X

İyinin ve kötünün ötesinde yaşamak: Tarafsız durabilme sanatı

Aşağıya bakmadan önce, yukarıya bakalım. Mikronun içindeki işleyiş ve realite algımız bizim için sınırlayıcı olabiliyor, özellikle de beş duyu ile yarattığımız realite içinde yaşarken. Sınırları yaratan ve sınırları fark eden “biz” olduğumuza göre, “Sınırımız nerede duruyor”u anlamak için yüksek fikirlere ihtiyacımız var, çünkü kendi kendimize bunu fark edemiyoruz. Nereden gelir bu yüksek fikirler dersek, kadim hermetik bilgi bize yardım etmek için buradadır.

“Yukarısı neyse, aşağısı odur.” Bugün yukarıda dolunay var, başak burcunda. Ay “ Süper” olduğu için daha da büyük bir şekilde gecemizi aydınlatıyor. Gece, alma arzusunun inşa edildiği, ışığın gizlendiği bir zaman aralığı, bu araları çalışma fırsatı olarak kullanabiliriz varlıksal hızımızı artırmak için. Bu akıştan yüksek fikir olarak alabileceğimiz, yukarıya baktığımızda görebileceğimiz şey kendimizi ifade etmek, hedeflerimizi gerçekleştirmek için daha görünür hale gelmiş işaretleri fark etmek. Süper ayın bu fırsatını kullanıp her şeyi çok daha büyük bir şekilde başarabilir, sonuçlandırabilir ve sunabiliriz.

Hayatı, gelen anları ve mekanları kendi iyi, kötü algımıza göre oluşturduğumuzda, yargılayıp şekillendirdiğimizde oluşan döngüyü fark ettik mi daha önce? Kadim şamanlar uygulama öncesinde doğayı izler, gelen/giden işaretleri, oktavları değerlendirip çalışmanın doğal akışını gözlerdi. Günümüzde mekanik olarak benlikler seviyesinde temsil ettiğimiz hayatın da içinde olmak bize yetiyor mu? Valığımızın ihtiyaçlarını karşılayabiliyor muyuz? İyinin ve kötünün ötesindeki fikirler bizim için nasıl gözüküyor?

Geçen gün çalışma ekibimizdeki doktor arkadaşlar ile sohbet ederken şöyle bir an geçti “ yargı çıkarmadan izlemek.” Mesleğinde belli bir tecrübeye gelmiş, neden-sonuç ilişkisini gayet iyi gözleyebilen bir doktor arkadaşımız, çok fazla kahve içen Lübnan asıllı başka bir doktor arkadaşımıza “Çok kahve içiyorsun, kalbin için problem olacak” diyerek güzel bir yargı çıkardı. Doğrudur, günde 10 bardak kahve kalp sağlığı için sorun çıkarabilir, fakat varlığın o maddeyi bu kadar sık deneyimlemesinde, alması gereken bir şey var belli ki ve bunun nedenini anlayıncaya, o deneyimden gelen eksik madde tamamlanıncaya kadar da bu böyle devam edecek, etmeli de. Gerekli uyarıları yapmayalım demiyorum, yaptıktan sonra varlık almıyorsa nötr halde, yargı/duygu çıkarmadan, iyi/kötü ayrımı yapmadan olayları gözlemeye devam etmeliyiz.

Buna bir örnek de “şifa” için verebiliriz. Enerjisel olarak şifa uygulayıcıları hemen şifa vermek ister, o andaki dengesizliği gidermek, karşıdakinin daha iyi hissetmesini sağlamak ister. Tam burada duralım, bu isteğin sendeki karşılığı nereden geliyor? İsa öğretmen “Sağın verdiğini sol bilmeyecek” der, bu kadim bir yasadır. Aslında kimsenin kimseye bir şey verdiği yok, çünkü bir şeye sahip değiliz, akışı yönlendirme ricasını “sevgi” denen madde ile yapıyoruz sadece.

Ciddi sağlık sorunu olan bir kişiye şifa için hemen elinizi attığınızda ya da içsel olarak şifa enerjisi yolladığınızda varlık size şunu diyebilir, “Şifa istemiyorum, bunu deneyimlemeye, bu acıyı almaya varlığın ihtiyacı var.” Bu gibi cevaplar yolu takip edenler için öğretici anlardır. Bizim gözümüze kötü gibi gelene, belki de varlığın ihtiyacı olabilir? İyi ve kötü sarkacının etkisinden çıkmak için üçüncü bir hale geliriz ki buna “nötr” gözlem denir. Etrafımıza nötr bakmaya gayret edelim. Olaylara dahil olurken içsel olarak kendimize hızlıca soralım, “Bu benim ihtiyacım mı, yoksa karşı tarafın ihtiyacı mı?” diye. Gelen cevaba göre, gerektiği kadar dahil olalım olaylara. Merak etmeyin, tam olarak sizin dahil olmanız gereken birçok an sizi bekliyor olacaktır. Bir sonraki yazımızda olayların nasıl oluştuğuna bakarız hep birlikte.

Sevgilerle…

Avni Onur Sevinç: Gelişimimize uygun ekolojiyi inşa etmek için çalışan bir Doğa. Doğa, aynı zamanda arkadaşlarını da arar. Bu temiz ekolojide olmak ister misin?

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale