X

Karşımızdakini ‘düzeltmeye çalışmadan’ ona yardımcı olmak mümkün mü?

Kabul edelim ki birçoğumuz sevdiğimiz bir insan bize sorunlarından, olumsuz düşüncelerinden, yaşadığı talihsizliklerden, hatalarından ya da hayal kırıklıklarından bahsederken onu ne kadar sevsek, fikirlerine saygı duysak da kendi doğrularımızı aktarmaya çalışmadan duramıyoruz. Tamamen iyi niyetli bir yaklaşım olsa da karşımızdakini ‘yargılamadan’ dinlemek, anlamak ve yardımcı olmaya çalışmak yerine çözüm önermeye, kendi fikirlerimizi empoze etmeye ya da herhangi bir şekilde bize doğru gelen şeyleri yapması için onu yönlendirmeye çalışabiliyoruz. Bu da karşımızdaki kişiye destek olmak isterken köstek olmamıza neden olabiliyor. Herkesin ‘kendi doğruları’ olduğu gerçeğini unutarak kendi düşüncelerimizi ön plana çıkarmaya, kendi tercihlerimize göre bir başkasının hayatını yönlendirmeye; yani ‘düzeltmeye‘ çalışabiliyoruz. Diğer bir deyişle, karşımızdaki kişinin ne anlattığından, ne söylediğinden, neye ihtiyacı olduğundan önce kendi doğrularımıza odaklanarak kendimizce ‘düzeltmek’ için girişimde bulunabiliyoruz. Peki, karşımızdakini ‘düzeltmeye çalışmadan’ ona yardımcı olmak mümkün mü? Cevap, evet. Sadece biraz daha özen, çaba ve anlayış gerektiriyor.

Bir sorunla karşılaştığımızda hele ki karşımızdaki kişi çok sevdiğimiz biriyse, tamamen koruma içgüdüsü ile hareket edip bir çözüm önerisi sunmak isteyebiliyoruz. Ve bir başkasının sorununu çözmenin bizim sorumluluğumuzda olmadığını fark edemiyoruz. Oysa ki tek yapmamız gereken destek olduğumuzu ve onu anladığımızı, sevdiğimizi göstermek. Ama işte insanoğlu sorun çözmeye odaklanmış zihin yapısı ile bu detayı gözden kaçırabiliyor. Bakış açısını biraz değiştirerek daha sağlıklı iletişim kurmak ve karşımızdaki kişiyi ‘kendi doğrularımıza’ göre yoğurmamak mümkün.

‘Düzelt’ modunu kapatın

Evet, düzelt modu 😊. Tıpkı telefonlarımızda ya da bilgisayarlarımızda bir şeyler yazarken otomatik olarak beliren düzeltme butonu gibi… Birini dinlerken öncelikle düzeltme güdüsüne karşı koymalı, yani bu modu devre dışı bırakmalısınız. Konuşmaya başlamadan önce kendinize bu konuda söz verebilir, içinizden tekrarlayabilir ve sadece dinlemeye, anlamaya odaklanmanız gerektiğini kendinize ara ara hatırlatabilirsiniz.

İyi bir dinleyici olun

Hepimizin şüphesiz ki en büyük ihtiyaçlarından biri anlaşılmak. Sevdiğiniz biri size yaşadığı bir sorundan, boğuştuğu, çözmekte zorlandığı bir olaydan bahsederken ona çözüm önermenizdense onu anladığınızı bilmek ister. Bu nedenle aktif bir dinleyici olmanız büyük önem taşır. Aktif bir dinleyici olmak ve yargılamadan, çözüm bulmaya, tabir-i caizse onu düzeltmeye çalışmadan destek olmak için sözünü kesmeden anlatmasına izin vermeniz, sabırlı olmanız, konuşması için cesaretlendirmeniz ve en önemlisi tüm ilgi ve dikkatinizin onun üzerinde olduğunu hissettirmeniz gerekir.

İlginizi çekebilir: Daha iyi bir dinleme becerisi kazanmak için uygulayabileceğiniz 5 egzersiz

Sınırları unutmayın

Sağlıklı sınırlar çizmek hem kendinizi hem de karşınızdaki kişiyi korumak için etkili bir yöntemdir. Bu nedenle, sevdiğiniz bir kişi karşısında sınırlarınızı korumak zor görünse de kendinizi tutarak bunu başarabilirsiniz. Onu rahatsız edecek sorular sormayarak, kendi özelinizden gereksiz detaylar vermeyerek karşılıklı anlayış çerçevesinde anlattıklarını dinlemeye odaklanarak işlevsel bir iletişim kurabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Sınırlar: Kişilerarası ilişkilerde sınır koymak neden önemli?

Bireysel farklılıklarınızı unutmayın

Hepimiz farklı inançlara, deneyimlere, düşüncelere, kişiliklere sahibiz. Dolayısıyla zorlayıcı olaylarla baş etmek için tercih ettiğimiz yöntemler ya da savunma mekanizmalarımız da birbirinden farklı. Birine tavsiye verirken ya da çözüm yolları önerirken sizin için doğru olanın karşınızdaki için uygun olmama ihtimalini aklınızda bulundurun. Böylelikle ters tepme olasılığı bulunan çözümleri sıralamak yerine yalnızca dinlemeye ve anlamaya odaklanabilirsiniz.

Acılarınızı yarıştırmayın

Bir başkasının dertlerini, sorunlarını dinlerken zihninizde kendi deneyimleriniz canlanmaya başlayabilir. Belki aynı yollardan geçtiniz, belki siz de benzer zorlukları yaşadınız ama o anda özne siz değilsiniz. Unutmayın, karşınızdaki kişi size acılarınızı kıyaslamak için değil onu anlamanızı beklediği için geldi. Aslında söylemek istediğiniz şey benzer acıları yaşadığınız ve üstesinden gelebildiğiniz olsa da sürekli bundan bahsetmek karşınızdaki kişiyi yaralayabilir ya da onu önemsemediğinizi hissettirebilir. Bu nedenle sizin hangi yöntemlerde başa çıktığınızdan konuşmak yerine onun yanında olduğunuzu hissettirecek cümleler daha faydalı olabilir.

Neye ihtiyacı olduğunu sorun

Sevdiğiniz kişiyi dinledikten ve anladıktan sonra neye ihtiyacını olduğu konusunda fikir yürütmek yerine doğrudan ona sorun. Sana nasıl yardımcı olabilirim, şu anda daha iyi hissetmen için ne yapabilirim, ihtiyaç duyduğunda senin için burada olacağımı biliyor musun gibi sorularla hem onu rahatlatabilir hem de sizden beklediği ne tür bir desteğin olduğunu öğrenebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Başkalarının söylediklerini ne zaman dinlemeli, dinlememeliyiz?

Fikrinizi söylemeden önce duymak istediğinden emin olun

Karşınızdaki kişiyi aktif olarak dinlemenize, duygularını anlamanıza rağmen yine de tavsiye vermek, çözüm önerisi sunmak istiyorsanız, içinizdeki o sesi durduramıyorsanız fikrinizi söylemeden önce ona sormanızda fayda var. Eğer duymak istiyorsa ya da sizden böyle bir talebi varsa, ona zarar vermeyeceğinizden emin olduğunuz bir dille fikrinizi beyan edebilirsiniz. Ama yine de en iyi yardım şeklinin karşınızdaki kişiye ne yapması gerektiğini söylemekten ziyade nazikçe kendi yolunu bulması için rehberlik etmek olduğunu unutmayın.

Profesyonel desteği unutmayın

Güçlü bir iletişim kurduğunuzdan emin olduktan sonra eğer sevdiğiniz kişinin bir uzmanla konuşmasının daha uygun olacağını düşünüyorsanız, bu konuya açık olup olmadıklarını sorabilirsiniz. İçinden çıkılması zor durumlar hem sizi hem de onu konuşmalarınız sırasında fazlasıyla zorluyorsa ve tek başına çözülemeyecek bir sorunla mücadele söz konusu ise konuşması gereken yakın bir dosttansa profesyonel biri olabilir.

Uzman desteği alabileceğini dile getirmeden önce ortamın buna müsait olduğundan emin olun. Aksi halde karşınızdaki sevdiğiniz kişinin savunmaya geçmesine neden olabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Sağlıklı iletişim nedir: İletişimin 4 boyutu ve etkili iletişim stratejileri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale