X

Kara bulutları gökkuşağı ile dağıtma zamanı: Paraşüt Kitap ile çocuk edebiyatının iyileştirici gücü üzerine

Son aylarda dünyanın üzerinde gezinen kara bulutları, çocuk edebiyatının rengarenk dünyasıyla dağıtmanın iyi bir fikir olacağını düşündük… Paraşüt Kitap’ın kurucuları Eda Doğançay ve Özge Akkaya ile çocuk kitapları, Çocuklar için Felsefe, çocuk edebiyatının hem çocuklar hem de yetişkinler için iyileştirici gücü üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. 

Sizi biraz tanıyalım? Kimdir Paraşüt Kitap?

Paraşüt Kitap, uzun yıllar yayıncılık alanında çalışmış iki kadın girişimci tarafından 2018 yılında kurulan butik bir çocuk kitapları yayınevi. Çoğunlukla 5-12 yaş grubundaki okuyuculara hitap etmekle beraber aslında her yaştan okuyucunun okuyabileceği kitaplar yayımlıyoruz. Yayınlarımız, “Çocuklar için Felsefe” metodundan hareketle, çocuklarda farkındalık yaratmayı, eleştirel ve yaratıcı düşünce becerilerini geliştirmeyi hedefleyen ve felsefi tartışmalara zemin hazırlayan kitaplardan oluşuyor.

Çocukların felsefi kavramlar üzerine düşünmesini sağlayacak pek çok farklı uyaran mevcut günlük hayatın içinde. Bu, bazen yaşadıkları bir olay olabilir ya da dinledikleri bir müzik. Çocuk kitapları da aynı şekilde zihinlerinde felsefi bir sorgulama başlatabilir. Biz de çocukların zihnini kurcalayacak, içinde felsefi bir soru barındıran hikayeler yayımlıyoruz. Çocukların edebi bir metin vasıtasıyla, özgürlük, dayanışma, insan-çevre ilişkisi, mutluluk, farklı olmak gibi konular üzerine akıl yürütmelerini sağlamak arzumuz.

Neden çocuk edebiyatına yönelmeyi seçtiniz?

Çocuk edebiyatı okur düzeyinde uzun zamandır içli dışlı olduğumuz bir alandı. Edebiyatın yanı sıra illüstrasyonlarıyla bizi içine çeken büyülü bir dünyaydı. Bazı kitapları okurken yazar-çizer çöpçatanlığı yapardık; “bu kitabı aslında şu çizer harika yapardı” gibi. Bu konuşmalar aslında bize bu işin mutfağında olmak istediğimizi anlatıyordu. Bir gün bunu fark ettik. Geriye sadece ilk adımı atacak cesareti göstermek kalmıştı. Ve bir gün bunu da başardık. Teknolojinin hükmettiği bir dünyada yayınevi kurmak biraz “yavaş” bir yöntem seçmişiz gibi görünebilir. Bu doğru olabilir ama bir yandan da bir çocuğun dünyasına girmenin en güzel yolu hala kitaplar ve bunun hiçbir zaman değişmeyeceğine inanıyoruz.

Kitaplarınızı seçerken nelere dikkat ediyorsunuz? Odaklandığınız belli konular var mı?

Biz bu yola çıkarken kendimize bir yol haritası belirledik. Bu haritada en önemli ilke çocuklara yukarıdan bakıp yol göstermemek. Biz çocuklarla birlikte yol almak istiyoruz. Karşılıklı bir ilişkinin hayalini kuruyoruz yani… Çok önemsediğimiz bir diğer konu ise çocukların eleştirel düşünme becerilerini doğru şekilde beslemek. Bunu yaparken Çocuklar İçin Felsefe (P4C) metodundan faydalanıyoruz; felsefi tartışmalara zemin hazırlayan kitaplara yer vermeye özen gösteriyoruz. Okullarda ve çeşitli etkinlik mekanlarında düzenlediğimiz P4C atölyeleriyle hem çocuklarla iletişim halinde kalıyoruz, hem de onların düşünme becerilerine ufak da olsa bir katkı sağladığımızı hissedebiliyoruz.

Çocuk kitaplarını, yetişkin edebiyatından ne farklı kılıyor sizce?

Çocuk kitaplarında aslına bakarsanız her konu işlenebilir. Dolayısıyla yetişkin edebiyatıyla arasındaki fark konudan ziyade, o konunun nasıl işlendiğiyle alakalı. Çocuk kitapları en basit konulardan en derin konulara dek her alana dokunabilir ve bunu olağanüstü bir yalınlıkla yapar. Buradaki kilit kelime “yalınlık.” Her insanın içinde hissettiği duygulara -çocuklar da aynı duyguları hissediyor-, zihnindeki düşüncelere yetişkinlerin artık unuttuğu bir sadelikle yaklaşıyor bu kitaplar. Üstelik çoğu zaman mizah da işin içine dahil oluyor. Yani hem derin, hem eğlenceli bir dünya sunuyor okurlara…

Yetişkinlere de çocuk kitabı okumayı önerir misiniz?

Kesinlikle evet. Özellikle de içinde bulunduğumuz günlerde çocuk kitaplarının iyileştirici gücüne güvenimiz sonsuz. Çoğu insanın karantinada dikkat dağınıklığı yaşadığını, odaklanmakta güçlük çektiğini duyuyoruz, okuyoruz. Çocuk kitapları böyle bir dönemde “yalın” anlatımıyla ve hayal gücünün sınırlarını zorlayan evrenleriyle tam ihtiyacımız olan şey…

Çocukların evden eğitime geçtiği şu günlerde, birçok yayınevinin sosyal medya hesaplarında yazarlarının kitaplarından bir bölüm okuduğunu, çizerlerin ise çocuklar için çizim teknikleri paylaştığını görüyoruz. Siz karantina günlerinde çocuklar için bir etkinlik tasarladınız mı?

Evet, biz de “Evde Felsefe” adını verdiğimiz bir etkinlik serisi başlattık. Üç hafta boyunca sürecek #evdefelsefe günleri için her Çarşamba ve Cuma, çocuklarla evde tartışabileceğiniz eğlenceli ve derinleşmeye olanak tanıyan bir soru paylaşıyoruz. Sorular, Eylül ayında yayımladığımız “Felsefe Makinesi”nin yazarı Peter Worley’nin kurduğu Felsefe Vakfı tarafından (The Philosophy Foundation) hazırlandı. Kitabın çizeri Aysun Altındağ da bu sorulara eşlik eden şahane çizimler yaptı. Cuma günü ilk sorumuzu paylaştık. Çok güzel geri dönüşler aldık, anneler/babalar çocuklarının cevaplarını bizimle paylaştılar. Eğlenceli ve yaratıcı düşünmeye sevk eden bir diyaloga katkı sağlayabildiysek ne mutlu bize! Çarşamba günü yeni soru geliyor. Beklemede kalın!

Çocuklara bu dönemde kitaplarınızdan birini tavsiye etmek isteseydiniz, bu hangisi olurdu?

İlk tavsiyemiz ebeveynler ve eğitimciler için: Felsefe Makinesi. Paraşüt Kitap olarak Eylül ayında bir ilke imza attık. Bugüne kadar sadece çocuk kitapları yayımlıyorduk ama ilk kez, eğitimciler ve ebeveynlere yönelik hazırlanmış, alanın en önemli kaynak kitaplarından biri kabul edilen Felsefe Makinesi’ni yayımladık.

Çocuklar için Felsefe (P4C) pedagojisinin dünyadaki en önemli temsilcilerinden biri olan eğitimci Peter Worley kitapta, kendi deneyimlerinden yola çıkarak çocuklarla uygulayabileceğiniz 25 hikaye ve felsefi tartışma örneğini tüm ayrıntılarıyla paylaşıyor.

Etkinliğimizden keyif alan ve Çocuklar için Felsefe metodunu daha derinlemesine öğrenmek isteyen ebeveynler için de birebir!

Yayımladığımız çocuk kitapları arasında ise birini diğerinden ayırmak çok zor bizim için. Fakat Kuzey Ormanında Bir Gece, bugün her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğumuz “toplumsal dayanışma ve işbirliği” kavramlarını işliyor ve yaşadığımız bu zor günleri nasıl atlatabileceğimizin ipuçlarını veriyor.

Küresel salgın sebebiyle bugün herkes aynı şeyi konuşuyor, hissediyor, deneyimliyor. “Ben” değil “biz” olarak düşünmeye başlamamız gerektiğini anlatmıyor mu sizce de dünya? Toplumsal dayanışma çoğumuz için soyut bir kavramken, bugün gerçek anlamda hayat kurtarıyor. Kuzey Ormanında Bir Gece’nin kahramanı Tormi ise birimiz olmazsak eksik olacağımızı düşünüyor. Tormi’ye kulak verme vakti.

Paraşüt Kitap’ın kitaplarına nasıl ulaşabiliriz ve etkinliklerini nasıl takip edebiliriz?

Kitaplarımız tüm internet satış sitelerinde bulunuyor. Ayrıca kendi internet sitemizden de satış yapıyoruz. Kitaplarımızla ilgili detaylı bilgi verdiğimiz ve etkinlik önerileri sunduğumuz yayın kataloğumuza da sitemiz üzerinden erişebilirsiniz.

Bizi tüm sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz, fakat en aktif olarak kullandığımız mecra Instagram

Instagram: https://www.instagram.com/parasutkitap/

Facebook: https://www.facebook.com/parasutkitap/

Twitter: https://www.twitter.com/parasutkitap/

İlginizi çekebilir: Çocuklar için Felsefe (P4C) nasıl yapılır: “Felsefe Makinesi” eğitimcilere ve ebeveynlere kılavuzluk ediyor

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale