X

İşlenmiş şekeri bırakmanıza yardımcı olacak ipuçları

Şeker, birçoğumuzun hassas noktası olabilir. Kahvenin yanında bir çikolata, akşam yemeğinden sonra lezzetli bir tatlı ya da tatlı krizlerinde hemen elimizin gittiği abur cuburlar… Ancak hepsi çok cazip görünse de ne yazık ki içerdikleri yüksek orandaki işlenmiş şeker ile sağlımızı tehdit etmekte. Bilimsel araştırmalar, yüksek dozlardaki işlenmiş şeker tüketiminin kalp hastalıklarına, diyabet ve obezite riskine, sağlıksız dişlere, çeşitli kronik rahatsızlıklara ve hatta depresyon semptomlarına neden olabileceğine dikkat çekiyor. Kısaca, işlenmiş şeker tüketimi hem fiziksel hem zihinsel sağlığı olumsuz yönde etkiliyor. Öte yandan, işlenmiş şeker içeren yiyecekler enerjiyi anlık olarak yükseltiyor gibi görünse de gün içinde enerji seviyesini düşürerek daha yorgun hissetmeye neden olabiliyor. Tüm bu olumsuz sebepler yüzünden birçok insan işlenmiş şekeri azaltmaya ya da tamamen bırakmaya karar verebiliyor. Daha sağlıklı bir yaşam için oldukça önemli bir karar olan işlenmiş şekeri bırakmak, çeşitli yöntemlerle daha kolay hale gelebiliyor. İşlenmiş şekeri bırakmanıza yardımcı ipuçları için yazımızı okumaya devam edebilir, tatlı krizlerinizi bastıracak işlenmiş şeker içermeyen alternatif ara öğünleri bulabilirsiniz.

1. Şekerli içecek tercihlerinizin yerine su koyun.

Eğer yemeklerin yanında bir şeyler içmeye alışıksanız, tercihlerinizi genellikle asitli içeceklerden ya da meyve sularından yapıyor olabilirsiniz. Şekerli bir şeyler yemediğiniz için bu tür içecekleri tüketirken vücudunuza işlenmiş şeker almadığınız yanılgısına düşebilirsiniz; ancak gerçek bu yanılgının tam tersi. O nedenle şekerli sodalar, meyve suları, enerji içecekleri veya asitli meşrubatlar yerine maden suyu ya da sadece su tüketerek işlenmiş şeker almadan da rahatça bir şeyler içebilirsiniz. Eğer, biraz lezzet artışına ihtiyacınız varsa nane ya da limon dilimleri ile sularınızı tatlandırabilirsiniz.

2. Paketli gıdaların etiketlerini okuyarak içeriğinin farkına varın.

Özellikle diyet ürünlerinde ya da sağlıklı atıştırmalık adı altında toplanan paketli gıdalarda işlenmiş şeker olacağı fikri size çok uzak görünebilir. Fakat üzülerek belirtmeliyiz ki birçoğu yüksek oranda şeker içeriyor. O yüzden paketlerin ön yüzüne aldanmayarak içeriklerini okumanız, içerdiği şeker oranı hakkında bilgi sahibi olmanız çok önemli. Böylece hem bilinçli tüketici alışkanlıklarınızı geliştirebilir hem de tükettiğiniz şeker miktarından emin olabilirsiniz. Bu noktada şekerin gizli isimlerini de bilmenizde fayda var: Sukroz, glikoz, hidrolize edilmiş nişasta veya yüksek fruktozlu mısır şurubu gibi kulağa yabancı gelen tanımlar da şeker için kullanılabiliyor. O yüzden ne olduğundan emin olmadığınız isimlerin ne ifade ettiğini öğrenmeye çalışmanız iyi olacaktır.

3. Kurutulmuş meyveler yerine tazesini yemeyi tercih edin.

“Nasılsa meyve…” diye düşünerek kurutulmuş meyvelerin masum görünüşüne aldanıyor olabilirsiniz. Ancak durum hiç de öyle değil. Dışarıdan paketli satın aldığınız kurutulmuş meyveler ciddi oranda şeker içeriyor. Bu nedenle meyveleri taze olarak tüketebilir ya da evde kendiniz ekstra şeker eklemeden meyvelerinizi kurutabilirsiniz.

4. Süt ve süt ürünlerinin tam yağlı olanlarını tüketmeye çalışın.

Yağların günah keçisi ilan edildiği günümüzde ne yazık ki şeker, kurtarıcı bir içerik olarak devreye girebiliyor. Yağsız, az yağlı, yarım yağlı, light gibi yoğurt, peynir, süt ve benzeri süt ürünlerinden yağ çıkarıldığında, tadını ve yoğunluğunu kaybetmemesi için genellikle bunun yerine şeker ekleniyor. Öyle ki, bazı sağlıklı sandığımız yoğurtlarda bile 6 çay kaşığına kadar şeker bulunabiliyor. Bu nedenle gereksiz işlenmiş şeker tüketiminden kaçınmak için süt ürünlerini tam yağlı tercih edebilir ya da vegan alternatiflere yönelebilirsiniz.

5. Sağlıklı yağlar ve protein açısından zengin öğünlerle beslenin.

Özellikle ani açlık anlarında ya da enerjinizin düştüğünü hissettiğiniz zamanlarda şekerli gıdaları tercih ediyorsanız bu durumdan kaçınmanın en etkili yolu sağlıklı yağlar ve proteinler açısından zengin öğünlerle beslenmek. Araştırmalar, protein ağırlıklı beslenmenin tokluk hissini artırabileceğini ve bu sayede yemek yeme isteğini yönetmenize yardımcı olabileceğini gösteriyor. Sağlıklı protein ve yağ kaynakları arasından balık, et, yumurta, fasulye, baklagiller, fındık gibi besleyici özellikleri yüksek zengin gıdalar tercih edebilirsiniz.

6. Yapay tatlandırıcıları mümkünse hayatınızdan çıkarın.

Söz konusu işlenmiş şeker olduğunda en aldatıcı konulardan biri yapay tatlandırıcılar olabilir. Şekeri azaltmak ya da hayatınızdan tamamen çıkarmak için yapay onun yerine yapay tatlandırıcılar tercih etmek daha cazip bir fikir gibi gelebilir, ancak araştırmalar, yapay tatlandırıcıların iştahı, yeme isteğini tetiklediğine; kilo alma sürecini hızlandırdığına dikkat çekiyor.

7. Uykunuzu almaya ve düzenli egzersiz yapmaya özen gösterin.

Yetersiz uyku, yorgunluk ve düşük ruh hali gibi olumsuz durumlara sebep olarak şeker isteğini tetikleyebilir. Yeterince iyi uyumadığınızda şeker içeren sağlıksız yiyecekleri tüketme isteğiniz artabilir. Bu nedenle kaliteli gece uykusuna önem vermeniz şart. Öte yandan, faydaları saymakla bitmeyen düzenli egzersiz yapmak da şekeri bırakma sürecinize destek olabilir. Enerjinizi, mutluluk seviyenizi artırmaya yardımcı olurken stresi de azaltan, yorgunluğun yarattığı olumsuz etkileri ortadan kaldırarak şeker kaynaklarına olan isteği düşüren egzersizi rutinlerinize eklemeyi ihmal etmeyin.

8. Tatlı krizleri için sağlıklı, ev yapımı atıştırmalıkları yakınınızda bulundurun.

Genellikle birden bastıran açlık anlarında ya da kahvenin, çayın yanına atıştırmalık bir şeyler arandığında hemen hemen hepimizin aklına abur cuburlar, paketli gıdalar geliyor olabilir. Bu nedenle evde, işte, dışarıda elimizin altında, çantamızın içinde sağlıklı atıştırmalıklar bulundurmak ve tatlı krizlerinde tüketmek işlenmiş şeker tüketimini azaltmak için oldukça etkili bir yöntem. Evinizde birkaç malzemeyle kolayca hazırlayabileceğiniz pratik ve lezzetli atıştırmalıkları hemen denemeye başlayabilirsiniz. İşlenmiş şeker tüketmeden tatlı ihtiyacınızı bastırmanıza yardımcı tarifler:

Tarçınlı elma dilimleri: Yeşil veya kırmızı elmayı dilimleyerek üzerine biraz toz tarçın serpiştirmeniz lezzetli ve pratik bir ara öğün oluşturmanıza yardımcı olabilir.

Kakaolu muz dilimleri: Tatlı deyince çoğumuzun aklına çikolata geliyor olabilir. Bu nedenle kakaonun tatlı isteğini bastıracak en etkili gıdalardan biri olduğunu belirtebiliriz. Dilimlediğiniz muzları kakao ile buluşturup harika bir tat elde edebilirsiniz.

Şekersiz fıstık ezmeli hurma: Fıstık ezmesinin hemen hemen herkesin favorisi olduğu bir gerçek. Ancak, dikkatli olmakta fayda var, yüksek oranda işlenmiş şeker içeren fıstık ezmelerinden değil, şekersiz, doğal olanlarından bahsediyoruz. Tatlı isteğini bastıracak, doğal olarak şeker içeren hurmanın içine süreceğiniz şekersiz fıstık ezmesi ile kahve, çay keyfinizi taçlandırabilirsiniz.

Tahinli Trabzon hurması: Son zamanların en favori ikililerinden biri olan Trabzon hurması ve tahin ile sağlıklı, ev yapımı ve lezzetli mi lezzetli bir tatlı yapabilir, hatta misafirlerinize de ikram edebilirsiniz.

Cevizli kuru incir: Her mevsim taze incir bulmak zor, ancak doğal kurutulmuş kuru incirin içine yerleştireceğiz ceviz ile istediğiniz her an şip şak tatlı bir ara öğün yapabilirsiniz.

Tarçınlı süt: Tatlı isteğini bastırmakta oldukça etkili bir baharat olan tarçını, sütle buluşturarak tatlı, doyurucu ve lezzetli bir ara öğün elde edebilirsiniz, dilerseniz kahvaltıda da tercih edebilirsiniz.

Hurma özünden yulaf topları: Doğal olarak şeker içeren hurma, enfes bir tatlıya dönüşebilir. Hem de iki malzemeyle. Ilık suda beklettiğiniz hurmaları yumuşadıktan sonra yulaf ile birleştirerek tatlı yulaf topları yapabilirsiniz.

Çiğ bademli gün kurusu: Besleyici, sağlıklı, enerji deposu ve tatlı mı tatlı bir ara öğün alternatifi ya da çayın, kahvenin eşlikçisi olarak güneşte doğal olarak kurutulmuş kayısıların içini hafifçe aralayın ve birkaç çiğ badem yerleştirin. Afiyet olsun!

İlginizi çekebilir: Şeker yerine kullanılabilecek 5 sağlıklı alternatif

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale