X

Ne dışarıda ne başkasında: Aradığımız ama bulamadığımız mutluluk, sen neredesin?

“Eğer bulunduğunuz yerde gerçeği göremiyorsanız, nerede bulmayı umuyorsunuz ki?” Dogen

Hayatımız boyunca arayışta kalırız; belki de en fazla aradığımız şey olur mutluluk, mutlu olmak, mutlu olabilmek… Özellikle yetişkinliğe adım atmamız ile birlikte bu arayış daha fazla ortaya çıkacaktır. İyi bir işimiz olduğunda, iyi bir gelirimiz olduğunda bunun bize “mutluluk” verebileceğini düşünürüz. Zaman geçtikte içimizde dolmayan boşluklar büyüdükçe, anlarız ki tek başına iyi bir iş sadece gerçekten mutlu olmak için yetmiyor. Evet, sevdiğimiz bir kadın veya adamla birlikte olabilmek, hatta evlenebilmek sürecini de deneyimleriz. Bir süre boyunca mutluyuzdur. Peki sonra ne olur? Tek başına evli olmanın, başka bir kişi ile bir birliktelik içerisinde olmanın gerçekten mutluluk için yetmediğini kavrayıveririz.

Bugün ben bu yazımda sizlerle birlikte soralım istiyorum, eğer mutluluk işte değilse, eğer mutluluk aşkta değilse, eğer ki mutluluk bu aradığımız şeyler hayatımıza geldiğinde de bulunamayacaksa, mutluluk gerçekten nerededir? Mutluluğu nerede aramak gerekir? Bunun bir yolu varsa, bir tarifi varsa ve eğer mutluluk gerçekten “varılması mümkün” bir noktaysa bu yere nasıl gidebiliriz?

Şimdi sorularımız üzerinden basamak basamak ilerleyelim istiyorum sizlerle birlikte. Öncelikle mutluluk konusunda hayatımızda nasıl bir tanımlama mevcut bunu inceleyelim. Mutluluk tanımlarımız aslında arayışlarımızın boyutlarını da belirliyor. Eğer ki mutlu olmak bizim için çok para kazanmaya eşdeğerse evet, bunun için “o çok paraya sahip olacağımız” zamanı bekleyeceğiz. Burada hızlıca bir soru geliyor aklımıza; “Peki ben o çok paraya giden yolda hiç mutlu olamayacak mıyım? Eğer bundan on yıl sonra elde edeceğim o çok para bana bu kadar fazla mutluluk getirecekse, bir on yıl daha daha az mutluluk haliyle yaşayabilir miyiz?

Mutluluk tanımı bizim için kendimize ait olan bir evde yaşamaktan geçiyorsa, rüyalarımızı süsleyen bu evi edininceye kadar mutlu olmaya hakkımız olmayacak mı? “Yok, ben o zamana kadar beklerim, ancak bu isteğim gerçekleştiğinde gerçekten mutlu olmuş olacağım” mı diyeceğiz? Ya gerçekten beş yıl sonra bu gerçekleştiğinde artık kendimize ait bir ev bizi yeterince mutlu etmeyecekse? Ya gerçekten beş yıl daha yaşayabilmemiz mümkün olmayacak ve belki de bir ay sonra bu dünyadan yanımızda o “muhteşem” gelecek mutluluk hayallerimizle birlikte mi göçüp gideceğiz? Bugün mutluluk tanımımıza aldığımız o kocaman evlerin, arabaların veya paranın, sırf elimizde olmadıkları için mutlu olmak hakkımızı bu şekilde mi feda ediyor olacağız?

Mutluluk tanımı birçoğumuz içinse -evet itiraf edelim- bir ilişki yaşamaktan, belki evli olmaktan geçiyor. Bugün tek başımıza, can-ım varlığımız ile baş başa olduğumuzda gerçekten mutluluğa erişemediğimizi düşünüyorsak, yarın yanımızda olacak kişi ile birlikte buna gerçekten ulaşmamız mümkün müdür? Kendi içerisinde gerçekten mutlu olmayan bir kişiye bir diğer kişi dünyaları bile sunduğunda, sizce gerçekten tatmin olup gerçekten mutlu olabilir mi? Kendi özü ile bulamadığı mutluluğu, dışarıdan yapay çareler ile üretebilir mi?

Evliliklerimiz… Beklentilerimiz üzerine kurulduklarında, “sen bana mutluluk vereceksin” temeline oturtulduklarında, sizce alacaklı ilişkisinden bir farkı kalıyor mu? Hayatı paylaşmak dediğimiz tanım bu mutlu etmek beklentisinin neresinde kalıyor? Şikayet ettiğimiz şey “Beni hiç mutlu edemedi” olmuyor mu? Beni anlamadı, beni mutlu edemedi diye söylenirken, kurduğumuz cümlenin ne derece acı verici olduğunun farkında mıyız? Sizce evliliklerimizin amacı bir diğer kişinin bizleri mutlu etmesi mi? Aynı beklenti sizin omuzlarınıza yüklendiğinde ne hissederdiniz? Sürekli sizin onu mutlu etmenizi bekleyen bir eş bir süre sonra gerçekten hayat arkadaşınız olabilir miydi? Paylaşacak bu “derin beklenti” dışında istediğini ona veremediğiniz sürece birlikte ve gerçekten mutlu olmanız mümkün müdür?

Bakın sevgili Chris Prentiss güzel eseri Zen ve Mutluluk Sanatı’nda mutluluğu nasıl yorumluyor:

“…Mutluluk içeriden gelir. Mutlu olmamıza etki eden dış objeler ve durumlar olsa da, bu öğeler mutlu olmamızın sebebi değildir. Mutluluğumuzun sebebi, bu obje ve durumlarla ilgili hissettiklerimiz, zihnimizin onlarla ilgili düşündükleridir.

İki basit örnek durumu açıklamaya yardımcı olacaktır. Birinci örnek, binlerce insanın spor etkinliğini izlediği bir stadyumda gerçekleşiyor. Maç bittiğinde, tuttukları takımın kazanmasına ya da yenilmesine bağlı olarak bazı insanlar mutlu, bazıları mutsuzdur. Bir spor müsabakasının sonucunda mutlu ya da mutsuz olmak, dışarıda olana içsel bir tepki vermektir.

Ne mutluluk ne de mutsuzluk etkinliğin içinde var olan bir şey değildir.

Yorumcular kendi takımlarına bağlılık gösteriyordur, maç sonucundan maddi bir beklentileri vardır, kimileri bir oyuncudan gurur duyuyordur ya da takımın temsil ettiği şehre veya okula sadakat besliyorlardır. Bu hisler müsabaka sonucunda hissedilene sebep olabilir ama etkinliğin kendisini etkilemez. Eğer etkinliğin özü mutluluk ya da mutsuzluk olsaydı herkes maç sonucuyla ilgili aynı şeyi hissederdi. Bu yüzden, bir insanın mutlu ya da mutsuz olma halini belirleyen şey olaylar değil, insanlara ne ifade ettiğidir.

Hayattaki her olay böyle işler.

Bu şekilde bakar ve mutlu ya da mutsuz olma kararını olaylarla ilişkilendirerek alırız. Olayın kendisi bunu belirlemez.

…Mutluluk ve mutsuzluk olayları yorumlayan zihnimizin durumudur (görmeyi seçtiğimiz şeyler).”

Bugün bu yazımda bana eşlik eden sizler, zihninizde tanımladığınız mutluluk kavramına yeniden bakmanızı dilerim… Mutlu olmak, mutlu kalabilmek, mutlu hissetmek, kısacası sizin “mutluluk” haliniz bir diğer kişiye, olaylara, sahip olduklarınıza ne kadar bağlanmış durumda? Bu inandıklarınız gerçekten mutsuz olmanıza yetecek sebepler midir? Mutluluğu bekliyorsanız, dışarıda arıyorsanız veya bir türlü hayatta mutlu olamadığınıza inanıyorsanız bu gerçekten doğru mudur yoksa sadece sizin bakış açınızdan gelişen bir sonuç ürünü müdür?

Mutlu olmak mümkün, önce tanıma sadece ben kavramıyla başlayabilirsiniz, sonra yine özünüze, içinize ve evet sadece kendinize dönerek yepyeni bir mutluluk tanımı geliştirebilirsiniz… Gerçekten mutlu olmak “gerçekten” mümkün…

 

İlginizi çekebilir: Hayatınızı yönlendirecek en derin amacı bulun: Her şey bir yana sen bir yana

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale