X

Stres, aslında iyi bir dost mu?

Sık sık stresten kaçınmamız, stres seviyemizi yönetmemiz veya streslenmeye neden olan faktörleri tamamen hayatımızdan çıkarmamız öneriliyor. Her ne kadar stres çoğu zaman negatif bir fenomen olarak tanımlansa da ödüllü doktor ve araştırmacı Sharon Horesh Bergquist bazı stres türlerinin zihin sağlığına iyi geldiğini belirtiyor. Bergquist’e göre, bu stres türleri aynı zamanda vücudu güçlendiriyor ve yaşlanma sürecini yavaşlatabiliyor. Bu yazımızda, Berquist’in öne sürdüğü iyi stresin insan sağlığına nasıl dost olabildiğini sizler için kaleme aldık.

İyi ve kötü stres arasındaki fark nedir?

Kötü stres olarak bilinen stres türü, modern yaşam üzerinde hakimiyet kurarak insanları bunaltıyor. Bu stres, kronik olup bağışık sisteminin hasar almasıyla birlikte mitokondriyal disfonksiyona ve çeşitli kronik rahatsızlıklara yol açıyor.

İyi stres ise kısa süreli olup aralıklı bir şekilde kendisini gösteriyor. Bu stresten sonra somut bir iyileşme sürecine giriliyor. Hormetik stres olarak da bilinen iyi stres, insanların daha dirençli bir yapı geliştirmesine yardımcı oluyor.

Kötü stres hayatı negatif etkilerken iyi stres yaşam tarzının iyileştirilmesini ve pozitif bir bakış açısı geliştirilmesini sağlıyor. Peki, kötü stresle mücadele etmek ve iyi stres faktörleriyle buluşmak adına neler yapabilirsiniz? Hem fiziksel hem zihinsel hem de duygusal sağlığınızı desteklemek adına egzersiz ve çeşitli bitkisel bileşenler gibi iyi stres etkenlerini göz önünde bulundurabilirsiniz.

Kötü strese karşı dayanıklılık kazandıran etkenler

Şimdi, kötü strese karşı yüksek direnç sergilemek ve sahip olduğunuz stresi iyi strese dönüştürmek için uygulayabileceğiniz pratiklerden bahsetmek istiyoruz.

Egzersiz

Egzersiz, iyi stresi başlatan en güçlü uygulamalardan birisi olarak karşımıza çıkıyor. Bu aktivite, kortizol salgısını kısa bir süreliğine artırarak kas oluşumunu ve kardiyovasküler sağlığı destekliyor. Her ne kadar düzenli egzersizin birçok faydası bulunsa da aşırıya kaçıldığı zaman bu eylem kortizol salınımını olumsuz etkiliyor.

İdeal stresle buluşmak adına yüksek yoğunluklu interval antrenmandan (HIIT) destek alabilirsiniz. Bu egzersiz türü, aşırı yüklenmeye yol açmadan fiziksel formu geliştiriyor. Ayrıca, hücresel fonksiyonları desteklemek için de 80/20 kuralını benimseyebilirsiniz; bu kurala göre, antrenman hacminin %80’i düşük yoğunluklu aktivitelerin uzun süre sabit şiddette sürdürülmesi ve geri kalan %20’de daha yüksek nabız aralıklarında yer alan çalışmaların uygulanması gerekiyor. Bu kuralın egzersiz düzenine dahil edilmesi sayesinde hasarlı mitokondrilerin yerine daha verimlileri geçiyor.

Eğer modern hayatın koşuşturmacalı temposunda egzersize yeteri kadar vakit ayıramıyorsanız her gün sadece 1-2 dakika olmak üzere üç defa yoğun hareketler sergileyebilirsiniz. Örneğin, her gün asansöre binmek yerine merdiven çıkabilirsiniz. Bir araştırmaya göre, bu tarz basit aktivitelerin günlük birer rutine dönüştürülmesi ölüm riskini %40 oranında azaltıyor.

Fitokimyasallar

Bitkiler, sert hava koşulları ve vahşi hayvanlar gibi çevresel faktörlerle mücadele etmek ve hayatta kalmak için fitokimyasallar üretiyor. Fitokimyasallar, tek başlarına besin özelliği taşımayan maddeler olup sebzelerde, meyvelerde, tahıllarda ve baklagillerde bulunuyor.

Bitkilerin dayanıklılığını artıran fitokimyasallar, insanların da kötü stresle savaşmasına yardımcı oluyor. En çok araştırılan fitokimyasallar arasında üzüm ve böğürtlende bulunan resveratrol, zerdeçalda bulunan kurkumin, yeşil çayda bulunan EGCG ve yeşil yapraklı sebzelerde bulunan luteolin yer alıyor.

En kritik beslenme riskinin fazla yemek yerine yeterince faydalı besin tüketmemek olduğunu algılayarak fitokimyasal almaya özen gösterebilirsiniz. Bergquist, yaban mersini, yeşil yapraklı sebzeler, kahve ve çay gibi fitokimyasal açısından zengin gıdaların tüketimini öneriyor.

Sıcak ve soğuk terapi

Faydalı stresle karşılaşmak adına uygulanabilecek bir diğer pratik ise düşük ve yüksek sıcaklığa maruz kalmak. Bir başka deyişle, soğuk duş ve sauna iyi stresin açığa çıkmasına yardımcı oluyor.

Soğuğa maruz kalmak kahverengi yağ dokusunu aktive ediyor ve bu durum sonucunda da enerji yakımıyla ısı üretiliyor ve metabolik sağlık geliştiriliyor. Ayrıca, soğuk uygulamasıyla norepinefrin %530 oranında ve dopamin de %250 oranında artırılıyor. Bu artışlar sayesinde de odaklanma becerisi iyileştiriliyor ve motivasyon artırılıyor. Bergquist, soğuk uygulamasını ilk kez deneyeceklere 10-15 °C arası su öneriyor. Bu kişiler, başlangıçta 30 saniye soğuk suda bekledikten sonra zaman geçtikçe bu pratiği 3-5 dakikaya kadar çıkarabilirler.

Soğuk terapiye ek olarak, sıcak terapi de iyi stres açısından ön plana çıkıyor. Sauna gibi sıcak terapi yöntemleri, kalp atış hızını artırarak orta seviye egzersizi taklit ediyor. Bununla birlikte, bu terapinin nitrik oksit üretimini tetikleyerek kalp hastalıklarına karşı koruma sağladığını belirtmeliyiz. Uzmanlar, haftalık 57 dakikalık sauna önerisinde bulunuyor. Bu öneriyi sağlıklı bir şekilde gerçekleştirmek için haftalık sauna pratiğinizi birkaç seansa bölerek uygulayabilirsiniz.

Sık sık konfor alanından uzaklaşmak

Bergquist, yukarıdakilerle birlikte konfor alanından sık sık uzaklaşmanın ve çeşitli zorlukları kucaklamanın öneminden de bahsediyor. Bu pratik doğrultusunda fiziksel, zihinsel ve duygusal açıdan sağlıklı insanların genellikle stresin ne çok az ne de aşırı olduğu ‘’Goldilocks bölgesi’’ isimli soyut alanda yer aldığını fark edebiliyoruz.

Aşırı stres vücudun zarar görmesine yol açarken hiç stresin olmadığı bir senaryonun da vücudu zayıflattığını ifade edebiliriz. Bir başka deyişle, herhangi bir zorluk olmadığı zaman fiziksel ve zihinsel kapasite geriliyor. Bu nedenle, orta düzeyde ve kontrollü bir strese sahip olmanın dayanıklılığınızı artıracağını kabullenmelisiniz.

Konfor alanınızın zamanla genişleyip daraldığını fark ederek sınırlarınızı zorlamaya özen göstermelisiniz. Bu sayede, daha güçlü bir yapıya sahip olabilirsiniz.

Sonuç olarak, kötü stresten kaçınmak adına iyi stresi stratejik olarak kullanmalısınız. Bunun için de her gün yeteri kadar hareket etmeye, bitkileri bilinçli bir şekilde tüketmeye, ara sıra rahatlıktan uzaklaşmaya ve stresi yeniden tanımlamaya dikkat etmelisiniz. Bergquist’in önerilerini göz önünde bulundurarak stresin bir düşman olmadığını ve daha sağlıklı ve uzun bir yaşamın kapısını araladığını somut bir şekilde anlayabilirsiniz.

 

Kaynak: https://www.mindbodygreen.com/articles/why-stress-is-actually-good-thing-according-to-longevity-expert

 

İlginizi çekebilir: Stres bağımlısı olabilir misiniz?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale