X

Kendi ihtiyaçlarınızı görmezden gelmenizin olası nedenleri

Daha önce hiç başkalarının ihtiyaç ve isteklerine cevap vermeye çalışırken kendi istek ve ihtiyaçlarınızı ertelediğinizi fark ettiniz mi? Ya da bu durum zaten sizin yaşam şekliniz mi? Kabul edelim pek çoğumuz için ‘kendini ihmal etme’ oldukça yaygın bir durum. Günümüzün stresli ve yoğun temposunda başkalarına yardım etmek, sosyal çevremizde takdir görmek için ya da ‘aman ayıp olmasın’ diye başkalarının her ihtiyacına koşarken kendimizi sık sık ihmal edebiliyoruz.

Ancak, devamlı olarak bunu yaptığımızda, hem kısa hem de uzun vadede başta zihinsel sağlığımız olmak üzere kendimize zarar verebiliyoruz. Peki, neden kendimize öncelik vermek bu kadar zor? Neden başkaları için neredeyse ‘her şeyi’ yaparken -istesek de istemesek de- kendimiz için aynı çabayı harcayamıyoruz? Bu yazımızda kendi ihtiyaçlarımızı görmezden gelmemizin derinlerini ele alacağız.

Eğer siz de kendi için olan her şeyi erteleyenlerdenseniz neden kendinizi bu denli ihmal ettiğinizin nedenleri üzerine düşünmek isteyebilirsiniz. İşte kendi ihtiyaçlarınızı görmezden gelmenizin olası nedenleri:

Kalıtsallaşmış özveri

Ne demek bu kalıtsallaşmış özveri? Diğer bir deyişle aileden gelen özveri? Birkaç örnekle gelin geçmişe gidelim… Anneniz siz çocukken ‘saçını süpürge eder’ ve kendi için ‘hiçbir şey’ yapmaz mıydı? Ya da böyle mi söylerdi? Babanız yeni bir telefona ihtiyacı olduğu halde almayıp sizin veya kardeşinizin veya annenizin bir ihtiyacını mı alırdı? Çocukken büyüdüğünüz evde etrafınızdaki herkes başkalarının her şeyine yetişmeye çalışırken adeta kendini kaybeder miydi?

Muhtemelen çoğu benzer soruya da cevabınız evet olacaktır. İşte tüm bunlar aileden gelen, neredeyse kalıtsallaşmış özverinin örnekleri. Ebeveynlerinizin veya size bakım verenlerin hep kendilerini en son sıraya koyarak başkalarını mutlu edişlerine tanık olduysanız, ‘normal’ olanın bu davranışlar olduğu bilgisini kanıksamış olabilirsiniz. Çünkü, “önce başkaları” anlayışıyla büyüdünüz… Oysa ki artık “önce kendim” diyebilmelisiniz.

Çocuklukta öğrenilen ‘değersizlik’ hissi

Eğer bugün kendinizi ihmal ediyor, ihtiyaçlarınızı, isteklerinizi görmezden geliyorsanız bunun bir nedeni büyürken size nasıl davranıldığı ile ilgili olabilir. Eğer, çocukken ihtiyaçlarınızın önemli olmadığını veya ‘diğer insanların ihtiyaçları kadar’ önemli olmadığını gördüyseniz, hissettiyseniz, bu değersizlik hissi, bugün hala sizinle olabilir.

Ebeveynleriniz ya da bakım verenleriniz ihtiyaçlarınızı sık sık veya bir tür ceza yöntemi olarak görmezden geldiyse ihtiyaçlarınızın karşılanmasına layık olmadığınız veya bir hata yaptığınızda bir şekilde mahrum kalmayı hak ettiğiniz sonucuna varmış olabilirsiniz -ki gerçek hiç de öyle değil.- Çok değerlisiniz ve ihtiyaçlarınız da.

İhtiyaçların ‘zayıflık’ olarak algılanması

Ne yazık ki yaygın bir toplumsal inanışa göre bir şeylere ihtiyaç duymak, zayıflık olarak algılanıyor ve bu yanlış inanış, pek çok insanın ihtiyaçlarını dile getirmesine engel olabiliyor. Eğer siz de ihtiyaçları dile getirmenin zayıflık veya yetersizlik olduğu algısına sahipseniz, bundan dolayı kendinizi ihmal ediyor olabilirsiniz. Bir başka inanışa göre ise ihtiyaçlar, bağımlılık olarak algılanabiliyor.

Bir başkasına veya bir şeylere bağımlı olmak gibi hissettirebiliyor ve bu bağımlılık algısından kaçınmak için kişiler, gerçek ihtiyaçlarını göz ardı edebiliyor. Bağımlılık düşüncesi, sizin de zihninizde yer ettiyse, ihtiyaçlarını bu yüzden görmezden gelmeye çalışıyor olabilirsiniz. Oysa ki, ihtiyaçlarınızın olması sizi zayıf, bağımlı ya da yetersiz biri yapmaz; sadece insan olduğunuzu gösterir.

Terk edilme ve yargılanma korkusu

Geçmiş deneyimlerimiz, ihtiyaçlarımızı önceliklendirme konusunda güvensiz hissetmemize neden olabilir. Geçmişte, ihtiyaçlarınızı dile getirdiğiniz için eleştirilmiş ya da yargılanmış hissettiyseniz veya bu sebepten dolayı birileri tarafından terk edildiyseniz, bu size gereksinimlerinizi ifade etmemeniz gerektiği inancını aşılamış olabilir. Ne yazık ki geçmişteki olumsuz deneyimler, gelecekte de peşimizi bırakmıyor ve çoğu zaman kendimizi önceliklendirmenin önüne geçiyor.

Benzer olumsuzlukları yeniden deneyimlemek istemediğiniz için bugün ihtiyaçlarınızı görmezden geliyor, onlara kulak vermiyor ve gereksinimlerinizi paylaşmaktan kaçınıyor olabilirsiniz. Ama unutmamanız gereken bir gerçek var ki o da şu; ihtiyaçlarınızı dile getirerek kaybedeceğiniz kişiler, zaten hayatınızda olmaması gereken kişilerdir.

Başarmak ve ihtiyaçlar arasında kurulan ilişki

İhtiyaçlarınızı karşılamak için onları ‘hak etmiş’ olmanız gerektiğini düşünüyor musunuz? Ancak, bir şeyler başardığınızda ihtiyaçlarınıza cevap verme hakkınızın olduğuna inanıyor olabilir misiniz? Kişinin kendi gereksinimlerini ihmal etmesinin altından yatan en yaygın nedenlerden biri de ‘hak etme’ olgusu ve başarıya yüklediği anlamlar. İhtiyaçlarınızı karşılamayı kendinize adeta bir ‘ödül’ olarak sunmaya alıştıysanız ve başardığınız bir şey olmadığını düşündüğünüzde ihtiyaçlarınızı karşılamaktan kendinizi mahrum bırakıyorsanız, düşünce yapınızı değiştirmeye başlamanızda fayda var.

Çünkü, başarıya ulaşamadığınız veya diğer bir deyişle ‘hak etmediğiniz’ sürece ihtiyaçlarınızı ertelemek zorunda kalmak, sizi uzun vadede tüm başarabileceklerinizden de alıkoyan şey olacaktır. Önce kendinizi önceliklendirin ki kalan her şeyi yapabilecek güç ve motivasyonu kendinizde bulabilesiniz.

Hayatta kalma modu

Surival mode veya hayatta kalma modu, stres, travma, tükenmişlik gibi olumsuz durumlara zihnimizin ve bedenimizin otomatik olarak verdiği tepkilerden biri. Ve bu modda yaşamak, enerjimizin, vaktimizin çok büyük bir kısmını yalnızca ‘günü kurtarmaya’ ayırmamıza neden olabiliyor. Yani, sadece ‘acil’ ihtiyaçlarımızı karşılayacak kadar kendimizi dinleyebiliyoruz.

Hayatta kalma modunuz devamlı aktif ise kendinizi bitmeyen bir mücadelenin adeta savaşın içerisinde hissettiğiniz için ihtiyaçlarınızı bırakın karşılamayı, fark etmeyi bile atlıyor olabilirsiniz. Çünkü zihniniz, sizi ‘olası’ tehlikelerden korumaya çalışmakla fazlasıyla meşgul, dolayısıyla sıra ihtiyaçlarınıza gelemiyor bile…

İhtiyaçlarımızı nasıl önceliklendirebiliriz?

Kendimize karşı dürüst olmak ve ihtiyaçlarımızı yargılamadan kabul etmek, ilk adım. Bu konuda sormamız gereken ilk sorular ise:

  • Şu anda fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak neye ihtiyacım var?
  • Bu ihtiyacı karşılamak için hangi yanlış inançları sorgulamalıyım?

Bu sorular, kendi ihtiyaçlarımızı daha iyi anlamamıza ve bu ihtiyaçları karşılamak için gerekli adımları atmamıza yardımcı olabilir. O yüzden cevaplarınızı aceleye getirmeyin, üzerine gerçekten yeterli zaman harcayın. Sonrasında ise kendinizi önceliklendirmek için pratik adımlar etmeyi deneyin.

  • Hayır demeyi öğrenmek, başkalarının ihtiyaçlarına gösterdiğiniz alakayı kendiniz için de göstermenize yardımcı olabilir.
  • Günlük rutinlerinizde mutlaka kendiniz ama yalnızca kendiniz için zaman ayırmak, ihtiyaçlarınızı fark etmenizi sağlayabilir.
  • Kişisel sınırlar inşa etmek, kendinizi korumaya almanıza destek olabilir ve ihtiyaçlarınızı karşılayabilmek için gereken zaman ve alanı size tanıyabilir.
  • Duygularınızın farkında olmak, kendinize şefkat göstermek ve öz sevgi pratikleri yapmak da ihtiyaçlarınızı fark edip karşılama sürecinde size destek olabilir.

Eğer bu konuda çok vakit kaybetmeden bir şeyler yapmak ve gerçekten ihtiyaçlarınızı fark edip karşılamak istiyorsanız, aşağıdaki iki yazımıza da mutlaka göz atmalısınız:

Kaynak: tinybuddha

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale