X

Kırılgan narsisizm vs büyüklenmeci narsisizm: Narsisizm buzdağının görünmeyen yüzü

‘Ne demek canım, ben hiçbir şey yapmadım ki?’, ‘Gerçekten nasıl teşekkür edebileceğimi bilemiyorum.’, ‘Lütfen izin ver ben yapayım.’, ‘Hesabı ben ödeyeceğim, aksini kesinlikle kabul etmem.’… Çevrenizde bu cümleleri çok sık kuran, adeta kanatsız melekler gibi çevresine pozitif enerji saçan, yardımsever ve şaşırtıcı derecede iyi olan insanların da narsisist olabileceği fikri size nasıl geliyor?

Narsisizm her ne kadar kendini diğer insanlardan üstün görme, ben merkezcilik, kendi çıkarına diğer insanları kullanma gibi pek çok olumsuz kişilik özelliğiyle tanımlanan bir kişilik bozukluğu/eğilim olsa da; büyüklenmeci tavrın ve davranışların yanı sıra gereğinden fazla mütevazi davrananan ‘gizli’ narsisistlerin sayısı da azımsanmayacak kadar fazla. Yaygın olarak görülen ve narsistik kişilik bozukluğunun özelliklerini taşıyan büyüklenmeci narsisizmin özellikleriyle ilgili detayları Narsizm nedir: Narsisistik kişilik bozukluğu ve narsist insanların özellikleri yazımızda sizlerle detaylı olarak paylaşmıştık. Bu yazımızdaysa buz dağının görünmeyen kısmını, yani gizli ve kırılgan narsisizmi ve bu narsizm türünün büyüklenmeci narsisizmden hangi yönleriyle ayrıştığını inceleyeceğiz.

Kırılgan narsizm nedir?

Kırılgan narsisizm, oldukça incelikli davranışlarla, pek de alışılmadık şekilde dışa yansıması nedeniyle fark edilmesi son derece zor olsa da, çeşitli tutum ve davranış kalıplarıyla zor da olsa anlaşılabilecek, en yaygın görülen narsisizm türlerinden biri. Kırılgan narsisizmin ne anlama geldiğini anlayabilmek için, kırılgan narsistlerin özelliklerini gelin biraz daha yakından inceleyelim:

İçe kapanıklık

Kırılgan narsisistler kendi içlerinde çevrelerindeki insanlardan çok daha üstün ve ayrıcalıklı olduklarına inansalar da, içe dönük kişiliklere sahiptirler. Bu nedenle de kendileriyle ilgili düşüncelerini ve inançlarını dışarıyla paylaşmaz, çok daha mütevazi ve alçakgönüllü görünürler. Dışarıdan ulaşılamaz, soğuk, yalnızlıktan hoşlanan ve iddiasız kişiler gibi algılanır; ancak içten içe yoğun bir görülme ve fark edilme arzusu duyarlar.

Nevrotik kişilik özellikleri

Kırılgan narsisistler endişe, panik, depresif semptomlar, düşmanca tavırlar, aşırı duygusal hassasiyet gibi özellikleriyle son derece nevrotik kişiliklere sahiptirler. Dışarıdan nasıl algılandıkları, insanların kendileriyle ilgili ne düşündüğü onlar için son derece önemlidir. Bu nedenle attıkları her adımda endişeli ve tedirgindirler. Statü endişesi taşırlar. Genç görünmek, yüklü bir birikime sahip olmak, iyi bir kariyer ya da kendi statülerini diğer insanlarınkinden çok daha yüksek kılabilecek her ne varsa hayatları boyunca o konuyla ilgili sürekli bir telaş, endişe ve gerginlik taşırlar.

Dışarıya asla yansıtılmayan ilgi ve övgü beklentisi

Kırılgan narsisistler, hayata gelmiş olmalarının başka insanlar için bir anlamının olduğuna inanarak, kendilerini göstermek ve ön planda olmak için devamlı olarak ‘kendiliğinden gelişecek’ fırsatların arayışı içindedirler. Başkalarının yapmaya cesaret edemediği şeyleri yapmak, kimsenin beğenmediği ya da kaçındığı işleri büyük bir hevesle üstlenmek, başkaları tarafından pek de fark edilmeyecek her türlü görevdense kaçınmak için ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Bu zorlu sorumlulukları ve görevleri tamamladıklarında ne kadar çok çalıştıkları ya da emek verdikleriyle ilgili bir övgü alamazlarsa, ne kadar yorulduklarını dolaylı bir şekilde ima etmeye çabasına girerler. Bekledikleri ilgi ve övgüyü aldıklarındaysa, bundan etkilenmememiş gibi görünür, hatta abartılacak bir şey olmadığını, bu kadar övgünün yersiz olduğunu söyleyerek şaşırmış gibi yaparlar.

Yoğun utanma duygusu

Benlik algıları, sahip olmaktan son derece rahatsız oldukları, hatta utandıkları olumsuz özellikleri ve bu utanç duygusunu bastırmak amacıyla dışarıya yansıttıkları abartılı bir iyilik, doğruluk, erdemlilik hali olarak ikiye bölünmüştür. Kabul etmekte son derece zorlandıkları ve dışarı yansıtmamak için baskıladıkları benlikleriyle dışarı yansıttıkları insan arasındaki bu tutarsızlık, onları oldukça nazik yollarla iletilen olumsuz geri bildirimlere ve eleştirilere karşı bile aşırı duyarlı hale getirir. Olumsuz benlik imajlarını yalnızca olumlu yorumlar ve övgüler alarak zihinlerinin geri planında tutabilirler. 

Kurban psikolojisi

Kırılgan narsisistler kendi olumsuz eylemlerinin sorumluluğunu çok nadiren kabul ederler çünkü kimliklerini iyilik meleği olmak üzerine inşa ettikleri için suçlu, hatalı, eksik hissetmek onlar için yok olmaktan farksızdır. Kendileri bu dünya için fazla iyidir ve yaşanan aksilikler, zorluklar, hatalar ‘kötü’ olan insanların onların naifliklerini, saflıklarını, iyi niyetlerini sömürmelerinden kaynaklanır.

Örneğin; herhangi birine verdikleri sözü tutamamalarının sebebi iş yerinden izin alamamaları, herkesin onlardan çok fazla zaman talep etmesidir. İşe geç kalmalarının sebebi evden geç çıkmış olmaları değil otobüsün geç gelmiş olması, yolda trafik olması, tam evden çıkacakken önemli bir telefon gelmiş olmasıdır. Kırılgan narsisistler ancak köşeye sıkıştıklarını hissettiklerinde suçun kendilerinde olduğunu kabul edebilirler. Ancak bu senaryoda da suçu kabul etmeleri ve sorumluluk almaları, içlerinden gelen bir suçluluk ya da pişmanlık duygusuyla gerçekleşmez. Tamamen tartışmayı ve çatışmayı ortadan kaldırmak için, suçlu ve sorumluluk sahibiymiş gibi davranırlar.

Vermekten çok alma eğilimi

Çoğu zaman verdiklerinden çok daha fazlasını, ya da en azından verdikleri kadarını geri alabilmek isterler. Gelirleri herkesten daha fazla olsa da, söz konusu başkaları için harcamak olduğunda son derece cimri olabilirler. Yaptıkları fedakarlıkların görülmesini, iyiliklerin dile getirilmesini ve bir şekilde sevgi, ilgi, övgü olarak kendilerine geri dönmesini beklerler. Son derece yardımsever, başkalarına iyilik yapan, fedakar ve verici insanlar gibi görünebilirler ancak bu kadar verici olmalarının tek sebebi karşılığında çok daha fazlasını geri alacaklarına dair inançlarıdır. Karşılık alamadıkları durumlardaysa anında narsisist öfkeleri dışarı yansır ve nevrotik davranışlarıyla iyiliklerini görmeyen insanlara hakaret eder, kişiliklerini aşağılar ve konudan tamamen bağımsız tartışmaları fitilleyerek öfkelerini kusabilecekleri alan yaratırlar. 

Büyüklenmeci narsisizm ve kırılgan narsisizm arasındaki farklılıklar

Kişinin davranışlarına bariz şekilde yansıdığı için daha yaygın olarak bilinen ve aşırı boyutları kişilik bozukluğuna doğru evrilen büyüklenmeci narsisisizmin ve kırılgan narsisizmin tek ortak özelliği, her ikisinin de temelinde ben merkezcilik ve kişinin kendisini kişilik özellikleri ve davranışları bağlamında diğer insanlardan soyutlaması yer alıyor. 

Büyüklenmeci narsisitler ayrıcalıklarını ve üstünlüklerini sahip oldukları ‘güç, başarı, mükemmellik’ gibi kavramlar üzerinden tanımlarken, kırılgan narsisistler diğer insanlara kıyasla çok daha erdemli, iyi kalpli, duyarlı, şefkatli, mütevazi ya da fedakar olduklarını düşünerek kendilerini ‘farklı’ ve ‘üstün’ görürler.

Büyüklenmeci narsisistler daha dışa dönük oldukları için neden daha üstün ya da ayrıcalıklı olmaları gerektiğiyle ilgili düşüncelerini, kendileriyle ilgili duygularını açık şekilde davranışlarıyla ve sözleriyle ifade ederler. O kadar güçlü ve donanımlı olduklarını düşünürler ki, bir şekilde geri kalan tüm insanlardan daha üstün oldukları konusunda çevrelerindekileri ikna etmeye çalışır, kendilerine özel davranılması gerektiğine dair güçlü inançlarını her fırsatta dışarı yansıtırlar. Çevrelerindeki diğer insanların tek sorumluluğu, onların istek ve ihtiyaçlarını karşılamaktır.

Kırılgan narsisitlerse büyüklenmeci narsisistlerin tam tersine içe kapanık olmalarıyla anlaşılması ve kaçınılması çok daha zor olan kişilerdir. Son derece duygusal davranması ve nazik eleştirilere karşı bile aşırı hassasiyeti sürekli güvencede olma ihtiyacını yansıtır. Kendilerinin herkesten çok daha iyi kalpli, erdemli, ahlaklı ve etik insanlar olduklarına kendi içlerinde o kadar inanmış ve ikna olmuşlardır ki, bu inançlarını sarsacak en küçük bir eleştiriyle karşılaşmamak için insanlarla bir arada olmaktan kaçınırlar. Kalabalık ortamlarda kendilerini oldukları gibi göstermezler, fikirlerini paylaşmazlar, paylaşmak durumunda kaldıklarındaysa paniğe kapılabilirler. Duygusal hassasiyetleri ve eleştiriye karşı aşırı duyarlılıkları devamlı olarak her durumda iyi olma, öfkelenmeme, nazik olma gibi erdemli davranışları sürdürme çabalarıyla tutarsızlığa girdiğinde yoğun bir duygu birikimi ve uzun vadede çok daha büyük bir öfke patlamasıyla kendini gösterebilir.

Her insanın olumlu ve olumsuz kişilik özelliklerinin olması, hata yapması ya da eksiklerinin olması çok doğal ve kaçınılmazken, kırılgan narsisistler olumsuz benlik imgelerini içeride saklama, olumlu benlik imgeleriniyse dışarı yansıtma ihtiyacı duyar. Olumlu ve olumsuz benlik imgelerinin bu derece birbirinden ayrıştırılmış olması; olumsuz yorum aldığında gizlemeye çalıştığı kişilik özelliklerini dışarı yansıttığını düşünerek yoğun bir utanma duygusu hissetmelerine sebep olur.

Kırılgan narsisistler bu şekilde içsel olarak birbiriyle çatışan benlik imajlarıyla mücadele ederken, büyüklenmeci narsisistler hiçbir gizli olumsuz benlik imajının olumlu benlik imajlarını zedelemesine izin vermez, olumsuz özelliklerini ‘muhteşem’ kişiliklerine zarar verebilecek kadar büyük bir tehdit olarak görmezler. Bu nedenle de dışarıdan gelen olumsuz eleştiriler büyüklenmeci narsistler üzerinde o kadar derin bir etkiye sahip değildir. Ancak aynı durumun kırılgan narsisist üzerinde yarattığı derin utanç, hiç beklenmedik anlarda kontrol edilemeyecek kadar yoğun öfke patlamaları göstermesine neden olur. İstese de kötü olamayan, iyi niyeti hep başkaları tarafından sömürülen, kendini kurban rolünde görmeyi alışkanlık haline getirmiş olan, herkes ona kötü davransa da tepki vermeyi, sesini yükseltmeyi, kaba davranmayı kendine yakıştıramayan kırılgan narsist zarar görmesinin nedeninin ‘çok iyi kalpli’ olmasından değil ‘sınır çizememesinden’ kaynaklandığıyla bir şekilde yüzleştirilirse ‘narsisistik öfke’ olarak da bilinen son derece nefret ve öfke dolu tavırlar ve tepkiler gösterir.

Sonuç olarak, narsisist denildiğinde ilk akla gelen kibirli, kendini beğenmiş, sürekli kendini öven ve burnu havada kişiliklerin yanı sıra iyilik meleği gibi görünen, çevresine pozitif enerji ve ışık saçan kişiler de bu davranış ve özellikleri son derece bencil ve ben merkezci bir taraftan sergiliyor olabilirler. Farketmesi ve kaçınılması oldukça zor olan kırılgan narsisist eğilimlerin bilincinde olmak, hem bu özelliklerinizi dönüştürebilmek hem de bu tarz insanların yaşamınıza verebileceği zararı önlemeniz konusunda fayda sağlayabilir.

İlginizi çekebilir: Narsisistik Kişilik Bozukluğuna sahip kişilerle konuşurken dikkat edilmesi gerekenler

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale