X

Japon Bobtail Kedisi Özellikleri ve Bakımı

Japon Bobtail kedileri, kısa ve kıvrık kuyrukları, atletik yapıları ve sosyal kişilikleriyle ünlü kedilerdir. Enerjik kediler olan Japon Bobtail’lar özellikle çocuklarla oyun oynamayı çok severler. İlgi görmekten hoşlanan ve aile üyeleriyle zaman geçirmeyi seven bu kedilerin bakımı oldukça kolaydır. Japon Bobtail cinsini merak ediyor ve hakkında daha fazla şey öğrenmek istiyorsanız, bilmeniz gereken her şeyi bu yazıda okuyabilirsiniz.

Japon Bobtail Kedisi Özellikleri

Japon Bobtail kedisinin en belirgin özelliği kısa kuyruğudur. Tavşan kuyruğuna benzer bir kuyruğa sahip olan bu kedilerin kuyrukları tüylerle kaplıdır ve genelde kıvrılmış şekildedir. Oldukça dışa dönük ve sosyal bir kişiliğe sahip olan bu kediler hem insanların hem de diğer evcil hayvanların arkadaşlığından zevk alırlar. Japon Bobtail kedilerinin fiziksel özellikleri ve karakterleri genel olarak şu şekildedir:

  • Boyu: 25-35 cm
  • Ağırlığı: 3,5-4,5 kg
  • Yaşam süresi: 10-15 yıl
  • Kürk uzunluğu: Kısa veya uzun
  • Rengi: Farklı renklerde olabilir.
  • Arkadaş canlılığı: İnsanlarla arkadaşlık etmekten hoşlanan ve evdeki diğer evcil hayvanlarla iyi anlaşan kedilerdir.

Japon Bobtail Kedisi Tarihçesi

Japon Bobtail kedilerinin kökeni çok eskilere dayanmaktadır. Japon Bobtail’lar günümüzde Japonya’da sık rastlanan kediler olmakla birlikte 1600’lü yıllarda ipek yolu ticaretinde büyük bir öneme sahiplerdi. Bu kedilerin bundan 1000 yıl önce Çin veya Kore’de ortaya çıktığını söyleyen uzmanlar olmakla birlikte bazıları ise pirinçten yapılmış parşömenleri kemirgenlere karşı korumak için Japon Bobtail’ların kullanıldığını ve Budist rahipler sayesinde Japonya’ya geldiğini iddia etmektedir. Her iki görüş de kedilerin ipek yolu ticaretini zarara uğratabilecek kemirgenlere karşı kullanıldığını söylemektedir.

Japon Bobtail’lara antik çizimlerde sıkça rastlamak mümkündür. Hatta Japon Bobtail’lar şans kedisi olarak bilinen Maneki Neko olarak günümüzde de yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Hatta ünlü çizgi film karakteri Hello Kitty’nin de Japon Bobtail cinsi olduğu düşünülmektedir.

Japon Bobtail’in ABD’ye gelmesi ise 1960’lı yıllarda gerçekleşmiştir. Elizabeth Freret isimli bir kedi yetiştiricisi 1968’de bu cinsi ABD’ye ithal etmiş ve Japon Bobtail kediler kısa süre içerisinde ABD’deki çeşitli organizasyonlar tarafından resmi olarak tanınmaya başlanmıştır.

Japon Bobtail Kedisi Kişiliği

Japon Bobtail kedileri dışa dönük, sosyal, arkadaş canlısı ve zeki kedilerdir. Çocuklarla ve evdeki diğer evcil hayvanlarla iyi anlaşan Japon Bobtail’lar insanlardan ilgi görmeyi sever, onlarla arkadaşlık etmekten ve sosyalleşmekten hoşlanır. Tıpkı köpekler gibi insanları takip eden ve yapılan aktivitelere dahil olmayı seven bu kediler aynı zamanda çok oyuncu ve meraklı bir kişiliğe sahiptir.

Diğer pek çok kedi cinsine göre daha aktif olan bu kedilerin enerjisi genelde ömür boyu yüksek kalır. Japon Bobtail’ların enerjisinin çok yüksek olması, sürekli olarak oyun oynamak istemelerine neden olur. Oyunlarına insanları dahil etmeyi seven bu kediler sahiplerine oyuncaklarını getirip onlarla birlikte oyun oynamak ister.

Japon Bobtail’lar sevecen kediler olsalar da bağımsız olmaktan da hoşlanabilirler. Bu nedenle insanların ilgisini çekmeyi sevmelerine rağmen kucakta yatmayı sevmeyebilirler. İnsanları takip etmekten ve onların yanında olmaktan hoşlanan bu kediler kendilerini oyalamak için daima bir şey bulmayı başardıkları için çok fazla sıkılmazlar.

Japon Bobtail Kedisi Bakımı

Japon Bobtail kedilerinin tüyleri ister uzun ister kısa olsun, çok fazla bakım gerektirmez. Kedinin tüylerinin parlak görünmesini sağlamak ve dökülmüş tüylerinden kurtulmasına yardımcı olmak için haftada bir kez taramak yeterli olacaktır.

Kedilerin diş ve diş eti sağlığı genelde köpeklerinki kadar önemsenmemekle birlikte kediler de bu konuda bazı sıkıntılar yaşayabilir. Diş hijyeninin yetersiz olması, dişlerle ilgili sorunlar ya da enfeksiyonlar görülmesine neden olabilir. Kedilerde diş sağlığını desteklemenin en iyi yolu fırçalama olsa da kedilerin çoğu dişlerinin fırçalanmasından hoşlanmaz. Bu nedenle diş fırçalamayı sevmeyen kediler için diş temizleyici ödül mamalar kullanılabilir veya profesyonel diş temizliğine başvurulabilir.

Kedi bakımında dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan bir tanesi de mama seçimidir. Yüksek oranda protein içeren kedi mamaları kedilerin sağlığını desteklemek için genelde yeterli olmakla birlikte mama seçerken kedinizin sağlık durumunu, aktivite düzeyini ve yaşını göz önünde bulundurmanız önemlidir. Bu nedenle kediniz için en iyi mamanın ne olduğunu öğrenmek için veteriner hekiminize danışabilir ve kedinizin ihtiyaçlarına göre beslenmesini sağlayabilirsiniz.

Japon Bobtail kedileri enerjik oldukları için kedilerin egzersiz ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurmak gerekir. Japon Bobtail’ların enerjisini atmasını sağlamak için evde uygun bir ortam oluşturulması önemlidir. Bunun için eve interaktif kedi oyuncakları alınabilir ve kedinin zıplayabileceği ve tırmanabileceği alanlar yaratılabilir.

Japon Bobtail Kedisi Yaşam Süresi ve Sağlık Sorunları

Japon Bobtail’lar bilinen herhangi bir sağlık sorunu olmayan, 15 yıla kadar yaşayabilen kedilerdir. Bununla birlikte diğer cins kedileri etkileyen sağlık sorunlarının Japon Bobtail’ları da etkilemesi mümkündür. Kedilerin karşılaşabilecekleri sağlık sorunlarından bazıları şu şekildedir:

  • Hipertrofik kardiyomiyopati: Hipertrofik kardiyomiyopati, kedileri etkileyen ve dikkate alınması gereken bir kalp hastalığıdır. Kalbin duvarının kalınlaşmasına ve kanın daha verimsiz bir şekilde pompalanmasına neden olan bu hastalık kedilere genetik olarak geçmektedir. Hipertrofik kardiyomiyopati tedavi edilebilir bir hastalık olmamakla birlikte çeşitli yöntemlerle belirtilerin kontrol altına alınması sağlanmaktadır.
  • Diş hastalıkları: Yetişkin kedilerin yarısından fazlasının dişlerinde sorun bulunmaktadır. Diş hastalıkları genelde diş eti iltihabı ile başlamakta ve tedavi edilmediğinde daha ciddi sonuçlara yol açabilmektedir. Kedilerin diş ve diş etiyle ilgili sorunlar yaşama ihtimalini azaltmak için düzenli olarak diş temizliği yaptırmak çok önemlidir.

Japon Bobtail kediler kısa kuyruklu olsalar da Manx gibi kısa kuyruklu cinsler gibi omurga sorunları ve nörolojik hastalıklar geliştirmezler. Japon Bobtail’ın kendine has kuyruğunun olmasına neden olan resesif genden kaynaklı herhangi bir sağlık sorunu bulunmamaktadır.

İlginizi çekebilir: 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Gelenekten geleceğe: 20 yıldır değişmeyen Türk kahvesi lezzeti, Arçelik Telve’de

Şüphesiz ki en keyifli sohbetlerimizin, en duygusal anlarımızın, en unutulmaz kavuşmalarımızın en güzel eşlikçisi olan Türk kahvesinin yeri, kültürümüzde olduğu kadar, gönlümüzde de ayrı. Her yudumunda ya nostaljik bir hikaye saklayan ya da misafirperverliğin, samimiyetin, sıcak sohbetlerin simgesi olan ve geçmişten günümüze her gün daha da anlamını katlayarak hayatlarımızda yer edinen Türk kahvesi, pek çoğumuzun vazgeçilmezi. Mükemmel köpüğü ise hepimizin gözdesi. Çünkü kabul edelim Türk kahvesi dendiğinde hepimizin gönlünden geçen bol köpüklü ve tam kıvamında hazırlanmış olması.



Neyse ki bize 20 yıldır değişmeyen bir lezzet sunan Arçelik Telve, her defasında damaklarımızda mükemmel bir tat bırakmayı başarıyor. 20 yıldır hiç bitmeyen bol köpüklü ve tam kıvamında Türk kahvesi lezzeti, Arçelik Telve’de!

Telve, 20 yaşında!

Arçelik, yıllardır mutfaklarımızda yeniliği ve dönüşümü, yüksek kalite standartlarıyla buluşturarak getiren ve ilk otomatik Türk kahvesi makinesini üreten bir marka olarak geleneksel Türk kahvesi lezzetini de en üst seviyeye taşımayı başarıyor. Üstelik, bunu 20 yıldır değişmeyen mükemmel sunumu ile yapıyor. Ve her fincanda aynı lezzeti yakalamamızı sağlıyor. İşte bu yüzden 20 yıldır “Türk kahvesi” dendiğinde akla ilk Arçelik Telve geliyor. Tüm kahve severlerin vazgeçilmezi olan Arçelik Telve, köpükten ve kıvamdan asla ödün vermiyor.

Su püskürtme ile karıştırmayı sağlayan Spinjet Teknolojisi sayesinde Türk kahvesi, en mükemmel haliyle hazır oluyor. 1,5 litre kapasiteli su tankı ve otomatik su alımı pratik bir kullanım sunarken, her fincan için ayrı ayrı su doldurma zahmetinden de bizi kurtarıyor. Ayrıca, İndüksiyon Isıtma Teknolojisi, geleneksel ısıtma yöntemlerine kıyasla kahvenin en ideal derecede pişmesini sağlıyor. Ne de olsa bu kadar hassasiyet, ancak geleneksel bir lezzetimize yakışırdı.

Kalabalık sohbetler, ideal köpük ve tam kıvam

Samimi ve sıcak sohbetlerin en güzel eşlikçisi olan Türk kahvesinin, kalabalıkları birleştiren bir gücü olduğu da kesin. Bazen kendimizle baş başa geçirdiğimiz keyifli anlara eşlik etse de bazen de birlikte olmanın tadına varmamızı sağlayan en lezzetli eşlikçi. Neyse ki 6 Fincan Kapasitesi ile herkese yetecek kadar lezzet Arçelik Telve’de.



Üstelik, Cooksense teknolojisi; her fincanın ideal ve tam kıvamda olmasını sağlayarak tüm damaklarda eşsiz bir tat yaratmayı da başarıyor. Kalabalık dost buluşmalarında bile Arçelik Telve ile herkesin kahvesi tam istediği gibi, tam kıvamında.

İlklerin unutulmaz olduğunu hepimiz biliyoruz… Arçelik’in de ilk otomatik Türk kahvesi makinesinin mucidi olarak, en az Türk kahvesinin kendisi kadar gönlümüzdeki yeri bambaşka. Siz de yıllara meydan okuyan ve geçmişten günümüze aynı mükemmel lezzeti her fincanda korumayı başaran Arçelik Telve ile kahve keyfinizi ikiye katlamak istiyorsanız hemen tıklayın.

En mutlu, en keyifli, en duygulu anlarımızda, iyi ki varsın Telve!

*Bu yazı Arçelik katkılarıyla hazırlanmıştır.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale