X

Kanser hastaları ve hasta yakınları için pratik günlük yaşam rehberi

Tıp dünyasında kanser tedavisiyle ilgili yaşanan gelişmeler, her geçen gün kanser hastalarının tedavilerini evlerinde sürdürebilmelerine olanak veren yeni tedavi yöntemlerinin ortaya çıkmasına da olanak sağlıyor. Bunun sonucunda da tıp eğitimi almamış olan hasta yakınları da, sevdikleri kişilere eğitimli doktorlar ve sağlık uzmanları kadar etkili bakım hizmetleri sunabiliyorlar.

Kanser nedir? Diğer organlara nasıl yayılır?

Tüm dünyayla birlikte Türkiye’de de kanser hastalığı geçmiş yıllara oranla katlanarak artıyor. Bu hızlı artış sonucunda sağlık sisteminin kanser hastalarına sağladıkları olanaklar da, her geçen gün daha kısıtlı hale gelmeye başladı. Bu nedenle kanser hastası yakınları olanlar için, onlara nasıl yardımcı olabileceklerine dair bir rehber hazırlamak istedik. Rehberdeki bilgilerin tamamı www.cancer.org’tan alınmış olup, bu bilgiler dışında uzman olmayan hiç kimsenin herhangi bir eklemesine yer verilmediğini özellikle belirtmek istiyoruz.

Listede kanser hastalarının yaşadığı genel problemlere, bu problemler yaşanmadan önce hastanın verebileceği sinyallere ve problem yaşandıktan sonra bu problemle nasıl başa çıkabileceğinize yer verdik. Aşağıdaki bilgiler kanser hastası bakımında hasta yakınlarına ve hastalara rehber olacak nitelikte, ancak bu bilgilere sahip olan kişilerin doktor ya da hemşirenin yapabileceği işi üstleneceği anlamına gelmediğinin de altını çizmekte fayda var.

Gerginlik, korku ve duygusal rahatsızlık hali 

Gerginlik, korku, belirsizlik, öfke ve üzüntü kanser hastalarının ve hasta yakınlarının en çok yaşadıkları duygu durumları. Özellikle ilk tanı konulduğunda, hem hastada hem de hasta yakınında ani duygusal değişimler yaşanabiliyor.

Aileyle ve evle ilgili görevlerin yerine getirilmemeye başlaması, günlük olaylarda kontrolün kaybedilmesi, kişinin dış görünüşündeki ani değişimler ya da kişinin hiç beklemediği bir anda ölüm gerçeğiyle yüzleşmesinin yarattığı şok etkisi, kanser hastalarında ve hasta yakınlarında korku ve gerginlik yaratabilir.

Hasta birey, gelecekle ilgili belirsizlik hissine kapılabilir ve hastalıkla başa çıkma, acı ve bilinmezlik konusunda tedirgin olabilir. Bazı hastalar, bedenindeki ani değişimleri kolay kabullenemeyerek kendisine yabancılaşabilir. Sürekli birilerine bağımlı olarak yaşama fikri, sevdikleriyle kurduğu ilişkideki değişimler, çevresindeki diğer insanların hastaya normalden fazla ilgi gösteriyor oluşu hastayı bunaltabilir ve aile ilişkilerinde değişim yaratabilir.

Aynı şekilde aile yakınları da ellerinden geleni yapıp yapmadıkları konusunda kendilerini suçlayabilir ve hastayla aynı duyguları yaşayabilir. İş yaşamlarını, çocuk bakımını, öz bakımlarını ve yaşamla ilgili diğer sorumluluklarını kanser hastası kişiye göre dengelemek durumunda kaldıkları için özellikle hastalığın ilk zamanlarında bocalama ve karmaşa yaşarlar.

Bazen kanser hastası olan kişiler gereğinden fazla sinirli ya da depresif olabilirler ve günlük yaşamdaki sorumluluklarıyla başa çıkmakta zorlanabilirler. Hastanın ve hasta yakınlarının anlamakta ve kontrol etmekte zorlandığı durumlarda profesyonel yardım almak çok daha kısa sürede daha etkili ve uzun süreli sonuçların alınmasını sağlayacaktır.

Belirtileri:
  • Panik sonucu ortaya çıkan gerginlik ve bunalmışlık hissi
  • Düşünmede, problem çözümünde ve karar almada problem yaşama
  • Sinirli ve huzursuz olma
  • Duyguların yoğun yaşanması
  • Kontrolü kaybetme korkusu
  • Olaylara olumsuz tarafından yaklaşma
  • Titreme
  • Baş ağrıları
  • Diğer insanlara karşı öfkeli olma
  • Yorgunluk, acı, mide bulantısı gibi fiziksel semptomlarla başa çıkamama durumu
  • Uyku problemleri
Hastanın yapabilecekleri:
  • Kendinizin ve ailenizin korkuları ve duygularıyla ilgili çevrenizdekilerle konuşmayı deneyin. Üzgün ve karmaşık hissetmeniz çok normal olduğunu unutmayın.
  • Ailenizle ya da bakımınıza yardımcı olacak kişiyle birbirinize nasıl destek olabileceğinizi konuşun.
  • Gerginlik ve korku hissettiğinizde kendinizi ya da başkalarını suçlamayın. Bunun yerine düşüncelerinize, endişelerinize ve inançlarınıza odaklanarak bu duyguları yaşamanıza sebep olan şeyi bulmaya çalışın.
  • Grup çalışmalarına katılın ya da bireysel olarak psikolojik destek alın.
  • Kendinizin ve ailenizin psikolojik destek alabileceği bir uzmana yönlendirmesi için doktorunuzla konuşun.
  • Dua, meditasyon gibi manevi yönden sizi besleyebilecek aktiviteler yapın.
  • Nefes ve rahatlama egzersizleri yapın.
  • Gerginlik semptomlarını artıran kafeinden uzak durun.
Hasta yakınlarının yapabilecekleri:
  • Hastanın korkularını ve endişelerini sizinle paylaşabileceği sohbet ortamları yaratın.
  • Hastayı hazır olmadan konuşmaya zorlamayın.
  • Ciddi boyuta ulaşan endişe durumunda, hastayı mantıklı açıklamalar yaparak rahatlatamazsınız. Bu nedenle gözlemlediğiniz semptomları doktorla paylaşmayı deneyin.
  • Başa çıkamadığınızı hissettiğiniz durumlarda psikolojik destek almayı deneyin.

İştahın azalması 

Kanser hastası olan kişilerde iştahın azalması sıklıkla görülen bir durum. Yeme isteğindeki bu azalma yutkunmada zorluk yaşanması, depresyon, acı, baş dönmesi ya da kusmaya bağlı olabiliyor. Aynı şekilde koku ya da tat duyusundaki değişimler, tok hissetme, tümör büyümesi, vücuttaki su kaybı, kemoterapi ve radyoterapinin yan etkileri de kanser hastalarında iştahın azalmasına sebep olabiliyor.

Belirtileri:
  • Yiyeceklere duyulan ilginin azalması
  • Sürekli yediği ve sevdiği yiyecekleri yememe isteği
  • Kilo kaybı
Hastanın yapabilecekleri:
  • İştahınızın azalmasının sebebinin ne olabileceğini doktorunuzla konuşarak bulmaya çalışın.
  • Yiyebildiğiniz kadar yemeye çalışın ancak çok yemek için kendinizi zorlamayın.
  • Kahvaltıyı asla atlamayın.
  • Sevdiğiniz yiyecekleri az ve sık yemeye çalışın.
  • Yemesi kolay ve besin değeri yüksek yiyecekler tercih edin (puding, dondurma, yoğurt, milkshake gibi).
  • Etleri küçük parçalar halinde tüketin ve sos kullanın.
  • Yediğiniz yiyeceklerin kalorisini artırmak için tereyağı, bitkisel yağlar, şeker ve süt gibi eklemeler yapın.
  • Yemeklerin tadını güçlendirmek için bol baharat kullanın.
  • Tek başınıza yemek yerine diğer aile üyeleriyle birlikte masaya oturun.
  • Yemeklerde değil, öğün aralarında sıvı alın.
  • Yemekten bir saat kadar önce hafif fiziksel aktiviteler yapın.
  • Yatmadan önce bir şeyler atıştırın.
Hasta yakınlarının yapabilecekleri:
  • Hastaya günlük olarak 6-8 öğünlük bir beslenme programı yapın.
  • Yemeklerde ekmek, makarna, patates gibi yüksek karbonhidratlı besinler, balık, tavuk , et, hindi, yumurta, peynir, süt, yoğurt, kuruyemiş, baklagiller gibi protein yönünden güçlü besinler kullanın.
  • Soğuk içecekleri ve meyve sularını hastanın her zaman erişebileceği noktalarda bulundurun.
  • Yemek saatlerini hasta için eğlenceli hale getirmeye çalışın. Mümkün olabildiğince kalabalık ve ilgi çekici sofralar hazırlayın.
  • Hasta yemek yemek istemediği zamanlarda meyvelerden smoothieler, milkshake ya da puding gibi kolay yiyebileceği aperatifler hazırlayın.
  • Hastanın yemek yememe isteğinin sizin suçunuz olduğunu düşünmeyin.

Depresyon

Kanser hastalarının ve hasta yakınlarının, zorlu tedavi sürecinde depresyon belirtileri göstermeleri oldukça normal bir durum. Duygulardaki ani değişim, üzüntü ve belirsizlik kanser hastalarındaki depresyonun en önemli sebeplerinden.

Depresyon belirtileri uzun süreli devam ettiğinde ve günlük hayatı etkilemeye başladığında, hastaya ve hasta yakınlarına zarar verebilecek seviyelere ulaşabiliyor. Ancak klinik depresyon, her 4 kanser hastasının birinde görülen ve tedavi edilebilecek bir hastalık. Özellikle ilk teşhisten sonra hastalarda ve hasta yakınlarında depresyon belirtileri yoğun olarak görülmeye başlayabiliyor.

Depresyon tedavisinde ilaç kullanımı, psikolojik yardım ya da her ikisi birden kullanılabiliyor. Bu tedavide hastanın hayat kalitesini artırmaya ve hastanın kendisini daha iyi hissetmesine yönelik çalışmalar yapılıyor.

Belirtileri:
  • Günün büyük çoğunluğunda üzgün ya da boşlukta hissetme
  • Daha önce zevk alarak yapılan aktivitelerden uzaklaşma
  • Yeme bozuklukları (kilo kaybı ya da artışı)
  • Uyku düzeninde değişimler (uykusuzluk ya da aşırı uyuma)
  • Hiç bitmeyen yorgunluk hissi
  • Enerji düşüklüğü
  • Hastanın kendisini suçlu, değersiz ve çaresiz hissetmesi
  • Odaklanmada, hafızada ve karar vermede zorluk yaşama
  • Ölüm düşüncesi ve intihara yatkınlık, intihar girişimleri
  • Yukarıdaki semptomlardan 5’ine ya da daha fazlasına 2 haftadan daha fazla süredir sahipseniz klinik depresyon yaşıyor olabilme ihtimaline karşı mutlaka bir uzmana danışmalısınız.
Hastanın yapabilecekleri:
  • Endişeli ve korkuyor olmanızın oldukça normal olduğunun farkında olun. Korkularınızı ve endişelerinizi size yakın olan ve güvenebileceğiniz kişilerle konuşarak paylaşmaya çalışın.
  • Psikolojik destek gruplarına katılın ya da bireysel olarak psikolojik danışmanlık hizmetlerinden yararlanın.
  • Her gün düzenli olarak nefes ve rahatlama egzersizleri yapın.
  • Doktorunuzla görüşerek olası depresyon tedavileriyle ilgili bilgi edinin.
  • Tedavi için gerekli olan ilaçları aksatmadan kullanın.
  • Doktorunuzdan antidepresan kullanımının yan etkileriyle ilgili bilgi alın.
  • Alkol tüketimini mümkün olabildiğince azaltın.
Hasta yakınlarının yapabilecekleri:
  • Hastanın sizinle paylaştığı duyguları özenle ve yargılamadan dinleyin.
  • Hastayı kendisini hazır hissetmeden konuşmaya zorlamayın.
  • Birbirinize nasıl destek olabileceğiniz konusunda fikir alışverişi yapın.
  • Gerekli olduğu durumlarda birlikte, bir uzmandan psikolojik destek almaya çalışın.
  • Hasta ilaç tedavisine başladıysa, ilaçlarını düzenli olarak almasına yardımcı olun.
  • Kendi ruh sağlığınıza da özen göstermeyi ve gerektiğinde psikolojik destek almayı ihmal etmeyin.
  • Sizi mutlu eden ve yapmaktan zevk aldığınız aktiviteleri yapmak için kendinize zaman ayırın.

Fiziksel egzersiz ve spor 

Kasların ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için tedavi sürecinde fiziksel egzersiz ve spor oldukça önemli. Tedavi sürecinde uzun süre yataktan çıkamama durumu eklemlerde, kaslarda, solunum sisteminde, iştahta ve hastanın ruh halinde önemli değişimler yaratabiliyor. Bu problemleri önleyebilmek için, tedavinin başladığı günden itibaren her gün düzenli olarak egzersiz yapılması gerekiyor. Hastanın güvenliği için, egzersizlerin mutlaka doktor kontrolünde yapılması gerekiyor.

Hastanın yapabilecekleri:
  • Kişisel bakımınızı aksatmayın.
  • Her gün açık havada, en az 20 dakika yürümeye çalışın.
  • Yorgunluk hissini azaltmak ve kendinizi daha enerjik hissetmek için yapabileceğiniz egzersizler hakkında bir uzmandan destek alın.
  • Size acı veren ve mutsuz hissettiren aktiviteleri yapmaktan kaçının.
Hasta yakınlarının yapabilecekleri:
  • Hastanın yaptığı egzersizlerde ona eşlik edin. Her gün düzenli olarak birlikte yürüyüşe çıkın.
  • Eğer hasta yataktan çıkamayacak durumdaysa, ona pasif olarak yaptırabileceğiniz egzersizler hakkında bir fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanından destek alın.

Kanser, erken tanı ve tedaviyle önlenebilecek bir hastalık. Bu nedenle kanser belirtilerini iyi analiz etmek ve mümkün olabildiğince erken tanı alabilmek hayat kurtarıcı. Aynı şekilde, yaşam tarzımızda yapacağımız küçük değişikliklerle kanser riskini en aza indirebilmek mümkün. Kanser riskini azaltmak için yapabilecekleriniz hakkında ‘Kanser riskini azaltmak için 13 öneri’ makalemizde basit ve etkili öneriler bulabilirsiniz.

Kanser hastalığında medikal tedavinin yanı sıra psikolojik destek de büyük önem taşıyor. Hastanın ve hasta yakınlarının psikolojik olarak güçlü kalabilmeleri için en etkili yöntemlerden biri, daha önce de bahsettiğimiz psikolojik destek grupları. Bireysel ve grup terapilerinin yanı sıra, kanser hastalarının ve hasta yakınlarının paylaşımda bulundukları online platformlar, bu konuda oldukça etkili. Bu psikolojik dayanışmanın güzel bir örneği olarak ‘Kanserle Dans’ platformuyla ilgili ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Aynı şekilde, hastanın motivasyonunu yüksek tutmada ve psikolojik olarak kendisini iyi hissetmesinde en önemli rol hasta yakınlarına düşüyor. Sevdiği insanların yanında olması ve onu hayata bağlayan kişilerin bu zorlu dönemde hastayla el ele yürümesi, hastanın iyileşme isteğini artıran, ruh sağlığını destekleyici bir unsur. Fotoğrafçı Bob Carey’nin , karısı Linda’ya kanser teşhisi koyulduktan hemen sonra hazırlamış olduğu muhteşem sürpriz, bunun en güzel örneklerinden.

1-7 Nisan Kanser Haftası’na özel olarak, kanser hastalığıyla ilgili farkındalık yaratmak için hazırlamış olduğumuz bu yazıyı sevdiklerinizle paylaşabilir, kanser hastalarına ve hasta yakınlarına destek olabilirsiniz.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale