, kalem kutu ve benzeri gerekli eşyalar derken öğrencilere okulda lazım olan şeylerin listesi epey uzun; haliyle okul çantalarının ağır olması da kaçınılmaz görünüyor. Ancak, birtakım önlemler almak mümkün. Öncelikle, eğitimcilere düşen en büyük görevlerden biri okulda çocukların kişisel eşyalarını güvenle muhafaza edebileceği alanlar oluşturmak.

Dolaplar, kilitli kutular veya raflar gibi düzenlemeler, öğrencilerin her gün aynı eşyaları getirip götürme mesailerini azaltabilir. Öte yandan, çocukların doğru sırt çantası kullanımı konusunda da desteklenmesi önemli. Tek askı ile sırt çantalarının taşınması omurga sağlığı için tehlikeli, bu nedenle mutlaka iki askıyı da takmaları konusunda destek olun ve iki askının da eşit uzunlukta olmasını sağlayın. Mümkünse ergonomik sırt çantalarını tercih edin, özellikle bel desteği olan çantalar çocuklarınızın omurga sağlığının korunmasına destek olabilir.

Dilerseniz özellikle küçük yaş gruplarındaki öğrenciler için tekerlekli ve çekme kolu olan çantaları da alternatif olarak değerlendirebilirsiniz.

Ergonomik düzenlemeler yapın

Okullarda velilerin, öğrencilerin ve hatta öğretmenlerin tek başına ergonomik düzenlemeler yapması pek mümkün olmasa da bu konuda okul yönetimi ile iletişime geçmek oldukça önemli. Öğrencilerin kendilerinden çok uzun ya da çok kısa sıralarda oturması, sıra ile masanın arasındaki uzunluk farkının öğrencilerin boyuna uygun olmaması, oturma yerlerinin çok sert olması gibi detaylar, omurga sağlığını doğrudan etkiler, bu nedenle okullarda önlem alınması oldukça önemli.

Öte yandan, evde çocuklarınızın odasındaki çalışma masası ve sandalyenin de ergonomik tasarıma sahip olması omurga sağlığının desteklenmesi açısından kritik öneme sahip. Hele ki sınav senesinde olan çocuklarınız çalışma masalarının başında çok fazla zaman geçiriyorsa mutlaka bu düzenlemeyi yapmalı, oturma simidi, bel yastığı, ayak desteği gibi detayları da ekleyebilirsiniz.

Doğru duruşu teşvik edin

Öğrenciler okulda genellikle uzun süreler boyunca sıralarda oturuyorlar, yani ortalama bir okul gününün yarısından fazlası sırada oturarak geçiriyor. Bu süre zarfında yanlış oturma pozisyonlarını sürdürdüklerinde boyun, bel, sırt ve kalça bölgeleri zarar görebiliyor. Dolayısıyla hem ebeveynlerin bu konuda çocuklarında farkındalık yaratmaları hem de öğretmenlerin ders sürecince çocuklara doğru oturmayı hatırlatmaları gerekiyor. Aksi halde kambur bir oturuş çocukların sık sık bel ve boyun ağrıları yaşayarak motivasyonlarının ve odaklanma sürelerinin düşmesine de neden olabilir.

Mola vermenin önemini hatırlatın

Hem ebeveynler hem de eğitimciler, öğrencilere ister ders çalışıyor ister oyun oynuyor ister kitap okuyor olsunlar, hangi işle uzun süre uğraşırlarsa uğraşsınlar mutlaka düzenli ara vermeleri gerektiğini hatırlatmalılar. Ve öğrencilerin mola verdikleri anlarda bedenleri esnetmeleri gerektiği konusunda da uyarmalılar. 5 dakika da olsa bedeni esnetmek, kısa bir yürüyüşe çıkmak, uzun süre oturmanın veya sabit durmanın kaslarda yarattığı gerginliği hafifletmeye yardımcı olarak omurga sağlığının desteklenmesine destek olur.

Doğru ayakkabı seçimine yönlendirin

Doğru ayakkabı seçimi, omurga sağlığını dolaylı olarak etkileyebilir. Destekleyici, rahat, konforlu ve ayak numarasına tam uyan ayakkabılar, çocukların daha dengeli yürümesine, durmasına, koşmasına, kısacası hareket etmesine yardımcı olabilir. Yanlış ayakkabı seçimi, bel ve sırt ağrılarına, duruş bozukluklarına yol açabilir. Dolayısıyla hem ebeveynlerin bu konuya dikkat etmesi hem de çocukların bu konuda bilgilendirilmesi oldukça önemli.

Bilinçli teknoloji kullanımına rehberlik edin

Teknolojinin hızla geliştiği ve çok küçük yaşlardan itibaren artık pek çok çocuğun elinde telefon, tablet gibi elektronik aletlerin görülme sıklığının arttığı su götürmez bir gerçek. Bir süre sonra bu durumu engellemeye çalışmak pek de gerçekçi olmayabilir, dolayısıyla hem ebeveynlerin hem de eğitimcilerin çocukları teknolojiyi bilinçli kullanmaları konusunda teşvik etmeleri oldukça önemli. Sürekli eğilerek, baş önde ya da genel olarak yanlış pozisyonlarda oturarak veya uzanarak telefon ve tablet kullanmak boyun ve sırt ağrılarına neden olabilir. Bilinçli teknoloji kullanımına rehberlik etmek ve ekran sürelerini kısıtlamak omurga sağlığının korunması açısından oldukça önemli.

Düzenli egzersizi destekleyin

Bütüncül zihinsel ve fiziksel sağlığın yanı sıra özellikle omurga sağlığının korunması için de düzenli egzersiz her yaştan birey için büyük önem taşıyor. Çocuklarınızı, öğrencilerinizi ilgi ve yetenekleri doğrultusunda uygun spor dallarına yönlendirebilir, düzenli egzersiz yapmaları, hareket etmeyi rutinlerinin bir parçası haline getirmeleri için teşvik edebilirsiniz. Ayrıca, çocukların duyaraktan ziyade görerek öğrendiklerini de unutmayın. Onlara bu konuda iyi bir rol model olmanız, süreci destekleyecektir.

Küçük yaşlardan itibaren omurga sağlığı korunmaya başlanırsa, ilerleyen yaşlarda oluşabilecek potansiyel sağlık sorunlarının önüne geçilebilir. Bu öneriler, öğrencilerin omurga sağlığını iyileştirmek için iyi bir başlangıç olabilir.

İlginizi çekebilir: Postür bozukluğu nedir, belirtileri nelerdir, nasıl düzeltilir?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale