X

Muhteşem bir ilişki için: Aşkın 10 ana kuralı!

Bir Sevgililer Günü daha geldi çattı! Bu özel günü kutlayanlardan olabilirsiniz ya da belki de “Kapitalizmin şeysi bunlar, inanmıyorum” diyorsunuzdur. Bu arada eğer böyle düşünen bir erkeksen (ben hiç böyle düşünen bir kadına rastlamadım) senden ricam, bu günü sevgiliyi mutlu etmek için bir fırsat olarak da değerlendirebileceğini hatırlat kendine.

Çünkü aslında olan şey bu! Kadın ya da erkek fark etmez;  “Sevgiliyi mutlu etmek” sana da ona da çok daha iyi hissettiriyor ve ilişkiyi daha keyifli hale getiriyorsa, Sevgililer Günü tam da bunu yapmak için harika bir fırsat değil mi?

Hayatta yaşadıklarımıza verdiğimiz anlam, hissettiklerimizi, düşündüklerimizi yani aslında hayatımızı değiştiriyorsa; Sevgililer Günü’nü “kapitalizmi dövmek” için kullanacağımıza neden ilişkimizi güçlendirmek ve daha keyifli bir ilişkiye dönüştürmek için kullanmayalım?

Verdiğimiz anlam neyi nasıl değiştirir merak ediyorsanız, okumak için tıklayın!

Bir tek Sevgililer Günü yetmez!

Bu demek değil ki 10 tane daha sevgili günü icat edelim, hayır!.. Zaten kızlar sağ olsun bayılıyorlar hatırlanması en güç günleri bile kutlamaya:

  • Tanıştığımız gün,
  • İlk akşam yemeği,
  • İlk el ele tutuştuğumuz gün,
  • İlk öpücük günü (bunun saatini tutanını da gördüm ben),
  • Nişan,
  • Düğün,
  • İlk kavgamız…

İlk kavgamız mı? Yok ya, o olmadı…

Neyse zirzopluğu bırakıp asıl konuya geliyorum, demek istediğim şu: Bir ilişkinin muhteşem kalabilmesi için her an mesaide olmak önemli… Yoksa özel günlerde al hediyeyi/çiçeği geri kalan günlerde “Saldım çayıra, Mevlâ’m kayıra”…  Böyle bir ilişkinin -bırak muhteşemi- iyi gitmesi mümkün değil.

Aşkı daim kılmalı…

Elbette zamanla değişecek (Bak; “azalacak” ya da “bitecek” demiyorum, “değişecek” diyorum). Bununla birlikte, sevdiğiniz insana daima âşık kalmak -eğer buna gerçekten niyetliyseniz- mümkün. Madem sadece özel günlerde ekstra ilgi göstermek yeterli değil o halde ilişkinizin standardını yükseltmeye ne dersiniz? Böylece aşk, heyecan ve tutkuyla dolu olağanüstü bir hayat yaşayabilirsiniz. Elbette ilişkide yaşanacak iniş çıkışlarda da sağlam durmak önemli.

Peki, ama nasıl?

Eşimizle derin ve sevgi dolu bir ilişki oluşturmak aslında hiç düşünmediğimiz kadar küçük şeylere dikkat ettiğimizde mümkün olabilir. Ve birazdan sizlere aktaracağım “Aşkın 10 Ana Kuralı”nı hayatınızın bir parçası haline getirdiğinizde, zorlukların üstesinden daha kolay gelirken bir yandan da ilişkinizi büyütecek ve giderek çoğalmaya başlayan olumlu anları kutlayıp duracaksınız.

Ama her zaman olduğu gibi, önce bu bilgileri kimden öğrendiysem onun adını zikredeceğim: Tony Robbins. Hayatınızda ilişkileriniz dâhil her alanda gelişim ve dönüşüm yaratmak istiyorsanız Nisan sonu Londra’da yapılacak olan “Unleash the Power Within” (İçindeki Gücü Uyandır) etkinliğinde bizzat Tony Robbins’ten benzersiz bilgiler öğrenme fırsatını değerlendirin. Detaylar için tıklayabilirsiniz.

Dönelim konumuza ve bir soru sorarak başlayalım… Eşinizin nasıl hissetmesini istersiniz?

  • Takdir edilen
  • Güvende
  • Korunan
  • Değerli
  • Sevilen
  • Hepsi?

Eşinizin gerçekten hepsini ve daha fazlasını hissetmesini istiyorsanız yapacağınız ilk şey, temel bir gerçeği kabul etmek: İlişki dediğiniz şey “almak” ile değil “vermek” ile ilgilidir. Her gün… Tekrar edeyim HER GÜN! Yani sadece Sevgililer Günü’nde ona ne vereceğinizi düşünme tembelliğinden kurtulun ve her gün ona ne vereceğinizi düşünmeye başlayın.

Şşş… Cüzdan karıştıran arkadaş, maddi bir şeyden bahsetmiyorum rahat ol ve okumaya devam et zira verilecek asıl değerli şeyleri “AŞKIN 10 ANA KURALI”nda bulacaksın.

1.“Sorgulama” da “yargılama” da… Çok itici

Ne ilişkinin doğasını ne de birlikte olduğunuz insanın niyet ya da kimliğini asla sorgulamayın. Her ne yaşamış olursanız olun!.. Sizin o gün bir sorun yaşamış olmanız ilişkinin kendisinin sorunlu olduğu anlamına gelmez. Daha çok dinlemeye (gerçekten dinlemeye) ve eşinizi anlamaya özen gösterin.

2.Düzeltmelerden ziyade eğlenceli yaklaşımlar

Eşiniz bazı konularda yanılıyor veya bazı şeyleri yanlış biliyor olabilir. Bazı konularda size ters gelen belirli alışkanlıkları ya da olumsuz döngüleri de (pattern) olabilir. Ona yanlışını gösterip düzeltmeye çalışmak sizce nasıl sonuç verir? Empatiyi kurun onun sizi düzelttiğini hayal edin: Nasıl hissediyorsunuz?

Eşinizi düzeltmek yerine olumsuz döngüsünü bir şekilde kırın (Bir espri, şakalaşma, onun hoşuna giden bir şey vb.). Sonrasında düşüncelerinizi tatlı tatlı paylaşabilirsiniz.

3.Bazen yöntem değiştirmek iyidir

Tekrar edip duran döngülerde takılıp kalmayın. Eğer işler yolunda gitmiyor ve aksıyorsa yaklaşımınızı değiştirin. Ya da algınızı veya aksiyonlarınızı yahut sorumlu olduğunuz alanları… Biz insanların -değiştirecek onca şey dururken- işe yaramayan eski döngülere takılıp kalmak gibi tuhaf huylarımız var. Uyanık olun ve çalışmayan döngülerle ilgili çözümün bir şeyleri değiştirmek olduğunu anımsayın.

4.Tehdit mi?.. Tehdit ne ya?! Tehdit yok!

ASLA! Hele ki “Ben gidiyorum”lar… “Seni terk ediyorum”lar… Aman, aman, aman… Sakın ha!

Eğer gitmeyecekseniz gideceğinizi söylemeyin. Hayatta her ne oluyorsa olsun, hiçbir koşulda ilişkinizi tehdit etmeyin. Sizin de eşinizin de dışarıda oluşabilecek tüm zorluklardan sonra gelip sığınacağı tek yer ilişkiniz. Onu daima koruyun.

5.Madem koruyacaksınız sabi’yi de koruyun!

Arapça kökenli bu kelime küçük çocuk anlamına geliyor ve Türkiye hukukunda da küçük erkek çocuk manasında kullanılıyor. Eğer çocuğunuz varsa onu koruyun elbette ama buradaki S.A.B.İ.; Sürekli ve Asla Bitmeyen İlerleme” kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltma.

Bu arada bu benzetmeyi lütfen hatırlayın: İlişkiyi üstüne titrenecek bir çocuğa (SABİ) benzetmek de çok işe yarayabilir… Çünkü bilmeniz gereken bir diğer önemli şey de şu: Sizin ya da eşinizin kişisel tercih ve ihtiyaçlarından önce ilişkinin ihtiyaçları gelir!

Birbirinize söz verin: “İlişkimizde ‘Sürekli ve Asla Bitmeyen İlerleme’yi daima sürdüreceğime ve S.A.B.İ.’yi öncelikli olarak odağımda tutacağıma söz veriyorum!”

Daha sonra da takipte kalmak önemli: Örneğin herhangi bir konuda bir tartışma söz konusuysa;

  • “Bu girdiğimiz tartışma ilişkimizi ileri mi götürüyor, geri mi?” veya
  • “Bu tartışmayla ilişkimizi geliştirip büyütüyor muyuz yoksa ona zarar mı veriyoruz?”

benzeri sorularla S.A.B.İ.’ye bağlılığınızı değerlendirebilirsiniz.

Anımsayın: S.A.B.İ.’yi korumak demek birbirinden keyif alan iki insanın doyurucu bir ilişkiyi ömür boyu sürdürebilmek demek.

6.Sen kimle birlikte olduğunu biliyor musun?

Sen; dünyanın en muhteşem, en harika, en olağanüstü, en muazzam, en heyecan verici, en güzel, en yakışıklı, benzersiz yeteneklere sahip ve sevgi dolu eşiyle birliktesin! Bunu biliyor muydun? Bilmiyorsan öğren ve farkında kal… Çünkü senin gibi biri de öylesine layık!

Hadi diyelim ki sen biliyorsun… Peki, eşin biliyor mu?

Bak şöyle yapalım: Her gün hiç aksatmadan eşinin ne kadar harika ve benzersiz olduğunun farkında kalmanın, bu durumu takdir etmenin, buna minnet duymanın ve eşini de iltifatlarınla bu durumdan haberdar etmenin keyifli gururunu yaşa… Ne dersin; yapabilir misin?

7.Karşılaştırma! – Kıyaslama! – Mukayese etme!

Biliyorum, hepsi aynı… Tebrik ederim seni bunu fark etmeni sağlayan dikkatinden dolayı. Hepsi aynı ve sen hiçbirini yapma diye hepsini yazdım, tamam mı?

Ya da şöyle söyleyeyim: Eğer ilişkini berbat etmek istiyorsan onu etrafındaki diğer ilişkilerle kıyasla! Hatta birbirinize “Kadın nasıl olmalı” – “Erkeğin hası nasıl olur”u anlatarak örnekli kıyaslamalar yapabilirsiniz mesela…  Ya da direkt öküze bağla televizyondaki spiker için “Kadın dediğin böyle olur” falan de…  Veya ilişkiyi gömüp üstüne Fatiha’yı okumak istiyorsan “Sen ne biçim erkeksin, Melahat’in kocası onu her ay bir yerlere götürüyor… Üstelik yeni bir de araba aldı ona” falan diyerek karşılaştırmayı eşinin de tanıdığı çiftlerle bir de üstüne üstlük maddiyata dayandırarak yap.

Uzatmıyorum; sanırım anlamışsınızdır ne demek istediğimi… Kıyaslama bir ilişkiyi en hızlı şekilde çürütebilecek en korkunç zehirdir. Bu zehri asla ilişkinize sokmayın.

8.Bozulma! Makine misin sen?

Eşinizle karşılıklı tüm “bozulmaların” bazı kurallarla ilgili olduğunu anımsayın. Ve eğer isterseniz ilişkinizi kuralların ötesinde, kuralların üstünde değerlendirmeye karar verebilirsiniz.

İnsanı düşük duygulara çeken girdaplara dalmaktansa; eşinizle birlikte ruh halinizi yukarı çekmenizi sağlayacak eğlenceli yöntemler belirleyin ve olumsuz döngüleri birlikte eğlenerek kırın…

Peh… Bozulmak da neymiş!

9.Birbirinizle aranızdaki bağı anımsayın!

Topluca yenen yemekler, Pazar kahvaltıları gibi çeşitli aile ritüelleri; bayram ya da yılbaşı (hatta Sevgililer Günü) gibi yıllık bazı geleneksel etkinliklerle birbirinizle kurduğunuz bağı güçlü tuttuğunuzdan ve sağlamlaştırdığınızdan emin olun.

10.Karar ver!

Her sabah kalktığınızda aşağıdaki kararları verin:

  1. Dün siz kendinize eş olarak o kadını/erkeği seçmiştiniz, bugün de onu seçiyorsunuz!
  2. Âşık olmak haklı olmaktan daha önemli!
  3. Bu ilişki sizin egonuzdan daha değerli.
BONUS!

Son olarak şunu hatırlamanızı istiyorum: Sevgilinizle ilk birlikte olmaya başladığınızda nasıl davrandığınızı anımsıyor musunuz? Hah! İşte hep öyle davranırsanız, ilişkiniz asla bitmeyecek demektir… Ve biliyor musunuz; asla geç değil. Bu Sevgililer Günü sevgilinize, yeniden ilk günkü gibi davranmaya başladığınız gün olmak için ideal!

Bana ulaşmak isterseniz ahanda adresimi buraya yazıyorum: tolga@powercoaching.us Siz de yazın.

Sevgililer Gününüz kutlu olsun!

V. Tolga Hancı: Doğma büyüme İstanbul'lu Tolga, 20 yıllık reklamcılık kariyerini danışmanlığa, ve oradan da koçluk ve eğitmenliğe dönüştürmüş bir yüksek performans stratejisti. Çalıştığı kişi ve kurumların; hayatın her alanında sınırsız potansiyellerinin % 100'ünü kullanarak, daima yüksek performansta kalabilmeleri için stratejiler üretiyor. Power Coaching'in ve Anthony Robbins Türkiye oluşumlarının kurucu ortağı. Birlikte çalışacağı kişi ve kurumların hedef ve hayallerini merak ediyor ve şöyle söylüyor: "İstiyorsan yaparsın! Asıl soru şu: Harekete geçmek için ne kadar isteklisin?"

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale