X

Hayatı kabusa çeviren migrenle beraber görülen ve migrenin şiddetini artıran 10 hastalık

Şiddetli, güçlü, tahammül edilmesi zorlu ve sıradan baş ağrılarına benzemeyen nörolojik bir rahatsızlık o: Migren! Özellikle hormonların aktif olarak çalıştığı genç yaşlardaki kadınlarda, erkeklere kıyasla üç kat daha fazla görülen migren, ataklar halinde ortaya çıkar ve yaşamı kabusa çevirecek özelliktedir. Ağrıyla birlikte bulantı, ses ve ışığa karşı hassasiyet de ortaya çıkar ve günlük işlerin işleyişi dahi etkilenir. Migren beraberinde yalnızca bulantı ve ışığa hassasiyet gibi yan etkiler getirmekle kalmaz, 10 farklı hastalığı da tetikleyebilir veya bu rahatsızlıklar migrenin görülme sıklığını artırabilir ve kötüleşmesine neden olabilir. İşte migrenle beraber görülen ve migrenin şiddetini artıran 10 hastalık…

Şiddetli ağrılarla ortaya çıkan migren, hayatı kabusa çevirecek güçtedir.

1. Depresyon

Hem depresif hem de migrenli hastaların serotonin metabolizmaları bozuktur. Depresif hastaların daha çok ve daha sık başı ağrıyor, migrenli hastalarda ağrı yaşam kalitesini de olumsuz etkilediği için daha yüksek oranda depresyon görülüyor.

2. Metabolik sendrom

İnsülin direnci, kan şekeri yüksekliği, yüksek tansiyon, karın çevresinde yağlanma ve trigliserid/kötü kolesterol yüksekliğiyle giden bu hastalıkta migren atakları daha sık görülüyor.

3. Fibromiyalji

Üç aydan uzun süren yaygın kas ağrısı, uyku problemleri ve beyin sisi (kafa karışıklığı ve konsantrasyon problemleri) belirtileriyle giden bu hastalık, hem migren ağrılarını artırır, hem de migren hastalarında daha sık rastlanır.

4. Kronik yorgunluk sendromu

Altı aydan uzun süren, geçmeyen yorgunluk, kolay yorulma, dinlenememe ve gece terlemesiyle seyreden bir hastalık olan Kronik yorgunluk sendromu, sıklıkla migren ve fibromiyalji ile birlikte görülür.

5. İrritabl bağırsak sendromu (Spastik kolit)

Karın ağrısı, şişkinlik, gaz, ishal ve kabızlık belirtileriyle giden İrritabl bağırsak sendromu, kronik sindirim sistemi hastalığıdır. Migrenli hastalarda sık görülür çünkü stres hem migreni, hem de irritabl bağırsak sendromunu kötüleştirir.

Dr. Banu Taşçı Fresko’nun Beynini Doğru Besle isimli kitabında oldukça ilginç ve faydalı bilgiler bulabilirsiniz.

6. Alerji

Histamin salgısı alerjiye neden olurken, migren ağrılarını da tetikler. Bu nedenle alerji arttıran her türlü dış etken ve besin migreni de olumsuz etkiler. 

7. Uyku apne sendromu

Geceleri uykuda horlama ve nefes durmaları durmaları belirtileriyle giden bu hastalıkta, beyin gece boyunca oksijensiz kalır. Uykusuzluk hem tek başına, hem de tansiyon yüksekliği ve metabolik sendromu kötüleştirerek migren ataklarının artmasına neden olur. 

8. Tiroid bezi hastalıkları

Tiroit bezinin fazla çalışması (hipertiroidi) veya az çalışması (hipotiroidi) migren ağrılarını arttırır. 

9. Huzursuz bacaklar sendromu

Gece yatağa girmekle başlayan ve bacakları hareket ettirmekle geçen rahatsız edici his ve sızılara neden olan bu hastalıkta, ilerleyen durumlarda hasta ancak yataktan kalkıp yürüdüğü zaman rahat eder. Huzursuz bacaklar sendromu uykuyu bölerek migren ağrılarını artırır.

10. Non Çölyak gluten hassasiyeti

Non Çölyak gluten hassasiyeti, çölyak hastası ve buğday alerjisi olmayan hastalarda, glutenli besin tüketildiğinde hastalık bulgularının ortaya çıkmasıdır. Gluten dışında diğer tahıl proteinlerine karşı bir hassasiyet de söz konusudur. En sık görülen yakınmalar; migren, baş ağrısı, fibromiyalji, irritabl bağırsak sendromu, depresyon/anksiyete, kas-tendon bulguları, alerji ve kafa karışıklığıdır (beyin sisi).

Sinir sistemini güçlendirici öneriler, ağrısız bir yaşam ve migrenle mücadele için Beynini Doğru Besle kitabıma bakabilir, bana www.banutascifresko.com üzerinden ulaşabilirsiniz. 

 

İlginizi çekebilir: Beyin sağlığımız için nasıl beslenmeliyiz?

Dr. Banu Taşçı Fresko: Dr. Banu Taşcı Fresko, 1969 senesinde İstanbul’da doğmuştur. İstanbul Tıp Fakültesi’ni 1992 senesinde bitirmiş, ihtisasını İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı’nda 1997 senesinde tamamlayıp Nöroloji Uzmanı olmuştur. Birçok özel hastanede çalıştıktan sonra şimdi çalışmalarını muayenehanesinde sürdürmektedir. Uzun yıllar kronik ağrılardan mustarip olduğu için, hastalara yol gösterecek, hayatlarını kolaylaştıracak bir kılavuz yazmak istemiştir. Ekim 2017de ‘Beynini Doğru Besle’ isimli kitabı çıkmış, kitapta migren ve fibromiyalji ağrılarıyla nasıl başa çıkılacağını, beslenmenin önemini ve tüm kronik hastalıklarda yoganın iyileştirici etkisinden bahsetmiştir. 2017 senesinde Arzu Rezzan Sunam ve Yelina Tayfur’dan Temel Yoga Hocalık Eğitimi ve Banu Çadırcı’dan 100 saat yoga terapi ve yoga anatomi eğitimi almıştır. Aynı zamanda Ahmet Güllü ve Vedat Örs atölyelerinde eğitim almış, profesyonel bir ressamdır, bu güne kadar 7 kişisel sergi açmıştır. Bugünlerde bir yandan Mayıs 2018’deki sergisine hazırlanmaktadır.

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.



Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale