X

Gelir-gider dengesini ve finansal özgürlüğü sağlamak için dikkat etmeniz gerekenler

Fakirleştiğinizi ve parasız kaldığınızı düşünüyorsanız, öncelikle paniğe kapılmamanız önemlidir. Gelirinizin giderlerinizi karşılamadığı noktada hangi davranışlarınızın veya hangi faktörlerin sizi finansal açıdan zorladığına bakmalı ve buna göre gerekli adımları atmalısınız.

Parasız kalmış olsanız dahi sabırlı ve özverili olursanız, akıllı hamleler yaparsanız ve gerekli çabayı gösterirseniz, finansal açıdan daha özgür hale gelebilirsiniz. Bunu yaparken ara sıra hatalarınız olmasının normal olduğunu unutmamalı ve uzun vadeli hedeflerinize odaklanmalısınız.

Parasız kalmanıza neden olan faktörleri ve bunları düzeltmek için neler yapabileceğinizi bu yazıda okuyabilirsiniz.

Gelir-gider dengesizliği neden oluşur?

Sürekli olarak kendinize “Neden param yok?” diye soruyorsanız, pek çok insanın kendilerine bu soruyu sorduklarından emin olabilirsiniz. Fakir hissetmekten bıktıysanız, paranızı daha iyi yönetmek, kendinizi ekonomik anlamdan güvenceye almak ve borçlarınızdan kurtulmak için adımlar atabilirsiniz. Ancak bunun için öncelikle parasız kalmanıza neden olan faktörleri öğrenmeli ve ardından bunları çözmek için neler yapabileceğinize bakmalısınız.

Parasızlığa neden olan faktörleri ve neler yapabileceğinizi aşağıda okuyabilirsiniz.

1. Kazandığınızdan fazla harcıyorsunuz

Parasızlığın en önemli nedeni, kazanılan paradan fazlasını harcamaktır. Kazandığınızdan fazla harcamanızın nedeni, gereksiz şeyler satın almanız ya da bir şeylerden geri kalmamak ve arkadaşlarınıza yetişmek için fazla para harcamanız olabilir. Veya planlı harcama ve tasarruf yapmak yerine dürtüsel satın alma davranışına sahip olmanız olabilir. Bu durumda nakit akışınızı anlamak için her ay elinize geçen tüm parayı hesaplayın. Fazla harcayıp harcamadığınızı görmek için aylık yaptığınız harcamaları gözden geçirin ve nerelerden kesinti yapabileceğinize bakın.

2. Daha fazla para kazanmanız gerekiyor

Parasızlığınızın nedeni çok harcamak yerine az kazanmak da olabilir. Masrafları düşürmek önemli olsa da gelirinizdeki artış, temel ihtiyaçlarını karşılamanıza yetmiyor olabilir. Geliriniz azsa para biriktirmeniz zor olacaktır. Gelirinizi arttırmadığınız sürece sürekli olarak kendinizi para almayı ve ardından ödeme yapmayı beklerken bulabilirsiniz. Daha fazla para kazanmanız gerekiyorsa bunu nasıl yapabileceğiniz üzerine düşünün. Bunun için işinizde mesai yapmayı düşünebilir veya mümkünse ikinci bir iş bakabilirsiniz. Ayrıca patronunuzdan maaş artışı veya promosyon talep etmeyi de düşünebilirsiniz.

3. Acil durumlar için para ayırmıyorsunuz

Arızalanan arabayı tamir ettirmekten beklenmedik bir hastalığa kadar pek çok faktör, ek harcamalara neden olabilir. Acil durumlar için kenara para koymuyorsanız, beklenmedik bir masraf çıktığında elinizdeki tüm para bitebilir ve hatta borca girebilirsiniz. Beklenmedik masraflara karşı ufak bile olsa bir fon ayırmanız, daha hızlı toparlanmanızı sağlayabilir ve parasız kalmanızı engelleyebilir. Önce ufak ufak biriktirdiğiniz paraları ileride işinizi kaybetmek gibi büyük olayları dahi karşılayabilecek miktara getirebilirsiniz.

4. Pasif geliriniz yok

Harcamalarınızı bir yere kadar kısabilirsiniz. Ancak gelirinizi arttırmanızın bir sınırı yoktur. Aktif olarak çalışmak zorunda kalmadan kazandığınız para, pasif gelirinizdir. Pasif gelir elde etmek için yüksek getirili tasarruf hesaplarına ya da hisse senetlerine yatırım yapabilirsiniz. Bunun yanı sıra evinizde fazladan bir odanız varsa bunu kiralamanız da pasif gelir yaratacaktır. Yetkin olduğunuz konularda e-kitap veya online kurs hazırlayıp bunları satmanız da daha fazla çalışmanıza gerek kalmadan gelir elde etmenize yardımcı olacaktır.

5. Sabit harcamalarınız çok yüksek

Sabit harcamalar, her bütçe açısından sıkıntı yaratabilir. Tekrarlanan bu harcamalara çok fazla para ödemeniz, aylarca maddi sıkıntı yaşamanıza yol açabilir. Kira, araba için yapılan masraflar ve hatta telefon faturası gibi harcamalar, sabit harcamalara dahildir. Ayrıca eğlence platformları için ödenen paralar ve spor salonu üyelikleri de temel harcamalar olmasa da sabit harcamalardır. Sabit harcamalarınızı anlamak için hesap özetlerinizi inceleyin ve ödemelerinizi nasıl azaltabileceğinizi düşünün. Kullanmadığınız veya iptal edebileceğiniz üyelik hizmetlerini gözden geçirebilirsiniz. Veya faturalarınız için indirimli tarifeler olup olmadığını kontrol edebilirsiniz.

6. Kredi kartı kullanıyorsunuz

Harcamalarınız için kredi kartına güveniyor ve sürekli olarak kredi kartı kullanıyorsanız, parasız kalmanız normaldir. Kredi kartı borçlarınızı her ay düzgün bir şekilde ödememeniz ve yaşam standartlarınızı karşılamak için kredi kartlarınıza güvenmeniz, parasızlığınız üzerinde önemli bir rol oynuyor olabilir. Bu durumda kredi kartlarınızı kullanmadan önce harcamalarınızı listeleyin ve kontrol etmeye çalışın. Sonrasında kredi kartlarınızı yalnızca benzin almak, gıda alışverişi yapmak veya faturaları ödemek gibi amaçlar için kullanarak fazla harcamalarınızın önüne geçebilir ve bu sayede borç faizi ödemekten kurtulabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Bütçe yönetimini kolaylaştıran para biriktirme ve tasarruf yöntemleri

7. Kısa vadeli düşünüyorsunuz

Acıktığınızda bir restorandan sipariş vermeyi mi yoksa ihtiyacınız olan yiyecekleri alıp evde hazırlamayı mı tercih ediyorsunuz? Her gün bu tarz seçimler yapmak zorundayız. Kısa vadede yaptığımız bu seçimler önemsiz gibi görünse de uzun vadede parasız kalmamıza neden oluyor olabilir. Uzun vadeli düşünen insanlar, para konusunda diğer insanlara göre daha başarılıdır. İşyerinde sıkıldığınızda yemek ya da yeni bir çift ayakkabı siparişi vermek gibi anlık kararlarınız üzerine düşünmeli ve bunların uzun vadede finansal durumunuzu nasıl etkileyebileceğini değerlendirmelisiniz.

8. Dürtüsel satın alma davranışına sahipsiniz

Elinizde hiçbir liste olmadan veya önceden planlamadan elinizde kredi kartıyla mağazaya girdiğinizde dürtüsel satın alma gerçekleştirebilirsiniz. Yalnızca satın almak için bir şeyler almak ya da gerçekten ihtiyacınız olmayan şeyleri almak, parasızlığın en önemli nedenlerinden bir tanesidir. Dürtüsel olarak bir şeyler satın almak yerine kendinize bazı kurallar belirleyebilirsiniz. Örneğin, belli bir miktar belirleyin ve bu miktarı geçecek harcamalarınız için 24 saat beklemeden ürünü satın almayın. Bu sayede o ürüne gerçekten ihtiyacınız olup olmadığını anlayabilirsiniz. Bunun yanı sıra online alışveriş, para harcamayı kolay hale getirdiği için alışverişinizi tamamlamadan önce ürünleri online sepetinize doldurun. Sonrasında maaş gününüz geldiğinde ödeme yapın. Ödeme yapmadan önce alışveriş sepetinizi tekrar değerlendirin ve bunlara ihtiyacınız olup olmadığını sorgulayın.

9. Sosyal hayatınızı her şeyin önüne koyuyorsunuz

Parasız kalmanızın nedeni sosyal hayatınıza yaptığınız harcamalar olabilir. Sosyal aktiviteleriniz ne kadar fazlaysa yapacağınız harcamalar da o kadar fazla olacaktır. Bu nedenle öncelikle uzun vadeli planlarınızı gözden geçirin. Ev, aile, çocuklar ve seyahatler gibi önceliklerinizi göz önünde bulundurun. Sonrasında sosyal yaşamınızın sizi uzun vadede istediğiniz şeylere yaklaştırıp yaklaştırmadığını değerlendirin. Örneğin, her Cuma akşamı dışarı çıkmaktan hoşlanıyor musunuz, yoksa bunu yalnızca alışkanlıktan dolayı mı yapıyorsunuz? Sosyal hayatınız için yaptığınız tüm harcamaları listeleyin ve bunlar arasından eleyebilecekleriniz olup olmadığını kontrol edin.

10. Kredi puanınız düşük

Kredi puanınız düşükse yeni bir kredi alma ihtimaliniz de düşüktür. Veya kredi çekseniz dahi muhtemelen daha fazla faiz ödemeniz gerekir. Yüksek faiz oranları, borcunuzun daha da artmasına ve aylık harcamalarınızın yüksek olmasına neden olur. Bu nedenle kredi puanınızı yükseltmeye çalışmalısınız. Bunun için en önemlisi her ay ödemelerinizi zamanında yapmalısınız. Kredi puanınızı korumak için kredi kartı borçlarınızı düşük tutmaya çalışmalısınız.

İlginizi çekebilir: Hayatınıza neden yeterince para çekemiyorsunuz?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale