X

İnancın muhteşem gücünü hafife almayın

“İnanç henüz görmediğine inanmaktır ve inancın ödülü inandığını görmektir.” Rhonda Byrne

Tersten yaklaşmayı tercih ederiz birçok zaman. Tersten yaklaşırız demek; “yapmak” için yanıp tutuştuklarımız yerine konuşmalarımız nelerden dolayı neleri yapamadıklarımızı kapsar. Hemen güzel örnekler verebilirim, çok yoğunum spora gitmeye zamanım yok… Çok yorgunum, kitap okumaya halim yok… Çok stresliyim, şu anda keyifle bir dost sohbetine ayıracak vaktim yok… Çok fazla projem var, kahvaltı etmeye vaktim yok… Gelin şimdi tüm engelleri, yani aslında elle tutulur engel olmayan bu cümlelerdeki tüm “yapamam” ifadelerini tersine çevirelim. Bu sefer (en yazından bu yazı boyunca) biz tersten gidelim ve cümlelerimize biraz “sihir” yani inanç ekleyelim.

Çok yoğunum ama her ne olursa olsun spora gitmeye mutlaka vakit yaratıyorum, çünkü iki ay içerisinde muhteşem bir forma gireceğime inanıyorum. Çok yorgunum ama gün bitmeden mutlaka en azından 15 sayfa kitap okumaya zaman ayırıyorum çünkü bu yıl bitmeden bir hızlı okuma kursunu tamamlayarak, çok daha hızlı bir okur olacağıma inanıyorum. Çok stresliyim ama dostlarım için her daim vaktim var çünkü onlardan öğreneceğim, onları dinlerken kendimde bulacağım noktalar olduğuna inanıyorum. Çok fazla projem var ama kahvaltı etmeye, hayattaki en önemli şeyim olan sevgili bedenime bakmaya, kendime zaman ayırmaya her zaman vaktim var ve ben bu yıl sonunda düzenli kahvaltılarım ile en az 5 kilo vermiş olacağıma inanıyorum.

Bir düşünün, bu iki paragraf arasında nasıl bir fark var? Sizce bu 2 paragrafı söyleyen 2 ayrı kişi olsaydı, gerçek hayatlarının nasıl olmasını beklerdik? Sizce, hayatta aynı noktada mı olurlardı? Sizce yarın hayatın onlara getireceği şeyler aynı mı olurdu? Ve sizce bu kişilerin hayatta yapacakları “daha çok işleri” olsaydı siz hangisini merak ederdiniz? Bu kişilerden hangisiyle şöyle karşılıklı güzel bir Türk kahvesi içmeyi isterdiniz? Hangisinin hayat tecrübelerini dinelmek isterdiniz? Ya bu kişilerden bir tanesi en yakın dostunuz olacak deseydik, siz hangisini tercih ederdiniz? Son bir soru, sizce “siz” şu anda samimi olarak kendi kendinize sorduğunuzda, hangi paragrafın sahibisiniz?

Şimdi gelin günlük hayatımıza, gerçekten dikkatimizden kaçan, fakat kendi kendimize de sarf ettiğimiz o yapamam, edemem, yetiştiremem, beceremem, bilmem, yeteneksizim, olur mu ki, bu yaştan sonra, ben daha çok gencim gibi içerisinde “inanç” olmayan fakat bir o kadar “yüksek miktarda inanmamak” olan sözlerimize bakalım…

İşte inanç, o bizim elle tutamadığımız, gözümüzle göremediğimiz o yüce inanç öyle kıymetli bir kavramdır ki… Aklımızı, hayalimizi, kendimizi, içimizi, dışımızı, sözlerimizi, düşüncelerimizi kısacası ruhumuzu A noktasından B noktasına götürür. Her kalp atışımızda bize yeniden nereye gitmek istediğimizi yaşatır, yeniden hatırlatır. Bir şeye inanıyorum demek, o şeye ışınlanmak gibidir. Artık tüm evren bizimle birlikte çalışmaya başlar, bunun iyi veya kötü olmasına gerek yoktur… Neye inanıyorsak o inanç ile ona dönüşmeye hazır hale geliriz. Bu yüzden inanmak ve gerçekten inanmak, her ne olursa olsun sadece inandığımız şey olmaya gönül vermek, gerçekleştirmenin en ama en önemli basamağıdır.

Evliliğim sonlandıktan sonraki dönemde uzun süre kadın erkek ilişkilerine oldukça tepkili yaklaşmıştım. Tek bir inancım vardı: Eğer ben “kadın” ve “insan” olarak var olmuşsam ve bu dünya üzerinde böyle bir gerçeklik gerçekten vuku bulmuşsa, bu durumda “erkek” ve “insan” olarak bir ilişkide sadece bir kadının varlığına samimiyetle bağlı olacak, sadakat, vicdan ve merhamet sahibi bir adam da bu dünyada yaratılmış olmalıdır. Ve bu adam benim karşıma mutlaka çıkacaktır. Er ya da geç, bu varlığına inandığım şey ile karşılaşacağımı biliyordum.

Başıma her ne olay gelirse gelsin, karşıma her ne ya da her kim çıkarsa çıksın, vazgeçmeden, yorulmadan, sıkılmadan, bir an bile şüphe etmeden bu inancımı tekrarladım. İşte 3 yılın ardından, yukarıda yazdığım paragrafın tam olarak kelimesi kelimesine karşılığı olan ve bana bu dünyada gerçekten sevmek kavramını baştan öğreten o adam “gerçekten” karşıma çıkmıştı… Hiç beklemediğim bir anda, ben gerçekten bu dünyada onunla buluşmak şansına eriştim. Bugün bir arada olmadığım bu sevgili adama bu vesileyle yeniden teşekkür ederim, bana öğrettikleri, paylaştıkları, hayatıma kattıkları, değiştirdikleri, yeniledikleri, olgunlaştırdıkları, sevdirdikleri, fark ettirdikleri ve kısacası benim yolculuğuma eşlik ettiği her anda gerçekten inandığım her ne varsa bana bunun var olduğunu gösterdiği için ona çok ama çok teşekkür ederim…

Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız, içinizde, kalbinizde, var olan inançlara çok ama çok dikkatli bakmanızı dilerim. Neye inanıyorsunuz, neye inanmayı tercih ediyorsunuz, neyi hayatınıza çağırıyorsunuz? Bu her ne ise, yapamayacağınıza inanıyorsanız, yapamadığınızı göreceksiniz… Peki ya tersi mümkünse, ya sadece “yapabileceğinize” odaklanmış olsaydınız; bu çok kolay. Gelin bugün birlikte bir inancı değiştirelim, siz kendinize bir küçük “inanç” bulun… Ve bu yazımı unutmayın, hayatınıza geldiğinde bana yazın.

Ben, bugün, şu anda, burada, sizin için her neyi seçtiyseniz “sizi” bulacağına inanmayı seçiyorum…

 

İlginizi çekebilir: Meşhur anne faktörü ilişkilerimizin seyrini gerçekten belirleyebilir mi?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale