X

Propolisin faydaları: Kovandan gelen şifalar arı sütü, polen, arı ekmeği ve ham bal

Ben, 20 yıldır arı ürünleri sektöründe görev yapan bir Gıda Yüksek Mühendisiyim. Aynı zamanda bir kadın girişimciyim. Oğlumun ayda birkaç defa sürekli ateşi çıkıyordu ve sürekli antibiyotik kullanmak zorunda kaldığımız için antibiyotiklere karşı alerjisi oluşmuştu. Uzun süren arayışlarım sonunda, doktor tarafından oğlum için tek çarenin, bağışıklığının arttırılması olduğunu öğrendim. Oğlumun bağışıklığını doğal olarak güçlendirme yollarını aradığım dönemde propolis ve arı sütü ile tanıştım. Ama ülkemizde üretilmediğini ve Çin’den geldiğini öğrenince öncelikle oğlum için kendim üretmeye karar verdim. Eşim Taylan Samancı da arıcılık uzmanı Ziraat Yüksek Mühendisi. Bir arıcıdan bizim için propolis ve arı sütü üretmesini rica ettik. Ama propolis ham halde vücudun sindirebildiği bir ürün olmadığı için, kendi laboratuvarımda ekstrakte ederek yani özütleyerek damla haline getirdim. Oğlumda propolisin ve arı sütünün mucizevi şifasını gözlemledikten sonra tüm annelere ulaştırma hayaliyle yola çıktım.

Eşim Taylan Samancı ve İTÜ Gıda Mühendisliği bölümü öğretim görevlisi Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu ile birlikte ülkemizde ilk kez “Sözleşmeli Arıcılık” modeliyle yerli propolis üretimini 2013 yılında İTÜ ARI Teknokent’te kurduğumuz firmamızda Sözleşmeli Arıcılık modeli ile başlattık. Şu anda propolis, arı sütü, polen, arı ekmeği, ham bal ve arı ürünleri içeren karışım, damla, sprey, şurup ve tablet formlarında inovatif katma değerli, %100 doğal, katkısız ürünler üretiyoruz.

Kovandan elde edilen ürünlerin her biri farklı bir faydaya sahip…

Propolis nedir?

Propolis arıların bitkilerin yaprak, sap ve tomurcuklarından topladıkları çok güçlü antioksidan ve antimikrobiyal etkilere sahip tamamen doğal bir arı ürünüdür. Arılar tarafından, kovandaki mikropları yok etmek ve kovanın sterilizasyonu için kullanılır. Arı petek gözlerini önce propolis ile kaplar sonra ana arı petek gözüne yumurtasını bırakır. Bu sayede yumurtanın sağlıklı bir şekilde gelişmesi sağlanır. Ayrıca arılar, propolisle sıvanan petek gözlerine balını, polenini, arı sütünü koyar. Böylece arının ürünleri de kovanda bozulmadan saklanır.

Propolisin faydaları nelerdir?

  • Güçlü bir antioksidan ve antimikrobiyaldir. Patojen (hastalık yapıcı) bakteri, mantar ve virüslerin gelişmesini önler.
  • Günlük antioksidan ihtiyacının karşılanmasına yardımcı olur.
  • Nardan 80 kat daha fazla antioksidan maddeler içerir.
  • Bağışıklık sisteminin güçlenmesine ve hastalıklara karşı korunmaya yardımcı olur.
  • Solunum sistemi rahatsızlıkları (astım, bronşit, bronşiolit), mevsimsel alerjiler, ağız içi aft, uçuk, mide bağırsak hastalıkları ve kansere karşı olumlu etkileri olduğu bilimsel olarak ortaya konulmuştur.
  • Özellikle çocuklar kreş, okul vb. kalabalık ortamlarda hastalık yapıcı etmenlere maruz kalırlar. Propolis hem yetişkinlerin hem de çocukların rahatlıkla kullanabileceği bir üründür. Hastalanma sıklığının azalmasına ve hastalık durumunda daha çabuk toparlanmaya yardımcı olur.
  • Kanser hücrelerinin yok olmasını sağlarken, sağlıklı dokuya hiçbir zarar vermez.
  • Vücutta canlı ve sağlıklı hücre sayısını arttırır. Detoks etkisiyle, vücuttaki toksinleri ve hücrelere zarar veren maddeleri uzaklaştırır. Vücudu daha sağlıklı ve zinde hale getirir.

Propolisle ilgili bilimsel çalışmalar var mı? Propolisin yan etkisi var mı?

Propolisle ilgili binlerce bilimsel araştırma ve kanıt bulunmaktadır. Propolis yeni bir ürün değildir. Binlerce yıldır dünyanın hemen her ülkesinde tamamlayıcı tıpta kullanılan, araştırılmış, binlerce olumlu sonucu yayınlanmış ve Amerikan Pediatri Akademisi tarafından da çocuklar için özellikle önerilen bir üründür. Propolisin hiçbir yan etkisi yoktur. Vücutta birikim yapmaz. Propolisi tükettikten sonra en fazla 12 saat içinde, vücuttaki toksinleri ve hücre atıklarını da bağlayıp, vücuttan atılır. Yani başka bir ifade ile vücudu temizler. Toksinleri ve hücrelere zarar veren maddeleri vücuttan uzaklaştırdığı için vücudu zamanla daha sağlıklı ve zinde hale getirir. Faydaları bilimsel çalışmalarla da ispatlanmıştır. 

İyi bir propolis özütü nasıl olmalı?

Propolis doğal yapısı gereği ham halde balmumu ile karışıktır ve sindirilebilmesi için özütlenmesi gerekir ama bu işlem doğru yapılmaz ise son üründe propolis bulunduğundan bahsedemeyiz. Propolis glikol, etanol, gliserol gibi maddelerin bulunduğu sulu çözgenler ile özütlenebilir ama sadece su ile özütlenmesi mümkün değildir. Eğer su ile özütlenebilseydi, her yağmur yağdığında kovanda propolis eriyip giderdi yani arıların petek gözleri yok olurdu, kovanda delikler meydana gelirdi. Bu nedenle sadece su ile özütlendiği iddiası ile satılan ürünlerin (su bazlı propolis) içeriğinde hiç propolis bulunmamaktadır. Ve insan sağlığı açısından da hiçbir yarar sağlamayacaktır. Propolisin sağlık üzerine etkilerinden bahsedebilmemiz için mutlaka uzman gıda mühendisleri kontrolünde doğru yöntemlerle özütlenmiş ve sözleşmeli arıcılık yöntemiyle kovandan sofraya tüm süreçleri kontrol altında olan yerli (Anadolu propolisi) ürünler tercih edilmelidir.

Propolis nasıl tüketilmeli?

Propolis ham halde vücudumuz tarafından sindirilememektedir. Mutlaka damla formunda (özüt) tüketilmelidir. %10 propolis içeren damladan (özütten) günde çocuklar en az 10 damla, yetişkinler en az 20 damla tüketmelidir. Hastalık dönemlerinde kullanım miktarı en az 4 katına çıkarılmalıdır.

Arı sütü nedir?

Arı sütü, arılar tarafından üretilen, propolis ve baldan tamamen farklı bir arı ürünüdür. Tıpkı anne sütüne benzer…Arılar bu ürünü, yavru arıları beslemek için kendi vücutlarından salgılar. Arı sütü aynı zamanda kovandaki kraliçe arının yaşam boyu kullandığı besin maddesidir. Kovandaki işçi arılar yalnızca 45 gün yaşarken; hayatı boyunca arı sütü ile beslenen kraliçe arı 5-7 yıl arası yaşayabilir, ayrıca her gün kovana 2000 yumurta bırakarak koloninin devamlılığını sağlar. Kraliçe arı sadece arı sütüyle beslendiği için diğer arılardan 2 kat fazla gelişir ve 30 kat uzun yaşar.

Arı sütünün faydaları nelerdir?

  • Çocuklarda bedensel ve zihinsel gelişimi destekleyici, iştah düzenleyici etkiye sahiptir.
  • Magnezyum, çinko, demir ve B grubu vitaminlerini yüksek oranda içerir.
  • İçeriğinde, başka herhangi bir gıda maddesinde bulunmayan; 10-HDA ve royalaktin gibi çok değerli fonksiyonel bileşenler yer alır.
  • Ciltte kolajen sentezini arttırır.
  • Beyin aktivitesini geliştirir.
  • Kadınlarda yumurta sayısı ve erkeklerde sperm kalitesini arttırır.
  • Kalp ve damar hastalıklarına karşı korunmaya yardımcı olur.
  • Performans ve zindeliği arttırarak gün içerisinde kendinizi daha enerjik hissetmenize katkı sağlar.
  • Bağışıklığı güçlendirir.

Polen nedir?

Bitkilerin üreme hücreleridir. Arılar tarafından yavru beslenmesinde ve arı sütü salgılayan genç işçi arıların beslenmesinde yüksek miktarda kullanılır. Dünya üzerindeki tek “Tam Gıda” olarak adlandırılan polen, yaklaşık %20 oranında protein içerir. Ayrıca bileşimindeki lifler, mineraller, amino asitler, fenolik bileşikler ve vitaminlerle oldukça değerli bir besin maddesidir.

Polenin faydaları nelerdir?

  • Doğal vitamin, mineral ve protein desteği sağlar.
  • Mide bağırsak sistemi sağlığının gelişmesine yardımcı olur.
  • Enerji ve zindelik verir.
  • Doğurganlık arttırıcı etkiye sahiptir.
  • Bileşiminde A, B, C, D, E vitaminleri ile kalsiyum, fosfor, potasyum, magnezyum, çinko, demir gibi mineraller yer alır. 

Arı ekmeği nedir?

Arı ekmeği, polenin dış zarının arının kendi enzimleriyle sindirilip bütün besin içeriğinin açığa çıkmış halidir. Kısaca polenin fermente halidir. Enzimlerle zarın parçalanması bir fermentasyon işlemi olup, bu fermentasyonda yararlı bakteriler gelişmektedir.  Bu yönü ile arı ekmeği probiyotik özellik gösterir. Arı ekmeği yaklaşık %30 oranında protein içerir. Özellikle “K vitamini” açısından son derece zengindir.

Arı ekmeğinin faydaları nelerdir? 

  • Fermente ürün olduğu için mide bağırsak sistemi sağlığını destekler.
  • Doğal vitamin, mineral ve protein desteği sağlar.
  • Enerji ve zindelik verir.
  • Doğurganlık arttırıcı etkiye sahiptir.
  • Bileşiminde A, B, C, D, E, K vitaminleri ile kalsiyum, fosfor, potasyum, magnezyum, çinko, demir gibi mineraller yer alır.
  • Vücudun doğal mikrobiyotasını dengeler.

Ham bal nedir?

Bal, kovandan alındığı ham hali ile tüketilebilen bir gıdadır. Ama bal kovandan elde edildikten kısa bir süre sonra katılaşır yani kristalleşir. Halk arasında bu durum şekerlenme olarak da adlandırılır. Aslında bu tamamen doğal bir olaydır ve bal kristalleşmiş hali ile de tüketilebilir.  Ancak tamamen doğal olan ve sadece fiziksel bir değişim olan bu durumu engellemek için, ballara pastörizasyon dediğimiz, 65-76⁰C aralığında yüksek sıcaklık işlemi uygulanmaktadır. Süt ve meyve sularına raf ömrünü sağlamak amacıyla uygulanan bu işlemin ballara uygulanması hiç gerekli değildir. Zaten bal kovandan çıktığı haliyle bozulmayan, raf ömrü çok uzun bir gıdadır. Bu işlemin bala uygulanıyor olmasının tek amacı; balların, raflarda daha uzun süre şeffaf ve berrak bir şekilde kalmasını sağlamaktır. Ancak bal 45⁰C’nin üzerinde ısıtıldığında, besin değeri azalmaktadır. İçerisindeki enzimler, proteinler, vitaminler ve antioksidan özelliğe sahip fenolik ve flavonoid yapıdaki değerli bileşenler zarar görmektedir. Bu sebeple balın pastörize ve filtre edilmemiş hali yani “Ham Bal” şeklinde tüketilmesi daha doğrudur.

Ham balın faydaları nelerdir?

  • Ham bal, iyi bir öksürük kesicidir.
  • Mide bağırsak sistemi sağlığı açısından yararlıdır.
  • İçerdiği vitaminler, mineraller, enzimler, fenolik ve flavanoid maddeler ile beslenmeye katkı sağlar.
  • Yara ve yanıkların tedavisinde destekleyici olarak kullanılır.

Arı ürünlerinin sağlık üzerine etkilerinden bahsedebilmemiz için mutlaka uzman gıda mühendisleri kontrolünde doğru yöntemlerle özütlenmiş ve sözleşmeli arıcılık yöntemiyle kovandan sofraya tüm süreçleri kontrol altında olan yerli (Anadolu propolisi) ürünler tercih edilmelidir.

Aslı Elif Tanuğur Samancı: İTÜ Gıda Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra 17 yıl boyunca özel sektörde Ar-Ge ve Kalite Direktörü olarak görev yapmıştır. Oğlunun yaşadığı bağışıklık sorununu propolis ile çözdükten sonra, ülkemizde üretilmeyen doğal bir arı ürünü olan propolisin Türkiye’de ilk kez Sözleşmeli Arıcılık modeliyle yerli üretimini başlatmak üzere, firmasını 2013 yılında, eşi Ziraat Yüksek Mühendisi Arıcılık Uzmanı Taylan Samancı ve Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu ile birlikte İTÜ ARI Teknokent’te kurmuştur. Şu anda 3000 metrekarelik tesisi, 100 çalışanı, 2500 sözleşmeli arıcısı ve 350.000 arı kovanı ile Türkiye’nin en büyük propolis üreticisidir. 14 farklı ülkede Anadolu propolisini bir dünya markası haline getirmek adına çalışmalarına devam etmektedir.

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.

Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:

Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale