X

Kaybolduğunuz dönemi aşıp hayatı tekrardan yaşamaya başlayın

Yazmak benim için su içmek gibi sıradan, üstüne düşünmeden, doğal akışında rahatça gerçekleştirdiğim bir şey olmasına rağmen yaklaşık 3 aydır yazı yazamıyordum.

İlk başlarda: “Olabilir. Şu an böyle bir dönem demek ki” dedim.

Evet evet “Eyvah! Yazamıyorum! Ne yapacağım?!” diye paniklemek, kaygıya girmek yerine kendime şefkatle yaklaşmayı öğrenmiştim en azından. Fakat bu süreç birkaç aya çıkınca ve ben “Yazmayı özledim” demeye başladıkça neler olduğunu düşünmeye başladım.

Ne olmuştu da dünyaya geldiğim an benimle beraber gelen bu yeteneğim gizli kapaklı yerlere saklanmıştı? Hem de kendimi nasıl yapamam diye de hırpalamazken hala ne için saklanıyordu? Çünkü biliyorsunuz odak noktanız neredeyse hayatınızda o büyür. Bu sebeptendir ki odağımın “nasıl yapamam”da olmaması gerektiğine baştan beri zaten emindim. Sorun orada değildi.

Son aylarıma baktığımda çok fazla zihinde olduğumu fark ediyorum. O kadar çok düşündüm, düşündüm, düşündüm ki… Zihni olasılıklarla, varsayımlarla, neden, niçinlerle beslerken sanırım bu defa kalp içine çekilmeye başlıyormuş. Bu hayatı kalpten yaşamaya çalışan biri olarak; zihni kısır döngüye kapılıp istemsizce büyütüp kalbi kapattıkça hayat benim için durdu. Anlamsızlaştı. Hevesim, motivasyonum zihnimin içindeki kaygılara, korkulara karıştı. Göremedim. Bulamadım. Ve böyle olunca yazamadım. Çünkü yazılarım ruhumdan akıyordu. Kalbim yol gösterip parmaklarım aracı oluyordu. Yol gösterenimi, yollarımı zihnimin sisiyle tıkamıştım. Kendim yapmıştım. Bu belli ki ilk nedendi.

Hayatı yaşamayınca gerçek anlamıyla, sadece zihinde yaşamaya çalıştıkça; yazıya dökebileceğim gerçek yaşanmışlıklar da yok olmuştu. Anlatacağım bir şeyim kalmamıştı.

Sonra kardeşim dedi ki: “Gamze düşünmekten yaşamayı unuttun. Çok basit şeyler yap. Git bir yere otur ağaçları izle, kahveni iç mesela. Sadece bunu yap; daha büyük şeyler değil. Yaşamı hatırla. Yaşam zihinde değil, şu an üzerinde bastığın dünyanın tam üzerinde!” Dinledim.

Çıkmaya başladım evden. Havayı soludum, oh dedim. Yürüyüş yaptım, arkadaşlarımla kahkaha attım, dans ettim. Kalbim tekrar sevdiğim şeyleri yaparken çiçek gibi açılmaya başladı. Hissediyordum.

Zihinde yaşamaya başlayıp kaybolduğum dönem ya geçmişteydim ya gelecekte. Ya da hiç bir yerde olmamak adına internetten izlediğim dizilerin karakterleri üzerinden var olmaya çalışıyordum. Tek bildiğim asla “an’da” değildim. İçinde bulunduğum an ne yapıyordum, neredeydim, potansiyelimi gerçekleştiriyor muydum? Hayır. Şu an hariç her yerde gezinmekten, olduğum ana fırsat kalmıyordu. “Sen yoga, meditasyon yapmıyor musun ki? Sen de mi böyle oluyorsun?” diye soranlarınız var ise evet, yapıyorum. Ama hocalıktan evvel insanım. Ben de unutabiliyorum. Ben de gerçekleştiremiyorum bazen bildiklerimi. Ben de çok zorlanabiliyorum hayatın içerisinde. İnsanım. Unutmak ve yapamamak da gerçekleştirmek, yapmak kadar en büyük hakkım. Bu hakkı kendime her hak gibi sınırsızca tanıyorum! Bence hepimiz kendimize sınırsızca hak tanımayı hak ediyoruz. Bunu da dip not olarak yazın tüm hücrelerinize. Her şeye hakkınız olduğunu asla unutmayın. Bu yazıdan kendinize bir şey almak isterseniz; evvela bunu alın derim. Diğerleri zaten zamanla gelir peşinden…

Gördüm ki yaratmak sadece an’da oluyordu. Geçmişte ya da gelecekte yaratma gücümüz yoktu. Geçmiş zaten olmuş bitmiş, gelecek ise sonsuz potansiyel cenneti. Ama orayı da şu an’da var olarak istediğimiz gibi şekillendirebiliyoruz. 

Yaratmak tüm varoluşumuzu verdiğimizde yaşanan muazzam bir şey! Ama benim varoluşum yoksa buralarda, nasıl yaratacaktım? Yaratamadım. Bu da ikinci kocaman sebep oldu. İçinde bulunduğun an yaratman için sonsuz bir alan. Ne geçmiş, ne gelecek. Yani tek yapmam gereken şu an tüm benliğimle hayatın içine kaynamak ve sahip olduğum tüm potansiyelimi dışarı çıkartmak.

Tüm bunlar sonucunda da bu yazı çıktı mesela şu an. Yine zihinden milyon vesvese üretmeden, içinde yine tüm ruhumla var olduğum bu cümleler.

Bazen kafam karışıyor, unutuyorum, ağlıyorum, çaresiz hissediyorum ama sonra yine hatırlıyorum. Ve yeniden yaşıyorum hayatı yeniden gelmişçesine. Belki de hepsi bu yüzdendir. Yeniden gelmişçesine yaşama heyecanını dürtmek, hayatın harika bir yer olduğunu yine yeniden tüm hücrelerimde hissetmek için.

O zaman tekrar hoş geldik!

Yaşam, yaşamaya değer.

Harika bir gün olsun! Kocaman, bizi hafifleten, uyandıran farkındalıklara.

 

İlginizi çekebilir: Değişimin ilk adımı: Kadının saçı sandığınızdan çok şey anlatır

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale