X

Bu soruları cevaplamadan hangi mesleği yapacağınıza karar vermeyin

Bazen önünüzde çok fazla seçeneğin olması iyi değildir. Bu özellikle konu meslek seçimi olduğunda geçerli. Aslında her ne kadar zihinlerimize tam tersi yerleşmiş olsa da klasik üç aşamalı kariyer planları –Üniversiteden mezun ol, iş bul, yaptığın işte 40 yıl boyunca çalışıp uzmanlaş.-  artık tek seçenek değil. Bugünün profesyonelleri, çalışma hayatları boyunca birçok farklı şirkette, farklı alanlarda ve farklı pozisyonlarda çalışıyorlar. Bu da demek oluyor ki, eğer kariyerinin başında genç bir profesyonelseniz, siz de iş yaşamında birçok farklı seçeneğe sahip olacaksınız. İşin iyi tarafından baktığımızda bunun son derece olumlu bir durum olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bardağın boş tarafında farklı şeyler görüyoruz: Çok fazla seçenek kafanızı karıştırabilir ve seçeneklerin fazla olması hepsinin iyi olduğu anlamına gelmeyebilir.

Bu durumda yapmanız gereken şey öncelikle hangi iş alanlarının sizin ilginizi çektiğine karar vererek seçeneklerinizi daraltmak. Bunun sonrasında ise yazının devamında yer vereceğimiz soruları kendinize sorarak kariyer planınızı şekillendirebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Dünyayı gezerek yapabileceğiniz 10 meslek

Kariyer planınızı yaparken öncelikle hangi iş alanlarının sizin ilginizi çektiğine karar vererek seçeneklerinizi daraltmalısınız.

1- Hangi alanda iyiyim ve ne yapmayı seviyorum?

Şimdiye kadar birçok kez tutkularınızın peşinden gitmeniz gerektiğini duymuşsunuzdur. Öte yandan bazılarımızın hayatta net tutkuları olsa da, çoğunluk kendini bir tutku bulmacasında bulabiliyor. Ayrıca yapmak istediğimiz şeyi tam olarak bilsek bile bu onu yapabileceğimiz anlamına gelmeyebiliyor. Örneğin yazmayı çok seviyor olabilirsiniz, ancak amacınız yeni Stephen King olmak ise, bunun biraz zor bir hedef olduğunu söyleyebiliriz.

Peki bu durumda ne yapmak gerekiyor? Aynı örnekten gidecek olursak; sizin sevdiğiniz ve iyi olduğunuz şey yazmak ise, yazma eylemini bir başlangıç noktası olarak almalısınız. Ardından masaya yazmak ile ilgili başka neler getirebildiğinize bakabilirsiniz. Sözgelimi yazı yazmanın yanı sıra yazı değerlendirmede ve başkalarına nasıl yazılabileceğine dair öneriler vermede de iyiyseniz yaratıcı yazarlık atölyelerinde eğitmen olarak çalışabilirsiniz. Ya da herhangi bir konuda araştırma yapmayı ve bilgileri derleyip sentezlemeyi seviyorsanız bir editör olabilirsiniz. Tutkularınızı takip ederken bu tutkulardan yola çıkarak seçeneklerinizi genişletmek sizin elinizde.

2- Benim için en uygun çalışma ortamı nasıl olmalı?

Bu soruyu cevaplamak için kendi kişiliğinizi iyice anlamanız, gerekiyor. Örneğin içine kapanık bir insansanız, sessiz bir çalışma ortamını tercih edebilirsiniz. Ancak dışa dönük bir yapınız varsa yoğun bir satış ofisi sizin için ideal olabilir. Ayrıca topluluk önünde konuşabilmek, bir takımla birlikte çalışabilmek, müşterilerle iletişim kurabilmek de dikkate alınması gereken önemli etkenler olarak karşımıza çıkıyor.

İlginizi çekebilir: Dışa dönük insanların iletişim becerilerini geliştirebileceği 10 eğlenceli meslek

3- Nasıl bir yaşam tarzı istiyorum?

Neredeyse tüm işler, ilk yıllarda düşük maaşla çok fazla çalışmayı gerektiriyor. Ancak yapacağınız işin ilk yıllarını atlattıktan sonra size nasıl bir yaşam şekli sağlayacağını bilmek çok önemli. Bu noktada elde edeceğiniz maaş, seyahat imkanınız ve bunun gibi diğer etkenleri dikkate almalısınız. Unutmamanız gerekense bu etkenlerin sizin önceliklerinizle uyuşması gerektiği. Yani size kendinizi en iyi hissettirecek koşulları bulmalısınız. Örneğin düşük maaşlı bir sosyal sorumluluk projesinde çalışarak elde edeceğiniz tatmini, yüksek maaşla çalıştığınız başka bir işte bulamayabilirsiniz. Öte yandan günün sonunda dışarıda yemek yemek, hafta sonları seyahate çıkmak gibi planlarınız varsa yüksek gelirli işler sizin için daha iyi olabilir. Bu tamamen sizin keşfetmeniz ve karar vermeniz gereken bir şey.

Yapacağınız işin ilk yıllarını atlattıktan sonra size nasıl bir yaşam şekli sağlayacağını bilmek çok önemli.

Öte yandan hepsi için geçerli olmasa da, iş alanları söz konusu olduğunda nerede yaşamak istediğiniz de önem taşıyabiliyor. Bu özellikle de belirli bölgelerde yoğunlaşmış işler için geçerli. Örneğin bir dergide çalışmak istiyorsanız büyük şehirler dışında pek bir seçeneğiniz yok gibi. Ancak hedefiniz bir arkeolog olmaksa çalışma yeriniz muhtemelen sürekli değişecektir.

Sonuç olarak meslek seçimi yapmak ve bu doğrultuda bir kariyer planı hazırlamak yorucu bir süreç olabilir. Ancak bir yol çizmeden önce kendi ihtiyaçlarınıza ve hedeflerinize odaklanıp, etrafınızdaki dünyanın size bunlarla ilgili neler sunabildiğine baktığınız takdirde sizi daha mutlu edecek seçimler yapabilirsiniz.

Bununla ilgili Forbes isimli internet sitesinin de hazırladığı mini bir anket var. Daha çok iş hayatına atılmış bireylere yönelik olan bu ankete verdiğiniz cevapları değerlendirerek şu anki kariyer planınızda doğru yolda olup olmadığınıza, asıl hedeflerinizden ne kadar uzakta ya da onlara ne kadar yakın olduğunuza karar verebilirsiniz:

1- Yaptığım işi bir arkadaşımla değiştirme şansım olsaydı bu kim olurdu? Neden?

2- Yapmayı her zaman merak ettiğim bir şey var mı, varsa ne?

3- Gerekli eğitime ve becerilere sahip olsaydım kesinlikle denemek isteyeceğim şey ne olurdu?

4- Tekrar okula dönme şansım olsa, hangi bölümü seçerdim?

5- Çalışma arkadaşlarım ve sosyal çevrem en çok hangi konuda iyi olduğumu belirtiyor?

6-  Şu an yaptığım işin en sevdiğim tarafı ne?

7- Patronum izin verse daha çok yapacağım bir şey var mı, varsa ne?

8- Cumartesi günümü üzerinde çalışarak geçirmek zorunda olduğum bir şey olsa, neyi seçerdim?

9- Emekli olduğumda ne ile ünlü olmak istiyorum?

Unutmayın ki bu soruları kendinize sorup cevaplarınız doğrultusunda bir kariyer planı yapmak sizin elinizde. Önceliklerinizi belirleyip kendinize bunların rehberliğinde bir yol çizerek, yaptığınız işten daha fazla haz alabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Ünlülerin ünlü olmadan önceki şaşırtıcı meslekleri

Kaynak:

brazen.com

forbes.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale