X

İş yerinde aktif yaşam mümkün – Bölüm 1

İş hayatında aktif olmanın birçok yolu var ve bunun için çalışma saatlerinde masa başında olmanız yeterli. Yeni çalışma düzeninde ister evde ister iş yerinizde olun, paylaştığım yönlendirici rehber size yardımcı olacaktır.

Masa başı çalışması

Bilgisayar karşısında çalışıyoruz, uzun toplantılar, konferans görüşmeleri, ki son dönemlerde sürekli kamera hizasında geçiyor biliyorum, zaman sınırlı görevler, hemen şimdiler, bugün bitecek işler sizi kesinlikle sandalyeye bağlıyor. Hepimiz bu çalışma düzenine aşinayız.

Çok yoğun bir günün ortasında yerimizden kalkmayı ve hareket etmeyi kendimize hatırlatmamız önemli. Bundan kasıt sadece ayağa kalkmak değil. Fazla oturmak ve bunu gün aşırı tekrarlamak, size eklem ağrıları, yorgunluk ve hareket etmeye isteksizlik olarak geri döner. 

Peki neler yapabiliriz?

Sandalyede çok fazla oturmak zararlı olduğu gibi, uzun süre ayakta durmak da aynı şekilde tekrarlı süreçlerde zararlı olabilir. Ayakta durmak, oturmak gibi kan dolaşımı için sağlıklı değildir. İş rutininiz uzun süreli oturma ya da ayakta durma eylemlerini tekrarlamanıza sebep oluyorsa artık kesinlikle hareket zamanı!

4 temel öneri: İş yaşamınızı aktifleştirecek yapılacaklar listeniz

  • Telefon görüşmelerini ayakta yapmak: Kapalı odalarda yapılan görüşmeleri cep telefonunuz ile ayakta yürüyerek yapma şansına sahipsinizi hem daha çok adım atarsınız hem de dışarı çıkma şansınız varsa temiz hava ile oksijen alımınızı artırırsınız.
  • Bulunduğunuz yerde hareket etmek: Masanızdan ayrılmanız çok mümkün değilse, küçük adımlarla masanızın başında hareket edebilir ve sandalye üzerinde iş yogası gibi uygulaması kolay ve eklem yükünüzü azaltacak hareketler yapabilirsiniz.
  • Kahvenizi dışarıda içmek: Haftada birkaç defa belki kahvenizi ofiste içmek yerine dışarıda içip işlerinizin bir kısmını burada halledebilirsiniz. Bu hem ruhsal anlamda rahatlamanızı sağlar hem de günlük adım sayınızı artırmış olursunuz.
  • Daha çok yüz yüze iş halletmek: Her çalışma düzeninde mümkün olamayabilir, özellikle pandemi sürecinde son iki yıldır bu adımı uygulamaktan oldukça uzağız. Fakat fiziksel olarak aynı iş yerinde çalışıyorsanız basit yazışmaları yürüyerek ilgili kişiye sözlü aktarmak mümkün. Bu hem sosyal ilişkinizi güçlendirir hem de hareket yoğunluğunuzu büyük oranda artırırsınız. 

Öğle arası

Öğle yemeğiniz sizin ara verme ve şarj olma saatiniz. Öğle saatinizde çalıştığınız masanızı ya da iş istasyonunuzu terk etme zamanı, ihtiyacınız olan arayı alma zamanı.

 

Neden öğlen masanızdan uzaklaşmalısınız?

  • Deşarj olmak için gün arasında uzun ve yoğun etkili tek zaman dilimi: Sanırım çoğumuz bilgisayar başında daha kontrollü hissediyoruz. Bu sebeple geçireceğimiz dinlenme aralarını da orada kullanmak konforlu geliyor. Bilgisayar başında ekrana bu kadar uzun bakmak göz kuruluğuna sebep olduğu gibi, postür rahatsızlıklarına da neden olabilir.
  • Sosyalleşmek için iyi bir zaman: Ekip arkadaşlarınızla zaman geçirmek ve birbirinizi tanımak için iyi bir zaman ve bu yakınlık iş ortamını daha pozitif algılamanıza ve üretkenliğinizin artmasına sebep olur.
  • Kilo kontrolüne yardımcı olur: Masa başında çalışırken yemek yemek daha çok kalori tüketmenize sebep olabilir, ekran başında yemek yemek ister bilgisayar ister televizyon ya da akıllı telefon olsun sizi ne tükettiğinizi anlamak ve doygunluk hissinden uzak tutar.
  • Daha çok hareket etmenizi sağlar: Bu fırsatı günlük adım sayınızı arttırmak için mutlaka kullanın. Ya da öğle aranızda antrenman yapmanız mümkün. Şöyle bir planlama yapabilirsiniz: 20 dakika hızlı tempo bir yürüyüş, 20 dakika düşük yoğunluklu egzersiz (iş kıyafeti ile yapabileceğiniz temel yoga ya da pilates gibi) veya gittiğiniz kayıtlı bir spor salonu varsa hızlı bir kardiyo seansı tüm hücrelerinizi yenileyebilir, kan akışınızı hızlandırabilir ve günün geri kalanını zinde geçirmenizi sağlayabilir.

Size uygun herhangi bir rutini haftada iki ya da üç kez gerçekleştirebilirsiniz.

İş hayatında aktif kalmak mümkün, bunun için genellikle büyük aksiyonlar almamız gerektiğini düşünüyoruz, oysa kan akışını hızlandırmaya ve eklem hareketliliğini artırmaya yönelmek birçok sağlık problemini oluşmadan engellememize yardımcı olacaktır. Her zaman küçük hareketler ve fakat disiplinli bir rutin gerekiyor.

İlginizi çekebilir: Bir şeylerin tadını çıkarmak nedir: Savoring’e hayatınızda yer açın

Deniz Özalp: Merhaba, Ben Deniz Özalp. Berlin doğumluyum, ilk anadilim Almanca. Hayatıma Almanya'da başladım, daha sonra Adana'ya dönüş ve eğitim hayatına devam ettiğim Adana Koleji ve takibinde İstanbul Bilgi Üniversitesi ve biraz sonra ekleyeceğim eğitimlerimle bir çok disiplini çalıştığım bir iş hayatım var. Bilgi Üniversitesinde iki anadal çalıştım: İşletme ve Reklamcılık. İkisinden de derece ile mezun oldum. Mezuniyetimi takiben staj için Londra'ya gittim ve iki yıla yakın bir çalışma hayatım oldum. İlk iş hayatıma Londra'da başladım. Madison Avenue olmasa da, ajans girişi burada yaptım; mükemmelliyetçi çalışma ortamının ve her yazılanın bir sözleşme olabileceğini, dili doğru kullanmayı İngiliz Kültürü ile öğrendim. İstanbul'a dönüşüm ile sırasıyla 3 global ajansta çalıştım. Bu çalışmalarım sürerken spor hayatım ve yazın hayatım devam ediyordu. Yamaç paraşütü, dağcılık, rüzgar sörfü, tırmanış, cycling, pilates, fitness gibi bir çok spor alanında eğitim aldım ve eğitmenlik yaptım. Sağlık Ajansı iş tecrübemle beraber Wellness alanına hem kurumsal hem de bireysel olarak giriş yapmaya ve bu alanda kendimi geliştirmeye başladım. Son yaklaşık dört yıldır Wellness alanında çalışmalarımı sürdürüyorum ve öğrenmeye devam ediyorum. Integrative Nutrition, 'Sağlık Koçu' sertifikamı, Leiden Üniversitesinden 'Mindfulness' eğitimimi, Stanford Üniversitesinden 'Food and Health' eğitimimi, Yale Universitesinden 'The Science of Welbeing' dersini, Team ICG'den 'Indoor Cycling Trainer' sertifikasını, Michael King Pilates'ten sırasıyla 'Mat Stage 1 Trainer', 'Mat Stage 2 Trainer', 'Reformer Pilates Trainer' sertifkalarını ve 'Master Group Class Workshop' katılım sertifikasını aldım.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale