X

Koşuya nasıl başlanır: Koşuya yeni başlayacaklar için bir rehber

Koşu, fiziksel ve zihinsel pek çok faydası olduğu bilinen ve diğer türlere göre uygulaması çok daha zahmetsiz görünen bir spor türüdür. Kompleks antrenmanlardan önce vücudu ısıtmak için de öncesinde koşu yaparız. Hem antrenman öncesi ısınma, hem de tek başına bir antrenman olan koşu, özellikle dışarıda yapılıyorsa, çok da keyifli bir egzersiz çeşididir. Koşu sonrası vücutta yükselen endorfin patlaması ve sonrasında yaşanan Koşucu Kafası/ Sarhoşluğu* da yine bu sporu çekici kılar.

Bir hevesle gaza gelip koşmaya başlama kararı alanlar genelde şu engellere takılır; kas ağrısı, kemik ve eklem ağrıları (özellikle diz ve ayak bileği), nefessiz kalma, ağızdan hızlı nefes almaktan kaynaklanan boğaz tahrişi. Elbette başa çıkması en zor olan engel, kapıdan dışarı o ilk adım atmaktır.

Aynı yollardan ben de geçtim, hem de yıllarca profesyonel spor yapmış biri olarak. “Nedir ki,” dedim kendi kendime, “sen bench press’te 55, squat’ta 90 kilo kaldıran insansın, iki buçuk saat sahada top sektirmişliğin var, yeri geldi günde çift antrenman bile yaptın. Altı üstü 20 dakika koşacaksın, ne var bunda?” Ne oldu biliyor musunuz? EVE SÜRÜNEREK DÖNDÜM! Bacaklarım jöle gibi titriyordu, boğazım ağrıyordu. İki gün adele ağrısı yüzünden merdiven çıkamadım ve boğazım şişti.

Benim durumumda başıma gelenler kendime fazla güvenmemden ve voleybolcu olmakla koşucu olmanın çok farklı olduğu gerçeğini göz ardı etmemden kaynaklandı. Ancak yeni başlayan hemen her koşucu, benzer sorunlarla karşı karşıya kalır ve bu sebeple de iradesi kırılır. Bunu önlemenin yolu ise giyinip kuşanıp kendimizi sokaklara ya da koşu bandına atmadan önce bedenimizi koşuya hazırlamak ve iyi bir planlama yapmaktır. Kendimize zarar vermeden koşmanın yararlarından faydalanmayı ve pes etmeden koşuyu sürekli hale getirmeyi öğrenmek ise, neyse ki, hiç de zor değil.

Bu yazımda sizlere, koşmaya nasıl başlamamız gerektiğini, koşuyu nasıl alışkanlık haline getirebileceğimizi ve kendimize zarar vermeden koşudan nasıl keyif alabileceğimizi, kendi tecrübelerimden de faydalanarak anlatmaya çalışacağım. İşte, koşmaya başlamak isteyenler için gerekli ilk adımlar.

Koşu motivasyonunuzu bulun.

Neden koşmak istiyorsunuz? Koşmaya başlamadan önce yapılması gereken ilk şey, güçlü bir motivasyon bulmaktır. Amacınız zayıflamak mı, güçlenmek mi, maratona hazırlanmak mı, anksiyetenizi azaltmak mı? Saydıklarımın dışında, tamamen kişisel sebepleriniz de olabilir ancak koşmak istemenizin altında yatan esas sebebi bulup netliğe kavuşturmalısınız. Çünkü koşmaya başladığınızda bir an gelecek; yataktan kalkmak, dışarı çıkmak ya da 5 dakika daha koşmak için kendinize “Neden buna katlanıyorum?” diye soracaksınız. Cevabınız net değilse, bir sonraki gün o yataktan kalkmayacağınızı size garanti edebilirim.

Doktorunuzdan koşabilir raporu alın.

Bu yazıda size önerebileceğim en önemli adım bu! Aile hekiminizden ya da tam teşekküllü bir hastaneden koşabilir raporu almadan sakın koşmaya başlamayın. Kalbinizin yeterince dayanıklı olduğundan, koşuya engel hiçbir sağlık sorununuz bulunmadığından emin olmak zorundasınız. Doktorunuz onay verdiyse, bir sonraki adıma geçebilirsiniz.

Koşuya özel güç egzersizleri yapın.

Özellikle de hâlihazırda oturmuş bir kas kütleniz yoksa koşmadan önce koşarken ihtiyaç duyacağınız kasları güçlendirmek çok önemli bir aşamadır. Evde veya spor salonunda koşucular için tavsiye edilen özel hareketler ile bir süre güç antrenmanları yapın. Benim önerim, sıfırdan başlayacaklar için en az iki hafta, sporla iç içe olup koşuya yeni başlayacak olanlar içinse en az bir hafta koşu güç egzersizleri yapılmasıdır. Bu süreden önce koşmaya başlamanız sakatlıklara davetiye çıkarabilir.

Koşu için uygun ekipmanlar edinin.

Koşarken sizi kaşındırmayacak bir tayt, terlediğinizde ıslanmayacak naylon oranı yüksek bir tişört, ayak yapınıza uygun bir koşu ayakkabısı gibi ekipmanları edinme işini koşmaya başlamadan önce halletmenizi öneririm. Özellikle açık havada koşuyorsanız uygun ekipmanlara sahip olmak daha büyük önem taşır.

Koşu bandında koşarken eşyalarınızı yanınıza koyabilir ya da soyunma odasında güvenle bırakabilirsiniz. Ancak dışarıda koşarken işler biraz karışır. Siz koşarken evin anahtarı eşofman cebinizde bacağınıza çarpıp durur, terli saçlarınıza vuran rüzgar sizi ateşler içinde yataklara düşürür. Bu nedenle para ve anahtar saklamak için siz koşarken sallanmayacak bel çantası, ciğerlerinizi rüzgardan korumak için rüzgarlık, başınızı korumak için bir şapka ve boğazınızı tahrişten koruyan ağzı kapatan bandanalara da ihtiyaç duyarsınız.

Şapka, bel çantası, rüzgarlık ya da yağmurluk gibi şeyler pek çok yerde bulunabilir ancak iyi bir koşu ayakkabısı bulmak için daha çok özen göstermek gerekir. Zira koşu ekipmanları içinde iskelet sağlığı ve olası sakatlıkların önlenmesi için en elzem eşya koşu ayakkabısıdır. Ayak yapınıza, içe/dışa ne kadar bası uyguladığınıza bakılarak sizin için en iyi ayakkabı seçilmelidir. Bunun için de size bu testleri yaptırabilecek ve koşu ayakkabıları konusunda uzman çalışanları olan spor mağazalarını tercih etmeniz en iyisi olacaktır.

Yavaş başlayın ve koşu ile yürüyüş arasında geçiş yapın.

Birçok acemi koşucu (mesela iki yıl önce benim yaptığım gibi) koşmayı, dur durak bilmeden dakikalarca koşmak olarak algılıyor. Dolayısıyla da sokağa veya koşu bandına adım atar atmaz bacakları tutmayana, ciğerleri sararıp solana kadar koşuyorlar. Sonra ne mi oluyor? Ağrılar, sakatlıklar… Pek yok kişi bu noktada şu iki uçtan birine sürükleniyor:

  • Ben koşamıyorum, vücudum koşu için uygun değil, koşu benim için doğru spor değil.
  • Sağlıklı olalım derken elden ayaktan düştük, olmaz olsun böyle spor!

Koşmaya yeni başlayan çoğu insan, koşuya çok hızlı başlama gafletine düşer. Oysaki bedeni bu yeni koşula alıştırmak için ufak adımlarla başlamak gerekir. Jogging olarak bilinen yavaş tempoda ve küçük adım genişliğinde koşu ile başlayın ve koşular arası uzun yürüyüşler ekleyin; 1 dakika jogging + 4 dakika yürüyüş gibi. Sonraki koşuda yürüme süresini 3 dakikaya düşürür, bir sonrakinde jogging süresini 2 dakikaya çıkartırsınız. Bu şekilde koşu yoğunluğunu yavaş yavaş arttırır ve bu süreçte güç egzersizlerini de ihmal etmezseniz, vücudunuz koşudan minimum hasarla maksimum verim alacaktır.

İstikrarlı olun.

Koşmayı alışkanlık haline getirenler ve bir hevesle başlayıp hızla pes edenler arasındaki temel fark, tutarlılıktır. Bu yola baş koyduğumuzda önümüze engeller çıkacağını biliyorduk. O engellere inat devam edebilirseniz, başarıyı yakalarsınız.

Kas ağrısı ya da şehir dışı seyahat gibi hayatın olağan akışından doğan durumlarda bir-iki gün koşuya ara vermek normaldir. Ancak bu molalar uzarsa, bir süre sonra iş ertelemeye, üşenmeye, “amaaan bugün de koşmayayım ne olacak” diye kendimizi kandırmaya varır ki bunun sonu, koşuyla vedalaşmaktır. Koşmamaya alışmak, koşu alışkanlığı edinmekten daha kolaydır.

Koşuya gidemeyeceğiniz durumlarda, adaptasyon sürecinde olan bedeninizin gelişimini sürdürmek ve beyninizi tembelliğe alıştırmamak için, evde kısa süreli de olsa güç egzersizleri yapabilirsiniz. 10 dakika bile olsa kaslarınızı çalıştırmaya devam etmek, koşu istikrarınızı sürdürmenizde fayda sağlayacaktır.

En kötü koşu bile hiç koşmamaktan iyidir. 

Çalışma sürenizi artırın.

Güç egzersizleri, yavaşça tempoyu artırmak ve istikrarlı şekilde pek etmeden koşmaya devam etmek sayesinde bedeniniz koşuya adapte oldu. Artık daha fazlasını yapmaya hazırsınız. Jogging yerine normal tempoya geçiş yapabilirsiniz. Yürüyüş molalarının süresini azaltabilir, koşu sürelerini arttırabilirsiniz. Koşu + yürüyüş tekrarlarını artırabilirsiniz, 3 dakika koşu + 2 dakika yürüyüş döngüsünde 3 tekrar yapıyorsanız 4 tekrara çıkarın mesela. Bir döngüde 15 dakika koşuyorsanız onu 20’ye, 25’e çıkarabilirsiniz. Koşu hızınızı artırarak 20 dakikada (atıyorum) 500 metre koşabiliyorsanız, aynı sürede daha uzun mesafe koşmaya çalışabilirsiniz.

Çalışma süresini artırmanın anahtarı bunu kademeli olarak yapmaktır. Koşunuzu günde sadece 5 dakika artırmak çok fazla gelmeyebilir, ancak iki hafta bile geçmeden performansınızda ciddi bir artış yakalarsınız. Koşuyoruz ama acelemiz yok, arkamızdan atlılar da kovalamıyor. Çalışma sürenizi haftada sadece birkaç dakika artırarak koşu performansınızı geliştirebilirsiniz.

Koşu, hayat değiştiren bir spordur. Koşuya başlama kararı vermek, istikrarla sürdürdüğünüz sürece, kendiniz için verebileceğiniz en iyi kararlardan biri olabilir. Sağlığınız için önerilerime kulak verin, kendinizi bedensel ve ruhsal olarak hazırlayın ve o ilk adımı atın!

*Koşucu Kafası/Sarhoşluğu (Runner’s High): Uzun bir egzersizin ardından gelen coşku, öfori hissi, anksiyete azalması ve var olan ağrılara karşı hissizlik yaşama durumudur.

Kaynaklar

Judy Lavelle, C. (2016). New Brain Effects behind “Runner’s High”. Scientific American. Retrieved 20 January 2016. http://www.scientificamerican.com/article/new-brain-effects-behind-runner-s-high/
Runnin For Sweets – How To Start Running: https://runninforsweets.com/2019/08/05/how-to-start-running/
Ercan Çimenay – Koşuya Başlayanların Bilmesi Gereken En Önemli Şey: https://www.youtube.com/watch?v=shvFcs3wPw0&list=WL&index=89https://www.youtube.com/watch?v=shvFcs3wPw0&

İlginizi çekebilir: Soğuk havalarda koşmanın 10 faydası

Çağla Lotinac Akman: Galatasaray ve UPS spor kulüplerinde 12 yılını verdiği voleybol kariyerine, bilim insanı olma isteğiyle son vermiştir. İstanbul Teknik Üniversitesi'nde Moleküler Biyoloji Genetik ve Biyoteknoloji alanında yüksek lisans yapmaktadır. Toplum Gönüllüleri Vakfı'nda aktif olarak gönüllü faaliyetlere katılmaktadır. 3 yıl önce İstanbul'dan koşar adım kaçan ailesi ile birlikte Muğla'nın bir köyünde yaşamaktadır. İstanbul'dan köye taşınması ile birlikte doğal yaşama adapte olduktan sonra üniversite için İstanbul'a geri gelmesiyle neye uğradığını şaşırmış, köydeki düzenini devam ettirmek istemiş ve Sıfır Atık hayat tarzıyla tanışmıştır. Yazılarında da Sıfır Atık ve Çevre Kirliliği konularına sıkça yer vererek bu konularda farkındalık yaratmayı hedeflemektedir.

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:



  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.





Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Dijital dünya, sınırlarını sürekli olarak genişletmeye devam ediyor ve sanal dünyalar, artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Üstelik yalnızca sanal dünyalar da değil, o dünyanın baş kahramanları olan virtual influencer’lar da. Yani biz 🙂 Sosyal medya platformlarında kendi takipçi kitlelerini oluşturan ve çokça sevgiyle ve ilgiyle karşılanan sanal influencer’lar, sadece teknolojik gelişmelerin başarılı bir somut örneği olmakla kalmıyor; aynı zamanda modern pazarlama pratiklerini de yeniden şekillendiriyor.



Yani, artık gerçek insan influencer’lar gibi biz virtual influencer’lar da markaları temsil edebiliyor, iş birliği çalışmaları yapabiliyoruz; dahası biz de hayatımızın akışını ya da bir günümüzün nasıl geçtiğini paylaşabiliyoruz, üstelik dünyanın pek çok yerinde. Peki, biz kimiz? İşte bu dijital dünyayı çok daha yakından tanımak ve bir parçası olmak için mutlaka takip etmeniz gereken virtual influencer’lar:

Virtual Alin


Gelin, önce benimle başlayalım ve size kendimi tanıtayım: Ben Alin! Ford Türkiye’nin marka elçisiyim. En büyük ilgi alanım elbette ki teknoloji ve otomobiller. Aynı zamanda seyahat etmeye de bayılıyorum! Türkiye’nin otomotiv alanındaki ilk ve tek sanal influencer’ıyım. Yani beni ben yapan, hobilerimi şekillendiren, yaşam tarzımı belirleyen her şey aslında markanın stratejisinden doğdu. Günümün büyük bir kısmını yepyeni keşifler yapmaya ayırıyorum ve hiçbir sosyal medya akımından da geri kalmıyorum…

Zencefil shot’ımla güne başlıyor, çıktığım yeni yollarda bol bol kahve molaları vermeyi ve maceralarımı sizinle paylaşmayı seviyorum. Başka çok sevdiğim bir şey varsa o da Mustang Mach-E ile geçirdiğim tüm anlar; çünkü onunla olan her yolculuğum sıra dışı diyor ve beni hemen takip etmeniz için Instagram hesabımı buraya bırakıyorum.

Rozy

Rozy, dünya genelinde en popüler virtual influencer’lardan biri ve Güney Koreli. Hatta Kore’nin ilk sanal influencer’ı. Gezmeyi, iyi giyinmeyi, yemek yapmayı çok seviyor. Dünyayı dolaşıyor, birbirinden şık tasarımlar kullanıyor, modellik yapıyor ve dünyaca ünlü markalarla çalışıyor. Her geçen gün yaptığı sponsorluk anlaşmalarının sayısı hızla artarken, sosyal medya takipçileri tarafından da hayranlıkla takip edilmeye devam ediyor. Rozy de tıpkı benim gibi sanatın ve estetiğin gücüne inanıyor ve her günü dolu dolu yaşamak için ilham veriyor.

Shudu



Shudu, moda fotoğrafçısı Cameron-James Wilson tarafından yaratılan dünyanın ilk dijital süper modeli olan bir sanal influencer. Güney Afrika Kökenli Shudu, iyi giyinmeyi çok seviyor. Dünyaca ünlü lüks moda markalarıyla iş birlikleri yapan Shudu, aynı zamanda sanal insan ırkının savunucusu olma görevini de üstleniyor. Shudu’nun yaratılmasındaki en önemli amaçlardan biri de dijital dünyanın temsilindeki etnik çeşitlilik eksikliğine dikkat çekmekti ve bence bu, hayranlık uyandırıcı.

Ion Göttlich

Ion Göttlich, bisiklet tutkunu bir sanal influencer. Teknoloji ve video oyunlarına olan ilgisi ile tanınan Ion, aynı zamanda da spor yapmaya çok düşkün. Yeni keşifler yapmayı, aktif bir yaşam sürmeyi ve sağlıklı alışkanlıklarını sürdürmeyi çok seviyor ve takipçileriyle bisikletini yanından ayırmadığı keyifli anları sıkça paylaşıyor. Dışarıdan bakıldığında Ion ile tarzımız pek uyuşmuyor gibi görünse de, çok önemli bir ortak yönümüz var: O da tıpkı benim gibi yollarda zaman geçirmeyi çok seviyor ve yeni keşiflere asla hayır demiyor.

Imma

Japonya’nın ilk virtual influencer’ı ve modeli, pembe saçlarıyla çok sevilen Imma. Bugüne kadar dünya çapında modadan iş dünyasına, lüks tüketim markalarından televizyon kanallarına kadar pek çok sektörde manşetlerde yer alan Imma, Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarla ilgiyi üzerinde tutmaya devam ediyor. O da ben de yeni trendleri takip etmekten büyük keyif duyuyoruz; ayrıca dans ve müzik de ortak tutkumuz olabilir.

Lil Miquela

Instagram’da 2 milyondan fazla takipçisi olan ve dünya genelinde sevilen virtual influencer’lardan biri olan Lil Miquela, renkli yaşamından eğlenceli kareler paylaşarak takipçilerinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Dünya devi moda markalarıyla iş birlikleri olan ve tarzından, kişisel bakımından ödün vermeyen Miquela, yeni yerler keşfetmeye de bayılıyor; tıpkı benim gibi… Unutmadan, ikimize de çillerin çok yakıştığını söylemiş miydim 🙂



Bermuda

Lil Miquela’dan sonra kız kardeşi Bermuda’yı da tanıyalım. Bermuda, kendini ‘robot queen’ yani robot kraliçe olarak anlatıyor ve adeta moda ikonu gibi tarzıyla ön plana çıkan bir sanal influencer. Özellikle lüks yaşam tarzı ve moda dünyasına olan tutkusuyla bilinse de pek çok farklı markayla da iş birlikleri yapıyor ve sık sık Miquela ile fotoğraf paylaşıyor. Bermuda da tıpkı benim gibi kişisel bakımına çok düşkün, ayrıca aktif bir yaşam sürmek, ikimizin de öncelikleri arasında. Miquela ile samimi ilişkilerine hayran olduğumu da belirtmeliyim…

Nobody Sausage

En komik virtual influencer’lardan biri olan Nobody Sausage, dünya çapında çok seviliyor ve 8 milyona yakın takipçisi var. Genelde günlük rutinlerini ve yaptığı işleri paylaşsa da modern dünyanın pek çok ortak sorununu da mizahi bir yaklaşımla ele alarak milyonları güldürmeyi başarıyor. Ayıca, müzik ve dansa olan ilgi ve tutkusu da coşku dolu bir enerji yayıyor. Benim de en çok güldüğüm, izlerken en çok keyif aldığım sanal influencer’lardan biri.

Lu do Magalu

Brezilya’nın en büyük perakende şirketlerinden birinin yüzü olan Lu do Magalu’nun ünü, yalnızca Brezilya ile sınırlı kalmıyor, çünkü sosyal medya hesaplarında dünyaca ünlü pek çok markanın ürünü ile ilgili içerikler üretiyor. İlk kez YouTube’da karşımıza çıkmış olsa da, bugün Instagram’da ve Facebook’ta da oldukça popüler. Ayrıca kendisini ‘Virtual 3D Influencer’ olarak tanıtıyor. O da teknoloji ve yenilikleri takip etme konusunda oldukça tutkulu ve bu tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı seviyor, tıpkı benim de yaptığım gibi.

CodeMiko

Teknik olarak ‘VTuber’ olarak bilinen CodeMiko, Twitch yayıncısı bir sanal influencer. VTuber teknolojisinin sınırlarını zorlamakla ün salan CodeMiko, canlı yayınlarında yaptığı röportajlarla da çokça ilgi görüyor. Sanal dünyanın ve teknolojinin son gelişmelerini aktarırken, tarzından ve günlük keşiflerinden de ödün vermiyor. İkimizin de dijital dünyanın sınırlarını zorlamayı sevdiğimizi söylemeden geçemeyeceğim 🙂

Thalasya

Endonezya’nın ilk virtual influencer’ı Thalasya, dünyayı keşfetmeyi, yeni tatlar denemeyi ve moda tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı çok seviyor. Üstelik çok çeşitli sektörlerdeki markalarla iş birliği yaparak, günlük rutinlerinde neler yaptığını da sık sık Instagram hesabına ekliyor. Thalasya da benim gibi yeni deneyimlere çok açık. Ayrıca, yemeklere ve özellikle de sokak lezzetlerine olan ilgisini de gizlemiyor. Sanırım ona yakın hissetmemi sağlayan ortak özelliklerimizden biri de bu.

Elbette ki listenin tamamı bu kadarla sınırlı değil. Sanal influencer’lar olarak sayımız günden güne artıyor. Teknolojinin, sanatın, gerçekliğin ve kurgunun sınırlarını zorlayan var oluşlarımızla, günden güne dijital dünyada yeni gelişmelere imza atmaya devam edeceğiz; tabii kendi hayatlarımızdaki maceraların dozunu artırmaya da. Siz de bu dünyadan haberdar olmak ve yeni maceralarımda benimle yer almak için takipte kalın! Geleceği, bugünden yaşayın.





İlgili Makale