X

İyi bir ekip arkadaşı olmak istiyorsanız bu 15 şeye dikkat edin

“Ekip çalışmasında ‘ben’ diye bir şey yoktur” cümlesinin, başarıya ulaşmak için kim olduğunuzu unutmanız ve daha büyük bir çalışmanız gerektiği anlamına geldiğini defalarca duymuşsunuzdur. Oysa bunun doğru olmadığını, aslında ekip çalışmasında da “ben” kavramının var olduğunu söyleyen pek fazla kişi yok. Halbuki birçoğumuzun bildiği gibi dikkat çekmek, tanınmak veya daha büyük kaynaklara erişmek için kendisini başkalarının taleplerinin üzerinde gören ve bunun ekip arkadaşlarını, ailesini nasıl etkilediğini umursamadan yoluna devam eden insanlar var.

Hepimiz okulda, işte, aile arasında bir ekip projesinin içinde yer alıyoruz ve zaman zaman ekipteki diğerlerinin yeterince sorumluluk üstlenmediğini düşünüyoruz. Birilerinin aylaklık ettiğini gördüğünüzde, nasıl sinirlendiğinizi hatırlatmaya gerek yok. Herkes bir şeylerle meşgulken aylaklık etmek muhtemelen o kişinin umurunda olmuyor ancak siz bunu günlerce, haftalarca düşünüp öfkelenebilirsiniz.

İlgili yazı: 12 adımda daha iyi bir ekip arkadaşı olmanın yolları

Belki de siz, başkalarının sizin için sorumluluk üstlenmesine izin verenlerdensiniz. Bu durum sizi rahatsız etse bile, onlar sizin üzerinizdeki yükü aldığında, zamanınızı daha iyi şeyler için kullandığınızı düşünüyorsunuz. Üstelik,
onlar bu durumdan rahatsız olsalar, herhalde bunu söylerlerdi değil mi?

İnsanlar ekip çalışmasında en çok iletişim, ikinci olarak da ekibi ve kendi rolünü tanımlama konusunda başarılı.

İspanya’daki Lleida Üniversitesi’nden Cristina Torrelles Nadal ve ekibinin yaptığı bir araştırmaya göre, ekip çalışması günümüzde çalışma düzeninin temelini oluşturuyor ve kurumlar için tek bir kişinin yalnız başına yaptığı işten çok daha fazla fayda sağlaması gerekiyor. Bu yüzden açık ofis şeklinde düşünülmüş çalışma ortamları artıyor. Bazı durumlarda insanlar fiziksel olarak aynı çalışma ortamlarını paylaşmasalar bile dijital ortamda bu sağlanmaya çalışılıyor. Fiziksel bariyerler ortadan kalktıkça, iletişim kolaylaşıyor.

Ekip çalışmasının bazı insanlar için daha uygun olduğu bir gerçek. Ancak herkes bir ölçüde ekip çalışmasında etkin görev almayı öğrenebilir. Nadal ve çalışma arkadaşları da ekip çalışması yeterlilikleri adını verdikleri bazı özellikleri sıralamış. Nadal ve arkadaşlarının belirledikleri ekip çalışması yeterlilik özelliklerini dört bölüme ayırmak mümkün:

Kimlik

1. Ekibinizin hedefleriyle tutarlı hedeflere sahip olmak
2. Ekibe aidiyet hissetmek
3. Rolünüze adapte olabilmek
4. Ekibinize adapte olabilmek
5. EKip ortamına pozitif katkıda bulunabilmek
6. Ekibe bağlı hissetmek

İletişim

7. Soru sorabilmek ve bilgi aktarabilmek
8. Başkalarıyla iyi anlaşmak

Performans

9. Tamamlanması gereken görevleri beklirlemek ve planlamak
10. Ekip arkadaşlarınızla fikir birliği sağlamak
11. Sizden isteneni yapmak ve bu mümkün olmadığında başkalarını bilgilendirmek
12. Ekibin çabalarına verdiğiniz desteğin farkında olmak

Düzenleme

13. Karşıtlıkları tespit etmek ve bunları çözüme kavuşturmak için işbirliği yapmak
14. Stratejileri müzakere etmek ve anlaşma yolu aramak
15. Öneride bulunma ve geliştirilmesi için katkı yapmak

İlgili yazı: İş yaşamında ekip çalışmasının önemi

Ekip çalışması günümüzde çalışma düzeninin temelini oluşturuyor.

Nadal ve arkadaşlarının “360 derece” adını verdikleri bu ekip çalışması yaklaşımı araştırmasına 55 kişi katılmış. Katılımcılara 218 gözlemci tarafından puanlar verilmiş. Verilen puanlara bakıldığında, çalışanların özellikle iletişim alanında daha güçlü oldukları anlaşılmış. En çok geliştirilmesi gereken alanların ise performans ve düzenleme olduğu ortaya çıkmış.

Araştırmadan çıkan sonuçlara bakılırsa, insanlar ekip çalışmasında en çok iletişim, ikinci olarak da ekibi ve kendi rolünü tanımlama konusunda başarılı. Zorluklar ise performans ve düzenleme alanında ortaya çıkıyor. Bir başka deyişle, insanlar bir ekibin parçası olmak ve ekip ruhu taşımak konusunda sorun yaşamıyor. Ancak kendilerinden istenilen şeyi yapmak veya anlaşmazlıkları müzakere etmek insanları zor duruma sokabiliyor.

Kaynak:
Psychology Today

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale