X

İşten ayrılma sürecinde size yardımcı olacak 6 öneri

John Livesay Amerika’da batı yakasının büyük dergilerin birinde reklam satın alma bölümünde çalışıyordu. 10 yıl kadar çalıştıktan sonra 2009 yılında şirket yenilenmeye gitti ve John birdenbire kendini işten çıkarılmış olarak buldu. Nerdeyse tüm arkadaşları hiddetle işten ayrılırken o kimsenin beklemediği bir şey yaptı: Şirket için insan kaynağı stoğunun devir hızını gösteren detaylı bir turnover raporu hazırlamayı teklif etti. Bu rapor sayesinde şirketin müşterilerle olan iyi ilişkiler devam edecekti.

‘Büyük reklamcılarla işim sayesinde çok yakın olmuştum. Hatta bazılarının düğünlerine gittim, çocuklarının olduğunu gördüm. İş ilişkisinden çok daha fazla önemsedim onları.’ şeklinde açıklıyor Livesay.

Profesyonelliğinin karşılığını iki yıl sonra eski patronu tarafından iyi tutumundan dolayı yeni bir pozisyonda işe alınarak aldı. Livesay’ın şirketten ayrılarak yeniden işe alınma durumunu uzmanlar ‘bumerang çalışan’ olarak adlandırıyorlar. Tabi düşündüğünüz üzere günümüzde bu iş hayatında oldukça sıra dışı bir durum olarak görülüyor.

Kronos ve Worplace Trends tarafından son zamanlarda yapılan bir araştırma ortaya koyuyor ki, İnsan Kaynakları Uzmanları’nın dörtte üçü geçmişte şirketinde çalışmış bir çalışanı almaya 5 yıl öncesine göre daha sıcak bakıyor. Bu sırada, çalışanların %40’ı da bumerang pozisyonunu düşünebileceklerini belirtiyorlar.

Bu sayılar bize, ayrıldığınız şirketten ne kadar yüksek notla ayrılmanızın ve istifanızı vermeden önceki çıkış stratejinizin önemini vurguluyor.

Sizlere şirketinizden nezaketle ayrılmanızı sağlayacak ve kazanç sağlayarak yeniden geri dönme ihtimalinizi güçlendirecek 6 öneriyi derledik:

1. Patronunuza haberi vermeden önce sessiz kalmayı tercih edin

İşten ayrılma sürecinizi patronunuza söyleyerek başlatırsanız olası dedikoduların önüne geçersiniz.

İşten ayrılacağınızın farkındaysanız, bu sırrınızı arkadaşınıza açıklamak çok cazip gelecektir. İşinizi değiştirmek hayatınızda atacağınız büyük bir adımdır ve doğal olara iş arkadaşlarınızla bunu paylaşmak ve fikir alışverişinde bulunmak istersiniz; fakat arkadaşlarınıza ne kadar doğru bir şey yaptığınızı söylemek isteseniz de, bunun cazibesiyle savaşın

Doğru strateji: İşten ayrılma sürecinizi ilk olarak müdürünüze söylerek başlatın.

” Birçok kişi arkadaşlarına işten ayrılacağı için ne kadar gergin olduğunu arkadaşlarına aktarıyor. Bu durumu müdürün ya da patronun kulağına götürebilecek arkadaşları yüzünden de işten ayrılmak isteyen kişi daha patronun odasına girdiğinde, patronun her şeyden haberi oluyor.’ şeklinde konuşuyor kariyer koçu ve Cut the Crap, Get a Job! A New Job Search Process for a New Era kitabının yazarı Dana Manciagli

Bu durumda sadece patronunuzun sinirini bozmakla kalmıyor, aynı zamanda neden ayrıldığınızla ilgili anlatacağınız hikayenin de bir değeri kalmıyor. İşten ayrılmanız ofis dedikodusuna dönüştüğünde, kendi canınızı kendiniz almış oluyorsunuz.

Onun yerine patronunuzun odasına gidip neden işi bıraktığınızla ilgili hikayenizi düzgün bir şekilde anlatın, son gününüzün nasıl olmasını istediğinizi söyleyin ve bu bilgiyi şirketteki arkadaşlarınıza nasıl paylaşacağınızı açıkça patronunuza belirtin.

Manciagli’nin notlarına göre son nokta en çok önem arz eden kısım oluyor; çünkü son sözler söylenmeden organizasyonel bir durumun yönetilmesi, İnsan Kaynakları’nın ve diğer kişilerin işten ayrılmanızla ilgili konuda bilgilendirilmesi gerekebiliyor.

Konu ne olursa olsun, zamanlamanın ve durumunuzun insanlarla paylaşılması konusunda patronunuzla aynı hikayeyi paylaşıyor olmanız bu noktada önemli oluyor.

Harvard İş Yönetimi profesörü Len Schlesinger bu durumu Harward Bussiness Review’e şöyle özetliyor: ‘Sadece bir hikaye ve anlatılması gereken tek bir yol var. Siz de bu kurala uymalısınız. Hiç kimse birbirinden farklı hikayeler duymamalı.’

2. Karşı teklif aldığınızda 2 kere değerlendirip düşünün

Hepimiz şirketimizdeki en önemli eleman olup bizsiz hiçbir işin yapılamamasını istiyoruz. Bu yüzden karşı teklif hep çok çekici görünüyor.

Bütün olumlu yönlerinize rağmen patronunuzun odasına gidip istifa etmeyi düşündüğünüzü söylemek pazarlığın başlangıcıdır.

Doğru strateji: ‘Öğrencilerime gitmeye karar verdiklerinde her zaman patronlarının odasına kendinden emin bir şekilde gitmelerini öneririm’ diyor Manciagli.

Eğer şirketiniz size karşı teklifte bulunacaksa patronunuzun neden böyle bir davranışta bulunduğu konusunda gerçekçi olun. Sizin organizasyondaki önemli bir kişi olduğunuzu düşünüyor olsa da yüksek ihtimalle sizin gidişiniz nedeniyle ortaya çıkan kargaşayla uğraşmaktansa size daha çok para vermek daha mantıklı diye düşünüyor olacaktır.

Unutmayın ki, karşı teklif sizin gidişinizin altında yatan problemleri çözen sihirli bir şey değildir. Eğer gitmenizin altın büyük problemler yatıyorsa o zaman artıları ve eksileri yan yana koyarak düşünmeniz gerekir.

Ayrıca Manciagli, karşı teklifi kabul ettiğinİzde en azından 1 yıl daha çalıştığınız yerde devam etmeye kendinizi hazırlamanızı ve iş aramaktan en azından bir süreliğine vazgeçmeniz gerektiğini dile getiriyor ve ekliyor: ‘En azından gelecek yıla kadar  bulunduğunuz işte yüksek motivasyonla çalışmalısınız.’

 3.  İşten ayrıldıktan sonra eski işinize karşı pozitif kalın

Şu anki işinizden hiç memnun olmasanız bile, kimse size işten ayrıldıktan sonra şirketin veya çalışanların arkasından kötü konuşma hakkını vermez.

İşten ayrıldıktan sonra bir daha dünyanın sonuna kadar o kişiyi görmeyeceğinizi düşünebilirsiniz ve bundan emin olabilirsiniz; ancak 5 yıl sonra aynı iş yerinde o kişi karşınıza çıkabilir.’  şeklinde konuşuyor Network Uzmanı ve How to Be a Power Connector: The 5+50+100 Rule for Turning Your Business Network Into Profits yazarı Judy Robinett.

Doğru Strateji: Düşünmeden yapılan konuşmalar ya da sosyal medyadaki açıklamalar önemli ve potansiyel olabilecek köprülerin yakılmasına neden olabilir.

John Sullivan bu noktada bize ‘Sorun sende değil, bende’ mantrasını öneriyor. (Açıklaması: siz harikasınız ve kişisel hiçbir problemim yok.) ve ekliyor: ‘Eğer eski işinizle ilgili söyleyecek güzel bir sözünüz yoksa, hiç konuşmamanız daha iyi olacaktır, özellikle gelecekte yeniden işe alınma umudu taşıyorsanız. İşten ayrıldığınızda insanların ‘senin için iyi oldu’ demesini istersiniz’.

4. Yumuşak bir geçiş yaptığınızdan emin olun

Elbette insanların sizi kaybettiklerinde ne duruma düşecekleri ile ilgili fantaziler kuruyosunuzdur; ancak iş ilişkileriniz güçlü tutmak için geride bıraktığınız insanlara düşünceli bir aksiyon planı oluşturmalısınız.

Sizin işten ayrılma kararınız müdürünüzün iş akışını yeniden düzenlemesi anlamına gelir ve hiç merak etmeyin, sizin yokluğunuzda gemi batmaz. Bu yüzden müdürünüze bu konuda yardım etmek, onun sizinle ilgili duygu ve düşüncelerinin olumlu yönde olmasına yardım edecektir.

Doğru Strateji: Ayrılmanızla ilgili karara bağlanmamış işlerle ilgili bir transfer planı taslağını anahatlarıyla oluşturun, özetleyin ve hangi çalışanın spesifik olarak ne yapması gerektiğini belirtin. İsterseniz iş tanımını bile yenileyebilirsiniz.

Geçiş sürecini kusursuz halletmek iş arkadaşlarınızı, patronunuzu ve hatta patronunuzun patronunu çok mutlu edecektir.

‘Bunu bir oyun kitabının başkası tarafından alınması gibi hayal edin ve müdürünüze durumu anladığını, boşluğun dolması için yardım etmek istediğinizi gösterin.’ diyor bu konuda Manciagli.

5. Son toplantınızın terapi seansı gibi geçmemesi için direnin

İnsan Kaynakları ile yapacağınız son toplantı gerçekten sizin açınızdan mayın tarlasında yürümek gibi olacak. Her ne kadar şirket ve çalışanlarla ilgili yorumlarda bulunarak yükünüzü boşaltmak çekici görünse de, kendini tutun; çünkü yapacağınız yorumlar gizli kalmayacaktır , paylaşıldığı zaman yorumun sizden geldiği söylenecektir.

Doğru Strateji: ‘Şirket hakkındaki fikirlerinizi  İnsan Kaynakları’na bildirecekseniz, o kişi de mutlaka bu bilgiyi bir şekilde başkalarıyla paylaşacaktır. Bu yüzden yorumlarınız pozitif olmadıkça veya herhangi bir problemin çözümüne odaklı bir yorum değilse, kimseyi ateşe atmayın’ diyerek fikrini ifade ediyor Manciagli.

John Sullivan ise bir adım daha ileri giderek  bu noktada etkili bir aksiyon alma durumunun nadir göründüğünü savunuyor. Yani patronunuzun etkisiz olduğunu son toplantıda açıkladığınızda, sadece köprüleri atmakla kalmıyorsunuz, aynı zamanda İnsan Kaynakları’nın patronu cezalandırma yetkisi olmadığından genelde sadece söylediklerinizin notunu alıp dosyaya koyuyor ve konu kapanıyor. Yani söyledikleriniz boşa gitmiş oluyor.

6. İşten ayrıldıktan sonra da değeri bir eleman olarak kalın

Ayrılış sürecinizin pürüzsüz olmasına ve iş arkadaşlarınız arasında değerli bir çalışan olarak kalmaya özen gösterin

Şu anki işinizde önemli bağlantılar elde ettiyseniz, bu ilişkilerin devamını sağlamak ve güçlü tutmak hayati derecede önemlidir.

‘En güçlü değeriniz sahip olduğunuz network’tür. İhtiyacınız olan her yere gitmek için gereken 25-50 kilit öneme sahip insandır.’ diyor Robinett. Bu yüzden günlük işlerinize ve iş arkadaşlarınıza sakın ‘sayonara’ (elveda) demeyin.

Doğru Strateji: Bununla beraber işteki final dönemlerinizde pozitif olun ve geçiş döneminin pürüzsüz olmasını sağlayın. İş arkadaşlarınızın siz gittikten sonra bile size duyulan saygının devam etmesi için çabalayın.

Kendinize nasıl katma değer sağlayabileceğinizi düşünün. Örneğin; çalıştığınız sektörle alakalı trendleri ve haberleri iş arkadaşlarınızla paylaşabilir, ilgili makaleleri onlara yollayabilir, hatta belki de işlerini hafifletmek için onlara yardımcı olabilirsiniz.

Robinett; bunları uygulamanın size katma değer sağlayacağını ve her zaman hatırlanmanıza yardımcı olacağını düşünüyor. Kim bilir, belki de bir sonraki işinize bu şekilde ulaşacaksınız.

Kaynak:

www.fastcompany.com

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

İşten ayrılma sürecinde izlenmesi gereken ideal prosedür ve çalışan memnuniyetinin önemi

İşten ayrılma aşamasında izlemeniz gereken 5 adım

 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale