X

Makrobiyotik beslenme 6: GDO’lu ürünler nasıl anlaşılır?

Genetik mühendislik ya da genetik modifikasyona uğratılmış gıdalar, laboratuvar şartlarında gıda için kullanılan bitkilerin ya da hayvanların DNA’larının içine çeşitli genlerin yapay olarak aktarılmasıyla oluşurlar. Bunun sonucunda GDO olarak adlandırdığımız Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar meydana gelir. GDO’ların üretim aşamasında bakteriler, virüsler, böcekler, hayvanlar ve hatta insanlardan gen aktarımı yapılmaktadır.

GDO’lu ürün grupları;

  • Et, balık ve yumurtalar
  • Alternatif et ürünleri
  • Süt ve süt ürünleri
  • Alternatif süt ve süt ürünleri
  • Mamalar
  • Tahıllar, baklagiller ve makarnalar
  • Kahvaltılık gevrekler
  • Fırınlanmış gıdalar
  • Dondurulmuş gıdalar
  • Hazır çorba, sos ve konserveler
  • Çeşniler
  • Atıştırmalık gıdalar ve çerezler
  • Şeker, çikolata ve tatlandırıcılar
  • Sodalar, meyve suları ve diğer içecekler

GD ürünlerden kaçınmanın ipuçları…

1. Organik ürünler satın alın.

Sertifikalı organik ürünler GDO içeremezler. Yani, “%100 organik” ,“organik”, “organik içeriklidir” etiketi taşıyan bir ürün satın aldığınızda, bu ürünün GDO’lar ile üretilmiş olması yasaktır. Örneğin, “organik içeriklidir” etiketli bir ürün %70 organik içerikli olsa dahi, %100 GDO’suz olmak zorundadır.

2. “GDOsuz” etiketi arayın.

Şirketler gönüllü olarak ürünlerini “GDO’suz” olarak etiketleyebilir. Örneğin etiketlerde “GDO’suz” ve “Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar Kullanılmadan Üretilmiştir” yazabilir. Bazı ürünlerde ise sadece tek bir riskli içeriğin, örneğin “soya lesitin”in, GDO’suz olduğu belirtilir.

3. Riskli içeriklerden kaçının.

Genetiği değiştirilmiş herhangi bir mahsul içeren tüm ürünlerden kaçının. Mısır, soya fasulyesi, kanola ve pamuk, genetiği değiştirilmiş ürünlerin başında geliyor. GDO mısır, soya, kanola veya pamuk içerebilecek ürünler şunlardır:

Mısır içerikliler:

  • Mısır unu, yağı, nişastası, gluteni, şurubu
  • Tatlandırıcılar: Fruktoz, glikoz, dekstroz
  • Modifiye edilmiş gıda nişastası

Soya içerikliler:

  • Soya unu, lesitini, proteini, isolat ve isoflavonu
  • Bitkisel yağ ve protein

Kanola içerikliler:

  • Kanola yağı

Pamuk içerikliler:

  • Pamuk yağı

ABD’de, GDO’lu şeker pancarı da gıda ürünleri içinde yer almaya başlamıştır. GDO’lu şeker pancarından kaçınmak için organik ve GDO’suz şekerleri, yüzde 100 şeker kamışından elde edilen şekerleri veya organik şeker ile üretilmiş şeker ve çikolata ürünlerini tercih edin.

Meyve ve sebzeler

Amerika’da satılan taze meyve ve sebzelerin küçük bir kısmının genetiği değiştirilmiştir. Çekirdeksiz karpuz gibi ürünler genetiği değiştirilmiş değildir. Kabak, sarı kabak ve tatlı mısırların bazıları GDO’lu olabilir. Genetiği değiştirilmiş tek ticari meyve Hawaii’den gelen Papayadır. Hawaii’den gelen papayaların neredeyse yarısı GDO’ludur.

Et, balık ve yumurtalar 

Henüz genetiği değiştirilmiş balık, kümes hayvanı veya çiftlik hayvanı satışa sunulmamıştır. Fakat, tahıl gibi GDO’lu ürünlerle beslenen hayvanlardan üretilen pek çok organik olmayan ürün vardır. %100 ot/çimenle beslenen hayvanları ve çiftlik balığı yerine açık deniz balıklarını tercih edin.

Süt ve süt ürünleri 

Bazı ABD’li süt ürünleri çiftlik sahipleri, ineklerine süt üretimini artırmak için genetiği değiştirilmiş hormon rbGH (rbST olarak da bilinir) enjekte eder. “rbGH/rbST’siz inek” etiketli ürünleri satın alın. Pek çok alternatif süt ve süt ürünü, soya fasulyesinden üretilir ve GD maddeler içerebilir.

Mamalar

Çoğu mamanın ana maddesi süt ya da soya proteinidir. Genelde bu ürünlerin içindeki gizli ürünler rbGH enjekte edilmiş ineklerden elde edilen süt veya soyadır. Aynı zamanda bazı markalar GDO’lu mısır şurubu veya soya lesitini de kullanırlar.

GDO’suz ürünler

  • Baby’s Only (certified organic products)
  • Earth’s Best
  • Gerber products
  • HAPPYBABY
  • Organic Baby

GDO’lu olma ihtimali olan ürünler

  • Beech-Nut
  • Enfamil
  • Good Start
  • Nestlé
  • Similac/Isomil

Tahıl, baklagil ve makarnalar 

Mısır dışında gıda marketinde GDO’lu tahıl ürünleri bulunmaz. %100 buğdaydan üretilmiş makarna, kuskus, pirinç, arpa, yulaf, sorgum ve soya hariç kuru baklagilleri tercih edin.

GDO’lu olma ihtimali olan ürünler

  • Betty Crocker meals (General Mills)
  • Knorr (Unilever)
  • Kraft Macaroni & Cheese meals
  • Lipton meal packets (Unilever)
  • Near East (Quaker)
  • Pasta Roni and Rice-A-Roni meals (Quaker)

Kahvaltılık ve gevrekler 

Genellikle mısır ve soyadan üretildikleri için kahvaltılık gevrek ve barların GDO’lu ürün içerme ihtimali yüksektir.

GDO’lu olma ihtimali olan ürünler

  • General Mills
  • Kellogg
  • Post (Kraft)
  • Quaker

Fırınlanmış gıdalar 

Buğday unu, pirinç, yulaf gibi fırınlanmış ürünlerin genetiği modifiye edilmese de çoğu paketlenmiş ekmek ve hamur işi gıdalar mısır şurubu gibi GDO’lu maddeler içerir.

Dondurulmuş gıdalar 

Çoğu dondurulmuş gıda üretim aşamasında çok sayıda işleme uğrar. Mısır, soya, kanola ve pamuğa dikkat edin. GDO’suz etiketi taşımadığı sürece bu gıdalardan herhangi birini içeren dondurulmuş gıdalardan uzak durun.

Çorbalar, soslar ve konserveler 

Çoğu çorba ve sos pek çok işlemden geçer. Alışveriş sırasında içindekiler listesini dikkatlice inceleyin.

GDO’lu olma ihtimali olan ürünler

  • Bertolli (Unilever)
  • Chi-Chi’s (Hormel)
  • Classico (Heinz)
  • Del Monte
  • Healthy Choice (ConAgra)
  • Hunt’s (ConAgra)
  • Old El Paso (General Mills)
  • Pace (Campbell’s)
  • Prego (Campbell’s)
  • Ragu (Unilever)

Salata sosları, yağ ve çeşniler 

Etikette açıklanmadığı taktirde mısır, soya yağı, pamuk tohumu ve kanola yağı büyük ihtimalle GDO içerir. Saf zeytin, Hindistan cevizi, susam, ayçiçeği, badem, üzüm çekirdeği ve yer fıstığı yağı tercih edin. Mısır şurubu ile üretilmiş reçel, tatlı ve diğer ürünlerden uzak durun.

GDO’lu olma ihtimali olan ürünler

  • Crisco (Smucker’s)
  • Del Monte
  • Heinz
  • Hellman’s (Unilever)
  • Kraft condiments and dressings
  • Mazola
  • Pam (ConAgra)
  • Peter Pan (ConAgra)
  • Skippy (Unilever)
  • Smucker’s
  • Wesson (ConAgra)
  • Wish-Bone (Unilever)

Atıştırmalık yiyecekler 

Buğday, pirinç ve yulaflı, ayçiçek yağı içeren atıştırmalıkları tercih edin. Genetiği değiştirilmiş patlamış mısır bulunmamaktadır.

GDO’lu olma ihtimali olan ürünler

  • FritoLay (Lay’s, Ruffles, Doritos, Cheetos, Tostitos)
  • Hostess Products (Interstate Brands)
  • Keebler (Kellogg’s)
  • Kraft (Nabisco, Nilla Wafers, Oreos, Ritz, Nutter Butter, Honey Maid, SnackWells, Teddy Grahams, Wheat Thins, Triscuit)
  • Pepperidge Farm (Campbell’s)
  • Pringles
  • Quaker Oats Company
  • Balance Bar
  • Nature Valley snack bars and granola bars (General Mills)
  • Nabisco Bars (Kraft)
  • PowerBar (Nestle)
  • Quaker Granola Bars

Kaynak

Center for Food Safety and Institute for Responsible Technology

İlginizi çekebilir: Makrobiyotik beslenme 5: Tok karnına alışverişe çık

Muse Yeliz Rüzgar: İzmir doğumlu ve uluslararası tanınırlığı olan Yeliz Rüzgar, Bütünsel Yaşam Koçu ve Enerji terapistidir. Yurt dışı ve yurt içinde ortağı olduğu koçluk ve danışmanlık şirketleri aracılığıyla bireysel olduğu kadar kurumlara da inovasyon, yeni ürünlerin Türkiye' ye ithalatı, motivasyon, satış arttırma, iş-özel yaşam dengesi üzerine danışmanlık vermektedir. 2005 yılından beri Anthony Robbins eğitimlerine katılımının ardından tüm etkinliklerinde gönüllü asistanlık yapmış, Los Angeles ve Türkiye'de "Power Groups" oluşumlarını yönetmiş bir Anthony Robbins lideridir. Yeliz, 13 yaşında ilk ilgi duymaya başladığı bilim ve ruhsal alanların birleştiği konular üzerine, Dünya çapında tanınan Dr. Bernie Siegel, Dr. Bruce Lipton, Dr. David Katz, EFT tekniğini bulan Dr. Craig, NLP tekniğinin kurucu Dr. Richard Bandler, NLP ‘de ‘Time Line – Zaman Çizgisi’ tekniğinin yaratıcısı Tad James gibi isimler ile birlikte kongre ve festivallerde konuk konuşmacı olmuş, ‘Holistik Yaşam’ ile ilgili sunumlar yapmıştır. Halen Sedona Üniversitesinde bu alanda doktora çalışmalarına devam etmektedir. Yeliz, UCLA ve North Carolina Üniversitelerinde psikolojik araştırmalarda da kullanılan AuraVS isimli bio-feedback aracılığı ile yaptığı seanslar ile Dünya çapında binlerce kişinin yaşamlarını dönüştürmeleri, ilişkilerini geliştirmeleri ve yaşam amaçlarına bağlanmalarına yardım etti. Yeliz Los Angeles ve İstanbul ‘da yaşamaktadır. Hayat mottosu: ¨İmkansız diye bir şey yoktur, İste, planla, harekete geç, inan ve sabırlı ol.¨

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler

Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

İlgili Makale