X

Mindful öğle arası rutini: Öğle yemeği molalarında dinlenmenizi ve yenilenmenizi sağlayacak öneriler

Hafta içinin yoğun çalışma temposunda çoğumuz için günün en keyifli anlarından biri öğle yemeği arası. Ancak dinlenmek ve yenilenmek için kullanmamız gereken bu zamanı çoğu zaman hızlıca bir şeyler atıştırarak yapılacaklar listemizdeki işleri tamamlamak için bir fırsat olarak görüyor, ofis dışında olsak bile zihnimizde günün geri kalanını planlamaya çalışıyor, öğleden sonraki önemli toplantımıza hazırlanmak için erken sonlandırıyor ve dinlenmemiz gereken bu zamanı stres altında geçirebiliyoruz. Özellikle evden çalışanlar için öğle aralarının çalışma saatlerinden ayrıştırılması ve mola vermeyi alışkanlık haline getirmek çok daha zor hale gelebiliyor.

Yakın zamanda yapılan bir araştırmanın sonuçları, Y kuşağı bireylerinin %37’sinin öğle molalarını çalışma alanı dışında geçirmenin ve bu zaman diliminde hiçbir işle ilgilenmemenin ekip arkadaşları tarafından etiketlenmelerine sebep olacağını düşündüklerini, %25’ininse bu davranışlarının performans değerlendirmelerini olumsuz etkileyeceği kaygısı taşıdıklarını gösteriyor. Ancak öğle molalarını yapılması gereken işler ve iş dışındaki sorumluluklarımız için dinlenmek yerine ‘iş bitirmek’ için kullanmak bedenimize olduğu kadar zihin sağlığımıza da zarar veriyor. Bunun yerine öğle yemeği aralarını hem yemek yeme zamanında hem de dinlenmek için kalan zamanda farkındalıkla yaptığımız aktivitelerle zenginleştirmek, bu zaman diliminde hem zihnimizi hem de bedenimizi dinlendirmemize yardımcı oluyor.

Öğle molalarını nefes alabileceğimiz, yaşamla bağlantımızı güçlendirebileceğimiz, içimize dönerek düşüncelerimizi toparlayabileceğimiz, zihnimizi yatıştırabileceğimiz ve stresten uzaklaşabileceğimiz zaman dilimleri olarak görmek, bu bakış açısıyla mindful bir öğle rutini yaratabilmek size çok daha sağlıklı ve mutlu bir çalışma deneyimi sunabilir. Öğle molalarınızda daha fazla anda olmanıza ve bu zaman dilimini kendiniz için daha verimli geçirmenize yardımcı olabilecek önerilerimizi sizler için bir araya getirdik.

Öğle molasına çıkmak için net bir saat aralığı belirleyin ve bu saati takviminize ekleyin

Toplantılar, ‘due date’ler, resmi tatiller ve doğum günleriyle dolu olan takvimlerimize dinlenme molalarını girmek gibi bir alışkanlığımız olmadığı için, bu zaman dilimleri çoğu zaman programımızın kalan kısmındaki önceliklerimize göre belirleniyor. Çalıştığınız yerin öğle yemeği için belirlediği özel bir zaman dilimi yoksa ya da evden çalıştığınız için kendi zamanınızı kendiniz planlamak durumundaysanız, öğle molası zamanınızı da kendiniz belirleyin ve bu saatler arasına hiçbir görev koymayın. Çalışma rutininize uygun şekilde belirleyeceğiniz bu saat aralığında rahatsız edilmek istemediğinizi, telefonlara bakamayacağınızı ya da toplantıların bu saat aralığı dışında planlaması gibi taleplerinizi açık ve net bir şekilde çalışma arkadaşlarınızla paylaşın. Öğle molalarınızı günlük yapılacaklar listenizdeki sorumluluklarınızdan biriymiş gibi görmeye başladığınızda, bu zaman diliminde size iyi gelebilecek aktiviteleri planlamanız da çok daha kolay hale gelecektir. Öğle yemeği molasını ‘olmasa da olur’ kategorisinden çıkarıp ‘zorunluluk’ haline getirdiğinizde bu zaman dilimini daha farkında ve anda olabileceğiniz bir rutinle doldurmak için kendinize alan açmış olacaksınız.

Meditasyonla zihninizi sakinleştirin

Öğle arasına çıktığınızda yapmanız gereken ilk şeylerden biri zihninizin ‘pause’ tuşuna basmak olmalı çünkü zihninizdeki düşünce akışı yavaşlamadığı ve zihniniz anda olmadığı sürece bu süre içinde yapabileceğiniz rahatlatıcı aktivitelerin hiçbirinden tam anlamda faydalanabilmeniz mümkün olmayacaktır. Bilgisayarınızı kapatın, arkanıza yaslanın ve derin bir nefes alarak bedeninizi rahatlatın. Sadece birkaç dakika önce tam performans çalışan zihninizi bir anda durdurmanız mümkün olmayacağı için, dinlenme moduna geçmenizi kolaylaştıracak bir ‘geçiş pratiği’ işinizi oldukça kolaylaştıracaktır. Sadece 5 dakikanızı ayırarak yapacağınız kısa bir meditasyon sonrasında hem bedeninizi hem de zihninizi dinlenmeye ve yavaşlamaya daha kolay ikna edebildiğinizi göreceksiniz.

İlginizi çekebilir: 5 dakikalik meditasyonlarla ruhunuzu harekete geçirin

Molanızı planlayın ve yapmak istediklerinizi önceliklendirin

Öğle molanızın ‘boş zaman’ olması onu boşa harcayabileceğiniz anlamına gelmemeli. Nerede olursanız olun, günün hangi saati olursa olsun zamanın kısıtlı bir kaynak olduğunun ve iyi değerlendirilmesi gerektiğinin bilincinde olun. Bu zaman dilimini iyi planlamak ve kendiniz için en faydalı olabilecek şeylerle doldurmak için bilinçli bir çaba gösterin.

Yemek yedikten sonra kısa bir yürüyüş yapmak, bir arkadaşınızla buluşmak, meditasyon yapmak, spora gitmek ya da kendiniz için yapmak istediğiniz şey her neyse bunun için de özel bir zaman dilimi belirleyin ve yapmak istediklerinizi önceliklendirin. Önemli toplantılarınızı ve yetişmesi gereken işlerinizi mümkünse sabah saatlerine koymaya ve öğle molası dönüşünde daha esnek çalışabileceğiniz işlerinize vakit ayırmaya özen gösterin. Zira önemli işleri öğle molanızın hemen sonrasına koyduğunuzda, dinlenmek için geçirmeniz gereken bu zamanın küçük de olsa bir kısmını hazırlık yaparak geçirme ve ‘dinlenmeden kaytarma’ ihtimaliniz daha yüksek olacaktır.

Yemeğinizi çalışma ortamınızdan uzak bir yerde yemeye çalışın

2018 yılında İngiltere’de ofis çalışanlarıyla yapılan bir araştırma, öğle yemeklerini çalışma masalarında yiyen kişilerin %70’inin üretkenliklerinin azaldığını, ancak %56’sının da öğle yemeklerini ofis dışında yemek gibi bir seçeneklerinin olmadığını gösteriyor. Günümüz koşullarında, özellikle plaza çalışanları için ofis binası dışında bir yerde yemek yemek pek mümkün olmasa da, gün içinde zamanınızın çoğunu geçirdiğiniz masanızdan farklı bir alanda, özellikle de ofisin en sevdiğiniz başka bir köşesinde yemek yiyebilirsiniz. Eğer evden çalışıyorsanız, yemek yediğiniz ve çalıştığınız alanları ayrıştırabilir çalışma odanıza ya da çalışma masanıza yemek getirmemeyi prensip olarak benimseyebilirsiniz.

Yemek yemek için ofis dışına çıkmayı tercih etmememizin bir başka önemli sebebi de iş arkadaşlarımızdan uzakta kalmamak ve iş dışında kalan zamanı birlikte geçirerek sosyalleşmek. Birlikte zaman geçirmeyi sevdiğimiz insanlarla çalışmak işyerinde mutlu olmanın en önemli ön koşullarından biri olsa da, evde de olsanız ofiste de olsanız bu süre zarfında işi bir kenara bıraktığınızdan ve iş dışındaki konulardan konuştuğunuzdan emin olmalısınız. Yemeğinizi evde de ofiste de yeseniz, iş arkadaşlarınızla yüz yüze de uzaktan da görüşseniz, dikkat etmeniz gereken tek şey bu zamanda zihninizi işle ilgili konulardan mümkün olabildiğince uzaklaştırmak.

İlginizi çekebilir: Öğle yemeklerinde sağlıklı beslenmek isteyenler için hafif ve doyurucu tarifler

Ekran karşısından uzaklaşın

Özellikle uzaktan çalışıyorsanız, tek bir saniyenizin bile bildirimsiz geçmediğinden, gelen maillere geri dönmeye çalışırken zamanın nasıl geçtiğini anlamadığından ya da ardı ardına, 5 dakikalık bir ara bile bırakılmadan planlanmış Zoom toplantılarından muzdarip olmanız kaçınılmaz. Dijital araçları mecburi olarak kullandığınız çalışma saatlerinin dışında kalan öğle molası zamanlarınızda hem gözlerinizi hem de zihninizi dinlendirmek için telefonunuzu sessize alın. Sosyal medyada gezinmek, online alışveriş yapmak ya da haber okumak gibi akıllı telefon, tablet ya da bilgisayar kullanmanızı gerektiren rutinlerinizi akşam, zihninizin daha rahat ve boş olduğu saatlere ertelemeye çalışın.

Yürüyüş yapın

Bedeninizin gün içinde en az beslenmek kadar hareket etmeye ve yer değiştirmeye de ihtiyacı var. Özellikle de tüm gün aynı masanın başında oturmanızı gerektiren bir işte çalışıyorsanız… Sürekli olarak aynı fiziksel uyaranlara maruz kalmak, yani gün içinde hiç yer değiştirmemek yaratıcılığınızı olumsuz etkileyeceği gibi, gün boyunca hareket etmeden sürekli aynı pozisyonda oturmak da beden sağlığınıza zarar verecektir. Gün içinde maruz kaldığınız bilgi akışını kısa bir yürüyüş molasıyla durdurduğunuzda, hem düşüncelerinizi toparlamak, hem bedeninizi rahatlatmak hem de yeni uyaranlara maruz kalarak yaratıcılığınızı geliştirmek için ihtiyacınız olan her şeyi aynı anda karşılamış olacaksınız. Yemeğinizi yanınıza alarak evinizin yakınlardaki bir parkta ya da ofise yakın, doğayla baş başa olabileceğiniz bir alanda yedikten sonra kısa bir yürüyüş yapabilir, temiz hava ve güneş ışığıyla bedeninizi canlandırabilirsiniz.

Gördüğünüz gibi, zevk aldığınız şeyleri yaparak öğle yemeği saatinizi öğleden sonranıza canlandırıcı bir destek haline getirmek sizin elinizde. Yürüyüş yaparken müzik ya da podcast dinlemek, yakın bir arkadaşınızla havadan sudan konuşmak, kısa süreliğine de olsa temiz hava almak… Her gün 1 saatliğine de olsa işten uzak, hayata yakın zaman geçirmenin yaşamınıza getirebileceği güzellikler için öğle molalarınızın muhteşem bir fırsat olduğunu unutmayın.

İlginizi çekebilir: Öğlen uykusu: İş yerinde yirmi dakika kestirmek için sebepler

Kaynaklar: Thrive Global, Life hack, Forbes

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale