X

İyileşmeye destek olan ilham verici kitaplardan biri: Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer

Bugün sizlerle paylaşacağım aşağıdaki diyalog; Laurent Gounelle’in “Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer” romanından bir bölüm. Kendimizi ve başkalarını tanıma hakkında, gerçek yaşam verilerinden örneklerle istediklerimize nasıl yaklaşmamız gerektiğini çok güzel kurgulayan bir roman. Acaba bu romandaki Alan karakterini hangi aksiyonlar, girişimler bekliyor? Dunreuil karakteri, Alan’a neler öğretecek?

Laurent Gounelle, bir psikiyatrist yazar. Tüm romanları; Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer, Mutlu Olmak İsteyen Adam, Seni Her Şeyin Mümkün Olduğu Bir Yere Götüreceğim, Yaşamayı Öğrendiğim Gün, Ve İçinde Uyuyan Hazineyi Bulacaksın yaşamsal deneyimler kazandıran, insana tatlı dille “aaa böyle de olabiliyormuş” dedirten, iyileşmeye destek olan kitaplardan. Tavsiye ediyorum. Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer kitabından etkileyici bir bölüme birlikte göz atalım…

Laurent Gounelle, bu kitabında istediklerimize nasıl yaklaşmamız gerektiğini anlatıyor.

Dunreuil sessizliğini koruyordu. Bir dakika sonra Mercedes çalıştı.

‘Geç çıkıyorsun,’ dedi bana sonunda.

‘Çok daha uzun süre kaldığım da oluyor, kimi zaman akşam dokuza kadar,’ cevabını verdim, sessizliği bozmaktan mutlu olarak… Ama hemen sonra yeniden sessizlik çöktü.

‘Senin durumunu çok düşündüm,’ dedi sonunda. ‘Aslında, birbirinin içine girmiş birçok sorunun var. Merkezde, senin insanlardan korkun yatıyor. Gerçekten bunun bilincinde misin, bilmiyorum, ama yalnızca kendini dayatmaya cesaret edememekle ya da arzularını gerçekten ifade edememekle kalmıyorsun; başkalarının iradesine karşı gelmekte ve açıkça bir reddi söze dökmekte de güçlük çekiyorsun. Kısacası, kendi yaşamını gerçekten yaşamıyorsun, başkalarının tepkisinden korkarak fazlasıyla onlara göre davranıyorsun. Sana vereceğim ilk görevler, hemfikir olmamayı kabul etmek için korkunu aşmayı, arzularını ifade etmek ve istediğini elde etmek için karşı çıkmaya cesaret etmeyi sana öğretecek.

‘Sonra, insanların beklentilerine ille de uygun olmamayı kabul etmen, her zaman onların ölçütlerine, değerlerine uyum sağlamaman, farklılığını sergilemeye cesaret etmen, hatta rahatsız ettiğinde bile bunu yapabilmen gerekecek. Kısacası, başkalarına vermeyi arzuladığın imgeyi boşver gitsin, senin hakkında ne düşündüklerini fazla dert etmemeyi öğren.

Kendi farklılıklarını tamamen üstlendiğinde, o zaman başkalarının farklılığına da eğilebilir ve gerektiğinde kendini buna uyarlayabilirsin. Böylece, daha iyi iletişim kurmayı, tanımadığın kişilerle temasa geçmeyi ve bir güven ilişkisi kurmayı, senin gibi davranmayan kişiler tarafından kabul edilmeyi öğrenirsin. Ama öncelikle seni biricik kılan şeyi kabul etmelisin, yoksa başka insanlara yaranmak adına kaybolmaya devam edeceksin.

‘Ayrıca sana, aradığın şeyi elde etmeyi öğrenmen için insanları ikna etmeyi de öğreteceğim. Dahası, seni cüretkar olmaya, deneyimlerde bulunmaya, fikirlerini uygulamaya koymaya, düşlerini somutlaştırmaya yönelteceğim. Kısacası, sen farkına bile varmadan bugün sana baskı yapan ve seni tamamen hapseden bu kölelik zincirini parçalayacağım. Hayatını yaşayabilmen, hem de dibine kadar yaşayabilmen için seni özgürleştireceğim.

‘Bütün bunları öğrenebilmem için bazı şeyler yapmaya mı zorlayacaksınız beni?’

‘Bugüne dek sürdürdüğün küçük yaşamına devam ederek senin için durumun gelişeceğini mi sanıyorsun? Üstelik, seni nereye götürdüğünü de gördün…’

‘Hatırlattığınız için teşekkürler, unutmuştum.’

‘Bu kadar aşırı bir eyleme yönelmeden de, biliyorsun, Alan, yaşam istendiği gibi yaşanmadığında uzun ve sıkıcıdır.’

‘Beni ikna etmeye çalışmanıza gerek yok, çünkü her koşulda, benden söz aldınız…’

‘Gerçeğin bu kadar korkunç olmadığını gerçeğe temas ederek anlayacaksın ve sonra da bugün yapmana izin vermediğin şeyi yapmak için kendine izin verebilirsin. Ayrıca seni yaşamdaki olaylarda ilişkinde de geliştirmek istiyorum. Dün seni dinlerken, gündelik hayatında yaşadıklarını anlatış tarzın karşısında şaşırdım. Genellikle bir kurban rolü benimsemişsin.

‘Kurban rolü mü?’

‘Bazı kişilerin dikkat etmeden içine gömüldükleri bir tür konumlanışı belirten bir laf bu. Başımıza gelen şeyi sanki bize dayatıyorlarmış gibi ve biz de istemeden maruz kalıyormuşuz gibi yaşamaktan ibarettir.’

‘Böyle olduğumu hissetmiyorum.’

‘Sen elbette bilincinde değilsin, ama ‘şanssızım’, ‘istediğim gibi olmuyor’, ‘ben şunu tercih ederdim’ gibi ifadeler kullandığında, kendini genellikle kurban konumuna koyarsın. Gündelik yaşamını bana tarif ettiğinde, bir olay senin istediğin gibi gelişmediğinde, ‘ne kötü!’ ya da ‘yazık!’ deme eğilimindesin, ama bunu bir durumu serinkanlılıkla kabul eden birinin bilgeliğiyle söylemiyorsun. Hayır, bunu üzgün bir tonda ifade ediyorsun. Boyun eğercesine bir kabul bu. Üstelik bunun senin tercihin olmadığını da kimi zaman hatırlatıyorsun. Hem zaman zaman şikayet etme eğilimin de var. Bütün bu işaretler kurban rolünden hoşlandığını gösteriyor…’

‘Belki de ben bu rolü farkında olmadan benimsiyorum, ama hoşlanmadığım kesin.’

‘Hoşlanıyorsun. İster istemez yararlanıyorsun bu durumdan. Beynimiz böyle işliyor. Her an bizi en iyi tercihimiz olduğunu kabul ettiği şeyi benimsemeye yöneltiyor. Yani, yaşamakta olduğun her durumda, beynin yapmayı bildiğin şeyler arasından ona en uygun geleni, sana en fazla yarar getirecek olanı seçecektir. Her şey böyle işler. Sorun, hepimizin aynı tercih yelpazesine sahip olmamamızdır. Bazı kişiler çok değişken tutum ve davranışlar geliştirirler. Dolayısıyla, verili bir durumla karşılaştıklarında, beyinlerindeki olası tepkiler yelpazesi çok geniştir. Başkalarıysa her zaman az çok aynı şeyi yapma eğilimindedir ve bu durumda, yelpaze sınırlıdır. Tercih edilen şey de ender olarak uygun düşer…

‘Sana somut bir örnek vereyim. Birbirini tanımayan iki adam arasında sokakta bir tartışma hayal et. Biri diğerine haksız bir sitemde bulunuyor. Eğer diğerinin elinde her türlü olanak varsa, örneğin karşısındakinin haksızlığını kanıtlamak için argümanlar ileri sürebilir ya da bir parça mizah katarak eleştiriyi alaya alabilir veyahut karşısındakini kendi konumunu doğrulamaya mecbur bırakmak için rahatsız edici sorular sorabilir. Kendini onun yerine koyup sitemin kökenini anlamaya da çalışabilir. Böylece, daha sonra, iyi bir ilişkiyi koruyarak onu yanılgıdan kurtarabilir, hatta onu görmezden gelmeyi ve yoluna devam etmeyi tercih edebilir… Kısacası, eğer bütün bunları yapabiliyorsa, demek ki sitemi işittiği anda, beyni çok sayıda cevap olasılığına sahiptir ve duruma gerçekten uygun bir olasılığı, çıkarına mümkün olan en iyi şekilde hizmet eden, ona en fazla yarar sağlayanı benimseme ihtimali yüksektir. Şimdi, bütün bunları yapmayı hiç bilmeyen biri olduğunu hayat et, o zaman beyninin erişebileceği tek tercihin ötekine hakaret etmek ya da buyun eğmek olması muhtemeldir. Ama her durumda bu onun en iyi tercihi olacaktır.’

‘Benim biraz dar görüşlü biri olduğumu mu söylemek istiyorsunuz?’

‘Diyebiliriz ki, olayların senin arzuladığın gibi cereyan etmediği çok özgül koşullarda, evet, az tercihin var: Kendini daima biraz kurban olarak konumlandırma eğilimindesin.’

‘Bunun doğru olduğunu varsayarsak, ben ne gibi bir yarar bulacağım?’

‘Dün belirttiklerime bakarsak, sen başkaları için çaba gösteren biri olmayı seviyorsun ve buna karşılık ‘fedakarlıkların’ karşılığında değer görmeyi umuyorsun. Dahası, biraz da kendinden şikayet etmeyi ve böylece insanların sempatisini kazanmayı seviyorsun. Aramızda kalsın, palavra bu: Bütün incelemeler göstermektedir ki, kendi tercihlerini üstlenenler ve yaşamayı seçtiklerini yaşayanlar bize daha cazip gelir. Sonuç olarak, bitmez tükenmez yakınmalar yalnızca seni heyecanlandırır…’

‘Ne var ki, nesnel olarak, gerçekten nesnel olarak, bugün yaşamda başkalarından daha az şansım olduğunu sanıyorum. Başta, doğduğum toplumsal ortam olmak üzere. Üzgünüm, insan istediği her şeye sahip olduğu rahat bir ortamda doğduğunda mutlu olmak çok daha kolaydır.’

‘Kes! Saçmalık, bütün bunlar…’

‘Kesinlikle değil. Elverişli toplumsal ortamlardan gelen çocukların yükseköğrenim görme ve dolayısıyla, daha değer kazanan mesleklere erişme şansının mütevazı çevrelerden gelen çocuklardan istatistiksel olarak daha yüksek olduğunu size bütün sosyologlar söyleyecektir.’

‘Ama bunun mutlulukla ilgisi yok! Mutsuz bir mühendis de olunabilir, mutlu bir işçi de. Ayrıca senin kadrolu biri olduğunu sana hatırlatırım… Adaletsizlik özellikle bir çocuğun anne babasından aldığı sevgi ve eğitime yöneliktir; gerçekten de, çocuğun gelecekteki mutluluğuna onlar katkıda bulunacaktır. Tamam, yoksun durumda olanlar vardır. Ama bunun toplumsal çevreyle alakası yoktur. İnsan zengin diye çocuklarına sevgi vermeyi ve onları eğitmek için otoritenin dozunu ayarlamayı bilmez! Etrafına bak!’

‘Pekala, her koşulda, bu noktada da benim şanslı olduğumu söyleyemezsiniz: Babam bile yoktu!’

‘Evet, ama artık yetişkinsin ve yazgına ağlayıp sızlanmaktan başka şey yapabilirsin.’

‘Tamam, peki kurban rolüne girmemek için ne yapmalı? Çünkü eğer bilinçsizce oluyorsa, bundan nasıl kurtulunur bilmiyorum…’

‘Bence en iyi yol, başka şey yapmayı öğrenmektir. Kendini yine kurban yerine koymak en iyi tercihin ise, açıktır ki bu, beyninin pek başka imkanı olmadığındandır. Dolayısıyla, beynini geliştirmelisin. Anlıyor musun, doğa boşluktan korkar. Bu durumda, bu kurban rolünü ortadan kaldırmaya çalışıyorsan, ama yapacak başka hiçbir şey bilmiyorsan, işe yaramaz. Değişime direnirsin. En iyisi, başka şey yapabildğini keşfetmendir. Ayrıca, ben inanıyorum ki beynin bu yeni seçeneği, sana daha fazla yarar sağlarsa, kendiliğinden hemen seçecektir.’

‘Peki bu yeni seçenek ne olacak?’

‘Gündelik yaşamda elde etmek istediğin şeyi edinmeyi sana öğreteceğim. Eğer bunu başarırsan, o zaman kurban rolü oynamana gerek kalmayacak. Dinle, bunun yalnızca bir anekdot olduğunu biliyorum, ama şanssızlığının gündelik yaşamın sıradan olaylarına dek senin peşini bırakmadığını bana anlattığında, dün beni çok şaşırttın. Bakkaldan bir ekmek aldığında, bembeyaz ekmeği severken sana hep çok pişmiş ekmek düştüğünü söyledin!’

‘Doğru bu.’

‘Ama önemsiz bu! Demek ki ‘Hayır, bu çok pişmiş, ben yanındakini istiyorum,’ bile diyemiyorsun.’

‘Diyebilirim elbette! Yalnızca bekleyen o kadar müşteri varken fırıncının canını sıkmak istemediğimden. Hepsi bu.’

‘Ama bu onun iki saniyesini alır! Onun zamanından iki saniyeyi almaktansa, sevmediğin çok kızarmış ekmeği yemeği tercih ediyorsun! Hayır, aslında ona bunu söylemeye cesaret edemiyorsun. İstediğin şeyi elde etmek için ona karşı çıkmaktan korkuyorsun. Seni müşkülpesent, nahoş bulmasından ve seni sevmemesinden korkuyorsun. Diğer müşterilerin öfkelenmesinden, sabırsızlanmalarından korkuyorsun.’

‘Mümkün…’

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın.

Referans:

1.Laurent Gounelle “Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer” Özgün adı: Dieu Voyage Toujours incognito. Pegasus Yayınları. ISBN 6055289317.

İlginizi çekebilir: Öpüşmek yüzü gençleştirir: Her gün 5 öpücüklü hareketle cildinize gençlik aşılayın

Emsal Salık: Tıp doktoru, Histoloji-Embriyoloji Uzmanı, Klinik Ayak Refleksoloji Uzmanı, Shiatsu Uzmanı, bass gitaristim. Marmara Üniversitesi İngilizce Tıp Fakültesi mezunuyum. Artı Bahçeşehir Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Kayropraktik Yüksek Lisans. Çocukluğumdan itibaren günde 20-40 dakika arası spor hayatımın bir parçası. İlgi alanlarım Yoga, Ayak Refleksoloji, Shiatsu, Medikal QiGong, Kayropraktik, Tae-Bo, Şema Terapi, kitap okuma, kendini geliştirme. emsalbass@gmail.com

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale